Topic: Üretilen Ürünlerin Giderek Kalitesizleşmesi (Read 248 times)

Sebep belli degil mi? Maliyeti düşürerek kâr marjını arttırmak. Maliyet ile kâr ters orantılıdır çünkü.

Elektronikte biraz farklı bir durum var. Özelllikle beyaz eşya ların ekonomik ömrü ortalama 10 sene olacak şekilde tasarlanmıştır. Eski beyaz eşya lar 15hatta 20 sene kullanılıyordu oysa. Kullanılan hammadde düşük işçilikle birleşince 10 yıla kadar düştü kullanım süreleri. Hal böyle olunca servisler daha çok iş yapmaya yeni ürün almak isteyen müşteriler sayesinde de sıfır ürün satan bayilerinde de işleri artmaya başladı. Para kazanma hırsı küresel bir hırs halin e gelince dünyada bir kaç sayili firma haricinde hemen her firma bu furyaya katıldı.

Hocam ilk dediğiniz ile ilgili şu anda Türkiye'de üretim yapan şirketler için kesin olarak biliyorum ve muhtemelen dünyadaki bütün üretim için öyledir ki üretim başladıktan sonra maliyet azaltma çalışmaları yapılıyor. Şöyle ki: özellikle Türkiye'de kur artışından sonra yapmak zorunda kaldıkları üzere arabanın her yerinden malzemelerde kısıntıya gidiyorlar. Mühendislik açısından doğru gözükebilir ancak müşteri açısında öyle değil. Örneğin; kapı iç döşemesinde sert plastik kaplamanın altında süngerler oluyor. Ses ve ısı izolasyonu için, üstteki plastiği tutması için. Bunlar atıyorum 300 gr, şu kadar hacimde ve şu kadar density'de olsun, bunları 280 gr yapıyorlar, hacmi küçülterek, sünger yoğunluğunu azaltarak malzemede araba başına 40 cent maliyet kazanabiliyorlardı. Sayıları salladım tabi ki. Fabrika yılda 200.000 araç üretiyor olsun. Bu miktarlar çok sayıda parçada uygulanınca hatrı sayılır miktarlara ulaşabiliyordu. Ama mesela o kasada ilk başlarda çıkmayan ses sorunu çıkmaya başlamıştı. Özellikle 75.000 - 100.000 km'den sonra kapılarda tıkırdama ses sorunu çıktığını hatırlıyorum. Bence özellikle Türkiye'de üretilen arabalarda kasalar yeni çıktıktan sonra almak lazım. Kasa değişimine yakın muhtemelen bu maliyet azaltma çalışmaları yapılmış olacaktır.

İkinci dediğiniz ile ilgili ise aynasızlar tabirinin 1800'lü yıllardan beri kullanıldığını twitterda okumuştum. Belki at arabası aynasıdır

Kalitesi değişmeyen ürünlerde de böyle gramaj farkı yaratıyorlar hocam, diğer yandan da kalite gerçekten düştü, basit olan fırın ekmeği bile adeti 2 liraya kadar çıktı, bakıyorsunuz gramajı eksik, tadı eskisi gibi değil, herşey değişti herşey, kalite gittikçe yok oluyor,

10 Kiloluk Ariel matikler bildiğin normal deterjan gibi leke falan çıkardığı yok makineye koyduğunuz gibi alıyorsunuz bir ara bu deterjanlarda konsantre diyerek gramaj azalttılar sonuç ne oldu yine aynı hem kalite kayboldu hemde fiyatı arttırıldıkça arttırıldı. Hem kaliteden çalıyorlar hemde gramajdan hele şampuanlar h&S kullanıyorum 600 ml alıyordum sonra 550 oldu 500 oldu 450 oldu marketlerde bazen yan yana farklı çeşitinden koyuyorlar biri 550 biri 450 ama etiket genelde aynı

Hocam evet ya magnum benim de hissettiğim şekilde gramajda azalmalar yaşatmışlar bunun resmen çalmaktan bir farkı yok yani bir de Algida max vardı 50 kuruş ve çubuklarda bir sürü bedava çıkardı şimdi onda bedava yok ve 2 lira olmuş

Aynen öyle hem eski tadı yok hem fiyatlar iyice arttı. Eskiden bir magnum büyük gelirken şimdi iki tane yesen ne yediğini anlamıyorsun. Gofretlerin önce minisi çıktı, sonra normali mini boyutuna kadar düştüğü için o mini boyları kaldırdılar. Bir de paketlemede yapılan hileler var. Eskiden internet ile market arasında çok büyük fiyat farkları yoktu. Artık ne alırsak internetten araştırıp en ucuz neresi satıyorsa oradan alıyoruz.

En çok gıdalarda hissediyorum bu durumu hem kalitesi düştü, hem kullanılan ek malzeme düştü, hem gramajı düştü. Eskiden NAL gibi olan Magnum bit kadar kaldı.
Eskiden kiloyla alınan şampuan sırasıyla 700-600-500 gram diye düştü. Keza diş macunu da farksız eskiden 150 lik macunlar olurdu şimdi 50 lik falan satıyorlar, amazon dan alıyorum büyük olsun diye.

Planlı eskitme konusu aslında ciddi bir sorun. Sadece bize özgü olsa tamam derdim ama Apple, Microsoft ya da adı aklımıza gelmeyen bütün dünya devleri bunu yapıyor. Hiçbir ülkeden kimse de buna ses çıkaramıyor, herhangi bir denetleme mekanizması yok.
Hadi beyaz eşyayı falan anlarım sonuçta bozulacak ki yerine yenisi satılacak ama cep telefonu ya da bilgisayar gibi her geçen gün yenilenen / geliştirilen ürünlerde planlı eskitme olmaması lazım. Kişiler zaten ihtiyaç hissedecek ve daha iyi kameralı telefonu ya da daha güçlü işlemcili bilgisayarı alacak.

Bir de tekstil ürünleri var ki ayrı bir konu, 20 yıl önce aldığım tişörtler taş gibiyken ve hala kullanılıyorken bugün ortalama bir mağazadan bir tişört alıp 5 kere yıkadıktan sonra tişörtün formu darmadağın oluyor.

Tüketim eşyası da olsa teknolojik cihaz da olsa gıda da olsa aldığımız her ürün her geçen gün kalitesiz bir hale geliyor gerçekten

Kalite farkı var. Fiyat farkı var. Eski sağlam beyaz eşyalar kalmadı. Kapitalist sistem yenisini satmak için ürettiği ürünü daha kötü, dayanaksız üretmeyi başardı. Ama ben artık yediğim ürünlerde de aynı lezzeti alamıyorum. Her şeyin tadı da bozulmaya başladı. Eskiden yediğim meyveleri arar oldum. Eskiden gezdiğim yolları. Eski yıllarımı da arar oldum.

Öncelikle bu gibi firmaların uzun araştırmaları yaptığını söylemek gerek. İnsanların nelere tepki verip nelere tepki vermediklerini anlamaları neticesinde yaptıkları gizli zamları insanların farkına varmayacak düzeyde olduklarını görmemek imkansız. Örneğin bir gofretin fiyatı 1 lirayken 1.5 lira yapmak tepki almaya sebep olurken, 150 gram gofreti 100 gram yapıp tekrar 1 liradan satınca vatandaşta şu algı oluyor fiyatı aynı. Halbuki yediği gofret miktarında yüksek düşüşlerle fazla fiyatlara geldiğini anlamıyor.

Aslında toplum olarak matematikle aramız iyi olmadığı için böyle şaşırtmalara tepki gösterilmiyor. Eskiden 1 lt veya 5 lt yağ vardı, şimdi 2,3 lt yağlar çıkarıldı neden? Çünkü tüketici toplumumuzun hep 30 liralık yağ alma alışkanlığı var. Tıpkı hep 50 liralık benzin alanlar gibi.

Bunu da firmalar çok güzel kullanıyor. Ambalaj üzerine de gramajını yazdıkları için sorumluluk üzerinden de kalkıyor. Sen rızanla gidip alıyorsun. Üstelik 150 gram gofret daha lezzetli iken, 100 gram gofret daha lezzetsiz.

Desenize eskiden yerli üretim olan tofaş doğanda bulunan 2500 vidadan aynı modelin farklı versiyonu şahinde bu vidaların 750 sinin eksik olduğu gibi. Her şey aynı ama çalmanın başka yolunu keşfetmişlerdi. Aklıma polislere neden aynasız dendiği aklıma geldi.

Eskiden arabalar sıfır alındığı zaman bu araçların fabrika çıkışı aynası olmuyordu. Arabanızı aldığınız zaman istediğiniz aynayı gidip siz taktırıyordunuz. Durum böyle olunca resmi olarak kullanılacak olan sivil araçların aynalarını kim taktıracak. Kimse taktırmıyordu. Yol kenarında aynası olmayan ve içinde yolcu su olan araçların polis araçları olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Artık aynası olmayan sivil araçların polis arabası olduğu ve içindekilerinde sivil polis olduğu anlaşıldı. Bu aynasız deyimi de tofaşın ve renault un malzemeden çalmasından kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Eskiden de çalma var dı.

şimdi bende üretimi 1970'lere dayanan 2 tane saat var. birisi kol saati diğeri de masa saati ve işin ilginç tarafı ikisi de canavar gibi çalışıyor. bu saatler sovyet dönemi yapılan saatler. günümüzde üretim teknikleri değişmiş olsa da bu kadar uzun süre bozulmadan çalışacak saat sayısı kaçtır? bir de bunlar sonuçta öyle pahalı ürünler olmayıp son derece ucuz, sıradan ürünler. o zamanki üretimin anlayışı "yapayım, bir daha bozulmasın." idi. ee adam bir daha ne satacak? taş mı yiyecek arkadaş)

elektronik üründen gidersek üretici zaten biliyor: bu ürün bozulmasa bile 3 seneye kadar yeni versiyonları çıkacağı için tüketici zaten yenisini alacak. ulan pantul alıyorum 2 ay içinde rengi gidiyor. bir de eski zamanlardaki gibi dandik deterjanlar da kullanmıyorum, sırf renkliler için özel üretilmiş sıvı bok nanesi kullanıyorum ama yok. ruh yok ruh!

özellikle tekstil ürünleri ve teknolojik cihazlarda kimse "bir ürün alayım da 20 yıl arkama bakmadan kullanayım" demiyor. herkes zaten max. 2-3 yıl sonunda kullandığı ürünü teknolojik olarak yenisiyle, bir üst modeliyle ya da modaya uygun olanla hiç ihtiyacı yokken bile değiştirmek istiyor. ilk postta değinilen kalitesiz ürünleri ise genel olarak piyasadaki rekabet dengesine bağlıyorum.

Ne yazık ki ülkemizde bu durum giderek artarak bu şekilde devam ediyor. Artık fiyatlara belirli miktarların üstüne zam yapılmadığı için gramajdan azaltılarak kar elde ediliyor ve ayrıca da bu şekilde kullanılan malzemelerin miktarı ve kalitesi düşürülerek de elde edilen kar miktarının azalmaması sağlanıyor. Tabii yine her zamanki gibi olan yine tüketiciye oluyor. Avrupada üretilen nutella ile buradaki arasında çok büyük fark var en son gördüğüm kadarıyla örnek vermem gerekirse mesela.

Avrupa'da, ABD'de yaşayan veya yakın zamanda yaşamış birileri yok mu? Oralarda durumlar  nasıl? Devlet üretim için standart koyuyor mu? Benim size tavsiyem TSE belgeli ürün alın. Bulması zor oluyor bazen hatta olmuyor ama bulabiliyorsanız TSE belgeli ürün alın. Kağıda gelince SEKA özelleşti, üretim durdu. Kağıt dışarıdan dolarla geliyor. Hani diyorlar ya devlet memuru çalışmıyor, yattığı yerden maaş alıyor, SEKA'nın personelini on katına çıkartıp adamları gerçekten yatırsan yine bu kadar para vermezsin. Artı halk kaliteli ürün kullanır, istihdam sağlanır.

Planli eskitme olmaz diyemem cunku ozellikle bu gunlerde hile yontemi oldugu ortada ancak tam olarak emin oldugum sey: gozle gorulur bir sekilde kalitesizlesme ozellikle gunluk tuketilen mallarda ve de dayanikli olmasi gerekn bilhassa beyaz esyalarda olmasi soz konusu, kovid doneminin ilk 6 aylik bolumunu saymazsak gida ve beyaz esya sirketlerinin karlarinin artmasini buna yoruyorum. Tuketici yonunden onlem alinacak bir sey degil.

A'dan Z'ye çoğu ürünlerde artık ucuz hammadelere kaçılmaya başlandı, eski kaliteyi aramak bu saatten çok zor, çoğu firmanın da zaten stratejisi bu eğer 15-20 yıl dayanan bir ürün üretirlerse sirkilasyon olmaz, bu da para kazanmalarına engel olur çoğu firmanın, firmalar max 5-10 yıl dayanacak işler yapıyolar.

Giyim konusunda kaliteli bir markadan aldığınız ürünler cidden kaliteli oluyor, yıkamasını iyi yaptığınız bir ürünü uzun ömürlü giyebilirsiniz.
Örneğin Levi's siyah Jean pantalonum var 2 sene önce almıştım hala aynı renkte giyiyorum çünkü yıkamasını iyi yapıyorum, kıyafetlerimde asla yumuşatıcı kullanmam hem renk attırır hem ürünü eskitir.
Genelde Jean pantalonlar çok az yıkanırlar bu da bilginize olsun.

Mavi dedik kaliteli dedik iyi dedik tshirt aldım bi çılardım çizikler oldu. Sonra heralde makineden deterjandandır falan dedim gömleği soldu. Sonra bir tshirt daha aldım 4. Yıkamada soldu. Anlayacağınız marka falan değil.

Levi's miş adidasmış dediğiniz gibi ya kaliteyi düşürdü ya da biz artık düzgün kullanamıyoruz

Eskiye göre tabii ki de ürünler kalitesiz bunun nedeni ise kullanıcılar aldıkları ürünleri öyle senelerce kullanırsa eğer fabrikalar ne üretecek veya ürettiklerini niye alsınlar. Bunu da aslında şöyle açıklama yapıyorlar işte geri dönüşüme katkı olsun , çevreyi az kirletiyoruz vs gibi laflar ile sadece algı yapıyorlar.

Apple bile biliyorsunuz çok saçma bir açıklama yaparak yeni telefonlarından şarj aletlerini çıkarttılar.

Gerçi işin başka bir boyutu da şöyle fabrikalar birşey üretemezlerse bu seferde istihdam oranları düşecek , işsizlik artacak. İşçi'ye emeğinin karşılığını vermiyorlar orası da farklı bir konu tabii ki de.

Her şey  kalitesiz sadece elektrik elektronik eşyalar da değil. Eskiden domatesin tadı kokusu olurdu. Üretilen pantolon gömlek her ne ise her şey de bir kalite vardı şimdi her şey fason. Bu saatten sonra da düzelmez. Kalitesizliğe devam

Firmaların bir çoğu kar marjını arttırmak, satışlarını yükseltmek adına böyle bir strateji izlemesi çok olası. Ancak bazı firmalar ise elindeki müşteriyi kaçırmamak ve hali hazırda müşteri olmayan kişi ve kurumları bağlayabilmek adına farklı stratejilerde izlemektedir. Ancak ilk önermedeki durumdaki firmalar şunun bilincinde bu ülkede yapılacak en baba boykot coca colayı boykot etmek için alıp sokağa dökmek, doların yükselişini sözde dış mihrakların oyununu bozmak için yakmak gibi eylemler olduğunu göz önüne alındığında bir kaç gün ses edilip hala eski satışların devam edeceğinin. Bu tarz durumlar için devlet ciddi önlemler ve cezai yaptırımlar getirmeli ve bu durum hakkında bir bilinçlendirme çalışması yapılmalı.

Hatta hatırlarım ilkokuldayken bir devlet biriminden gelip bizim sınıfta herkese bir kart vermişlerdi üstünde denetleyici minvalinde girdiğiniz bir markette son kullanma tarihi geçmiş bir ürün görüp bunu bildirdiğinizde size ödül olarak 5 tl veriyorlardı. Bu şekilde bir proje ile bu ve buna benzer süte su katan, gramajı ve kaliteyi düşüren, pirince taş katan gibi gibi esnaf ve işletmelerin gerektiği cezai işlemi almaları sağlanıp daha düzgün bir sistemin yolu açılabilir.

Firmalar bunu bir tür strateji kurarak mı yapıyorlar onu hep merak etmişimdir. Sonuçta koskoca firmalar sonunu kestiremedikleri bir işe girişmezler. Hem ürün kalitesi düşüyor hem de bu ürünlerin fiyatları artıyor. Aradaki dengesizlik gün geçtikçe daha da büyüyor. Tüketiciler son yıllarda pek de düşünülmemeye başlandı zaten. Mesela sizlerin de değindiği gibi ürünlerin gramajı da düşürülüyor. Buna dikkatli bakmayanlar farkına varmadan aynı gibi almaya devam ediyor. Aslında bariz bir fark olmasına rağmen millet anlamayacak falan mı sanıyorlar bilmiyorum.

Dediğiniz gibi planlı eskitme konusu çok mühim. Bunu yapmayan büyük şirket yok neredeyse artık galiba. Ne kadar para verilirse verilsin bir zaman sonra üründe bariz bir performans kaybı oluyor, neredeyse her üründe. Araba ya da telefon gibi bu işlerin yazılımla yapıldığı durumlardan bahsetmiyorum bile. Büyük bir şerefsizlik olarak geliyor bana bunlar.

Ama tuvalet kağıdı gibi her gün kullanılan ürünlerde ithalat yapılması zorunlu olunca bariz fiyat artışı yaşanacağında bunun toplum tarafından fark edilmemesi imkansız olduğu için şirketler ucuz hilelere başvurmak zorunda kalıyor sanırım. Ekmeğe 10 kuruş zam gelse isyanlar çıkıyor bu ülkede. Ama vergi yüzünden araba ve diğer ürünlerdeki fahiş fiyatlara kimse ses çıkarmıyor.

Kısacası fakir ülke olduğumuz ve alım gücümüz inanılmaz kötü olduğu için bu fakirlik durumlarına alışmak durumundayız. Tuvalet kağıdıyla uğraşıyoruz yani...

Evet hem ürünlerin özensizleşmesi hem de ağırlıkları ile oynanması çok can sıkıcı hale geldi. Bunu temel ihtiyaç olan ürünlerin çoğunda belki de hepsinde yapmaya başladılar. Firmaların neden işlerini savsaklamaya başladığını anlamıyorum. Hem tüketicilere tam olarak iyi bir ürün ortaya koymadan hem de pahalı bir fiyattan bu ürünlerin satılması hiç hoş değil. Firmaların özenli bir şekilde denetlenmeye başlaması lazım. Yoksa bu özensizliğin önüne geçilemeyecek hiçbir zaman.

Kalitesizleşmesi yetmezmiş gibi birde her geçen gün gramajını düşürüyorlar fiyat en iyi ihtimalle aynı kalıyor bazıları hem gramajını düşürdüğü gibi fiyatlarını arttırıyor. Evet ayrıca dediğiniz gibi önceden tuvalet kağıtları afedersiniz kıçımızı yakardı o kadar katlı olurdu ki eriyip gitmezdi şimdi ise hemen eriyip gidiyor suya dokunduğunda Hatta birisi yazmıştı önceden tuvalet kağıdı rulosu doğalgaz borusuna tam otururdu şimdi ise çok bol geliyor kurnazlığın böylesi minvalinde.

Eskiden üretilen bir çok ürün bu güne göre daha kaliteliydi, ürünlere zam yapıyorlar ama neden kaliteden çalıyorlar bilemiyorum. Mesela eskiden Papia marka tuvalet kağıdı alırdım hatta ilk çıktığı dönemlerde hep 3 katlıyız reklamı yaparlardı ama şuan satılan 3 katlılar normal satılan 2 katlılar ile aynı, Papia şuan 4 katlı ürün çıkarmış hah dedim bu önceki 3 katlı ile aynı kalınlıkta yorumlarına bakınca çoğunluk bu konuya değinmiş. Selpak bile eski kalitesi kalmamış.

Eskiden üretilen beyaz eşyalar bile daha dayanıklıydı eskiden evlerde Arçelik buzdolapları vardı 20-25 sene dayanırdı şimdi 5-10 sene dedim mi su koy veriyorlar. (Planlı eskitmede diyebiliriz sanırım)