Pages:
Author

Topic: CERN (Read 262 times)

legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
April 28, 2024, 01:16:27 PM
#26
Ya mesela ben şunu bilmiyordum, geçenlerde tesadüfen öğrendim, artık akademik kariyer için yabancı dil bilgisi falan gerekmiyormuş, hatta sanırım herhangi bir sınav ya da test de yapılmıyormuş. Ulan bilim dediğin şey evrenseldir, sen başkaları ne yapıyor bilmeden, anlamadan nasıl bilimle uğraşacaksın?
Ondan sonra o Mercedes düşkünü, özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca yazan pabucumun resmi takkeli profu gibi Arapça soru sorduklarında tercüman istersin, bir İngilizce metin okursun İngilizcenin içine sıçarsın.
Istakoz, Maldivler ve Rolex Partisi'nin üniversitelerinden çıkma ürünler bunlar işte.

Hocam prof maaşı suan 70k tl sen kalifiye biri olsan bu paraya çalışırmısın tabiki o kadar olacak buradaki profluk artık adam mal mı kafa patlatacak bir ömür ne için 70k tl için mi? o kadarda olsun bırak 70k tl verdiğin birinden alcağın verim ne olabilir ki?

Kaynaklara karşı alıntılarda wikipedia kullananlar görmedik mi? wikipedia lan kaynağın ne ilk okul cocuğu dersi mi bu.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 25, 2024, 01:35:04 AM
#25
Ya mesela ben şunu bilmiyordum, geçenlerde tesadüfen öğrendim, artık akademik kariyer için yabancı dil bilgisi falan gerekmiyormuş, hatta sanırım herhangi bir sınav ya da test de yapılmıyormuş. Ulan bilim dediğin şey evrenseldir, sen başkaları ne yapıyor bilmeden, anlamadan nasıl bilimle uğraşacaksın?
Ondan sonra o Mercedes düşkünü, özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca yazan pabucumun resmi takkeli profu gibi Arapça soru sorduklarında tercüman istersin, bir İngilizce metin okursun İngilizcenin içine sıçarsın.
Istakoz, Maldivler ve Rolex Partisi'nin üniversitelerinden çıkma ürünler bunlar işte.

Bizim yaşadığımız enflasyon aslında ekonomik değil. Kültürel hayatımızda çok ciddi aşınmalar oldu. Dünyada geçer akçe olan burada kullanılmıyor. Sana ne lazım abiler piyasada.
Örnegin sırıkla yüksek atlama atıyorum dünya üst sınırı 5,5 metre biz bunu alıp onlar bilmiyor diye 3,5 yaparız. Kim karışacak ki. Ondan sonra ha bire kendimizce dünya rekorları kırarız. Bizim üst sınırımız bize göre. Yabancının araştırmalarını kim okuyup kafa yoracak ki. Gerek var mı. Akademisyen dediğimiz kişler her biri bir konuda uzmanlaşsa dünyada konu kalmaz ya. Ama bizde bir konuda uzmanlaşsa yeterli. 
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
April 24, 2024, 05:25:20 PM
#24
Ya mesela ben şunu bilmiyordum, geçenlerde tesadüfen öğrendim, artık akademik kariyer için yabancı dil bilgisi falan gerekmiyormuş, hatta sanırım herhangi bir sınav ya da test de yapılmıyormuş. Ulan bilim dediğin şey evrenseldir, sen başkaları ne yapıyor bilmeden, anlamadan nasıl bilimle uğraşacaksın?
Ondan sonra o Mercedes düşkünü, özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca yazan pabucumun resmi takkeli profu gibi Arapça soru sorduklarında tercüman istersin, bir İngilizce metin okursun İngilizcenin içine sıçarsın.
Istakoz, Maldivler ve Rolex Partisi'nin üniversitelerinden çıkma ürünler bunlar işte.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 24, 2024, 02:56:25 AM
#23
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
Hocam bence ülke genel anlamda üniversite çöplüğüne döndü bence, her yere bolca açıldı ama kadroların yeterliliğine bakılmadi, İlber hoca bir ara her yere üniversite olmaz demişti hocaya demediklerini bırakmadılar o dönem. Zorunlu eğitim denen ucube sistemle liseye aslında hiç uğramaması gereken çocuklar hem o liseleri bitirdiler bir şekilde hem de sonrasında o vasıfsız üniversitelere dağıldılar. Sonuç bir sürü mezun ama mezuniyet alanının yakınından bile geçemeyecek binlerce genç.

Kesinlikle katılıyorum, üniversiteler neredeyse lise düzeyine indi zaten. Eskiden ilk beşyüzün en sonlarına bile olsa ODTÜ, Bilkent vb girerdi, artık o da yok, hedef ilk binin içinde kalabilmek, yüksek öğretimin DE içine sıçtılar.

"Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. "
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-universiteleri-siralamalarda-geriliyor
Hocam rahmetli Oktay Sinanoğlu hocanın Amerika'ya ilk gittiği dönemde yaşadıkları ile ilgili bir video vardı, orada üniversite düzeyindeki soruları burada lisede hatta ortaokulda coktaaan öğrenmiştik bazı diyordu rahmetli, aradan geçen 50-60 senede ilerlemek bir yana üniversitelerimiz lise düzeyine inmiş durumda. Doçent profesör olmak artık çok kolay, ama içerik ve donanım, eminim ki yüzde 25 inde ancak yeterlidir, gerisi sistemin yürü ya evladım dedikleri.

Yıllardan beri müfredat ve  içerik konusundaki erezyon devam ediyor. Ta ilk okuldan başlayan eğitim kalitesizleştirmesi ve ha bire değişimler sonucunda gelinen nokta çok okul ama boş okul durumuna geldi. 5+3+3 yerine kazanımları yok etmek için atılan adımda 4+4+4 eklenen bir sene daha ve kaybedilen koca bir yıl. Müfredat azalmış yıl çoğalmış. Bizim derdimiz hangi çocuk hangi konuda iyi onu daha iyi yapmak yerine hangi konuda zayıfsa onu iyileştirmek ve tamamında başarısız bir son hazırlamak. Herkes mamtematik ve edebiyatta aynı seviyede olsun diye uğraşıyoruz.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 23, 2024, 03:05:30 PM
#22
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
Hocam bence ülke genel anlamda üniversite çöplüğüne döndü bence, her yere bolca açıldı ama kadroların yeterliliğine bakılmadi, İlber hoca bir ara her yere üniversite olmaz demişti hocaya demediklerini bırakmadılar o dönem. Zorunlu eğitim denen ucube sistemle liseye aslında hiç uğramaması gereken çocuklar hem o liseleri bitirdiler bir şekilde hem de sonrasında o vasıfsız üniversitelere dağıldılar. Sonuç bir sürü mezun ama mezuniyet alanının yakınından bile geçemeyecek binlerce genç.

Kesinlikle katılıyorum, üniversiteler neredeyse lise düzeyine indi zaten. Eskiden ilk beşyüzün en sonlarına bile olsa ODTÜ, Bilkent vb girerdi, artık o da yok, hedef ilk binin içinde kalabilmek, yüksek öğretimin DE içine sıçtılar.

"Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. "
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-universiteleri-siralamalarda-geriliyor
Hocam rahmetli Oktay Sinanoğlu hocanın Amerika'ya ilk gittiği dönemde yaşadıkları ile ilgili bir video vardı, orada üniversite düzeyindeki soruları burada lisede hatta ortaokulda coktaaan öğrenmiştik bazı diyordu rahmetli, aradan geçen 50-60 senede ilerlemek bir yana üniversitelerimiz lise düzeyine inmiş durumda. Doçent profesör olmak artık çok kolay, ama içerik ve donanım, eminim ki yüzde 25 inde ancak yeterlidir, gerisi sistemin yürü ya evladım dedikleri.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 20, 2024, 10:09:19 AM
#21
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
Hocam bence ülke genel anlamda üniversite çöplüğüne döndü bence, her yere bolca açıldı ama kadroların yeterliliğine bakılmadi, İlber hoca bir ara her yere üniversite olmaz demişti hocaya demediklerini bırakmadılar o dönem. Zorunlu eğitim denen ucube sistemle liseye aslında hiç uğramaması gereken çocuklar hem o liseleri bitirdiler bir şekilde hem de sonrasında o vasıfsız üniversitelere dağıldılar. Sonuç bir sürü mezun ama mezuniyet alanının yakınından bile geçemeyecek binlerce genç.

Kesinlikle katılıyorum, üniversiteler neredeyse lise düzeyine indi zaten. Eskiden ilk beşyüzün en sonlarına bile olsa ODTÜ, Bilkent vb girerdi, artık o da yok, hedef ilk binin içinde kalabilmek, yüksek öğretimin DE içine sıçtılar.

"Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. "
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-universiteleri-siralamalarda-geriliyor

Şimdiki sınav sistemi içinde sayısalcı ve sözelci aynı kulvarda eşit koşup aldıkları puanlar ile ne olacaklarına son ana kadar karar vermeden gidiyorlar. GEnel olarak tıp ilk 20 bini kapsıyor. Eskiden sayısalcı ayrı sözelci ayrı idi.
Yani iki tane 20 bin sıralaması vardı. Doktor olmak isteyen sözelden, mühendis olmak isteyen sayısaldan gidiyordu.
KEndi yollarını baştan ayırıyor ve ilk 1000 daha anlamlı oluyordu. Şimdi okulların bir sene 5000 için aldığı puan ertesi yıl çok farklı bir yere savruluyor. Seviye kontorlü yapılamadığı için çocuklar da ne yapacaklarını bilemiyorlar. Burslu diye ortaya çıkan saçma sapan okulları hele hiç konuya dahil etmeyin.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
April 19, 2024, 05:25:09 PM
#20
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
Hocam bence ülke genel anlamda üniversite çöplüğüne döndü bence, her yere bolca açıldı ama kadroların yeterliliğine bakılmadi, İlber hoca bir ara her yere üniversite olmaz demişti hocaya demediklerini bırakmadılar o dönem. Zorunlu eğitim denen ucube sistemle liseye aslında hiç uğramaması gereken çocuklar hem o liseleri bitirdiler bir şekilde hem de sonrasında o vasıfsız üniversitelere dağıldılar. Sonuç bir sürü mezun ama mezuniyet alanının yakınından bile geçemeyecek binlerce genç.

Kesinlikle katılıyorum, üniversiteler neredeyse lise düzeyine indi zaten. Eskiden ilk beşyüzün en sonlarına bile olsa ODTÜ, Bilkent vb girerdi, artık o da yok, hedef ilk binin içinde kalabilmek, yüksek öğretimin DE içine sıçtılar.

"Türkiye’de Ocak 2024 itibarıyla 208 yükseköğretim kurumu (devlet/vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulu) ile dünyada üniversite sayısı bakımından 25. sırada yer alıyor. RWU verilerine göre Türkiye’den ilk bine giren üniversite sayısı toplam üniversite sayının %3,8’ine tekabül ediyor. Bu oran ile Türkiye, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Mısır gibi ülkelerin gerisinde. Nüfus dikkate alındığında da üniversite kalitesi açısından Türkiye’nin birçok benzer ülkeden geride kaldığı görülüyor. Üstelik bu durum üniversite sıralaması yapan diğer kuruluşların verilerine bakıldığında da fazla değişmiyor. Türkiye’nin özellikle nitelikli devlet üniversiteleri 2015’ten bu yana sıralamalarda irtifa kaybediyor. "
https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-universiteleri-siralamalarda-geriliyor
legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
April 18, 2024, 03:24:38 PM
#19
Her tabelada üniversitesi diye okuduğunuz binaların çoğundaki eğitim liseden bozma ... üniversitesinde okuyoruz dersin birinde proje var okulda öğrencinin kullanacağı malzeme yok sınıfta para toplanacakta ödev ayağına eksik giderilecekde millet eğitim alacak Cheesy

Zorunlu eğitimde sorun yok sorun kişinin yeteneğine bakılmadan her bir bireye aynı leş eğitimin verilmesi öğrencinin eğitim hayatındaki başarısına göre yönlendirmek yerine bu yönlendirme dal anlamında sınıfta kalmanın olmadığı bir sistemde adını yazamayan biri askere kadar gidebiliyor.

İşim gereği stajer alıyordum yemin ediyorum bırak liseyi bitimeyi ilk okuldaki sınavlara tekrar soksan geçemez o kadar leş durumda

Nerede okulda sıkıntılı öğrenci olur okuldan atılır hop mesleki eğitime lan salakmısınız o çocuğun mesleki eğitimde ne işi var? sadece kitap defterle olan eğitimi yapamayan adama meslek öğretip piyasaya sokacaksın öyle mi sonra bakıyorsun sanayilerde işini yapabilen adam yok nasıl olsunki o adamın yeri sanayi değil sanayide olacak adamın kalifiye eğitimli biri olmalı.

Cern'de sadece birşey araştırılmıyor teknoloji doğuyor a ya ihtiyacınız var elde a yok b var ve a lazım üreteceksin.

Bizdede ekonomi profları alkış tutuyor ekonomi bilmeyenin söylediği açıklamalara
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 18, 2024, 03:07:03 PM
#18
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
Hocam bence ülke genel anlamda üniversite çöplüğüne döndü bence, her yere bolca açıldı ama kadroların yeterliliğine bakılmadi, İlber hoca bir ara her yere üniversite olmaz demişti hocaya demediklerini bırakmadılar o dönem. Zorunlu eğitim denen ucube sistemle liseye aslında hiç uğramaması gereken çocuklar hem o liseleri bitirdiler bir şekilde hem de sonrasında o vasıfsız üniversitelere dağıldılar. Sonuç bir sürü mezun ama mezuniyet alanının yakınından bile geçemeyecek binlerce genç.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 18, 2024, 12:45:47 PM
#17
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.

Fizik konusu gerçekten yurdumuzda sorun. Argesi çok olmayan bir ülkeyiz. Fizik bölümü mezunları doğadaki olayları inceleyip bir madde yada başka bir şeyin nasıl çalıştığını açığa çıkaracaklar ki  fizik mühendisleri ve diğer mühendislik alanları yeni ürünler ortaya çıkara bilsin. benim oda arkadaşlarımdan birisi fizik bölümünü bitirmiş. Fizik mühendisi değil yani kendi konusu ile ilgili olarak hiç bir çalışma yapmamış sadece okulu bitirmiş ve memur. Çok olmasının bize bir faydası olmayan bir bölüm. Gerçekten üretilen fizik bölümü mezunlarını kullanmak lazım.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 16, 2024, 02:07:37 PM
#16
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
Hocam ben sayisalcilari zaten hiç anlamadım ama işin içine hayatımıza bu sayisalcilari ne kadar katkısı olduğu girince çok büyük saygı duyuyorum eski bir sozelci olarak bu gruba.
Dan Brown ile ilgili örnek veren birini daha görmek güzel, ben genelde kitapların 15. Sayfasından sonra sıkılırım ama dan Brown kitaplarında başka bir tat var, ülkemizde de Ahmet Ümit in kalemi bana aynı tadı veriyor.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
April 13, 2024, 06:31:18 PM
#15
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy

Kimileri popüler olduğu için aklınca küçümsüyor ama Dan Brown açık ara en hayran olduğum ve her kitabını dört gözle beklediğim bir yazar, Başlangıç'ın üzerinden 7 yıl geçti ama henüz yeni kitapla ilgili bir gelişme yok. Umarım çok fazla beklememiz gerekmez.
hero member
Activity: 1274
Merit: 680
April 13, 2024, 03:06:43 PM
#14
Benim direkt alakam yok ama nedense çevremde çok fizik bölümü mezunu oldu. Bir çalıştığım yerde bile bölümüyle alakasız fizik mezunu biri vardı. Onlara bir sorun bu karanlık madde, antimatter, invisible matter falan olaylarını. Kafası en bozuk insanlar nedense fizik bölümünden oluyor, çok ayrı bir kafa yaşıyorlar. En azından benim zamanımda öyleydi. CERN, karanlık madde vs. deyince ise benim aklıma yazar Dan Brown geliyor. 2003 yılında Da Vinci şifresi patladıktan sonra önceki kitaplarını da okumuştum. Bir önceki kitabında CERN ve antimatter'dan bahsediyordu. Yıllarca ara ara bu konuda zamanın interneti yettiğince araştırmalar yapmıştım. Ve fizikçilerin neden hep çatlak olduğunu anlamıştım  Cheesy
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 09, 2024, 12:43:16 PM
#13
O çarpışmanın yapılmasına yakın dönemde ben de önce "ulan.." diye bir endişelendim ama sonra zaten bunun medya zırvası olduğunu öğrendim ama bu arada enteresan bir ruh hali oluştu bende. O korkulan karanlık madde oluşması, kara delik riski falan beni hiç korkutmadı, çünkü çok tuhaf bir bencillikle belki tüm güneş sisteminin yok olacağı, sadece ben ve benimle beraber x kişinin ölmesi gibi bir şey olmadığı düşüncesi bir "amaaan, boşver, ne olacaksa olur" kafasına neden oldu.

Hocam Maya takvimine göre birkaç sene önce kıyamet kopacakti, koca kıyametin bir tek Şirince kasabasına uğramayacagi mevzusu dolaştı her yerde, insanlar akın akın gittiler bu yüzden Şirince ye, o akşam aldım bir ellilik, ayık kafayla bu dünyadan bir bok anlamadim, gideceksek bari hafif çakır gidelim dedim, bu CERN olayında da duruma göre benzer strateji izlerim büyük ihtimalle 😅
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 09, 2024, 02:46:19 AM
#12
O çarpışmanın yapılmasına yakın dönemde ben de önce "ulan.." diye bir endişelendim ama sonra zaten bunun medya zırvası olduğunu öğrendim ama bu arada enteresan bir ruh hali oluştu bende. O korkulan karanlık madde oluşması, kara delik riski falan beni hiç korkutmadı, çünkü çok tuhaf bir bencillikle belki tüm güneş sisteminin yok olacağı, sadece ben ve benimle beraber x kişinin ölmesi gibi bir şey olmadığı düşüncesi bir "amaaan, boşver, ne olacaksa olur" kafasına neden oldu.
Desene hocam dünya neki evren yok olmuş gamı bana mı düşmüş. Koy götüne rahvan gitsin durumu peydahlandı. Bir aydınlanma geldi ve evreka yok lan ne oluyoki benide yok edecek. Olmaz öyle bir durum. Olmadı da. Ama bu hadron çarpıştırıcı bilim için uç noktalardan. Eski siyah beyaz tv leri bilirsiniz. Bundaki resmi oluşturmak için bir elektron tabancasının yaydığı elektronları manyetik olarak hangi noktaya düşmesi gerektiği hesaplanır ve o noktaya bir adet elektron ateşlenir. O nokta parlar noktalar toplamı resmi oluşturur.
Burada kilometrelerce uzunluğunda bir tünel ve acaip bir manyetik alan ortada deli gibi dolanan elektronlar. Bunşlardan iki tanesi burada hızlandırılıp normal doğası dışındaki bir hıza eriştirilip karşı taraftan gelen elektron ile istnene bir noktada ve anda çarpıştırıp ortaya çıkan madde ve enerji inceleniyor. Adamlar epey bir nöron harcıyorlar.
hero member
Activity: 966
Merit: 764
April 08, 2024, 07:44:19 PM
#11
Karanlık maddeyi bulmayı umarken bizi karanlığa göndermesin adamlar da  Grin Gerçi böyle bir şeyi fiziksel imkanlarla bulmazlar muhtemelen ona benzer bir form oluşup oluşmayacak mı onu deneyecekler. Barış Özcan’dan bu konuda bir video bekliyorum. Eğer videoyu hazırlarsa zevkle izlerim. CERN deneyleri önemli bence. Bilimin sınırları için bazı sonuçları hayati etkide olabilir.

Hocam istediğiniz video budur. Barış Özcan 2020'de yapmış. Yaklaşık 14 dakikalık video iyi seyirler Smiley

https://www.youtube.com/watch?v=TUo2nPWlV74

Yıllardır duyduğum ama merak edip de bakmadığım bir konu. Normalde böyle şeylere ilgiliyimdir ama nedense CERN ile ilgili fazla bir bilgim yok. Konu vesilesiyle bakıp fikir sahibi olmakta fayda var.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
April 08, 2024, 05:06:11 PM
#10
O çarpışmanın yapılmasına yakın dönemde ben de önce "ulan.." diye bir endişelendim ama sonra zaten bunun medya zırvası olduğunu öğrendim ama bu arada enteresan bir ruh hali oluştu bende. O korkulan karanlık madde oluşması, kara delik riski falan beni hiç korkutmadı, çünkü çok tuhaf bir bencillikle belki tüm güneş sisteminin yok olacağı, sadece ben ve benimle beraber x kişinin ölmesi gibi bir şey olmadığı düşüncesi bir "amaaan, boşver, ne olacaksa olur" kafasına neden oldu.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 08, 2024, 12:57:25 PM
#9
Karanlık maddeyi bulmayı umarken bizi karanlığa göndermesin adamlar da  Grin Gerçi böyle bir şeyi fiziksel imkanlarla bulmazlar muhtemelen ona benzer bir form oluşup oluşmayacak mı onu deneyecekler. Barış Özcan’dan bu konuda bir video bekliyorum. Eğer videoyu hazırlarsa zevkle izlerim. CERN deneyleri önemli bence. Bilimin sınırları için bazı sonuçları hayati etkide olabilir.

Valla hocam ben de tam olarak sizin giriş cumlenizdeki gibi düşündüm ilk anda. Durup dururken başımıza iş acmasinlar karanlık madde falan uğruna ne olduğunu anlamadan boyutlar arası geçiş yapmış oluruz Allah muhafaza 😅
Bu CERN ile ilgili pek bilgim yok aslında, dan Brown un bir kitabında denk gelmiştim sadece, Barış Özcan ile ilgili de buradaki arkadaşların asinaligi olması güzel çünkü tırı viri içerik üretmeyen donanımlı biri kendisi.

@totti67 hocam adamlar big bang denilen ve evrenin ilk oluştuğu zamanı anlatmaya çalışyıkları an meydana gelen patlama ve bu patlama sonucunda ortaya çıkıp sonra yok olan hayat dahil pek çok şeyin oluşmasına yarayan bir parçacık peşindeler. Benzer bir çarpışma yaparak atom seviyesinde bu madde ve benzeri ortamı yeniden dünyada kontrollu olarak yaratarak uzayı zamanı ve uzayı kaplayan karanlık maddeyi anlamaya çalışıyorlar.

Abi illa başımıza iş açacaklar desene😅 ben yeni dünya düzeni ile ilgili birçok video seyrettim, bazıları mantıklı geldi, bazıları oha lan falan dedirtti, bu kadar da olmaz diye dusunduklerim de oldu içlerinde. Pandemi ile birşeylerin başladığını düşündüm bir ara, 2030 sonrası yeni dünya düzeninin tamamen kurulacağı gibi bir durum vardı ya, eğer gerçekse bu işin içinde CERN de mutlaka yer alacaktır öyle veya böyle sanırım.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 08, 2024, 11:51:50 AM
#8
Karanlık maddeyi bulmayı umarken bizi karanlığa göndermesin adamlar da  Grin Gerçi böyle bir şeyi fiziksel imkanlarla bulmazlar muhtemelen ona benzer bir form oluşup oluşmayacak mı onu deneyecekler. Barış Özcan’dan bu konuda bir video bekliyorum. Eğer videoyu hazırlarsa zevkle izlerim. CERN deneyleri önemli bence. Bilimin sınırları için bazı sonuçları hayati etkide olabilir.

Valla hocam ben de tam olarak sizin giriş cumlenizdeki gibi düşündüm ilk anda. Durup dururken başımıza iş acmasinlar karanlık madde falan uğruna ne olduğunu anlamadan boyutlar arası geçiş yapmış oluruz Allah muhafaza 😅
Bu CERN ile ilgili pek bilgim yok aslında, dan Brown un bir kitabında denk gelmiştim sadece, Barış Özcan ile ilgili de buradaki arkadaşların asinaligi olması güzel çünkü tırı viri içerik üretmeyen donanımlı biri kendisi.

@totti67 hocam adamlar big bang denilen ve evrenin ilk oluştuğu zamanı anlatmaya çalışyıkları an meydana gelen patlama ve bu patlama sonucunda ortaya çıkıp sonra yok olan hayat dahil pek çok şeyin oluşmasına yarayan bir parçacık peşindeler. Benzer bir çarpışma yaparak atom seviyesinde bu madde ve benzeri ortamı yeniden dünyada kontrollu olarak yaratarak uzayı zamanı ve uzayı kaplayan karanlık maddeyi anlamaya çalışıyorlar.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
April 08, 2024, 10:33:22 AM
#7
Karanlık maddeyi bulmayı umarken bizi karanlığa göndermesin adamlar da  Grin Gerçi böyle bir şeyi fiziksel imkanlarla bulmazlar muhtemelen ona benzer bir form oluşup oluşmayacak mı onu deneyecekler. Barış Özcan’dan bu konuda bir video bekliyorum. Eğer videoyu hazırlarsa zevkle izlerim. CERN deneyleri önemli bence. Bilimin sınırları için bazı sonuçları hayati etkide olabilir.

Valla hocam ben de tam olarak sizin giriş cumlenizdeki gibi düşündüm ilk anda. Durup dururken başımıza iş acmasinlar karanlık madde falan uğruna ne olduğunu anlamadan boyutlar arası geçiş yapmış oluruz Allah muhafaza 😅
Bu CERN ile ilgili pek bilgim yok aslında, dan Brown un bir kitabında denk gelmiştim sadece, Barış Özcan ile ilgili de buradaki arkadaşların asinaligi olması güzel çünkü tırı viri içerik üretmeyen donanımlı biri kendisi.
Pages:
Jump to: