Ekmeğin çok aşırı bir kutsiyeti var ülkemizde. Mesela birisi yemin ederken ciddiyetini göstermek için ekmek musaf çarpsın der. Musaf kutsal kitap sanırım. Onun yanına ekmeği ekleyebiliyorlar. Kutsal kitapları kadar önemli bir gıda bazıları için. Tabuya dönüşmüş bir gıda. Ancak ekmeğin en önemli tüketim sebebi ucuz olması tabii. Ucuz olduğu için de sağlıklı bir gıda değil, gıdaların en kötüsü. Gıdaların en kötüsünün genetiği değiştirilmiş buğday olması konusu da var. Buğdayın biz homosapiensleri nasıl evcilleştirdiği konusu da var. Hepsi var ama ne olursa olsun ekmek çok fazla tüketilmemesi gereken bir gıda.
Gerçi ucuz bir gıda olduğu da tartışılır. 200 gr ekmek 5-6 lira ortalama. Pazarda kilosu 25-30 lira olan kaliteli sebzeler var. Ucuz olduğu için değil de hazır gıda olduğu için çok kullanılıyor gibi geliyor bana.
Topic: Ekmek Tüketimi (Read 222 times)
Özellikle çocukluktan beridir ekmek benim ana katık unsurum oldu ekmeksiz gerçekten de doymuyorum. Dışarıda kahvaltı yapmayı sevmiyorum çünkü benim gibi ekmeğin arasına peyniri domatesi doldurmadan yediğim zaman doymuyorum abi. Bir de sulu yemekler yok mu sulu yemekler kaşık kullanmadan koca kaseyi bitiriyorum. Bir kase çorbanın yanında 2-3 ekmek yiyebilen bir insanım Canan Karatay görse benim o halimi kalpten gider kadıncağız. Öyle alışmışım ki ekmeğe yok abi yok olmuyor yani ekmeksiz doymak. Bir de bunu bana alıştıran en büyük unsur şu olmuştur. Kara fırın pidesini fırından sıcacık çıktığında ortasından kesersin içine bol bol tereyağı sürersin kaşar peyniri maydonoz vb ürünleri doldurur kapatırsın dilim dilim kesip yersin uffff dehşet olur Türk işi pizza gibi en uygun şeklidir. Yani normaldir bu sıralamada 1.olmamız hatta 1.olmada %1'lik oranı ben etkiliyor bile olabilirim. Çünkü bazı restorantlarda benden çorbanın değilde ekmeğin parasını istedikleri bile olmuştu yani 
meser hocam ben de sizin gibiyim. Fazla ekmek tükettiğim için fakir ruhlu veya yemek yemeyi bilmediğimi iddia eden arkadaşlarım var. Ama dediğiniz gibi sıcak fırından çıkmış pidenin üstüne sürülen tereyağı, gece gece acıktırdı beni.
Ekmeksiz hiç olmuyor artık nasıl alıştıysak. Sabahları börek,poğaça ve açma yemeyen yoktur olamaz
Yüksek oranla alışkanlık refah düzeyi yüksek olsa bile sabahları poğaça ve açma yemeye o kadar alışmışız, bırakamayız gibi ekmek tüketimini.
Yüksek oranla alışkanlık refah düzeyi yüksek olsa bile sabahları poğaça ve açma yemeye o kadar alışmışız, bırakamayız gibi ekmek tüketimini.
Ekmek tüketiminin ülkede artması gerçekten hiç iyi değil özellikle bu veriler bize gösteriyor ki sağlıksız beslenme konusunda da bir numara gibiyiz.Hamur işlerini seviyoruz ve işin kötü tarafı hamur işlerinin sağlığımıza katkısı yok hatta zararı var.Ben genelde akşam yemeğinde ekmek yememeye çalışıyorum fakat sabah kahvaltısında insan ekmeksiz yapamıyor gibi ya çoğu zaman denedim fakat sabah kahvaltısında böyle hamur gibi bir un ürününe bağımlıymışız gibi hissediyorum.Bu ya simit olur,ya poğaca ya da ekmek.
