Ülkenin zenginleri bankalara güvenemiyor. Bankaların döviz alım satımında makası gün içinde bile %2-%3 seviyesinde tuttuğunu, bankalardan döviz çekmenin zorlaştığını, yurtdışına döviz göndermeye çalıştığınızda hesap sorulduğunu düşünürseniz haklılar. Parasını Türk Lirasında tutmaya çalışsalar enflasyon karşısında paranın bir sene içerisinde yok olacağını biliyorlar. Son bir senede neredeyse her şey dolar bazında bile fiyatını ikiye katladı.
Ülkenin fakirlerinin nefes alacak hali kalmamış. 8500 lira maaş alıp 5 kg un, 1kg tereyağı, 1kg peynir, 1 kg sıvı yağ gibi hayati ihtiyaçlarını almaya kalktıklarında markete maaşlarının önemli oranını vermeleri gerekiyor. Doğal olarak riskli alanlara yönelerek çıkış yolu bulmaya çalışıyorlar.
Paranın geleceğine dair insanlarda umut kalmamış ve hala geleceği daha da karartacak hamleler geliyor yöneticilerden.
Saydığın 4 malzemenin aşağı yukarı toplamını hesapladığımız zaman asgari ücretin 10’da 1’ine tekabül ediyor diyebiliriz. Tabiki bu aldığın 4 ihtiyacımsı gıdayla iş bitmiyor ve bunun devamının da alınması gerekiyor. Sadece ama sadece bu ana 4 temel gıdaya asgari ücretin 10’da 1’i gibi bir miktar ödüyorsak bırakın türk lirasında kalmayı insanlar aldıkları maaşla kumar bile oynarlar. Bu da ya iyice batmaya ya da kazanmaya sürükler. Türk liramızın değerinin ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyoruz. Maaşlarımızı çekerken banknot sorunu yaşıyoruz veya bankamatikte yeterki para olmuyor. Bu da banknot düşüklüğünden kaynaklanıyor. Yakında 500 ve 1000 TL’lik banknotlar göreceğiz gibime geliyor.
Maalesef durum içler acısı olmuş durumda ve kesinlikle insanımızın TL'ye güveni kalmadığı ve paramızın hiç edildiği konusunda oldukça haklısınız. Kendi üzerimdem örnek vermek gerekirse yurt dışında yaşıyorum ve maaşım öyle ütopik miktarlarda da değil (açız diye ağlayan gurbetçilerden değilim). Fakat, belirttiğiniz bu temel gıdalar için taş çatlasın tek seferde maaşın %1-2 gibi bir tutarında harcama yapıyorum ve bu harcama ay içerisinde taş çatlasın iki kere oluyor. Diğer market harcamaları ise benzer şekilde ve maaşa kıyasla pek fazla zorlayıcı bir durum olmadığı için bir ürünü marketten satın alırken fiyatına pek fazla bakma ihtiyacı hissetmiyorum. Bu aslında bir ayrıcalık değil normal bir insan hayatını geçindirmek için gerçekleşen normal bir durum olmalı ama maalesef günümüz koşullarında Türkiye içerisinde market fiyatlarına bakmaksızın alışveriş yapmak lüks olmuş durumda.
Ek olarak konu ile pek bağlantılı olmasa da şunu da eklemek istiyorum. Belirttiğim gibi çok ütopik bir maaşım yok fakat 2 yıl içerisinde 2 kere ay sonunu getiremedim. Bir keresinde yüksek tutarda sağlık masrafım olmuştu bir keresinde de yeni ev kiraladığım için depozitoyu maaşım ile ödemiştim. Bunu yapmaktaki amacım birikimime dokunmamaktı ve aysonu gelmese de birikimimin çok az bir kısmını kullanarak bu şekilde ayı atlatmıştım. Yani, aslında her şey olması gibi. Umarım ki en kısa süre içerisinde ülkemizde de bu durum normale dönecektir ve insanlarımız daha rahat ve refah içerisinde yaşayacaktır.
Son olarak, kesinlikle 500 veya 1000 TL'lik banknotlar şart oldu.
Gün geçtikçe olanlar ortada KKM'sinden tut da altınları,dövizleri satın çağrısı yapılıyor.Herkesin de belirttiği bu zaten.Yurtdışında alınan 100 birim ile buradaki 100 birim alışverişini bir tutmak imkansız ve aralarında uçurum kadar fark var.Hal böyle olunca bazı insanlara bunu anlatamıyorsunuz.Örnek olarak 2500 dolar maaş aldığınızı varsayarsak -hep maksimum üzerinden giderekten- yüzde 2'lik bir harcama yaptığınızı varsayarsak bu 50 dolara tekabül ediyor.Bunu ay içerisinde 3 kere yaptığınızı düşünürsek 150 dolar eder.Temel gıdalara 150 birim türkiyede 1 ay imkansız 1 hafta bile zor geçinirsiniz.Bu fark apaçık ortada.
Biz ise teknolojik aletlerde daha çok hangi sitede indirim veya daha ucuz ise malesef ki oraya yöneliyoruz.500-600 TL'nin lafını yapmak durumunda kalıyoruz ki aslında dolar karşılığı bakımından pek de fazla bir miktar değil.
Siz de ister istemez bazen ihtiyaçlarınız doğrultusunda alışveriş yaparak bunu dengede tutabilirsiniz.En azından köşeye bir miktar para atabildiğinizi düşünüyorum.Şuanda türkiye de asgari ücret ile geçim sağlayan birisinin birikim yapması imkansız ama yurtdışında böyle değil.
Kesinlikle katılıyorum dostum, belirttiğim gibi harcamaların çok fazla olduğu dönemlerde bile (ki keyfi veya sonra da alınabilir) köşeye çok az birikim ayırmak veya en azından birikime dokunmadan tüm maaşı harcayarak ay sonunu getirmek mümkün oluyor. Temel gıda harcalarında ise biliyorum çok saçma bir bakış açısı olacak fakat burada yaptığım Euro harcamalarını TL olarak düşündüğüm zaman bile bazı şeylerin daha ucuza geldiğini rahatlıkla söylemem mümkün. Evet, bu doğru bir bakış açısı değil fakat maalesef durum bu şekilde. Böyle bir durumda bırak birim bazında hesaplama yapmayı belirttiğim gibi TL'ye çevirdiğimizde bile durum maalesef içler acısı bir hal alıyor. Maalesef kira ve bazı temel giderler hariç birçok ürünün tutarında da bu geçerli.