Elektrik, yakıt,yiyecek, madencilik, lüks yaşam. Çağımız dünyasında enerjiye çok ihtiyacımız var ve insanoğlu giderek daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Fakat enerji ihtiyacımızı karşılama yöntemlerimiz, dünyamızı olumsuz yönde değiştiriyor ve bizi tehlikelerle yüz yüze bırakıyor. Bunu değiştirebilir miyiz? İklim değişikliği çağımızın büyük ve önemli bir gerçeği.
Küresel ısınmaHer geçtiğimiz yıl, bir önceki seneye göre hava sıcaklığı ortalamaları artış gösteriyor. Binlerce meteoroloji istasyonu, deniz suyu sıcaklık ölçümü yapan teknolojik cihazlardan elde edilen küresel yüzey sıcaklıkları, 20. yüzyıl ortalamasından 0,94 derece daha yüksek çıktı. Atmosferi araştıran uydular da belirgin ısınma eğilimleri saptadılar.
Kasırgalar, güneşin enerji döngüsü ve yanardağ patlamaları gibi doğal olayların küresel sıcaklığa etkisi var ancak salımına yol açtığımız sera gazları ısıyı dünya yüzeyinde hapsederek, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en büyük sebebi olmaya devam ediyor.
Uzmanların büyük bir çoğunluğu bu konuda hemfikir. Karbon salımı küresel ısınmaya yol açıyor. Sera gazı etkisinin varlığı 1800’lerden bu yana bilinmektedir.İsveçli fizikçi Svante Arrhenius, 1896’da kömür yakılması sonucu açığa çıkan karbon dioksitin gezegeni ısıtacağını öngörmüştü. Ama bunun iyi bir şey olduğu görüşündeydi. Kötülük derecesi tartışmalı olsa da, gerçek ve tehlikeli.
Buzullar hızla eriyor. Kuzey kutbunda aşırı ısınma gözlemlendi ve bu ısınma buzulların erimesine dolayısıyla, güneş ışınlarının buzlardan geri yansımak yerine, koyu renkli okyanus yüzeyi tarafından emilip su sıcaklığının artmasına neden oluyor.
En büyük tehdit Grönland ve Antarktika’yı kaplayan kara buzul örtüleri. Deniz suyu seviyesinin 70 metre yükselmesine yol açacak kadar çok buz içeriyorlar. Tarih öncesinde dünyanın daha sıcak olduğu dönemlerde deniz suyu seviyesinin bugünkü seviyesinden altı ila dokuz metre daha yüksek olduğu araştırmalarda görülmüştür. Günümüzde böyle bir yükseliş sahil kentlerini yutmaya yetecektir. Orman yangınları, okyanus asitlenmeleri, büyük insan göçleri gibi felaketlere de yol açacağı ön görülmekte.
Karbon KredisiGünümüzde artık bu problemin farkına varıldı. Bir çok ülke katıldığı uluslarası anlaşmalarla önlemler alınacağını taahüt etti. Karbon kredisi kavramı da bu uluslararası anlaşmalardan biri olan Kyato protokolünde tanımlanmıştır. Anlaşmaya katılan ülkelerin her birine sera gazları salımında kotalar getirilmiştir. Böylelikle kotalarını aşmak istemeyen gelişmiş ülkeler ve çevresel duyarlılıklarını göstermek isteyen kuruluşlar ile protokolü imzalamamış olan gönüllü ülkeler arasında karbon kredisi alışverişi başlamıştır. Bu kavramı önümüzdeki yıllarda çok fazla duymaya başlayacağız.
Poseidon Karbon kredisi alışverişinin, blockchain teknolojisini kullanarak hızlı, güvenli ve şeffaf bir şekilde yapılmasını hedefleyen bir projedir. Karbon salımı probleminde doğal çözüm yollarından biri olan ormanlar, projenin yoğunlaştığı alan olarak göze çarpıyor.
Poseidon platformunda, karbon kredisi alıp satabilir veya bağış yapabilirsiniz. Karbon kredisinin günümüzdeki ekonomik hacmi yüzlerce milyar dolarlara ulaşmıştır.
Sistem içerisinde bir de, kullanıcıların karbon kredisi alışverişi yapabilecekleri, aldıkları karbon kredisinin kökenini görebilecekleri ve projeye olan katkılarını takip edecekleri bir mobil uygulama da mevcut.
Blockchain olarak, daha hızlı, ekonomik ve işlemlerin karbondioksit salımı karşılığı çok düşük olacağı için stellar blockchaini kullanılmaktadır. Projede OCEAN token kullanılacak ama daha sonra alınan her 1 ton karbon kredisi için 1 CARBONCREDİT token üretilecek ve kullanılacaktır.
Vakıf olarak çalışmalarını yürütecek olan projenin çok deneyimli ve donanımlı bir ekibi var. Proje, içerik, uygulama ve teknik açıdan incelendiğinde başarılı olacak gibi görünüyor. Yatırım yapmak isteyenlerin seçenekler arasına alıp incelemesini tavsiye ederim.
Yazının tamamı :
https://www.linkedin.com/pulse/poseidon-her-sat%C4%B1n-alma-ile-gezegeni-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCn%C3%BCn-yurtsever-kizilaslan/