Author

Topic: Türkiye üniversite öğrencisi sayısında Avrupa ikincisi (Read 181 times)

full member
Activity: 266
Merit: 106
Genç ve nitelikli insanların işsizlik yüzdesi olarak kaçıncıyız acaba ufak bi analizle bu olayın iyi bir şey olmadığı çok rahat anlaşılabilir ama utanmadan böyle açıklamalar yapılabiliyor.
hero member
Activity: 1400
Merit: 569
Siyaset'e çok girmek istemiyorum. Girince sinirleniyorum ama biliyorsunuz bu üniversitelerin asıl açılma amacı öyle eğitim vs değildi. Asıl amacı eğitim turizm'i adı altında daha az gelişmiş (özellikle arap) ülkelerinden öğrencileri buraya çekerek, onlara istedikleri bölümü okutmak ve karşılığında döviz almaktı.

Devlet Üniversiteleri her şehire açılmaya başlandığında, baktılar ki ortam şenleniyor. Oradaki esnaf da taş yemesin, üretemiyoruz bari bu çocukları gönderelim de tüketsinler diyerek saçma sapan bir sürü üniversite açıldı. Sonra buralara hoca bulamamaya başladılar. Bu sefer bozulmadık o kalmıştı diyip, akademisyenliği saçma sapan bir hale sokturlar. Öğrencilerinin tez ve doktaraları üzerinden sözde Profesörler çıkardık. Bu kadar boş beleş ünvan dağıttımız halde açıp bakın, Üniversite kadroları hala doktora mezunu, bilime en ufak katkısı olmayan insanlarla dolu. Yahu bu vizyondaki adamdan, nasıl verimli bir öğrenci ya da kaliteli bir eğitim çıkabilir ki?

legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
bundan 5 yıl önceydi sanırım 4 yıllık bir bölüm okumak için herhangi bir 2 yıllık okul okumak yetiyordu o dönem uluslararası ilişkilere sınavsız kayıt olmuş 1. sınıftan başlamıştım bölümü sevmediğim için kaydı sildirmiştim şimdi ise af bekliyorum can sıkıntısı için.

bizde eğitimin içi boşşşşşş.
hero member
Activity: 1204
Merit: 630
türkiyedeki açık öğretime ve uzaktan öğretime kayıtlı öğrenci sayısı da dahil edilmiş mi?
bırakın avrupayı dünya açık ve uzaktan öğretimde ne kadar öğrencisi var. yani avrupada da bizdeki gibi aöf okuyan sayısı ne durumda?

200 - 300 lira gidi bir tutar öğrenci olmaya yetiyor. herkes okuyabiliyor. bunlar da göz önünde bulundurulmalı.

Buna aynen katılıyorum. Ülkemizde 2 farklı yöntem var şu anda. Örgün ve açık öğretim şeklinde. Açık öğretim konusunda çok yorum yapmayacağım çünkü ben 2. üniversite adı altında bir bölüm daha okudum. 2 yılda neredeyse hiç bir kitabı okumadan, videolarını izlemeden sınavlarına girip yeterli not alarak mezun oldum. Ancak üzerinden 4-5 yıl geçmeden o bölümle ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum. Sadece elimde bir diplomam var. Onunda bana hiç bir katkısı olmadı inanın.

Gelelim örgün öğretime...
Burayı maddeleyerek anlatırsam sanırım güzel olacak.

1) ÖSS/ÖYS/ASS/CDM ... gibi saçma ve gereksiz uzantılarla ve adaletinin sorgulanabileceği bir sınavla başlayan bu serüvenin sonunda üniversiteye gitmek bile çok anlamsız. Çünkü bu sınavlar hiç bir zaman öğrencinin neye yetkin olduğunu ölçmüyor. Şimdi üniversite öncesi girdiğimiz sınavları bir hatırlayalım. Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen bilimleri ekseninde girilen bir sınav. Öğretmen, doktor, sporcu, avukat, idari personel, fiziksel işlere dayalı personel gibi onlarca iş alanına yöneltici bölüm seçtiriyor. Aslında konuşma ve öğretme becerisi olmayan birisi öğretmenlik okuyup, öğretmen olabiliyor. Sadece ders çalışıp, sınavlarını kazanması yeterli.
Öğretmen olabilmek için ülkemizde 2 sınavda başarı yakalamanız yeterli: Üniversiteye giriş sınavı (Kısaltması her neyse, her yıl değişiyor sanırım artık.) ve KPSS.
[EK : Bu öğretmenler konusunda da ayrıca konuşurum da neyse konu dışının, konu dışı olmasın!]

