Bu göçler ve göçmenler konusunda Suriye'lilere karşı genel bir tavır var. Evet bu göçler toplum yapısını feci derecede bozan hareketler. Ancak siyasilerimiz bizi buna alıştırdı aslında. Şahsen ben artık çok da takılmıyorum bu konuya. Neden mi? Suriye'den gelen dalga ilk değil de ondan!
Alın size genel akımlarıyla Türkiye'ye göçler;
Cumhuriyetten sonra ilk göç hareketi Yunanistan'dan olmuştur. Lozan anlaşmasının mübadele maddelerine dayalı olarak 1922-38 arası 384.000 kişi Türkiye'ye göçmüştür.
Makedonya'dan ilk göç hareketi 1924 yılında ülkedeki Türklerin Anadolu'ya göçü ile başlamıştır. İkinci göç dalgası 1936 yılında, üçüncü göç dalgası Türkiye-Yugoslavya arasında serbest göç anlaşması imzalandıktan sonra 1953 yılında gerçekleşmiştir.
Yugoslavya'dan 305.158 kişi (77.413 aile) Cumhuriyet devrinde Türkiye'ye göçmüştür. 14.494 kişiyi devlet iskan etmiş, kalanları serbest göçmen olarak kendileri Anadolu'ya yerleşmişlerdir.
Bulgaristan Türkiye'ye büyük kitlesel göç gönderen bir ülkedir. 1989'a kadar 800.000 kişi dört dalga halinde Anadolu'ya ulaşmıştır. Türkiye-Bulgaristan ikamet sözleşmesiyle (1925) 218.998 kişi 1949 yılına kadar göçmüştür. 1946'da Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'nin ilanı ve 1949-1951 arasında 156.063 kişi Türkiye'ye göçmüştür. 1968-1979 arasında Türkiye-Bulgaristan arasındaki yeni göç anlaşması ile 116.521 kişi Türkiye'ye göçmüştür. 1989 yılında Bulgar devletinin Müslüman Türk vatandaşlarına yaptığı etnik baskıdan dolayı büyük bir göç dalgası yaşanmıştır.
Romanya'dan Türkiye'ye 1923-1949 arasında 79.287 kişi iskanlı göçmen, 43.271 kişi serbest göçmen olarak gelmiştir.
Balkanlardan 1923-45 arasında toplam 800.00 kişi Türkiye'ye göç ettirilmiştir.
1950 yılında bağımsız devlet olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti, Çin işgaline uğradığında Türkiye'ye göç gerçekleşmiştir.
II. Dünya Savaşında Nazi birlikleri ile birlikte savaşa katılan Doğu lejyonlarından bazıları Türkiye'ye yerleşmiştir. Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Balkar, Karakalpak, Karaçay, Azeri, Çeçen, İnguş, Dağıstan gibi Müslüman kökenli insanlardan bir kısmı Anadolu'yu yeni yurt olarak seçmiştir.
1979 İran Devriminden sonra 1 milyon kişi (Azeri, Fars ve Kürt) Türkiye'ye göç etmiştir.
Afganistan'ın Sovyet Rusya tarafından işgali ile birlikte Türk kökenli toplumlardan Özbek, Kazak, Uygur ve Kırgızlar Türkiye'ye göç etmiştir.
Suriye'den 1945, 1951, 1953 ve 1967 yıllarında toplu göçler olmuştur.İskenderun, Kırıkhan ve Adana şehirlerine iskan edilmiştir. 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı sonucunda Türkiye'ye 2.733.784 mülteci kişi göç etmiştir[3].
Irak'ta 1988 Halepçe katliamı sonrasında 51.542 kişi göç etmiştir. 1991'deki Körfez savaşında 467.489 kişi Türkiye'ye göç etmiştir.
Anadolu'ya son iki yüzyılda 6 milyon kişi göç etmiştir.
Bu verilerin kaynağı:
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27ye_g%C3%B6%C3%A7ler,
Bu göç dalgalarının bir kısmı (özellikle eski tarihliler) Türk vatandaşlarının ülkeye dönüşlerini de içeriyor aslında. Ama 90'lı yılların sonlarına doğru başlayan ve/veya doğudan gelen bir çok göç akımı bizi aslında çok kötü etkiledi. Daha önce 1988 Halepçe katliamı ve 91 Körfez savaşı sonrası gelen göçmenlerin Türk toplumuna, Türk devletine ve toplum yapımıza en büyük zararı veren göçmen grubu olduğunu düşünüyorum. Çünkü o dönemde gelen akınlar ülkemizdeki terör faaliyetlerini besleyen, kendine oradan adam bulan altyapı sağladı. Özellikle bu göçlerle Türkiye'de işler karışmaya başladı. Bu göçlere bir ara çok takmış ve çok araştırma yapmıştım. Daha fazla konuşursam hoş olmayabilir. Ama ülke olarak göç politikamızın "berbat" ötesi olduğunu söylemekte çekince görmüyorum.
Maalesef bu izlenen göç politikaları yüzünden Türk vatandaşlığının ayrıcalığı diye bir şeyden bahsedemiyoruz artık.