Aclik sinirinda yasadigimi tekrar tokat givi yuzumde hissettim, ekonomiyi ben bu hale getirmedigim icin pismanlik duymuyorum ancak cumhuriyetden bu yana en zor donemde yasadigim icin uzuntu duyuyorum.
Soz yine insana dayaniyor, 'uluslarin zenginligi' kitabi okuyanlar bilir, atalarimizin miraslarini biz yasiyoruz, bizlerin de miraslarini torunlarimiz yasayacak.
Topic: Türk-İş Açlık ve Yoksulluk Sınırını Açıkladı (Read 81 times)
Ee. Cem Toker, Meral Akşener gibi isimler varken onun bunun peşinden giden Türk milleti düşünsün.
Reis bu millete çok bile.
Reis bu millete çok bile.
Ülkede büyüme oranları açıklanıyor ancak büyüyen vatandaş olmuyor ne yazık ki. Ya rantına bakan inşaat şirketleri oluyor ya da başka birileri. Zenginin daha çok zenginleştiği, fakir ve orta direğin aksi yönde ilerlediği bir durum var. Bu açlık sınırı ve yoksulluk sınırı aşırı fazla gerçekten. Asgari ücret alan ülkenin yüzde 40'ından fazlası adamdan sayılmıyor gibi bir durum var. Çünkü asgari ücret garip bir şekilde açlık sınırının altında.
Ülkenin nereden baksanız yarısından çoğu yoksulluk sınırında yaşıyor ve bu konuda yıllardır hiç iyileşme yok. Hani zenginleşme var deniyor varsa neden halkın boğazına değil de yola köprüye yansıyor diye sormak gerekiyor. Ülkenin öncelikle enflasyon sonra işsizlik sonra da fakirlik sorununu çözmeye aday yeni bir siyasi harekete çok ihtiyacı olduğu bariz ortadadır. Buna rağmen adam akıllı ikna edici birisini çıkaramayarak içine düştüğümüz durumu biraz olsun hak ettiğimizi düşünmeye başladım. Geleceğimiz umarım daha iyi olur.
Açıklanan rakamlar ile verilen ücretler öyle tezat ki. Yoksulluk sınırı bile asgari ücretin yaklaşık 3,5 katı daha neyi tartışacağız ki her şey apaçık ortada.
En düşük fitre bile 28 TL olarak hesaplanmış (1 kişinin bir günlük yiyecek ihtiyacı)
4 kişilik bir ailenin sadece fitre hesabına göre yiyeceği 4x28=112 günlük x30=3360 TL durum gayet açık aslında.
En düşük fitre bile 28 TL olarak hesaplanmış (1 kişinin bir günlük yiyecek ihtiyacı)
4 kişilik bir ailenin sadece fitre hesabına göre yiyeceği 4x28=112 günlük x30=3360 TL durum gayet açık aslında.
Burada anlatılmak istenen şey açıkça belli. Evli bir adamın iki çocuğu varsa ve tek başına asgari ücretle çalışıyorsa bu aile aç kalacak demektir. Yoksul olmamak için ise eşi de kendisi de asgari ücretin yaklaşık iki katı maaşla çalışıyor olmaları gerekiyor demektir. Matematiksel olarak hesap bu şekilde ancak ülke ekonomisine göre böyle de değil bence. Verilerin bu haliyle bile doğru olduğundan şüpheliyim açıkçası.
Ekonomik durumumuzun bu kadar kötü olduğu bir ortamda açlık ve yoksulluk sınırlarının bu kadar yüksek çıkması gayet normal malesef. Asgari ücret kazanan bir kişinin doğrudan aç sayılması ne kadar trajikomik bir durum. Yani bu insanlar boşuna çalışıyorlar şu an. İnsan gibi bir hayat yaşayamıyorlar. İnsan gibi yaşamak ne demektir? Temel ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilmek, istediği birtakım teknolojik ürünlere erişebilmek ve ucuz yollu bir araba sahibi olabilmek şeklinde açıklanabilir. Tabi ki sadece bunlardan ibaret değil ama bu gibi şeylere gücü yetmek demektir.
Yoksulluk sınırı asgari ücretin 3'de 1i.
Bu fark zaten asgari ücretlinin pek de geçinemediğini ortaya koyuyor diyebiliriz.Herşey almış başını gitmiş.Asgari ücret alanların ay sonunu getirmesi bu fiyatlarla zor.
Bu fark zaten asgari ücretlinin pek de geçinemediğini ortaya koyuyor diyebiliriz.Herşey almış başını gitmiş.Asgari ücret alanların ay sonunu getirmesi bu fiyatlarla zor.
İşçi ve işveren tarafları arasında karşılıklı şak diye anlaşmalar sonucunda acaip iyileştirmeler ile yapılan zamlar sonucu asgari ücretli yaşamasın maaşına mahkum edildi. Açıklanan diğer gelir değerlerine bakılınca yurdum insanı ölüme mahkum edilmiş durumda. Aç kalarak yavaş yavaş öl diyorlar. Yol ve yemek parasını karşılamayan bir asgari ücret evdeki herkes çalşsa bile yoksulluk sınırına çıkamayan bir ücret politikası. Yeni Türkiye.
Şuan insanlar borca giriyor asıl patlama borçlanabilme limitleri bittiği zaman gerçekten isyan bayrağı çekecek çok kişi var. Dünya çapında büyük enflasyon var, büyük ayaklanmalar ekonomik devrimler gelebilir. Vaziyet alın.
2825 tl paraya nasıl geçindiklerine matematiğim elvermiyor allah asgari ücretliye kolaylık ve sabır versin dün bir peynir alayım dedim kg fiyatı 95 lira.
Zevk aldığın birkaç yiyecek alsan paranın çoğu gidecek
Zevk aldığın birkaç yiyecek alsan paranın çoğu gidecek
Yoksulluk ve açlık sınırının insanların yaşadığı şehirlerin sosyaekonomik durumuna göre değişiklik göstermesinden dolayı genel olarak bütün ülke için bu rakamların verilmesi hatalı olur. Istanbul ilçelerinde bile ilçe ilçe ev kirası ile market ve manav fiyatları bu kadar farklıyken şehir şehir farklı olması normal. Konyanın bir köyünde yaşayan adamın evine 10 bin tl girmesi ile beşiktaş 'ta oturan bir kişinin evine 10 bin tl girmesi aynı şey değil.
Türk-İş'in yaptığı son araştırmasına göre, eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3049 lira, yoksulluk sınırı da 9931 lira olarak belirlendi. Ayrıca bekar bir çalışan kişinin yaşama maliyeti de 3709 lira 23 kuruş olarak belirlendi. Bunlarla beraber, gıda enflasyonunda son 12 ay içerisinde artış %24.56 oldu. Yaş sebze ve meyve fiyatları da insanların harcamalarını artıran etkenlerden birisi oldu.
https://www.ntv.com.tr/ekonomi/turk-is-aclik-siniri-3-bin-49-tl-yoksulluk-siniri-9-bin-931-tl,JCXVm9UK5UuF1zGg3rIqUg
Asgari ücretin net olarak 2825 lira 90 kuruş olduğu bir ülkede açlık sınırının bile daha yüksek olması sizce de saçmalık değil mi? Asgari ücretin brüt hali 3577 lira. Brüt hali net olsaydı en azından insanlar açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalmazlardı. Şu anki vahim durumda yapılması gereken bence insanların maaşlarının çok yüksek düzeye çıkarılmasından ziyade ekonominin sağlam bir seviyeye gelmesi için uğraşılmasıdır. Çünkü böyle bozuk bir ekonomide siz maaşları artırdıkça hayat pahalılığı da bir yandan artmaya devam edecektir. Bu, sağlıklı işleyen bir süreç olmayacaktır çünkü bir noktadan sonra işverenler insanların masraflarını karşılayamaz hale gelecektir. Bu yüzden yapılması gereken ekonomiyi güçlü hale getirip hayatı pahalılığını yok ederek ideal şartları insanlara sunmaktır. Ancak bu bir hükümetin birincil görevi olmasına rağmen mevcut hükümet kılını bile kıpırdatmamaktadır. Dolayısıyla verdiğimiz vergiler de havaya gitmektedir.
Jump to: