İsimlerden bağımsız olarak geri kalmış ülkelerde görülen en büyük çarpıklık halkın siyasi figürlere, kişilere tapma derecesinde davranmasıdır. Siyasi liderlerin görevi olan işleri yapmasını lütuf olarak görürler. Bir restoranta gittiğinizde aşçının sizin için iyi bir yemek yapması nasıl ki görevi ise bir siyasinin devletle ilişkili görevlerini yerine getirmesi de o kadar doğal bir süreç haline gelmelidir.
Türkiye'de bu bahsettiğim şeyi defalarca gözlemleyebilirsiniz. Bu çoğunluğun dolaylı demokrasisi kavramının bir parçası ve denetim mekanizmalarının zayıflığının göstergesidir. Denetim mekanizmaları bağımsız ve güçlü olmadığında siyasiler yetkilerini kullanarak her şeyi yapabilir hale gelir. Sağ yada soldan bağımsız olarak, en küçük yöneticilik yada en büyük yöneticilik kavramlarından bağımsız olarak siyasi karakterler halka hizmet etmek yerine hükmederler. Destansı güçlere kavuştukları için aslında olan cumhuriyet görünümlü krallıklardır.
Tarif ettiğim şekildeki düzenlerde herkes yönetici olabilmek için her kriterinden vazgeçebilir, inanmadığı bir şeye inanıyor gibi görünebilir çünkü tek amaç yüzüklerin efendisindeki tek yüzük gibi güçler tanıyan koltuğa sahip olmaktır. Koltuğa çok emek sarf ederek ulaştığında ise artık koltuğun gücünden faydalanmak dışında bir şey düşünmezler. Halk ise kendi gücünü başkalarına devrettiğinin ve aslında özgürlüğünü kaybettiğinin farkında olmadan yöneticilerin onları ayırdığı kavramlar çerçevesinde tartışmalar yapmanın ötesine geçemez. Ve her yeni seçimde karşısına çıkan adayların gerçekte ne yapmaya çalıştığının farkına bile varamaz.
aslında demokrasinin beşiği olarak kabul edilen İngiltere'nin diğer adı Birleşik Krallık Ülkesi
UK united
Kingdomyönetim şekli
Hükümet: Bileşen Ülke, Meşrutî monarşi
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ngilteremalumunuz geçenlerde Kraliçelerini kaybettiler
Avrupa'nın birçok ülkesinde HALEN krallık mevcut, Monaco Prensi Hollanda Kralı... ki ülkelerinin adları bile Hollanda Krallığı imiş bak bunu bilmiyordum
anyway bir işi yaparken onu nasıl yaptığınız da çok önemlidir. mesela
şifemek diye bir kelime var anadolu'da manası
https://eksisozluk.com/sifemek--2219118#:~:text=tatl%C4%B1%20s%C3%B6zlerle%20i%C5%9F%20g%C3%B6rd%C3%BCrme%20faaliyetlerine%20verilen%20genel%20isim.
yani bir işi güzellikle de yapabilirsiniz zorla da! Avrupa ya da batılı ülkeler herhangi bir konuda adım atarken bunu yumuşak soft bir biçimde yaparlar ve halkını
şiferDoğu toplumları ise bununla pek uğraşmaz "Gel dedin geldik Abdurraman Çavus" tarzı
tatar ramazan modunda ilerler
Ama aslında birbirlerinden pek de bir farkı yoktur. birinde sürekli lider değişir, olmadı yenisi getirelim olmadı yenisini getirelim ki dönem dönem bizde de olmuştur bu, koalisyon hükümetleri vs
gerçi dönem dönem güçlü liderler de çıkmıştır batıda da Thatcher, Kohl, Merkel Mitterand vs vs
https://www.bbc.com/turkce/articles/c3gvp7yxydko English Barack Obama
asırlarca sömürdükleri Hindistan'dan prime minister bile ithal edilir
Mesela Çin'de toplum sürekli gözetim altındadır ama İngiltere de altta kalmaz bu konuda
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50632944#:~:text=Londra%2C%20%C4%B0ngiltere%20%2D%20627.707%20kamera%20(,Bin%20ki%C5%9Fiye%2068%2C40%20kamera)
birinde Devlet güvenliği ön planda lanse edilir (biraz da PR beceriksizliğinden) diğerinde Halkın güvenliği
ha ama bakarsan biri PRC (People's Republic of China) diğeri UK
Kore Demokratik Halk Cumhuriyetini söylemiyorum bile...