2) Üniversiteye bir şekilde girdik bölümü önemli değil. Ne öğretiyorlar? Ben Türkiye'de ilk 10'da yer alan bir üniversitenin saygın bir bölümünden mezun oldum. Üzerinden de biraz zaman geçti. Geçtiğimiz günlerde transkript'im elime geçti. Şöyle derslere bir baktım. Vakit kaybı dedim kendi kendime. Gördüğüm 50'den fazla dersin en az %75'i resmen şu an hiç işime yaramıyor. Çünkü meslek-üniversite bölümü arasında bizim için bir koreleasyon yok. Yani yaptığım mesleği daha kolay veya daha kötü bir üniversite de okusamda yapardım. Karakteristik bir kaç iş alanı dışında bu hep böyle ülkemizde.

3) Üniversite'd eğitim kalitesi çok önemli. Her derse giren farklı yetkinlikteki insanlardan sadece dersleri değil, hayatı da öğrenebilirsiniz. Ama iyisi de kötüsü de buna dahil.

4) Geçim sıkıntısı, yanlış yönlendirme gibi sebeplerle üniversite hayatında zorlanan onlarca insanla tanıştım.

5) Sosyo kültürel yapımızın çok karmaşık olması aynı askerlikte olduğu gibi üniversitede Türkiye'nin dört bir yanından gelen öğrencilerin bir araya gelmesi ve aynı anlayışı paylaşabilmesi çok zor ve bu her zaman sorun oluyor.

6) Siyaset! Maalaesef her alanda olduğu gibi üniversitelerde siyaset anlamında çok kirlenmiş durumda. Öğrencisinden hocasına herkesin siyasal görüşleri, öğretimin kalitesini fena düşürüyor.

Aslında sayılabilecek çok daha fazla şey bulunurda... Yaz, oku, anlat... Dinleyen olmadıktan sonra ne fayda. Ülkemizde eleştiri mekanizması çalışmıyor. Kimse eleştirilmeyi istemiyor. Nasıl daha iyiye gidebiliriz ki...
Açalım 500 üniversite daha açalım faydası olacak mı? HAYIR!
hero member
Activity: 882
Merit: 524
For Rent
türkiyedeki açık öğretime ve uzaktan öğretime kayıtlı öğrenci sayısı da dahil edilmiş mi?
bırakın avrupayı dünya açık ve uzaktan öğretimde ne kadar öğrencisi var. yani avrupada da bizdeki gibi aöf okuyan sayısı ne durumda?

200 - 300 lira gidi bir tutar öğrenci olmaya yetiyor. herkes okuyabiliyor. bunlar da göz önünde bulundurulmalı.
legendary
Activity: 1638
Merit: 1329
Stultorum infinitus est numerus
Quality > Quantity.

Dunyanin en onemli kurallarindan birisi bu sayilabilir. Genel olarak her turlu konuya uygulanabilir. Suanda neredeyse her sehirde 10 tane universite var. Bu universitelerin kagit uzerinde ogrettikleri konular hep globalde konusulan, ragbet goren konular. Ornegin Bilgisayar Muhendisligi. Fakat kendi aramizda bile ODTU, Hacettepe, Bilkent, Koc, ITU, Bogazici vb. gibi ust klasman universiteler harici mezun olanlari kotuluyoruz. Amerika'nin en uyduruk universitesinde okuyan adama "Vay be, adam Amerika'da universite okuyup gelmis." muamelesi cekiliyor.

