Topic: Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi - page 2. (Read 328 times)

Aklımızdan bir an bile olsun çıkarmamamız gereken satırlar.. Fikirlerine ve varlığına her zaman sıkı sıkıya sarılacağımız Büyük Önder'imiz. Bu ülke çok daha iyi yerlere senin gösterdiğin yolla gelecek 

ah ah atam şimdi ki nesili görseydi kan ağlardı kan..çok iş düşüyor bize, gerçekten Atatürk'ün izinde işler yapmalıyız.yılmadan, pes etmeden, her türlü zorluğa rağmen..

Yaklaşık 100 yıl öncesinden bizim hala önümüzü aydınlatan bir kişilik gerçekten kendisine olan saygım soysuz. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Yüce Atatürk!

Hadi biz bir şey yapmıyoruz diyelim soruyu soran kişi olarak peki sen ne yapıyorsun dostum ?

Yönetim şekilleri,Devletler ve hatta Coğrafyalar değişir ama bâki kalan milletlerdir... Kendini ve milletini kalıplara sığdırmaya çalışma... O yüzden fazla sıkma güzel canını bu kadar sinir stres yapmana değmez olası bir durumda yine Asil Türk Milleti olarak her zaman yaptığımız gibi şaha kalkmayı biliriz evelallah...

helal olsun hocam paylaşım için sonsuz teşekkürler ne diyor vazifen Türk istiklalini Türk Cumhuriyetini kurtarmaktır önümüzdeki seçim bunun için bir fırsat üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz bu bizim vazifemiz

Usta artık başkanlık sistemi var artık, yani başkan seçiyoruz artık, bir lider seçiyoruz, yani ortada kurtarılacak bir şey yok,  o referandumdan önceydi

Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır!

Aranızda türk varsa soruyorum kurtarmak için ne yapıyonuz ?.

Şu anda içinde bulunduğumuz durumu birebir anlatıyor denilebilir. Ama anlamamakta ısrar ediyorlar 

Teşekürler dostum.  Bu aralar herkesin okuyarak hatırlaması gereken birşey. Konunun sabitlenmesi de gerekli diye düşünüyorum. Türkçe bölüme giren herkesin bir kere okumasında fayda var 

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!