O zamanların kıymetini bilemiyormuşuz. Biraz birikim ile ev ve araba almak mümkündü o zamanlarda. Çok iyi hatırlıyorum. 2017 yılında bile yani 6 sene önce bile 150 bin liraya 3+1 ev almak Anadolu’da çok kolaydı ve o dönemlerde borca giren, evi alan herkes bugün şükür ediyor. Çünkü bugün birikim ile ev almak imkansızken o dönemde bu mümkündü. Baksanıza telefon 64 bin lira olmuş.
Hocam maalesef çok haklısınız. Kredi ile ev araba alan inanılmaz kâra geçti ve ödemeleri inanılmaz kuş gibi kaldı. Yukarıda başka bir hocamızın yazdığı gibi aslında böyle olacağını biliyorduk, benim bu kredilere girme imkanım vardı. Keşke olabildiğince ev ve arabaya girseymişiz. 2021 yazında bile konut kredisi çıkabiliyordu ve ev fiyatı görece ucuzdu. Bir eve bakmıştık. Yaklaşık 800bin lira civarıydı yani 100k dolardı, banka da %80 kredi veriyordu. En son onu kaçırarak çok büyük mallık ettim açıkçası. Şimdi o ev 5 milyon lira olmuş, yani 250k usd. Kredi ödemesi de acayip az olacaktı. Şu anda 800 bin liraya araba kalmayacak neredeyse, egea'lar bile seçimden sonra 800bin'i geçer. Çok büyük felaketlere doğru gidiyoruz.. 
Topic: 8 sene önce vs Bugün - page 2. (Read 333 times)
Sorun ne aslında biliyor musunuz, liyakat liyakat liyakat. Yönetim kadrolarinda yapılaşmayı liyakat üzerine değil de ahbap çavuş ilişkisine göre, siyasi menfaatler ekseninde yaparsanız, ve herşeyin kontrolünü de bir adamın eline verirseniz sonuçta günümüz şartlarının oluşması kaçınılmaz. Tübitak in başına ziraatci gelirse, ya da banka yönetim kuruluna güreşçi girerse, bir adam 10 ayrı yerden maaş huzur hakkı vs alırsa, yetişmiş kalifiye meslek grubundakiler şartlardan bezip kapağı yurt dışına atmaya başladığında giderlerse gitsinler derseniz, sonuçları kaçınılmaz olur maalesef.
Sorun liyakat değil,eğitimsizlik ve cahil kalma.Cahil insanı her şeye inandırabilirsiniz.İlk söyleme de inanmasa bile ikinci veya üçüncü söylemede artık sizde inanmaya,doğru neyse ona değil sizin dediğinize inanmaya başlar.Bu nedenle ne söyleniyorsa ona göre yön tayin eden insanlarımız şuanki kaderimizi belirleyenlerin çoğunu gösteriyor.Siyaset o kadar kötü bir şeydir ki insanlar ne kadar eğitimli olursa olsun bazen yaranmak için bu eğitimlerini hiçe sayabilir o ayrı konu fakat günümüzle 8 sene öncesini karşılaştırdığımızda durum çok da vahim.Bu sadece görünen ve parasal yüzü olarak gösterilse de iç tarafta daha kötü giden şeyler var.
Şimdiki gençlerimiz bilinçli yetiştiği için bir kaç sene sonra bu işler yavaştan değişmeye başlayacaktır fakat oraya kadar kim sabredebilir tabiki bunu önümüzdeki süreç bize gösterecek.Daha geçenlerde tramvayın önüne atlayıp intihar eden genç bir kardeşimizin mektubunu üzülerek okudum. Bunun gibi daha niceleri vardır ki içinde saklamaya devam ediyordur.
Ülkemizde son zamanlarda antidepresan kullanımı ve psikolojik sıkıntılar artmaya başladı ki bu iyiye işaret değil.Bunun nedeni açık ara belli.
Hocam eğitimsizlik ve cehalet konusunda haklısınız, hepimiz hatırlarız iktidar tarafindakilerden " memleketteki eğitim düzeyi arttıkça bizim oylarımız düşüyor" minvalinde açıklamaları. Yani olay iki yönlü, bir yönü yönetenlerin bilinçli şekilde toplumun eğitim düzeyinin yükselmesini istememesi, bununla beraber toplumda hiç de azımsanmayacak bir kesimin bu fikre resmen çanak tutması, bundan 50 yıl önceki yaşam kosullarinda cehalet kader olabilirdi fakat artık kader değil tercih bence.
50 yıl öncesinde bile bu kadar cehalet yoktu ve kader değildi.Okuma hakkı vardı ve insanlar en azından araştırmayı ve okumayı seviyordu.Tembellik ve üşengeçlik seviyesi şimdiki kadar fazla değildi.İnsanlar bir şeyler üretmeyi seviyordu hala daha seven vardır fakat bu yıl geçtikçe malesef ki azalıyor.
Eğitimi kısıtlarsanız görüyoruz ki yönetmek insanları daha kolay olur.Bu yüzden korona döneminde ilk vazgeçilenlerden birisi eğitim oldu ve uzaktan eğitime geçildi.
Sorun ne aslında biliyor musunuz, liyakat liyakat liyakat. Yönetim kadrolarinda yapılaşmayı liyakat üzerine değil de ahbap çavuş ilişkisine göre, siyasi menfaatler ekseninde yaparsanız, ve herşeyin kontrolünü de bir adamın eline verirseniz sonuçta günümüz şartlarının oluşması kaçınılmaz. Tübitak in başına ziraatci gelirse, ya da banka yönetim kuruluna güreşçi girerse, bir adam 10 ayrı yerden maaş huzur hakkı vs alırsa, yetişmiş kalifiye meslek grubundakiler şartlardan bezip kapağı yurt dışına atmaya başladığında giderlerse gitsinler derseniz, sonuçları kaçınılmaz olur maalesef.
Sorun liyakat değil,eğitimsizlik ve cahil kalma.Cahil insanı her şeye inandırabilirsiniz.İlk söyleme de inanmasa bile ikinci veya üçüncü söylemede artık sizde inanmaya,doğru neyse ona değil sizin dediğinize inanmaya başlar.Bu nedenle ne söyleniyorsa ona göre yön tayin eden insanlarımız şuanki kaderimizi belirleyenlerin çoğunu gösteriyor.Siyaset o kadar kötü bir şeydir ki insanlar ne kadar eğitimli olursa olsun bazen yaranmak için bu eğitimlerini hiçe sayabilir o ayrı konu fakat günümüzle 8 sene öncesini karşılaştırdığımızda durum çok da vahim.Bu sadece görünen ve parasal yüzü olarak gösterilse de iç tarafta daha kötü giden şeyler var.
Şimdiki gençlerimiz bilinçli yetiştiği için bir kaç sene sonra bu işler yavaştan değişmeye başlayacaktır fakat oraya kadar kim sabredebilir tabiki bunu önümüzdeki süreç bize gösterecek.Daha geçenlerde tramvayın önüne atlayıp intihar eden genç bir kardeşimizin mektubunu üzülerek okudum. Bunun gibi daha niceleri vardır ki içinde saklamaya devam ediyordur.
Ülkemizde son zamanlarda antidepresan kullanımı ve psikolojik sıkıntılar artmaya başladı ki bu iyiye işaret değil.Bunun nedeni açık ara belli.
Hocam eğitimsizlik ve cehalet konusunda haklısınız, hepimiz hatırlarız iktidar tarafindakilerden " memleketteki eğitim düzeyi arttıkça bizim oylarımız düşüyor" minvalinde açıklamaları. Yani olay iki yönlü, bir yönü yönetenlerin bilinçli şekilde toplumun eğitim düzeyinin yükselmesini istememesi, bununla beraber toplumda hiç de azımsanmayacak bir kesimin bu fikre resmen çanak tutması, bundan 50 yıl önceki yaşam kosullarinda cehalet kader olabilirdi fakat artık kader değil tercih bence.
8 sene değil sanki 30 sene önce gibi şu enflasyona bakın. Ama biz çok önceden uyarmıştık bunların olacağını öngörerek, referandumda Hayır demeyenler ülkeyi bu hale getirdi. Cumhuriyet kazanımlarını bir bir kaybettik bu ucube sistemin gelişiyle.
Şimdi arabayı geç millet yeni telefon alamıyor. Hiperenflasyonla dünyadan kopuk bir hayat yaşıyoruz. Temel ihtiyaçlar lüks olmuş durumda. Halk düşünmeden yanlış tercihler yaptıkça hayat standardını kendi kendine düşürmeye devam edecek.
Şimdi arabayı geç millet yeni telefon alamıyor. Hiperenflasyonla dünyadan kopuk bir hayat yaşıyoruz. Temel ihtiyaçlar lüks olmuş durumda. Halk düşünmeden yanlış tercihler yaptıkça hayat standardını kendi kendine düşürmeye devam edecek.
Bunu ben de gördüm. Ülkenin çöküşünün özeti. Birkaç yıl önce son model araba alınan fiyata şimdi telefon bile alamıyoruz. Üstelik bütün bunlar onlarca yıl içerisindeki değişim değil, sadece birkaç yıl. Pandemide 100 bin lira olan araba şimdi 700 bin lira, gelin bu ekonomiyi açıklayın ne hale geldik dediğimizde ise bize saldırmaya başlıyorlar.
Elle tutulur, akıl alır yanı olmayan bir ekonomi yönetimimiz var. Üretimi komple bitir, dışa bağımlı hale gel, samanı bile ithal et. Sonra ne telefon ne araba bakamasın insanlar.
Güzel bir bonfile yapayım derseniz şu anda kilosu 600 lira oldu. 2 sene önce aynı eti 60 liraya alıyorduk. İçine ettiler düzenimizin
Elle tutulur, akıl alır yanı olmayan bir ekonomi yönetimimiz var. Üretimi komple bitir, dışa bağımlı hale gel, samanı bile ithal et. Sonra ne telefon ne araba bakamasın insanlar.
Güzel bir bonfile yapayım derseniz şu anda kilosu 600 lira oldu. 2 sene önce aynı eti 60 liraya alıyorduk. İçine ettiler düzenimizin
Dolar ve enflasyonun etkilerinin çok güzel bir göstergesi bu, paramızın günden güne ne kadar erdiğini görebiliriz.
Şimdi bir araba almak bile hayal gibi bir şey. Ev almaya bir şey diyemiyorum.
Artık 8 yıl sonra neyle neyi kıyaslarız Allah bilir.
Şimdi bir araba almak bile hayal gibi bir şey. Ev almaya bir şey diyemiyorum.
Artık 8 yıl sonra neyle neyi kıyaslarız Allah bilir.
Sorun ne aslında biliyor musunuz, liyakat liyakat liyakat. Yönetim kadrolarinda yapılaşmayı liyakat üzerine değil de ahbap çavuş ilişkisine göre, siyasi menfaatler ekseninde yaparsanız, ve herşeyin kontrolünü de bir adamın eline verirseniz sonuçta günümüz şartlarının oluşması kaçınılmaz. Tübitak in başına ziraatci gelirse, ya da banka yönetim kuruluna güreşçi girerse, bir adam 10 ayrı yerden maaş huzur hakkı vs alırsa, yetişmiş kalifiye meslek grubundakiler şartlardan bezip kapağı yurt dışına atmaya başladığında giderlerse gitsinler derseniz, sonuçları kaçınılmaz olur maalesef.
Sorun liyakat değil,eğitimsizlik ve cahil kalma.Cahil insanı her şeye inandırabilirsiniz.İlk söyleme de inanmasa bile ikinci veya üçüncü söylemede artık sizde inanmaya,doğru neyse ona değil sizin dediğinize inanmaya başlar.Bu nedenle ne söyleniyorsa ona göre yön tayin eden insanlarımız şuanki kaderimizi belirleyenlerin çoğunu gösteriyor.Siyaset o kadar kötü bir şeydir ki insanlar ne kadar eğitimli olursa olsun bazen yaranmak için bu eğitimlerini hiçe sayabilir o ayrı konu fakat günümüzle 8 sene öncesini karşılaştırdığımızda durum çok da vahim.Bu sadece görünen ve parasal yüzü olarak gösterilse de iç tarafta daha kötü giden şeyler var.
Şimdiki gençlerimiz bilinçli yetiştiği için bir kaç sene sonra bu işler yavaştan değişmeye başlayacaktır fakat oraya kadar kim sabredebilir tabiki bunu önümüzdeki süreç bize gösterecek.Daha geçenlerde tramvayın önüne atlayıp intihar eden genç bir kardeşimizin mektubunu üzülerek okudum. Bunun gibi daha niceleri vardır ki içinde saklamaya devam ediyordur.
Ülkemizde son zamanlarda antidepresan kullanımı ve psikolojik sıkıntılar artmaya başladı ki bu iyiye işaret değil.Bunun nedeni açık ara belli.
Sorun ne aslında biliyor musunuz, liyakat liyakat liyakat. Yönetim kadrolarinda yapılaşmayı liyakat üzerine değil de ahbap çavuş ilişkisine göre, siyasi menfaatler ekseninde yaparsanız, ve herşeyin kontrolünü de bir adamın eline verirseniz sonuçta günümüz şartlarının oluşması kaçınılmaz. Tübitak in başına ziraatci gelirse, ya da banka yönetim kuruluna güreşçi girerse, bir adam 10 ayrı yerden maaş huzur hakkı vs alırsa, yetişmiş kalifiye meslek grubundakiler şartlardan bezip kapağı yurt dışına atmaya başladığında giderlerse gitsinler derseniz, sonuçları kaçınılmaz olur maalesef.
Ekonomi çok iyi dış güçlerin oyunu bunlar. Oyuna gelmeyin. Seccadeye basan biri benim başkanım olamaz. Anamız bacımız kardeşimiz yıllarca konuşamıyordu. Elhamdülliilah recep tayyip erdoğan var. O herşeyi düzeltecek bi 20-30 kere şans daha verin sonuçta sayısal gibi bir şekilde arada kazandığımız dönemler olacak.
Hem senin araba neyine.
Bayrak inmeyecek
Hem senin araba neyine.
Bayrak inmeyecek
Alım gücü yok oldu geçtiğimiz senelerde ithal bir aracın yada yeni çıkan bir telefonun hayalini kurarak onlara ulaşıp alabilme şansımız oluyordu. Alım gücü o kadar düştü ki sadece temel ihtiyaçlarımızı düşünür haldeyiz. Bu kadar açık alım gücünün düştüğü yaşadığımız sefillikler buna rağmen itibardan tasarruf olmaz kafasında bir yönetim ve daha çok kraldan kralcı halk ölümüne savunurlar bazı düşünceleri.
Ama bunu biz tüp kuyruğuna giren dayilara, gaz kuyruğu gören amcalara, un şeker kuyruğu gören bacilara anlatamayız ki.bakin 8 yıl önce o arabayı almak, 8 yıl sonra telefonu almaktan çok çok daha zor değildi. İlla o arabayı da almak zorunda değiliz tabi, yarı parasına dahi iyi araba alabilirdik o dönem. Ama ne oldu verdik yetkiyi, gördüm etkiyi...
O zamanların kıymetini bilemiyormuşuz. Biraz birikim ile ev ve araba almak mümkündü o zamanlarda. Çok iyi hatırlıyorum. 2017 yılında bile yani 6 sene önce bile 150 bin liraya 3+1 ev almak Anadolu’da çok kolaydı ve o dönemlerde borca giren, evi alan herkes bugün şükür ediyor. Çünkü bugün birikim ile ev almak imkansızken o dönemde bu mümkündü. Baksanıza telefon 64 bin lira olmuş.
Soldaki ürünü de sağdaki ürünü de eğer Avrupa ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyorsanız Türkiye'den daha ucuza alabiliyorsunuz. Benim asıl üzüldüğüm nokta bu. Alım gücü yok bu doğru. Bunun üzerine de alım gücü olan ülkeden daha berbat bir vergi sistemi var ve petrol zenginiymişiz gibi fiyatlar biçiliyor. Para arzının sürekli tekrar tekrar arttırıldığı şu dönemde ciddi olarak ucuz kalsa zaten bedava gibi olurdu ürünler. Maalesef orta sınıf mefta gibi bir şey oldu artık.
Şöyle bir görsel geldi önüme ve baktım dedim ki ülkenin içinde bulunduğu b*ktan durum daha iyi özetlenemezdi. Apple’ın yaptığı zamlarla birlikte artık 8 sene önce araba aldığınız bir paranın daha fazlasına bugün telefon alıyorsunuz. Daha doğrusu alamıyorsunuz çünkü bu parayı telefona verecek parayı bulamıyorsunuz. Ülkenin vergi sistemiyle birlikte ekonomisinin baştan düzenlenmesi gerekiyor.
Görselle ilgili daha da acı bir gerçek var. Bir kaç ay öncesinde paylaştığınız görselin benzerinde sol tarafta polo vardı. Kısa zamanda karşılaştırmada araba modeli bir üst versiyona geçti ki yakında 8 sene önce 80.000 TL olan Mercedes A Class'ı o karşılaştırma fotoğraflarında görecek olmamız çok büyük olasılık.
Veriler Türkiye İstatistik Kurumu tarafından çarpıtıldığı için çoğu enflasyon listesinde Arjantin'den sonra ikinci sırada görünüyoruz fakat gerçekler maalesef öyle değil. Sadece Türk Lirası geliri olan insanlar geçtiğimiz bir kaç senede alım gücünü kat be kat kaybettiler.
Şöyle bir görsel geldi önüme ve baktım dedim ki ülkenin içinde bulunduğu b*ktan durum daha iyi özetlenemezdi. Apple’ın yaptığı zamlarla birlikte artık 8 sene önce araba aldığınız bir paranın daha fazlasına bugün telefon alıyorsunuz. Daha doğrusu alamıyorsunuz çünkü bu parayı telefona verecek parayı bulamıyorsunuz. Ülkenin vergi sistemiyle birlikte ekonomisinin baştan düzenlenmesi gerekiyor.
Jump to: