Topic: İflas ettiğinizde veya paraya sıkıştığınızda ilk satacağınız varlık - page 2. (Read 705 times)

O temlik şirketin dediğin zaten avukatlık büroları. Bankalar kendi avukatlarıyla küçük alacakların takibiyle uğraşmıyor uzun süredir. Hatta bazı avukatlı büroları birden fazla bankanın alacak takibini yapıyor. Bir kaç bankanın alacaklarının takibini yapan avukatı tanıyorum 😀  2 bankaya ayrı borcunuz varken aynı avukatlık ofisi tarafından aranırsanız şaşırmayın 😀  (ve borcunuzu ödeyemiyorsanız, gelen ilk teklife atlamayın! Bunu denemek için kredi kartınızı kapatma isteğiyle bankayı arayın. Hele de borcu olmayan bir insansanız size en az 2 teklif sunacaklardır. Örneğin. 30 TL chippara/bonus/mil. Reddedip kapatmakta ısrar ederseniz 75 TL chippara/bonus/mil. Kartınızın 1 yıl açık kalması koşuluyla havadan para 😀 -havadan değil tabi, kart ücretini zaten ödüyorsunuz-)

Cok zor soru bir kesin cevabi oldugunu dusunmuyorum, ilk once nakit ve doviz birikimi ortaya cikar daha sonra yastik alti diye tabir edilen altin, daha sonra esden dosttan borc almaya bakarim, en sonunda araba gibi sua zmanlar degerlenmis aracimi satarim, olsem de evimi satmam. Dusman basina.

sorunun cevabı olarak ev hariç her şey satılabilir bence tabi bu borcun miktarına bağlı ev hariç herşeyi sattığınızda borcunuzu kapatıyorsanız düşünmeden satılmalı.
neden diye soracak olursanız başınızı sokacak bir eviniz olduktan sonra herşey tekrardan geri gelir yavaş da olsa gerisi hikaye bence
evi neden satmazsın kiraya çıkılabilir derseniz de ne olacağı bir gün sonra ev sahibinin kovmayacağı herhangi bir sebepten ne malum derim.

Zamanında batan biri olarak Kesinlikle btc yatırımlarımı nakite dönüştürürdüm.  Düşünsene batmışsın zaten elimdeki maldan neden kurtulayım btc nakit değilmi? Bunun için yok mu? Ne yapayım ömür boyu saklayayımmı? Btc paranın kendisi. para tekrar kazanılabilir. Gönderirim gider arkasına bile bakmam

Zamanında satmadıkda ne oldu? Zarar etmedik mi?

Bir düzeltme yapmaya ihtiyacımız var. Banka alacaklarını avukatlık bürosuna devretmez. Bunun için temlik şirketleri var.
Bankalar bunu iki şekilde yapıyor, alacağı temlik etmeden bir avukatlık birimi oluşturup veya bu işi dış kaynak alımı ile yapıp vatandaşı senin dediğin gibi taciz ediyor. 100 alacağın 35 - 40'ı bu birimlerce yeniden yapılandırılıyor veya tahsil ediliyor. Bankanın ilk atımda tahsil edemediği alacaklar ise ihale ile temlik şirketlerine satılıyor.

Temlik şirketleri ihale ile aldıkları alacakları ikinci atım olarak yine tahsil etmeye çalışıyor. Bu ikinci durum daha sıkıntılı. Çünkü bu şirketler baştan bankaya para bayılıp bu alacakları satın aldıkları için daha bir hırs ille daha ilginç taciz yöntemlerine başvuruyor. ellerine düşürdükleri 60 borçludan 20 sini yıldırarak üstelik faizlerle birlikte tahsilat yapıyor. Kalan 40 borçludan 20 sini mahkeme kanalından zorlarken hukuken alacağını tahsil edemeyeceğine kanaat getirdiği borçluları ise tahsilat birimine devrediyor. Bu borçlulara da yasal takip değil birebir takip yapılıyor.

Abi bu konuda haklısın. Türkiye'de resmi olarak finans danışmanlığı yapan yok. Ancak borçlar hukuku konusunda uzmanlaşmış bir avukata danışabilirsiniz. Hatta böyle bir tanıdığınız varsa, mutlaka ilk ona gidin.

Neden mi?

Misal bankaya 100bin TL borcunuz var. Yapılandırmak istediniz. Banka dedi ki hayhay. Faizler 1.10 ama sizin finansal durum uçurumun kenarında o yüzden size 1.35 faizle kredi verebiliriz. Masrafı da şu kadar.

Siz g.tü kurtarmak için bu teklifi kabul ederseniz, fazladan 10-15 bin lira daha borçlanmış olursunuz.

Ama işi bilen bir avukatla bankaya giderseniz;

- Avukat: Bu kişinin 100bin TL borcu var. 1.10 faizle almış ödeyememiş. 1.35 ile yapılandırsanız da ödemesi mümkün değil. 3 ay sonra yine müşterinizle karşı karşıya kalacaksınız, yine iş hukuk birimine geçecek, müşteriniz yine borcunu ödeyemeyecek, iş önce hukuk bürolarına sonra belki de mahkemeye gidecek. Siz 100bin TL alacağınızı, 80bin TL'ye avukata devredip aradan çekileceksiniz. Sonra müşterinizle benim bi meslektaşım ilgilenecek. O 100bin lirayı almak için müşteriyi aylarca taciz edecek.

- M. Temsilcisi: Hımm. Peki ne öneriyorsunuz?

- Avukat: %1.10 faizle ödenemeyen 100bin TL anapara alacağınızı, %1.05 faizle daha uzun vadede yapılandırabilirseniz, müşteriniz bu borcu ödeyebileceğini söylüyor. Hem siz paranızı alabilirsiniz, hem de müşteriniz yok yere avukat tacizi ve belki de hapis cezasından kurtulmuş olur.

-  M. Temsilcisi: Şube müdürüyle görüşüp onay aldım. Evrakları düzenliyorum.

Sonuç: Müşteri borcunu ödeyebilecek bir yapılandırma ile bankadan ayrılır. Avukata belki 3-4 bin lira ücret ödersiniz ancak, bu sizi fazladan ödeyeceğiniz 20-30 bin lira faizden kurtarır.

Bu arada bilmeyenler için not: Banka borcundan dolayı banka sizi mahkemeye vermez!!! Borcunuzun anapara tutarının biraz altına bir avukatlık bürosuna devreder. Örneğin 100bin TL anapara (toplam 130bin TL) borcunuz var. 85-90bin TL'ye avukatlık bürosuna devreder borcunuzu. Avukatlık bürosu önce 130binden kapıyı açar, öderseniz 120binTLye düşürürüz, yoksa dava açılır vs. diye korkutur. Günlerce haftalarca taciz eder. En son 100bin TL ana para tutarının biraz altına avukatla anlaşırsınız. (veya borcunuzu o tutarla ama biraz daha uygun faizle yeniden yapılandırırlar) Siz, yine 100bin TL anapara + x yıl faiz ödemeye başlarsınız. Avukatlık bürosu 10-15bin TL'yi cebe atar. Banka zarar etmez, para kazanır, avukat para kazanır. Kaybeden yine siz olursunuz.

Evet, zengin bebesi ama bu çocuk adam olur.
Yani bunları yapmak yerine biraz daha ağlasa zırlasa alırdı babası o telefonu.
Bana bu telefon neden lazım sunumunu izleyince puanımı vermiştim.
Bu çocuk artık elindekinin kıymetini daha iyi bilir.

Vay be paraya bak babaya bak bız bı tuslu telefon aldırana kadar canımız cıkmıstı yenı nesıl gumbur gumbur gelıo desenıze murathan abı gerıye kalan parayla ıpad almıslar ha vay yavrum vay ben daha ıpade dokunamadan yasıyorum

Dürüstçe asıl durumu söyleyen sen oldun hocam. Milletin ekonomik olarak kıçı açık zaten. Evi, arabayı, hanımın altınını satarım borcu kapatırım dönemi geçileli çok oldu.



Sevgili onur,
bu dediğini yapmak Türkiye'de zor, yurt dışında kişisel finans danışmanlığı baya geçerli bir meslek aslında. Türkiye de bu yok mesela.
Bunun yerine ata sözlerimiz var; İşten artmaz, dişten artar atasözünün anlamı nedir?
İnsan ne kadar çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu olmadığı ve harcamalarına bir sınır getirmediği sürece birşey arttıramaz. Para, kazanmakla değil, tutumla artar.

5000 TL maaşla çalışan adam eğer online oyunlara aylık 250 TL harcıyorsa veya evde yemek varken iş çıkışı keyfine gidip lokanta da kendine ziyafet çekip para harcıyorsa olmaz yani.

Borçları Konsolidasyona tabi tutmak bir ferahlama getirir ancak buda çözüm değildir.
Ek gelir yaratmak herkesin harcı değil, herkes beceremez onu.
Büyük çoğunluğumuz maaşlı çalışan insanlarız, sihirli bir değnek ile maaşımız bir anda %25 artmayacağına göre, biz aynı gelirle %25 tasarruflu bir hayata geçiş yaparak kendimizi toplayabiliriz.

Ben bir öneri daha getireceğim arkadaşlara; Evde şöyle bir sağınıza solunuza bakın. Eminim artık kullanmadığınız onlarca ürüne denk geleceksiniz.
Bizim insanımızın kötü bir huyu var. Her bokun yenisini alıp eskisini de saklarız.

Temmuz başında arkadaşımın oğlu telefon  isterim diye tutturdu. Çocuk baya kulis yapıyor.
Yeni telefona neden ihtiyacı olduğuna dair oturup google slaytlar da 14 sayfalık sunum hazırlamış
Babası sunumu paylaştı dedim bu çocuk adam olur.
Ben de babasıyla konuştum.

kaçıncı telefonu olacak bu?
altıncı
Eski telefonlar ne oldu?
çekmecesinde duruyor
Çalışıyorlar mı?
hemen hepsi çalışıyordur.
Hepsini kontrol etsin. sahibinde de veya telefon alan dükkanlara satsın. sonra sen üstünü tamamla.
a çok iyi fikir, hatta eski 2 tanede tableti var kullanmadığı daha bir sürü elektronik aleti var ben bir konuşayım.

2 hafta sonra yeniden konuşuyoruz telefonda, sordum ne yaptı yavuz?

abi telefonları, eski iki tabletini, okuyup kenara atıp güya biriktirdiği dergileri, eski test kitaplarını, alıp hiç çözmediği soru bankası kitaplarını,benim yurt dışından getirdiğim hiç kullanmadığı apple tv yi hepsini sattı. Annesi çok mutlu odasında yer açıldı diye, telefonu aldı. geriye kalan para ile de yeni ipad aldık.

@onurgozupek hocam ders nıtelıgınde bı yazı olmus agzınıza yuregınıze saglık ayrıca sıze de gecmıs olsun ıflası bı kez kaldıramazken ınsanlar sız 2 kez yenmıssınız gercekten tebrık ederım ayrıca profesyonel fınans danısmanı fıkrı gercekten cok mantıklı kara duzen gıdecegımıze bı rehber her zaman sart

Daha önce 2 kere iflas etmiş biri olarak net bir şekilde söyleyebilirim ki borcunuzu ödemek için sahip olduğunuz tek evi veya güvendiğiniz yatırım aracını (Bitcoin, altın, dolar vs. neyse artık) satmayın.

Borca batan insan bataklıktan çıkmak için çok saçma şeyler yapabiliyor. (kredi almak, daha fazla kredi almak, değerlenecek diye bir şeylere yatırım yapmak amacıyla daha da fazla kredi almak vs...) onu da yapmayın.

Elinizdekini satınca, geri almanız neredeyse imkansız hale geliyor. Hem moral olarak çöküyorsunuz hem de toparlanmanız daha da zor oluyor.

1000$ maliyetli Bitcoin'i nasılsa kardayım deyip 3-4bin $'a sattıktan Bitcoin'in 20bin Dolar'a ulaştığını görünce daha çok üzülürsünüz... (hele de Bitcoin'le 200$ seviyelerindeyken tanıştıysanız, kanser olmanız işten değil...)

Peki borçtan kurtulmak için ne yapacağız?

Kimsenin yapmadığını.

Profesyonel birinden yardım alacaksınız. Finans konusunda uzman birinden yardım almak, sağa sola saldırmaktan çok daha akıllıca bir fikir. Siz, 3 bankadan kredi alıp borcunuzu ödemeyi becerdiğinizde zafer kazanmış gibi hissedersiniz. Ama finans uzmanı, size, aynı krediyi 1 bankadan ve çok daha düşük faizle alır. Vade sonunda ödeyeceğiniz faizin %20-30 daha düşük olduğunu görünce, şok geçirebilirsiniz!

Ayrıca, uzman kişi size, borçalarınızı ödemek için neler yapabileceğinizi, masraflarınızı nasıl azaltacağınızı da öğretecektir.

Yani, kısaca, aklınıza ilk malı mülkü satıp borcu ödemek gelmesin. (Kriz anında kimsenin aklına mantıklı şeyler gelmez. Ama önceden bilgi sahibi olursanız, işlerin sarpa sarmasının önüne geçersiniz)

Birinin boğazına bir şey takılıp nefes alamadığını gördüğünüzde panik olup ne yapacağınızı bilemez halde, saçma sapan şeyler yapabilirsiniz. Ama ilk yardım eğitimi almışsanız, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuzdur. Panik olmadan müdahale eder, sorunu çözersiniz. O yüzden, kötü senaryolara hazırlıklı olmak için önceden bilgi sahibi olmak gerekir.

Bi de Türkiye'de yaşıyosunuz arkadaşlar, her an başınıza göktaşı düşecekmiş gibi yaşamanız gerektiğini öğrenin artık 😀

Bızde aynı cevabı verıozda hocam oldugunu varsayarak cevap verıoduk yoksa bızımde cevabımız oturma organımız emın olun 

benim eski patron iflas etmek zorunda kalmıştı daha doğrusu herifi iflas ettirdiler. ev, mev hikaye dünyanın malı vardı adamda ve doğal olarak hala da var:))

benim cevabım: götüm

iflasımı başka şekilde kapatamam siz yine iyi araba ya da evle kapatıyorsunuz:)

Altın gumus gıbı materyallere kara gun dostu denır adıyla musemma altın gumus satılır hısse senetlerı cıddı zarar yazmadıysa satılır en son care ev araba gıbı seyler satılır allah basa vermesın

soruyu bu gün itibari ile cevaplamam gerekirse,
Bitcoin: satılmaz, biriktirilir.
Altın - Gümüş : satılır
Hisse Senetleriniz : hepsi zararda satamam.
Ev: satılamaz.
Arsa: yok.
Araba: yenisini alamayacağım için satamam.

iflas etmek çok kötü bir durum olduğu için konuyu paraya sıkışmak olarak değerlendiriyorum ve araba diyerek cevap vermek istiyorum. aslında prim yapan ve para eden her mal satılabilir, bu yüzden geri kalanlar arasından özellikle birini seçmek istesem prim yapanı seçerdim. ev satışı ise bizim milletimiz için neredeyse imkansıza yakın bir seçenektir. geçen gün, çıkmaz sokakta bulunan gecekondudan hallice bir 3 katlı evin önünde "allah'a şükür alın teri ile yaptım" gibi bir şey yazan mermer bir tabela gördüm. :) bu varoş gibi gözüken yazı içinde bulunduğumuz şartlar ile birlikte değerlendirildiğinde aslında çok haklı bir söylem olduğu için gayet normal ve olağan karşıladım. :) ayrıca arabanın zaten aylık ve yıllık masrafları olduğunu hesaba katarsak, akarı kokarı olmayan diğer yatırımların yerine vazgeçebilecek en iyi tercih olabileceğini de söyleyebiliriz.

Güzel bir inceleme ve ben oyumu hisse senetlerimden yana kullandım eğer hisse senedim varsa ve nakite sıkıştıysam ilk hisse senetlerim gider çünkü Bitcoin her zaman uzun vadeli kar olasılığı yüksek bir yatırım görüyorum altında garanti yatırım

Kredibilitemi satarım.

Aslında cevaplar tamamen o an içinde bulunulan duruma ve yatırımların durumuna göre değişir ama kendimce açıklayayım. Hisse senedim yok olsaydı da ilk sıraya onu koyardım Türk Lirası ve durumu ortadayken bist v.b. giriş yapmak bence çok mantıksız (%80-%100 ihracat oranıyla yurtdışına çalışan bir şirket olursa alırım ancak). Hisse senedi dışındakileri sıralayayım;

1- Araba: her ne kadar son dönem aşırı fiyatlansa ve yatırım aracı gibi görülse de benim ilk satacağım kendisi olur. Hem şu an bence gereğinden fazla değerli hem yükselme olasılığı en olan madde.

2- Ev: İçinde oturduğum ev haricinde bir evse en başta gideceklerdendir benim için eğer kendi oturduğumuz ev kast ediliyorsa en son satacağım şey olur. 1 eve yatırım gözüyle bakmıyorum çünkü.

Bitcoin ve altın arasındaysa o anki kar zarar durumuna bakmakla beraber önce gidecek olan altın olur. BTC'den çok ciddi kar etmişsem önce BTC gider.

Evet iflas hayatımızın gerçeği. Bazen nakite sıkıştığımız da oluyor.

Bazen şirketler bazen kişisel olarak bu süreci yaşamak zorunda kalanlar oluyor.

Umarım hiç birimiz bu süreci yaşamayız.

Peki paraya sıkıştığınız da ya da iflas ettiğinizde ilk satacağınız varlık hangisi olur du ?