Tüm dünya giderken mersine biz gideriz tersine. Tüm dünya beyaz ekmek ve karbonhidrattan kaçarken biz ekmek fiyatıyla ve ne kadar alabildiğimizle ilgileniyoruz çünkü eköek yedikçe beynimizin düşünsel kapasitesi git gide küçülüyor ve günü kurtarıyoruz.
Sivaslı bir aile tarlaya gider, yanlarında 5 yaşında küçük bir çocuk vardır. Çocuğun önüne 1 tas süt koyarlar ve çalışmaya giderler. Çocuk ağacın altında kaşıkla sütünü içerken yavaş ve sinsi bir şekilde yılan yanaşır. Bu sırada çocuk gözleriyle yılanı süzer ve hareketlerini izler. Sonra yılan kafasını kaldırır ve çocuğun önündeki tasa kafasını daldırarak çocuğun sütünü yemeye başlar. Bu sırada çocuk elindeki kaşığı yılanın kafasına sert bir şekilde vurur ve yılanı bayıltır. Tabi çocuk yılanın kafasına vururken şu cümleyi kurmuştur:"Akmeğinen ye Akmeğinen!"
İşte kültürümüze bu denli girmiş ekmekle yemek... Zararlı diyenler tabi var ama napalım Akmekle yemek kültürümüzde var..
İşte kültürümüze bu denli girmiş ekmekle yemek... Zararlı diyenler tabi var ama napalım Akmekle yemek kültürümüzde var..
Kültürümüze yerleşmiş doğru ama ne kadar sağlıklı bunu düşünmek gerekiyor her şeyi ekmekle yemek doğru değil şimdi buraya onlarca Canan Karatayvari şeyler yazardım da linç edilmek istemiyorum
anlattığın hikaye güzelmiş beğendim bu kadar kültürümüze girmiş olsa da ekmeği her şeyle tüketmek çok zararlı yavaş yavaş azaltmak lazım hocam
Sivaslı bir aile tarlaya gider, yanlarında 5 yaşında küçük bir çocuk vardır. Çocuğun önüne 1 tas süt koyarlar ve çalışmaya giderler. Çocuk ağacın altında kaşıkla sütünü içerken yavaş ve sinsi bir şekilde yılan yanaşır. Bu sırada çocuk gözleriyle yılanı süzer ve hareketlerini izler. Sonra yılan kafasını kaldırır ve çocuğun önündeki tasa kafasını daldırarak çocuğun sütünü yemeye başlar. Bu sırada çocuk elindeki kaşığı yılanın kafasına sert bir şekilde vurur ve yılanı bayıltır. Tabi çocuk yılanın kafasına vururken şu cümleyi kurmuştur:"Akmeğinen ye Akmeğinen!"
İşte kültürümüze bu denli girmiş ekmekle yemek... Zararlı diyenler tabi var ama napalım Akmekle yemek kültürümüzde var..
İşte kültürümüze bu denli girmiş ekmekle yemek... Zararlı diyenler tabi var ama napalım Akmekle yemek kültürümüzde var..
4 kişi bir ailenin günde 12 ekmek yediğini duymuştum, insanlar yuh kardeşim bu kadar da olmaz diyordu. Gerçekten çok fazla boş ekmek yiyen bir toplumuz. Sonucu da açıkçası görebiliyoruz. Bir de ekmek var ekmek var. Bazen iyisi de oluyor ama çoğu düz beyaz ekmek böyle kağıt gibi oluyor. İstanbul'da öyle en azından. Nasıl dandik un kullanılıyorsa artık. Mayası suyu da mı kötü anlamıyorum o en bildiğimiz ve kalitesiz ekmek hiç besleyici olamaz gibi geliyor bana. Pandemi başlarında herkes evde ekmek yapıyordu. Değişik unlarla değişik mayalarla güzel ve besleyici ekmekler olduğunu çoğu kişi idrak etti bence. Trabzon ekmeği ya da gerçek kepekli ve ekşi mayalı ekmekler süper. Ama sünger gibi, ıslatılmış karton gibi olan düz beyaz ekmekten hiç hayır gelmez gibi geliyor bana.
Makarnanın ya da mantının yanına bile ekmek isteyen bir toplumuz, bu tablo beni hiç şaşırtmadı. Hem ekonomik koşullar hem de ulaşım kolaylığı sebebiyle ekmeksiz bir hayat bizim buralarda kabul edilebilir bir şey olmuyor. Hiç ekmek yemeyen bile kahvaltıda ekmek yiyor. Yap bir menemen ya da iki yumurta kır biraz ekmek biraz zeytin öğün aradan çıkmış oluyor. Sokak yemeği kültürü desen tamamen ekmek üzerine kurulu.
Güzel de unlu mamuller üretiyoruz aslında ama bu durum oldukça sakat. Toplumun %80'inde karaciğer yağlanması, insülin direnci ya da benzer sorunlar var. En basit haliyle bunun sebebi beslenme alışkanlıklarımız
Güzel de unlu mamuller üretiyoruz aslında ama bu durum oldukça sakat. Toplumun %80'inde karaciğer yağlanması, insülin direnci ya da benzer sorunlar var. En basit haliyle bunun sebebi beslenme alışkanlıklarımız
Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin sözünden de anlaşılacağı üzere ekmeğin ne olduğunu bilmeyen ülkeler bile var. Bizde ise ekmek büyük bir şekilde karın tokluğunu sağlasın diye veriliyor. Halbuki sağlıklı bir öğün için 2 dilim kepek ekmek yeter de artar bile. Bize dayatılan ise bir menemen ile bir ekmek bitirmek, bir çorba ile 1 ekmek bitirmek gibi absürt ve dünyanın neresinde yaparsanız yapın tuhaf karşılanacak, sadece Türkiye de normal karşılanacak hareketlerdir. Ekmek verilen bir toplumun sağlıklı düşünmesini bekleyemezsiniz çünkü sağlıktan uzak bir toplum her türlü sıkıntıya sahiptir.
Gelir seviyesi düştükçe ekmek tüketimi artıyor tabi ki. Parası olan insan zaten gunde en fazla 1 2 dilim sağlıklı ekşi mayalı tam buğday ekmeği yerken, parası olmayansa katığı az tüketmek için bütün öğünlerde beyaz sofra ekmeğine abanıyor. Peynir ekmek, patates ekmek, yumurta ekmek, domates ekmek...
Bizim beslenme şeklimiz yanlış zaten. Hamur üzerine kurulu bir beslenme şeklimiz var ne yazık ki.
Burada dikkat çeken şey Hindistan'in en az olması. O da nüfusun aşırı fazla ve ülkenin fakir olmasından kaynaklı herhalde.
Burada dikkat çeken şey Hindistan'in en az olması. O da nüfusun aşırı fazla ve ülkenin fakir olmasından kaynaklı herhalde.
Yiyecek ekmeği zor buluyorlar. Nüfus inanılmaz bir hızla artıyor. Bir de inanışlara ve kültürlere göre yeme alışkanlıkları değişiyor. Hindistan’da ekmek tüketmek yerine alternatif yiyeceklere yönelim vardır eminim. Makarna ve bisküvi ile daha çok tükettiklerini biliyorum. Bir de tabi baharat ve köri’nin ana vatanı Hindistan. Neredeyse her şeye baharat atarak yiyorlar. Ayrıca yemek konusunda hiç hijyenik olmadıklarını sokak lezzetlerini izleyerek görebilirsiniz.
Bizim ise fast food kültürümüzün hepsi ekmek. Bir kere simit, poğaça ekmek, döner dürüm ekmek, çiğ köfte dürüm ekmek, iskenderin bile altına pide koyuyoruz. Ayrıca şekeri de dünyada en fazla tüketen ülkelerden birisiyiz. Şeker de zeka geriliğine sebep veriyor diyorlar artık ne derece doğru bilmiyorum.
Bizim beslenme şeklimiz yanlış zaten. Hamur üzerine kurulu bir beslenme şeklimiz var ne yazık ki.
Burada dikkat çeken şey Hindistan'in en az olması. O da nüfusun aşırı fazla ve ülkenin fakir olmasından kaynaklı herhalde.
Burada dikkat çeken şey Hindistan'in en az olması. O da nüfusun aşırı fazla ve ülkenin fakir olmasından kaynaklı herhalde.
Özellikle çocukluktan beridir ekmek benim ana katık unsurum oldu ekmeksiz gerçekten de doymuyorum. Dışarıda kahvaltı yapmayı sevmiyorum çünkü benim gibi ekmeğin arasına peyniri domatesi doldurmadan yediğim zaman doymuyorum abi. Bir de sulu yemekler yok mu sulu yemekler kaşık kullanmadan koca kaseyi bitiriyorum. Bir kase çorbanın yanında 2-3 ekmek yiyebilen bir insanım Canan Karatay görse benim o halimi kalpten gider kadıncağız. Öyle alışmışım ki ekmeğe yok abi yok olmuyor yani ekmeksiz doymak. Bir de bunu bana alıştıran en büyük unsur şu olmuştur. Kara fırın pidesini fırından sıcacık çıktığında ortasından kesersin içine bol bol tereyağı sürersin kaşar peyniri maydonoz vb ürünleri doldurur kapatırsın dilim dilim kesip yersin uffff dehşet olur Türk işi pizza gibi en uygun şeklidir. Yani normaldir bu sıralamada 1.olmamız hatta 1.olmada %1'lik oranı ben etkiliyor bile olabilirim. Çünkü bazı restorantlarda benden çorbanın değilde ekmeğin parasını istedikleri bile olmuştu yani
Hocam öyle bir yazmışsın ki hem ağzımızın suyunu akıttın hem de kilo verme sorunu yaşadığım şu dönemde can boğazdan gelir ye aq diyesim geldi kendi kendime
ekmek yemek kültürü bizde de var ya herşeyin yanına ekmek veriyorlardı bize biz de yiyorduk aga o değil de hatırlıyorum üniversitede çorbacı bir yer vardı ama ekmeği efsaneyi 1 çorba söylüyorduk öğrenci halimizle adam başı 2 ekmek yiyorduk sahibi abi de öğrencileri çok severdi sağolsun hiç eksik etmezdi salataları falan Allah işini rast götürsün
Özellikle çocukluktan beridir ekmek benim ana katık unsurum oldu ekmeksiz gerçekten de doymuyorum. Dışarıda kahvaltı yapmayı sevmiyorum çünkü benim gibi ekmeğin arasına peyniri domatesi doldurmadan yediğim zaman doymuyorum abi. Bir de sulu yemekler yok mu sulu yemekler kaşık kullanmadan koca kaseyi bitiriyorum. Bir kase çorbanın yanında 2-3 ekmek yiyebilen bir insanım Canan Karatay görse benim o halimi kalpten gider kadıncağız. Öyle alışmışım ki ekmeğe yok abi yok olmuyor yani ekmeksiz doymak. Bir de bunu bana alıştıran en büyük unsur şu olmuştur. Kara fırın pidesini fırından sıcacık çıktığında ortasından kesersin içine bol bol tereyağı sürersin kaşar peyniri maydonoz vb ürünleri doldurur kapatırsın dilim dilim kesip yersin uffff dehşet olur Türk işi pizza gibi en uygun şeklidir. Yani normaldir bu sıralamada 1.olmamız hatta 1.olmada %1'lik oranı ben etkiliyor bile olabilirim. Çünkü bazı restorantlarda benden çorbanın değilde ekmeğin parasını istedikleri bile olmuştu yani
Toplumun yaptığı tercihler ve yaşam tarzına bakınca bu durumun şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz. Normalden 3-4 kat fazla bir ekmek tüketimi var ve bunun ortalama olduğunu unutmamak lazım yani aslında hiç ekmek tüketmeyen veya çok az tüketen ciddi bir kesim olmasına rağmen ortalama bu kadar yüksek olduğuna göre o ekmekleri kimlerin yediğini tekrar düşünün. Hiç uzun uzun sosyolojik çıkarımlar yapmaya gerek yok bazen bu kadar basit bir istatistik bile durumu net şekilde anlatabiliyor.
Ben küçükken hatırlıyorum öğün başı eve 4 ekmek girerdi, her şeyle ekmek yerdik, geniş ailelerin kurtarıcısı ekmektir, yemek maddi durum çok olmadığı için az yapılırdı, ekmek banarak daha lezzetli olduğuna inandırılırdık, bana bana yerdik, hala böyle söyleyen insanlar varsa geçmişine inin büyük ihtimalle onlarda da böyle bir şey vardır, ekmek Türk insanının fakirliğe bulduğu çaredir,
Toplumun yaptığı tercihler ve yaşam tarzına bakınca bu durumun şaşırtıcı olmadığını söyleyebiliriz. Normalden 3-4 kat fazla bir ekmek tüketimi var ve bunun ortalama olduğunu unutmamak lazım yani aslında hiç ekmek tüketmeyen veya çok az tüketen ciddi bir kesim olmasına rağmen ortalama bu kadar yüksek olduğuna göre o ekmekleri kimlerin yediğini tekrar düşünün. Hiç uzun uzun sosyolojik çıkarımlar yapmaya gerek yok bazen bu kadar basit bir istatistik bile durumu net şekilde anlatabiliyor.
Paramızın alım gücü her geçen gün düşüyor. 10-20 TL verip et alamadığına göre en kolay vatandaşı ne doyuruyorsa o en çok satılan ürün oluyor.
Paramızın alım gücünün hiçbir zaman yükselmemesi ekmeği kültürümüze yerleştirmiş durumda.
Paramızın alım gücünün hiçbir zaman yükselmemesi ekmeği kültürümüze yerleştirmiş durumda.
Ekmeğin de bir sürü sıkıntılar yarattığı söyleniyor. Tabi beyaz un ile yapılmış beyaz ekmekten bahsediyorum. Fırından alınan ekmekte ne yağ, ne su, ne tuz, ne un sağlıklı. Fırınlar bile elinden gelseler ateşle yapmadan üretmeye çalışacaklar. Maliyetler günden güne artarken fırıncılar minimum maliyet üretmeye çalışıyor. Doğal olarak ekmekler sağlıksız ve kötü şekilde bizler ulaşıyor. Bu da başta obezite olmak üzere her türlü sorunun ana kaynağı. Ekmeği terk ederek aslında daha sağlıklı bir yaşama da ulaşabiliriz.
Paramızın alım gücü her geçen gün düşüyor. 10-20 TL verip et alamadığına göre en kolay vatandaşı ne doyuruyorsa o en çok satılan ürün oluyor.
Paramızın alım gücünün hiçbir zaman yükselmemesi ekmeği kültürümüze yerleştirmiş durumda.
Paramızın alım gücünün hiçbir zaman yükselmemesi ekmeği kültürümüze yerleştirmiş durumda.
Bizim kültüre yerleşmiş artık ekmek yemek alışkanlığı. Bunu değiştiremeyiz, zannetmiyorum değiştireceğimizi. Diğer yandan Almanya’nın 57 kilosunun da en az 10-15 kilosu bizim Türkler tarafından tüketiliyordur. Bir de geçmişte bayağı sıkıntılar yaşamış, açlıklarla terbiye edilmiş daha doğrusu baş başa bırakılmış veya açlıkla karşılaşmış olduğumuz için ekmek ile doyma alışkanlığı yerleşmiştir bize bence. Pilav ve makarna ile bile ekmek yiyen bir toplumuz. Bu ortalama doğrudur.
Jump to: