06 Şubat tarihi saat 04.17' de yaşanan ilk felaket ve daha üzerinden bırakın 24' ü, 12 saat bile geçmemişken yaşanan ikinci felaket. Toplamda fiilen 10 şehri etkilemiş gibi görünse de, yekününde koca bir ülkeyi psikolojik olarak büyük bir travmaya sokan bu felaketler silsilesinin perdelerini biraz aralayalım.
https://bitcointalksearch.org/topic/m.61722421 Kırılan fay hatları, güzergahları, üzerinde yer alan şehirler vs. gibi konulara hiç girmeyeceğim, zira biz ne kadar konuşursak konuşalım, resmi mekanizmaların yani işi tamamıyla yürütecek kurumların kulağının üzerine yattıklarını ve bunda yıllardır ısrarcı olduklarını artık kabul etmek zorundayız. Hangi bölgeye en fazla kaç katlı bina dikilebileceği günümüz teknolojisiyle gayet de mümkünken, işinin ehli olmayan belediye meclislerinin aldıkları kararlarla bir iki kat fazla yapılabilen binaların yapımı devam ettikçe, biz daha çooook üzülürüz, eksiliriz. Benzer konu ile ilgili geçenlerde forumda okuduğum ve yukarıda linkini paylaştığım olaydaki gibi yöneticiler bu ülkede ne kadar fazla olursa, canımız daha az yanar.
https://onedio.com/haber/imar-affi-nedir-ilk-ne-zaman-cikti-imar-affi-hakkinda-merak-edilenler-1126561 Yukarıda yer alan linkte, memleketin imar affı serüvenini bulabilirsiniz. Hani şu ekranın sevimli yüzlerinin reklam kampanyalarında boy gösterdiği, ama gerçekte devletin kasasına sıcak para girişi için (kimilerine göre düşük gelirli ve yeni bir ev yapamayacak vatandaşları korumaya yönelik gibi görünse de bence bir o kadar da fırsatçı vatandaşların iki kuruş az para harcayabilme imkanına duydukları zaafı kullandıkları) mekanizma sonucunda son yaşanılan felakette acaba kaç bina imar affı kapsamına girip de yerle bir oldu, kaç bin insanımız bu enkazların altında.
İşin elbette yapı denetim şirketleri boyutu var, kullanılan malzemelerin yeterliliği, işi yapan ustaların mühendislerin yetkinliği vs. gibi bir sürü de detay konu var ama, an itibariyle asıl önemli olan, mevsim şartlarının da getirdiği büyük zorluklarla mücadele edilen kurtarma operasyonları. Geceleri - 5 leri bulan sıcaklıkta, fiziksel olarak biteviye durumdaki canlarımızın üstelik psikolojik olarak da inanılmaz ölçüde yıprandıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, deprem sonrası ilk günün gerektiği kadar ciddiye alınmadığı kanaatindeyim. İlk saatlerde insanlar kendi imkanlarıyla birşeyler yapmaya çalıştılar ki aldığımız haberlere göre hala da aynı durumda olan binalar mevcut. Evet kabul ediyorum, tarifte belki de eşi görülmemiş bir felaket yaşıyoruz ama, devlet refleksi, kendisini en kötü durumları bile en kısa sürede kavrayacak, olayları idrak edecek ve harekete geçecek yeterlilikte olmalı. Ki bizim devletimizin böyle bir özelliği yüzyıllardır vardı fakat sanırım gitgide yavaşlıyor, bunun da sebebini üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz.
En nihayetinde, tüm olumsuz durumlarda değişmeyen asıl gerçek, halkın doğusundan batısına kuzeyinden güneyine topyekün kendi seferberliğini ilan edercesine yardıma koşması, Ve üzerinde düşünülmesi gereken de, vatandaşın resmi devlet kurumlarının dışında Oğuzhan UĞUR, Haluk LEVENT üzerinden yardım elini uzatmayı seçiyor olması. Burada bir kesim yardımlarının bu kişiler vasıtasıyla daha çabuk ulaşacağını düşünüyor ama başka bir kısım ise bu insanlar elinden daha adil bir ulaşım olacağını düşünüyor ki asıl üzerinde düşünülmesi gereken bu bence...