Yeni ekonomi bakanı Mehmet Şimşek'in işi hiç kolay değil. Döviz yokluğu, KKM gibi ucube sistemler ile Türk Lirasına uygulanan sonsuz faiz sözü gibi uygulamaların USD/TL paritesini sadece sabit tutmaya yetişebildiği bir ortamda temel problemlerden birisi güvendir. Merkez bankaları, bankalar yada ekonomi yönetimleri için en temel etmenlerden birisi paranın güvende olduğu hissiyatıdır.
Bunu merkezi borsalar gibi düşünebilirsiniz. FTX gibi kullanıcı yatırımlarını kendisi kullanan ve kasası kullanıcı varlıklarını karşılamayan bir borsa bile uzun bir süre ayakta kalmayı başardı çünkü duyulan güven sayesinde gelen para dükkanın dönmesini sağlıyordu.
Döviz karşısında senelerdir ezilmekte olan Türk Lirasına ve merkez bankasına duyulan güvensizliği tamir etmek düşünüldüğü kadar kolay değil. Ekonomi sihirli değnek kullanabileceğiniz bir alan değil ve sadece bir isim değişikliği her şeyin yerli yerine oturacağı anlamına gelmiyor.
Kafamda değişik sorular var. Örneğin 1 seneden fazla süredir resmi olarak dillendirilmese dahi neredeyse sabit kur rejimine benzer bir para politikası izliyoruz. Doların artmaması için çok fazla yanlış hamle yapıldı ve şu an USD/TL paritesi bu baskı nedeniyle çok gergin durumda. Serbest mi bırakacaklar ? Serbest bırakmazlarsa yabancı yatırımcının güvenini kazanma olasılıkları yok. KKM gibi süreçlerin ödemeleri halen bitmedi ve seçin öncesi verdikleri abartı faiz oranları sayesinde KKM ve türevlerinde tutulan miktar rekor hacime ulaştı. Döviz yokluğunda bu ödemeler nasıl karşılanacak ?
%35-%40 gibi uçuk faiz vaatleri verildi ve bu faizler duruma göre kişilere peşin ödendi ancak ana para kasada kaldığı için faizleri ödemek kolaydı. Süreç bittiğinde ödenen miktarın 2.5-3 katının kişilere ödenmesi gerekecek. Ve böyle bir ödeme yükü sağlıklı ekonomileri bile krize sokabilecekken biz bu süreçten çıkmayı nasıl başaracağız ? Özelleştirecek bir şey kaldı mı ? Özelleştirmenin çözüm olmadığını da geçmişte görmüştük. Tabi ki ele geçen paranın yüksek sanayi yatırımlarında kullanılmamasının da bunda etkisi vardı.
%40 faizle dahi herkesi dövizden vazgeçiremezken, şirketlere dayatmalar uygularken dahi döviz açığını dolduramazken faiz arttırma kararları gelmeye başlasa bile kendi yaktığımız ateşi söndürmek çok kolay olmayacak.
Sadece en azından önceki kadar saçma politikalar uygulanmayacağını ümit etmek istiyorum.
Yavaş yavaş bunları kaldırması gerekecek Mehmet Şimşek’in, sanırım işlerinde bağımsız olma, karışmama sözü de almış olmalı, bakanlık teklifinde böyle bir şey olduğunu konuşuyordu herkes, ilk mesajında da rasyonelleşme sözü verilmiş, böyle giderse ekonominin serbest bırakılması söz konusu, herkes ilk başta dolardan düşük tepki bekliyor ama daha önce doları baskılamak için yapılan hareketleri iptal edip, akabinde doların ulaşabileceği seviyeyi görüp, buna göre hareket etme yoluna gidebilir, böyle bir durumda da bu sene doları 30 liraya yakın görebiliriz, gelecek seneden itibaren ise belki ek tedbirler ve doların durumunu kontrol altına ekonomik olarak almaya çalışma yöntemleriyle doları düşürmeye çalışabilir, yani önce piyasalara 30’u kabul ettirip, daha sonra 20’ye düşürerek bir alım gücü yükselişi yaşatmaya çalışabilir bence, aklıma başka yöntem gelmiyor,