Ulkenin issizlerinin 30%'u tamamen universite mezunlarindan olusuyor. Az buz bir rakam degil. Dusunsenize bir alan konusunda 4 sene boyunca egitim goruyorsunuz, alaninizla ilgili genel olarak sizden beklenileni vermeniz gerekiyor fakat veremiyorsunuz. Universitelerde o kadar ustunden gecilip birakiliyor ki. Bakiyorum, populer universitelerin disinda genel olarak sadece "Universite okudum" denmek icin universite okunuyor artik. Herhangi bir "merit"i yok. Normalde universite yuksek ogrenimdir. Bir konuda uzmanlasmanizi saglar. Ama ulkemizde oyle degil malesef.

Kagit uzerinde gercekten ulkemizde universite mezunu sayisi cok fazla ama ayni sekilde kagit uzerinde "Ingilizce" egitim veren universitelere gidin rastgele birini cevirin, Ingilizce bir soru sorun. Cevap veremez. Boyle komik seylerle karsilasmak cok cok, cok normal.

Isterse Turkiye'de 5 milyon Universite ogrencisi olsun. Kac tanesi gercekten alaninda ilerleyip bir seye imza atabilecek ki? Adama soruyorsun, Hakkari Universitesi Elektrik Elektronik mezunuyum diyor, soruyorsun ne is yapiyorsun? Issizim diyor, ya da cart yerde kasiyerim, curt yerde insaat iscisiyim diyor. Normalde bu insanin elektrik ve elektronik hakkindaki en kucuk detayi bile bilmesi lazim, bu insanin fabrikalarda alet/edavat kontrolu yapiyor olmasi lazim. Makineleri kontrol etmesi, makine uretmesi lazim.

Ama ulkemizde boyle degil malesef.

Ogrenci sayimizi sisirmeye devam edelim. Ulkede zaten 200'u askin universite var bana sorsaniz anca 15-20 tanesi gercek universite.
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
@phi'nin dediği gibi burada önemli olan sayı değil ki. istanbul'da her mahallede neredeyse 2 tane üniversite var. bu üniversitelerde ne gibi dersler veriliyor gerçekten merak ediyorum. bir de ne var: aöf. ulan ben bile şu an üniversite öğrencisiyim. 2. üniversite ayağına kayıt olan en az 50 kişi tanıyorum çevremde.
legendary
Activity: 1820
Merit: 1123
Öğrencilerin nüfusa oranı dikkate alınmış mı bilmiyorum. Mesela Fransa, Avusturya, İtalya gibi ülkeler nüfus olarak bizden daha azlar. Buradaki üniversite öğrencileri, nüfusun kaçta kaçına denk geliyor acaba! Buradan bir hesap yapılsa daha gerçekçi olur. Ayrıca açıköğretim sistemi de dahil edilmiş mi mesela öğrenci sayısına! Eğer dahil edilmişse 1 milyondan fazla öğrenci orada var zaten. Örgün öğretim üzerinden ve nüfusa oranlanma usülüne göre değerlendirmek lazım. Nitelik-nicelik meselesi de ayrı bir konu elbette.
legendary
Activity: 1554
Merit: 1334
Burada önemli olan nicelik değil nitelik. Sayı vermek rakamlarla konuşmak bu kadar kolay madem başka sayılar da verilsin. Öğrencilerin başarı oranı, üniversite bitişinde iş bulma süreleri, iş bulduktan sonra ne kadar aynı işte kaldıkları vs.
Katma değer üretmedikten sonra birinci olsak ne fayda?
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
Quote
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "Öğrenci sayımız itibarıyla Avrupa'da yükseköğretim alanında ikinci en büyük öğrenci sayısına sahip ülke konumuna gelindi" dedi.

Yök başkanı bunu derken bu işte bir terslik var acaba nedir demiyor mu?

Ne tuaf değilmi bu kadar insanın diplomalı olup ülkeye  ekonomik katkı sağlayacak birşeyler üretmediğini sorgulasalar bu işteki yanlışlı görüp bir çözüm üretmeye çalışşalar olmuyor mu?
Jump to: