Topic: Amacımız Ne ? Senelerdir bu sorunun cevabını arıyorum ? (Read 378 times)

Kahveyle rutin bozucu anarşistlik de iyiymiş Arada ocakbaşında da bir ziyafet çekiver. Mesela ben geçenlerde iskender + kaymaklı künefeyle anarşistliğin dibine vurdum.

Üremek ve türümüzü devam ettirmek.

Hala dünyada ki diğer canlılar gibi içgüdüsel bir amacımız var başka bir şey değil. İyi gözlemlerseniz aslında insanın yalnızca düşünen bir hayvan olduğu çok bariz ortaya çıkıyor. Yani ortak genlere sahibiz hepimizin tek bir türden geldiği buradan bile anlaşılabiliyor. Aslanlar yada diğer sürülerde annesi olmayan hayvanlar dışlanırken onlardan daha zeki olan maymunsular da çocuklar ile amca ve teyzeleri ilgilenebiliyor.

İç güdüsel olarak evleniyoruz ve ürüyoruz haliyle kendimizi bir nevi kopyalayıp genlerimizi aktarıyoruz ve ölüyoruz. Erkekler, kadınları tavlamak için türlü şeyler yapıyorlar ve kadınlar en iyi adayı seçip üreme kısmına geçiyor süreç. Yani doğada ki erkek hayvanların savaşmaları ve güçlü olanın üremesi gibi yada dişi kuşların en güzel cıvıldayan erkek kuşu seçmesi.

Günümüzde ise bu gücü para temsil ediyor.

Evlenmek, çocuk yapmak yorucu şeyler bunda herkes hem fikirdir o halde neden hayatımızı adayacağmız bir kopyamızı meydana getirip tek tip bir hayat yaşıyoruz ki ? Hayat yalnız zor, çocuklar sevimli bunların tamamı bahane. Herkes evlendiği için yalnız kalıyorsun sistem böyle işliyor dışında kalamıyorsun. Eş ve çocuğuna bakabilmek için belki de hayatından vazgeçiyorsun ve her şey içgüdüsel işliyor. Türümüzün devam etmesi evrim ile içgüsel kodlanmış eğer farklı olsaydı insanlar evlenmek yerine dünyayı gezer özgür bir hayat yaşardı yani tercihe bırakılamaz.

Haliyle olayın felsefik kısmından çok uzağız ve henüz robottan hiç bir farkımız yok.

Üreme kısmı nüfus dengelemek için olsaydı ve çocuklar bütün toplumun sorumluluğu olsaydı, yaşam süremiz çok uzun olsaydı belki bir amaç bulabilirdik. K-pax filminde çocuk kısmını şöyle açıklıyordu uzaylı olduğunu iddia eden kişi ;


6 yaşında eğitim başlıyor ve 25 yaşına kadar sürüyor minimum sonra ise iş arama ve eş seçme dönemi başlıyor. Sonra hayat mücadelesi.

Yani neredeyse 30 yaşına kadar okuyan adam sonra ki 30 yılı çocuğu evlenip ayakları üzerinde dursun diye adıyor. Ortalama erkek yaşam süresi ise 65 ülkemiz için. Dünyayı gezeceği ve kendini mutlu edebileceği her şeyden vazgeçiyor.

İçgüdüsel olmasaydı bu mantığın kabul edeceği bir şey değil.

Dinler ise insanları bu konuda avutmak adına çok işe yarıyor.

Öteki dünyada kralsın be oğlum...

Gelişmiş ülkelerde hızla üreme oranı düşüyor hatta eksilere düşüyor bu yüzden göçmen alıyorlar bu ülkeler ve dinlere inanan yok gibi.

Türkiyede de aslında süreç böyle işliyor. Ülkenin batı kısmında 1 yada 2 çocuk oluyor ve inanan oran batıda minumum.

Evrimleşiyoruz dinler ve üreme konusunda ama doğru ama yanlış süreç böyle işliyor.

İçgüdüsel amaç son bulunca gerçek amacın ne olduğunu araştırabiliriz diye düşünüyorum.

fazla anarşistlik yapmışsın bu sıralar biraz kendine çeki düzen ver

15 yaşındayken ben de kendime ve çevreme bu soruyu soruyordum. daha sonra hayatın amaçlar için çok da uğraşılmaması gerektiğini anladım ve sadece yaşıyorum mk. amacım sabah işe gitmek, akşam da eve dönmek. aralarda rutini bozmak ise en büyük anarşistliğim oluyor. geçen salı kafede oturup gayfe içtim mesela.

en büyük amacım sadece kısır ve lahmacun yiyerek hayatta kalmak heheh

Bir dönem reenkarnasyon konusunu araştırmıştım. "Tekamül etme" felsefesini benimsemiş. Öldükten sonra ruhun, daha üstün bir kademeyle yeniden dünyaya gelmesi. Belki de amacımız bu olmalıdır. Yani daha iyiye, daha doğruya ve daha ahlaklı olana ulaşmak için çabalayıp tekamülümüzü yukarı çıkartıp devam ettirmek.

Her insan kendisine bir amac edinir ve o amaca varmak için çabalar varınca da şu daha iyi gibi der ve yeni hedef belirir kendisine. insanoğluna ölümden önce hedef say say bitmez.

aslında her insan işi en temele indirdiğimizde iyi hissetmek için yaşar para için kadın için ya da erkek için değil çünkü bunun temelinde de iyi hissetmek vardır mesela kimi insanlar evlatları için yaşar onlar iyi hissettikleri için iyi yerlere geldikleri için iyi hissederler kimi insanlar da para kazandıklarında güç elde ettiklerinde ya da arzuladıkları kadınlara sahip olduklarında iyi hissederler .

velhasıl kelam herkesin tek bir amacı vardır bu hayatta o da iyi hissetmek.

Neden Hiçbir Şey Yerine Bir Şeyler Var?
Varlığın bilincine varıldığı an, anlam yüklenmesi zorunluluğu kaçınılmaz oluyor. Teizm, Ateizm ya da Hz.bıyık reis Niçe dışında alternatif yok. En azından kısmen şanslıyız, öyle ya da böyle insanlık her şeyi tartışıp konuşmuş. "Keti Faxifus" tarafını seç, tarzını oluştur.

kaç yıllık konuyu nereden buldun da hortlattın.  bir de boş yapmışsın epikür mepikür diye

Bu tarz sorulardan nesnel ve evrensel geçerliliği olan cevaplar beklemek doğru değil. Hayattaki her şey gibi bu soruların cevabı da öznel ve göreceli. Tarih boyunca pek çok filozof kendince hayata, evrene bir anlam atfetmiştir. Epikür’e göre hayatın yegane amacı “mutlu olmak” iken, nasıl mutlu olunacağını, mutluluğun ne olduğunu söylememiş. Sokrates’e göre “sürekli yeni şeyler öğrenmek” iken, bilginin bir yerden sonra insanı yalnızlaştırdığını ve mutsuz ettiğini unutmuş. Machiavelli ise daha farklı düşünüyor, hayatın “hayallere ve isteklerine ulaşmak”tan ibaret olduğunu söylüyor. Ulaştıktan sonra gelen o boşluk hissine cevabı yok tabii. Platon daha naif, hayatın anlamının “iyi insan” olmakta olduğunu söylüyor. Yine en çok iyilerin kırıldığını, en çok iyilerin yara aldığını ve hor görüldüğünü unutmuş gibi birileri. Bunlar hep öznel, göreceli anlam arayışları. Önemli olan bizim ne düşündüğümüz. Çünkü anlamsız ve karmaşık varoluşumuza yalnızca biz anlam yükleyebilir, yalnızca biz kendi gerçekliğimizi yaratabiliriz. Hayatta ne bulduğumuz, bizi nelerin heyecanlandırdığı, nelerin yaşadığımızı hissetirdiği. Sanırsam hayatın anlamını bulmanın en kolay yolu şu soruları sormak: Neyi yapmadığında eksik hissediyorsun? Ne sana yaşadığını hissettiriyor, neyi yaparken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorsun? Yarın ölecek olsan, son gününü nasıl geçirirdin? Hiç umut yokmuş gibi göründüğünde bile seni hayatta tutan, sana umut veren, yaşamaya devam etmeni sağlayan şey ne? Bu soruya verdiğin cevap senin tutkunu ortaya çıkartacaktır. Tutkuyu bulduğumuzda yapmamız gereken basit; hayatımızı tutkumuza adamak, kendi yarattığımız küçük dünyada mutlu olmak ve mutluluk peşinde koşmak.

bu sorunun mantıksal bir cevabı yok bence yani aslında soru bile diyil paradoksdur. Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye, dinden dine deyişir.Bir müslümana göre amaç kurani kerimde saklıysa, bir hiristiyan için durum değişir. Mutluluk bence bu sorunun yanıtına yakın bi cevap.

meme.

not: meme burada üreme içgüdüsünün sembolüdür.

herkesin amacı dünyada farklıdır şöyle örnek vereyeyim bazı insanlar zengindir ama hiç mutlu değillerdir bazı insanlarda fakirlerdir ama çok mutludurlar ondan dolayı herkesin yaşam biçimleri farklılıdır ve yaşama bakış açısıda farklılır işin özeti amacımız ne sorusu senin ne istediğin ve bu hayatta beklentin nedir bunları cevaplayabilirsen bulursun

Senelerdir bu soruların cevabını bilen bilim adamları veya başkaları varmı acaba kesin olarak bu soruların bir cevabının olmasına gerek yok.

Niye doğmamızın, burda olmamızın illa bir sebebi olsunki. Belkide sebepsiz yere burdayız, hiçbir amaca hizmet etmiyoruz. Belkide sadece uzaylıların oyun bahçesiyiz

Holloween kardeş sen neden böyle acayip konulara kafa yoruyorsun anlamıyorum.
"Her nefis ölümü tadacaktır"
Öbür tarafa gidipte dönen yok. Milyonlarca yıldır bu böyle bizde öbür tarafa bir gün gideceğiz. Allah hayırlı ölüm versin.
Her ölüm  erkendir ama bu düzen böyle ilerliyor.

Olabildiğince mutlu olmaktır.

Her şeyin bir nedeni vardır.
Her şeyin nedene bagli bir sonucu vardır.

Bu soruların tek bir cevabı yok. Her inanışa, -izm'e, felsefeye göre değişebilir.
Mesela İslam'a göre, Hristiyanlığa göre; veya felsefeye göre cevaplar değişecektir. Evrim teorisi ve Yaratılış inancı de var.
Bu ana başlıklar altında bu sorulara cevap bulabilirsin, içlerinden kafana yatana inanabilirsin.