Dostum ben özellikle bu hükumete ve gelecek hükumetlere güvenmiyorum. Şuan yatırım yapmamamın yegane sebebi bu güvensizliğim. Hepsi basiretsiz insanlar. Olayın az buçuk farkına varan siyasiler hemen olaya el atacaktır. Anlamayanlarsa yasaklar getirmeye çalışacaktır. Çünkü kontrol edilemeyen bir takas biçimi mevcut sistem için tehdit oluşturur. Düzenini kurup gemisini yürütenlerde bu olaydan rahatsız olacaktır. Söylediklerine bende katılıyorum ama bunların bir süre gizli bir şekilde yapıp alt yapısını oluşturduktan sonra halka açılmalıyız. Yoksa daha palazlanmadan kafamızı keserler. Dünya tarihinde var olmuş bir takas sisteminin yerine yenisini getirmekten bahsediyoruz. Kimse tekerine çomak sokulmasını istemez.
Türkiye'de büyük firmaların BTC'yi ödeme şekli olarak kabul edeceklerini sanmıyorum çünkü boyunlarında hükumetin kılıcı hazır beklemekte. Bir mali denetim, bir vergi denetimiyle bitirirler o firmayı.
aynen sizin gibi düşünüyorum.
japonya'da yetişen bir ağaç vardı, ismini unuttum. soho veya hosho gibi bişeydi heralde.
ağaçın tohumunu, fidanını toprağa veriyorsunuz, boyu hiç uzamıyor, günler aylar geçiyor ama boyu hiç uzamıyor. 10 santimlik bir fidan gibi görünüyor hep. 4 yıl, 5 yıl boyunca kök salıyormuş ağaç. kökleri o kadar uzun oluyormuş ki 50-100 metre kadar ilerleyebiliyormuş toprağın altından.
bu 4-5 yılın ardından gelen ilk baharda 1-2 ay içinde boyu 5 metreye kadar ulaşıyormuş ve 1-2 yıl sonra apartman boyuna geliyormuş ağaç.
yukarıdaki örnek olayı özetliyor aslında. siz sessizce, kimseye belli etmeden yayılıp planlarınızı uzun vadeli yaparsanız, günü ve zamanı geldiğinde rakipleriniz size sadece teslim olur, çünkü sessizce rakibinizi değil ama rakibinizin tüm çevresini kuşatmışsınızdır. sürekli fiyatı düşsün, fiyatı düşmeli falan dememin nedeni hep bu gibi şeyler. fiyat ne kadar yüksek olursa bu sistemin içine o kadar kalpazan, dolandırıcı, şark kurnazı birikecek. fiyatı düşsün de bi kolu uzanacak kökleri görebilelim, acelemiz yok. sessizce ilerleyelim. 2013 nisandan aralık ayına kadar yaşanan o devasa artışın yukarıdaki ağaç örneğinden hiçbir farkı yok, kendimi çok salak hissediyorum o zamanlar bitcoin'i bildiğim halde hiç araştırmadığım için. fakat bitcoin şu an kökleri bu kadar sağlam olmayan bir proje. o köklerin sağlamlaşmasının tek yolu da, zarara girdiğinde bile bu sistemi terketmeyecek kadar sadık kitle. minerlar yani. miner'lar bu işi sadece gündelik kâr amacıyla mı yapıyor yoksa yeri geldiğinde elektrik parasını fitlediği zamanlarda bile devam edecekler mi? bunu zaman gösterecek. belki de böyle bir zamanı görmemize fırsat bile vermeden yeni bir boğa koşusunun içine giricez. bilemiyorum.
bitcoinin bir venture capital sermayesiyle hareket ettiği tartışılmaz bir gerçek. amerikadaki firmalar bu tip küçük oluşumlara para dağıtıyor sermaye yaratmak için. angel investor olayı yani. bu firmaların/projelerin 10 tanesinden belki 1 tanesi ayakta kalıyor. yani bizim şu an yaptığımız şey, riski son derece fazla bir projeye "hmm güzelmiş bu aslında tutabilir" deyip sermaye, kaynak yaratmak. aslında riskini minimize eden şey ise şu an çok yayılmış olması. yani bundan 1 yıl önce bitcoine para bağlayanlar asıl riskin kralını alanlar. bizden sonra gelenler de hep bizden daha az risk/daha az kâr alacaklar.
öte yandan bitcoin ile çalışmayı kabul eden hiçbir firma yok nerdeyse, ufak tefek olanları saymazsak.
bir exchange sitesinin bu şirketlerle anlaşması asıl önemli olan mevzu. şimdi overstock, tigerdirect örneğinde olduğu gibi, sistemin şöyle işlemesi gerekiyor;
siz bir şirket sahibi olarak btcturk ile iletişime geçip bitcoin ile çalışmak istediğinizi beyan ediyorsunuz, diyorsunuz ki; benden bitcoin ile alışveriş yapan müşterinin gönderdiği parayı anında tl'ye çevirerek hesabıma aktarılmasını istiyorum. burada çok büyük riskler var işte.
btcturk hacmi yok denecek kadar az. atıyorum 5000 tl karşılığı bitcoin ile alışveriş yapıldı, btcturk'te 5000 tl yi anında satsanız bitcoin 1000tl ye kadar iner. abartıyorum ama mümkün yani bunlar. e haliyle bu adam da yanaşmaz bitcoin ile ticarete. yani bu adamın aslında korktuğu şey bitcoin volatilitesi değil. çünkü bundan korkması gereken kişi bitcoin tutan kişidir. şirket sahibi bitcoin tutmadığı için onun zarar göreceği tek durum hacimsizlik oluyor.
o yüzden ilk etapta amaç hacim yaratmak. bunu yapmanın tek yolu da p&r.
kredi kartıyla hatta kontörle bile bitcoin satabilen bir sistem olmalı ki insanlar bitcoin alsın, kullanmaya niyetlensin. yoksa kimse bankaya eft yap, ordan para aktar, ölme eşşeğim ölme deyip buna devam etmez. insan paypala bile girmeye üşeniyor yurtdışından bişiy alırken. kaldı ki biz tr'de sıradan bir şirketten alışveriş için kaynak yaratmaya çalışıyoruz.
bu anlamda yabancı bikaç kaynakta çalışmalar var. tek bir e mail ile veya sadece sms mesajıyla bitcoin transferi gibi projeler geliştiriliyor.
bir de rahatsız olduğum şey erken bitcoin yatırımcılarının açgözlülüğü.
içlerinde çok azı donation esasına dayalı proje gelişimine katkıda bulunuyor.
bilmiyorum çok mu mantıksız düşünüyorum ama elimde 10.000 bitcoin olsa bunun en az 1000 tanesini dağıtacak kadar gönüllü olurdum ben. hatta planlarım sağlamsa 5.000 tanesini bile bağışlardım.
adam şöyle düşünüyor: ulan 10.000 bitcoinim var yani 6.000.000 dolar. 1000 bitcoin 600.000 dolar eder. off deli para. dağıtılır mı ya elaleme bu kadar para? şeklinde bakıyor. yahu sen 10 bitcoin ödül koy bakayım, bak nasıl projeler geliştirir adamlar bitcoin protokolü için. hatta istiyorsan sadece senin için.
onun bugün dağıtacağı 1000 bitcoin, bitcoin'in değerinin 600 den 1600e taşıyacak. yani ben cebimdeki 1 bitcoinin 0.1, 0.2 sini sırf liseli bebe belik sevinsin diye dağıtıyorsam bu adamlar kat kat fazlasını yapması lazım. çünkü bitcoin'in asıl vuracağı kitle, müşteri profili işte tam şu an lisede olup, üniversiteye yeni girmiş olup, warcraft goldlar ile, zynga poker chips ile yetişen elektronik nesil olacak. çünkü ilkokuldan, liseden beri alıştığı sanal para kavramını gerçek hayata da uyarlamak isteyecek bu çocuklar içgüdüsel olarak. çünkü zaten bu çocuklar da warcraft gold'unu gerçek parayla takas ediyor. en azından ben bu ölçekte düşünüyorum ve 1-2 yıl için hiçbir planım yok. tüm planlarım bundan 3-5 sene sonrası için en az. bitcoin bu zamana kadar batarsa ne ala. ama ya batmazsa?
warren buffett'i bilirsiniz belki, ekonomiyle içli dışlı olmadığım zamanlardan beri çok sevdiğim saygı duyduğum bir bakış açısı vardır. kendisi her zaman uzun vadeli yatırımı savunur. bir hisse alıyorsanız, hissedarı olduğunuz şirkete ortakmışsınız gibi hareket edin der. zararını da kârını da öyle benimseyin der. ve kendisi ekseriyetle teknoloji alanında yatırım yapmaz. bunun kişisel olarak da global olarak da nedenleri var, o konuya girmeyim hiç.
geçenlerde bitcoin 10-20 yıl sonra piyasada olmayacak demiş. tabiki adam bir hisse hakkında gerçek fikrini medyaya söyleyecek kadar salak değildir fakat 10 yıl bile hedef biçebilmesi demek, şu an bitcoin'in yurtdışında edindiği yeri gösteriyor. üstelik düşününki günümüzde 5 yaşındaki çocuklar android telefonları 50 yaşındaki adamdan daha rahat kullanıyor, tabletlerle, elektronikle, dijital olarak büyüyorlar. 15 yaşındaki çocuklar warcraft gold alıp satıyorlar. bunlar bir gün 25 yaşına gelecek ve parasını bir yerlerde değerlendirmek isteyecek. o zaman ortada bitcoin olmasa bile p2p kavramının yarattığı müthiş bir güç var ortada. torrent gibi.
e-ticaret'in yıllık hacmi 2 trilyon dolar. 2016 bu sayı 3 trilyon dolara ulaşacak. ve internetin de artık televizyon boyutuna gelmesiyle bu rakamlar üstel olarak büyüyecek. bitcoin'in hacmi? 5-10 milyar dolar? üstelik 5-10 milyar dolar bile değil. şu an 10.000.000 tane bitcoinin maksimum ederi 1-2 milyar dolardır. işler iyi giderken satmak istemez kimse ama bu gerçek, 100 dolardan btc-e de 3000 bitcoin satan adam bize bu gerçekliği kanıtladı bir nevi. market capitalization denen şey farklı işlediği için 10 milyar dolar sanıyoruz bitcoin'in şu anki değerini. yani demek istediğim biz hala erken yatırımcılarız ve bitcoin'in şu anki fiyatı çok pahalı. değerden bahsetmiyorum, fiyat.
sırf bu devlet olayları yüzünden bitcoin'in bir an önce regülasyona tabi tutulmasını çok istiyorum. uzlaşmasız, saçma bir anarşik yapıyla, ona buna dik kafalılık yaparak ticaret-yatırım yapılmaz, devrim de böyle yapılmaz, 2 gün yaptığınızı sanırsınız 3. gün indirirler adamı. uzlaşma, anlaşma, ortaklık her zaman daha faydalı ve uzun vadelidir. tabi "get rich quick" ciler sevmez bu bakış açısını. böyle diyorum da ben de yapıyorum get rich quick
insanız sonuçta.
yani kusuruma bakmayın da "amerikan dolarına ölüm", "bankacılık sekötürünü çökerteceğiz" poliyannacılığıyla hiçbir yere gelinemez. jp morgan gibi kuruluşlar, wall street gibi mekanlar, bankalar, mastercard, viza, paypal, eft gibi sistemler böyle hop deyip iç edilecek ufak olaylar değildir.
o yüzden şu kuru kalabalığı "anarşistiz biz heyooo, doları devircez" heyecanını falan anlıyorum ama bu kafayla bi yere gidilemez. realist düşünmek lazım.
yani ben de bu gaza geliyorum sürekli ama birine bitcoin'in ne olup ne olmadığını anlatırken hep çelişkiye düşünüyorum çünkü bitcoin'in bir ponzi olmadığını anlatmak da zor, ponzi olduğunu ispat etmek de zor. eğer devlet bitcoin'i tanıma konusunda yürekli olur, biz de anarşist kara para isteklerimizden ve kısa vadeli cümbüş kârlarımızdan feragat edersek bu proje (bitcoin gider başkası gelir mesele o değil) gelecek yüzyıla damgasını bile vurabilir. o derece bir şeydir işte p2p protokolü.