türkiyedeki açık öğretime ve uzaktan öğretime kayıtlı öğrenci sayısı da dahil edilmiş mi?
bırakın avrupayı dünya açık ve uzaktan öğretimde ne kadar öğrencisi var. yani avrupada da bizdeki gibi aöf okuyan sayısı ne durumda?
200 - 300 lira gidi bir tutar öğrenci olmaya yetiyor. herkes okuyabiliyor. bunlar da göz önünde bulundurulmalı.
Buna aynen katılıyorum. Ülkemizde 2 farklı yöntem var şu anda. Örgün ve açık öğretim şeklinde. Açık öğretim konusunda çok yorum yapmayacağım çünkü ben 2. üniversite adı altında bir bölüm daha okudum. 2 yılda neredeyse hiç bir kitabı okumadan, videolarını izlemeden sınavlarına girip yeterli not alarak mezun oldum. Ancak üzerinden 4-5 yıl geçmeden o bölümle ilgili hiç bir şey hatırlamıyorum. Sadece elimde bir diplomam var. Onunda bana hiç bir katkısı olmadı inanın.
Gelelim örgün öğretime...
Burayı maddeleyerek anlatırsam sanırım güzel olacak.
1) ÖSS/ÖYS/ASS/CDM ... gibi saçma ve gereksiz uzantılarla ve adaletinin sorgulanabileceği bir sınavla başlayan bu serüvenin sonunda üniversiteye gitmek bile çok anlamsız. Çünkü bu sınavlar hiç bir zaman öğrencinin neye yetkin olduğunu ölçmüyor. Şimdi üniversite öncesi girdiğimiz sınavları bir hatırlayalım. Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen bilimleri ekseninde girilen bir sınav. Öğretmen, doktor, sporcu, avukat, idari personel, fiziksel işlere dayalı personel gibi onlarca iş alanına yöneltici bölüm seçtiriyor. Aslında konuşma ve öğretme becerisi olmayan birisi öğretmenlik okuyup, öğretmen olabiliyor. Sadece ders çalışıp, sınavlarını kazanması yeterli.
Öğretmen olabilmek için ülkemizde 2 sınavda başarı yakalamanız yeterli: Üniversiteye giriş sınavı (Kısaltması her neyse, her yıl değişiyor sanırım artık.) ve KPSS.
[EK : Bu öğretmenler konusunda da ayrıca konuşurum da neyse konu dışının, konu dışı olmasın!]
2) Üniversiteye bir şekilde girdik bölümü önemli değil. Ne öğretiyorlar? Ben Türkiye'de ilk 10'da yer alan bir üniversitenin saygın bir bölümünden mezun oldum. Üzerinden de biraz zaman geçti. Geçtiğimiz günlerde transkript'im elime geçti. Şöyle derslere bir baktım. Vakit kaybı dedim kendi kendime. Gördüğüm 50'den fazla dersin en az %75'i resmen şu an hiç işime yaramıyor. Çünkü meslek-üniversite bölümü arasında bizim için bir koreleasyon yok. Yani yaptığım mesleği daha kolay veya daha kötü bir üniversite de okusamda yapardım. Karakteristik bir kaç iş alanı dışında bu hep böyle ülkemizde.
3) Üniversite'd eğitim kalitesi çok önemli. Her derse giren farklı yetkinlikteki insanlardan sadece dersleri değil, hayatı da öğrenebilirsiniz. Ama iyisi de kötüsü de buna dahil.
4) Geçim sıkıntısı, yanlış yönlendirme gibi sebeplerle üniversite hayatında zorlanan onlarca insanla tanıştım.
5) Sosyo kültürel yapımızın çok karmaşık olması aynı askerlikte olduğu gibi üniversitede Türkiye'nin dört bir yanından gelen öğrencilerin bir araya gelmesi ve aynı anlayışı paylaşabilmesi çok zor ve bu her zaman sorun oluyor.
6) Siyaset! Maalaesef her alanda olduğu gibi üniversitelerde siyaset anlamında çok kirlenmiş durumda. Öğrencisinden hocasına herkesin siyasal görüşleri, öğretimin kalitesini fena düşürüyor.
Aslında sayılabilecek çok daha fazla şey bulunurda... Yaz, oku, anlat... Dinleyen olmadıktan sonra ne fayda. Ülkemizde eleştiri mekanizması çalışmıyor. Kimse eleştirilmeyi istemiyor. Nasıl daha iyiye gidebiliriz ki...
Açalım 500 üniversite daha açalım faydası olacak mı? HAYIR!