https://www.youtube.com/watch?v=ae0VRZ7eB6EDavutoğlu! Bizi suçlamak senin haddine değil!"Bütün olup bitenleri herkes elini vicdanına koyarak değerlendirsin. Ankara, Türkiye'nin başkenti. Kuş uçsa devletin haberi olur. İstihbaratın en güçlü olduğu şehirdir burası. 100 binlik miting yapılıyor tek bir güvenlik önlemi yok. Ne ara sokaklarda ne ana caddede tek bir güvenlik önlemi yok. Kendi mitinglerine bir bakın. On cadde öteden başlıyor güvenlik önlemleri. Bugün barış isteyenlerin mitingine 2 tane canlı bombayı kendi elleriyle saldılar. Ne kontrol var ne güvenlik. Yetmedi, canlı bombalar kendini patlatmış yerde yaralılar var. 500 yaralı var nefes alacak durumda değiller kendi emirleri ile polisler gaz atıyorlar. Yaralılar zaten ölmek üzere birde gazla boğuştular. Yaralıları taşıyanlar gazla boğuştular. Polisin TOMA'dan sıktığı suyla boğuştular. 100 cenazemiz var, 500 yaralı var bir de TOMA'dan sıkılan suyla, gazla uğraştık. Bu mu senin adaletin? Bunun hesabını vermek yerine çıkmış HDP'yi, Demirtaş'ı suçlayan kendi sorumluluklarını görmezden gelen bir tutum sergiliyorlar. Böyle bir aymazlık utanmazlık olabilir mi? Gazeteci bakana "İstifa edecek misiniz" diye soruyor, beyefendi gülüyor. Gülerek cevap veriyor.
100 cenaze morgda bekliyor ülkenin atanmış memuru sözde adalet bakanı sırıtarak cevap veriyor. Biz bunlara mecbur değiliz. Ülke olarak bunların kahrını çekmek zorunda değiliz. Halen bizi dışlayan bir tutum var. Halen bunlardan bütün sorumlu bizmişiz gibi bütün bu ölümlerden sorumlu bizmişiz gibi bir tutum var. Ülkeyi biz yönetiyorsak haber veririz. Bugün Başbakan ben olsaydım Türkiye toplumundan bin defa özür diler istifa ederdim. Hatta onuru olan istifa değil intihar eder böyle bir alçaklık karşısında. Bunlarda utanma yok. Bir tane haysiyetli onurlu yok ki, istifa edin çağrısı yapalım. Ve biz bunlar tarafından yönetiliyoruz. Nerede nasıl öleceğimizi, öldürüleceğimizi bilmeden bunlar tarafından yönetiliyoruz. Bunun adına ileri demokrasi diyorlar.
O nedenle özellikle Davutoğlu'na sesleniyorum: Bizi tehdit ederek, hakaret ederek daha cenazelerimiz morgdayken, parçalarını meydandan toplanmamışken bizi suçlayan dilden seni men ederim. Haddine değil. Sen başbakan bile değilsin. Ülkenin yönetimine zorla el koymuş, darbe yapmış bir kliksiniz. Bize parmak sallayarak, tehdit ederek konuşmak sizin haddinize değil. Türkiye demokrasi ve barış çağrısından tahrik oluyorsa kusura bakmayın. Biz sadece kardeşçe yaşamak için bu mitingleri ve yürüyüşleri yapıyoruz. Asıl sorumlu ve tahrikkar sizsiniz. Her konuşmanız tahrik kokuyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına her konuşmanız sadece insanlarımızı birbirine düşman etmeye yarıyor. Size oy verenler vatandaş geri kalanlar kuluz, tebaayız. Size oy vermediğimiz için geri kalanların hepsinin katli vaciptir. Bunu her gün siz söylüyorsunuz. Her gün kameraların karşısına çıkarak ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Utanın, sıkılın. Düşün bu ülkenin yakasından. Ülkemizi sizden kurtaracağız. İnşallah o günler yakındır. Bu halkları, ezilenleri sizden kurtaracağız. O günler gelecek hep birlikte göreceğiz."
Selahattin Demirtaş