Topic: 500 Dolar (Read 326 times)

Avrupa Birliği projeleri ve çeşitli seminerler sayesinde hem ülke içi hem de yurtdışında farklı yerleri görme şansım oldu. Akademi hayatının bana kattığı avantajlardan bir oldu hocam @Silence Scream. İster istemez dediğiniz gibi kendi toplumunuzla, kendi kültürünüz ile oradaki alışkanlıklar ile karşılaştırma yapıyorsunuz. Maalesef her karşılaştırma bir öncekinden daha kötü sonuçlar çıkartıyor kendi ülkem adına.

Hocam o vatandaşın dolara vurunca 500 dolar civarı yapan borcu halledilirdi belki ama, bir kere halletmekle iş olmuyor, o ve onun gibi bir sürü insan var çevremizde, sürekli bir şeyleri halletme çabasından yorulmuş, yeni bir çabaya takati kalmamış, sürekli yarını dert edip düşünmekten bugünün yaşayamayan, hayatın güzel yanlarını hiç göremeyen insanlar bunlar. Bir noktadan sonra insanlar tükenebiliyor ne yazık ki. Bu insanların tamamının durumunda hayat şartları tek suçlu değil bu arada, kişisel tercihleri nedeniyle de bu girdabın içine düşenler var ama hangi sebeple olursa olsun bir insanın canından vazgeçebilecek duruma gelmesi gerçekten çok üzücü.

Güzel bir hikayeymiş gerçekten sevdim bu yöntemi elbette tasvip edilen bir yöntem olmaz ama tanrıya dua ederek değil de çalışarak da alabilirmiş yani en azından bunu akıl edecek beyni vermiş Allah ona o istediği açıdan bakmayı ve çalmayı denemiş

Niye bilmiyorum şu yazılanları okuduktan sonra aklıma şu hikaye geldi.


Çocukken her akşam yatmadan önce ve aklıma geldiği her an Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim, kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Al_Capone

Çok üzücü bir durum, özellikle de çocukları olan bir babanın veya annenin bu kadar düşük diyebileceğimiz fakat günümüz koşullarında da insanlarımızın ödemeye zorlanacağı bir tutar için hayatına kıyması. Gelir adaletsizliğinin her geçen gün ülkemizde artmaya devam etmesi ve bazı insanlar için çerez parası diyebileceğimiz tutarda borcu için bir inasanın hatta bir babanın canına kıyması maalesef acınası bir durum. Maalesef, özellikle gelir adaletsizliğinin her geçen gün ülkemizde daha da artarak devam edeceği gerçeğini de unutmamak gerekli. Ne kadar tuhaf, değil mi? Sadece ülkemizdeki gelir adaletsizliği değil de yurtdışında yaşayan ve vasıfsız bir bireyin bile haftalık kazancı olarak değerlendirebileceğimiz bir tutar için bizim bir vatandaşımız hatta bir babanın canına kıyması...

Şunu da belirtmek isterim ki maalesef Türkiye koşullarında para biriktirmenin günümüzde mümkün olmaması da belki de bu vatandaşı intihara sürüklemiştir. Evet, 500 dolar çok fazla bir tutar değil fakat ülkemizdeki birçok kişinin kazancı bu tutarı yavaş yavaş biriktirebilmeye de maalesef müsait değil. Yani, her ne olursa olsun intihar etmek yerine yavaş yavaş bu borç ödenebilirdi demek de oldukça zor. Yine de, koşullar her ne olursa olsun keşke bu vatandaş çocuklarını da düşünerek bir şekilde hayata tutunsa ve bu borcunu kapatmış olabilseydi demeden de geçemiyor tabii insan. Umarım ki, ülkemizdeki bu gelir adaletsizliği en kısa süre içerisinde çözüme kavuşur ve bu gibi haberleri sürekli görmek durumunda kalmayız.

Bazı siyasi eşlerinin 2000 dolarlık çantası var demişsin de hocam, kaç bin dolarlık Rolex saatleri saymıyorsun galiba.Reza’dan alınan hediye saatler falan.Sadece hükümet değil, muhalefette de durum aynı.Bakıyorsun Komünist parti lideri falan adam Amerikan malı binlerce liralık gömlek giyiyor.Ülkede herkes söylediği ile ters düşüyor.

Yorumlarınızı okurken aklıma şu geldi. Eskiye göre daha fazla evde takılan insanlar dışarıdaki mutsuz görüntüden etkilenmemeye ve evlerini mutlu hale getirmeye çalışıyorlar. Mesela bilgisayarda çok fazla vakit geçiren bir kişi internette istediği şeye bakabilir. Dışarıda dolaşırken böyle bir seçeneği yoktur ve söylediğiniz havaya bir şekilde dahil olabilir ve bundan olumsuz etkilenebilir.

Sanırım eskiden de çok fazla dışarıya çıkmayan çocuklar şimdi bulundukları ortamı daha iyi hale getirmenin yolunu ve dışarıya kendilerini kapatmanın yolunu daha önceden buldukları için seçenekleri diğerlerine göre daha fazlaymış gibi duruyor.

İyi bari yurtdışına çıkabiliyor oluşunuza sevindim. Herhalde cümle içerisinde “Ne zaman çıksam” tabirini kullanmanızdan dolayı bir kaç defa ve hala çıkıyor olmalısınız. Bu sizi ortalamadan yukarıya taşıyor zaten. Bu konuda söylediklerinizde haklısınız. Ben yurtdışına sık sık çıksam ben de artık yurtdışını incelemek yerine ülkemle kıyaslardım .

Hocam dediğiniz şey çok haklı. Galiba sadece parayı, yılları çalmadılar onun yanında mutluluğumuzu, kahkahamızı, neşemizi ve umutlarımızı da çaldılar. Maalesef ne zaman yurtdışına çıksam ilk fark ettiğim şey toplum olarak ne kadar suratlarımızın asık ve sinirli olduğumuz oluyor. Toplumca maalesef major depresyondayız ki yanlış bilmiyorsam dünyada en çok antidepresanın tüketildiği ülkeyiz galiba. Ona rağmen azımsanmayacak derece de çok intihar vakası oluyor. Çünkü artık insanların dayanacak gücü kalmadı.

İntihar vakalarindaki en sıkıntılı durum da bu hocam. Vefat etmis olsa da üzücü en nihayetinde ama sizin belirttiğiniz şekilde hayatta kalmış olması işleri daha da güçleştirir kesinlikle. Ne yazık ki ekonomik sorunların beraberinde getirdiği zincirleme sorunlar var, sosyolojik psikolojik yıkımlar, çaresizlik, yetememe endişesi bir araya gelince son çare bile olmayacak bir seçenek tek çare olarak geliyor insanlara...

dün ekşi sözlük'te bir başlık vardı: marmaray'daki korkunç tablo gibi bir şey.
görselde sabah saatlerinde marmaray'a binmiş herkesin kafasının yerde olduğunu görüyorduk. sabahın erken saatleri olduğu için uykusuzluk akla ilk gelen olabilir ama durum böyle değil be dostlar. toplum olarak ağır bir depresyon içerisindeyiz. çok kolay geçiştiriyoruz ama toplum olarak son birkaç senede çok fazla yıprandık. konu sadece 500 dolar değil, bu 5 dolar da olabilirdi ve sonuç yine aynı olurdu. bireysel anlamda patlamaları çok daha fazla duyacak gibiyiz.

Harika. Doğru söylüyorsun eğer ihtiyacın varsa 500 dolar çok büyük para ama ihtiyacın bir yerden sonra 500 dolardan daha fazlaysa 500 dolar mı peh diyorsun. İhtiyacın olduğu anda gelen para en büyük paradır. 500 dolar da gördüğümüz gibi kiminin intihar sebebiyken kiminin benzin parası.

bu gece eskiden sermaye elde etmek icin yazdigim makalelere ve cektigim videolara denk geldim. sesimi duyunca cok tuhaf hissettim ve dinleyemedim. o donemlerde nerdeyse hic sermayem yoktu ve baslikta bahsi gecen 500 dolar benim icin buyuk paraydi. bence paranin degeri ona ne kadar ihtiyacin olduguna bagli.

15 bin lira için ihtihar etmeyi düşünüyorsunuz ve bu planınızı uyguluyorsunuz içinde olduğu çıkmazı az çok tahmin edebiliyorum. İş yok bakılacak bir aile var üzerine borçluluk keşke daha sabırlı olup bu işe kalkışmasaydı. Ne yazık ki ekonomik sıkıntılar devam ettiği sürece bu tip artan olayları daha sık şahit olacağız.

Bir yanda da parayla şov yapan bir kesim var. Zengin - Fakir var, orta sınıf yok kalmadı.

15 bin lira için yani düşünün. Şu an 1 asgari ücretin biraz altında bir para için intihar eden insanlar var. Fakir daha fakir zengin daha zengin oluyor derken bundan bahsediliyordu aslında. Arada öyle bir uçurum oluştu ve bu uçurum öyle bir büyüyor ki halihazırdaki ekonomi yönetimi ile bu uçurumu kapatmak oldukça zor görünüyor. Her geçen yıl orta kesim fakir kesime daha da yaklaşıyor. Orta kesim diye bir şey de kalmadı aslında da işte mühendisi, mimarı ve daha nicesinin maaşı gitgide asgari ücretliye iyice yaklaşır hale geldi. Düz memur olan daha çok ya da aynı parayı alıyor diyeceğim yani öyle bir noktadayız.

Allah o psikolojiye düşürmesin insanları hocam, o psikoloji bir kere yerleşti mi kolay kolay atamaz üstünden muhtemelen, o psikolojiye kurban gitti adam, Allah yardımcısı olsun , en kısa sürede sağlığına kavuşmasını temenni ederim, çok zor insan bakmakla mükellef olduğu, baba bana bir bisküvi al diyen çocuğuna parasızlıktan bir şey alamaması,

Psikolojisi bile travma yaratabilir, charlie chaplinin babasıyla buna benzer bir anısı var ama babası tabi durumu kötü olan birine son parasını verip çocuklarıyla güzel vakit geçirmesini sağlamış ve o dünya yıldızı hayatımın en güzel 2 dakikasıydı diyor babasının yaptığı şeyi gururlar anlatırken,

Okuduğum kadarıyla (adamın eşi anlatıyor), adam artık yürüyemeyecek gibiymiş. Eşinin söylediğine göre vücudunun neredeyse her yerinde kırıklar varmış. Yani ölmemiş kurtulmuş ama kendini o kadar yüksekten atınca hasar almış herhalde. Nörolojik hasar da varmış. Büyük ihtimalle çok ağır engelli oldu adam. Bu saatten sonra çalışıp çocuklarına da bakamaz. Keşke böyle bir iş yapmasaydı diyorum. Kendinden çok kimseye zararı olmadı garibanın. Devlet bu kimselere yardım ediyor ama yeterli gelmiyor demek ki.

Beni sanki yanlış anladınız benim buradaki yorumum aslında bu tarz insanlara sosyal yardımlaşma derneklerinin yetmeyeceği. Çünkü bu tarz insanlar daha fazla bunların altından vakıflar dernekler kalkamaz, direk devletlik bir olay.

Muhtarlar bile rüşvet alıp ismini yardım listesine yazmakla insanları istismar ediyor. Ben kulaklarımla duydum. Bir yakınımın mahallesinde muhtar 5000 lira getireni kömür gıda ve bez yardımı alabileceği şekilde söylüyormuş. Üstelik çocuk parası da bağlarım diyormuş. Mahalledeki Suriyeliler adama akın etmiş. Akıbeti duyarsam yazarım. Maalesef her şeye gücü yeten devletimiz bu konuda iyi bir mekanizma kuramamış demek ki.

Hocam sosyal yardımlaşma vakıflarının yardım yaptıkları insanların yüzde kaçı gerçek ihtiyaç sahibi bir de ona bakmak lazım. Geçenlerde Erzurum'da bununla ilgili bir suistimal tespit edildiydi sanırım, il başkanı görevden alınmıştı galiba, buradan hareketle asıl sorunun kişisel ahlaki seviye sorunu olduğu bariz açık, haksız kazanç ve avantacilar mutlak problem maalesef.