Topic: Futbol sektörünün ekonomik olarak bir balon olması. (Read 500 times)

Valla onun kadar para kazansam dünyanın en sempatik insanlarından birisi olabilirdim üstad. Kolay iş yapıyor demiyorum. Tenis'de 1 numara olmak elbette önemli. Ama yapmayın madenlerde yerden 500-600 metre aşağıda saatlerce çalışan insanlar var. Bunlardan daha çok yoruluyor, daha çok hak ediyor diyebilir miyiz? Elbette Djokovic'de Nadal'da Falcao'da Muriç'de çok çalışıyorlar. Ama emek-kazanç dengesi bazılarının lehine çok gelişmiş durumda.   

Sektörde büyük bir balon olduğunu düşünmüyorum. Bireysel bazda balon transferler olabiliyor ama sektörün geneline baktığımızda alıcısı olan, reklam geliri, sponsorluk anlaşmaları, izleyici kitlesi devasa düzeyde olan bir piyasadan bahsediyoruz. Avrupa'da bir numaralı spor futbol ve zengininden fakirine her gelir kesiminin ilgisini çeken, onlara harcama yaptıran, forma aldıran, bilet sattıran, televizyonda tartışma programı izleten, futbolcunun reklamını yaptığı ürüne yönlendiren gözden gelinemeyecek kadar büyük bir pasta. Herkes doğal olarak bu pastadan payını almaya çalışıyor.
Ayrıca devletlerin spor, özellikle futbol yoluyla halkı yönlendirdiği on yıllardır bilinen bir gerçek ki bu bambaşka bir tartışmaya konu olabilir.

Katılıyorum.Futbol oynamak ne kadar zor olabilir ki Allah aşkına.Zaten çocukluktan itibaren oynadıkca en yeteneksiz insan bile bu motor becerilerini kazanıyor.İster inanın ister inanmayın.orta okulda erkeklerden daha iyi top oynayan kız arkadaşlar vardı sınıfımızda.
Verilen miktarlarda aşırı abartılı bunların hiçbir açıklaması yok.
Konuyu açma sebebimde aslında futbol falan değil bu fiyatlar ne ayak ya ? Kim belirliyor milyonlar havada uçuyor.

Bir ülkede hangi spor branşı popülerse, o sporculardan en iyi olanlar pastadan en büyük dilimi alıyorlar. "Hak ediyorlar mı" kısmı tamamen ticari beklenti üzerine kurulu. Fiyat / performans dengesini sadece futbolcunun kabiliyeti üzerinden hesaplarsak aldıkları ücret astronomik kalıyor ve hak etmiyorlar diyebiliriz. Futbol aslında sadece futbol değil. Sadece futbol olsaydı belki en iyi oyuncular aylık $20-30k alırlardı. Takımın pazarlama faaliyetleri, gelir-gider dengesi ve ligdeki başarısı; oyuncuların da ücretlerine yansıyor. Mesela forma satışlarının artması, lig başarısının yanısıra takıma yeni giren ünlü bir oyuncu sayesinde oluyor. Bunlar hep kapitalist hareketler işte! Buradan bakarsak aslında spor sektörü, gıda sektörüyle birlikte kapitalizmin en büyük kaleleridir.

Sonuç olarak iki taraflı bir kazanç var. İyi oyuncu takımın adını parlatırken, takımın başarısı da oyuncuya yansıyor. Taraftar memnunsa, daha fazla para harcıyor. Başarılı eşleşmeler olduğunda win/win stratejisi tutarken, başarısız eşleşmelerde loss/loss oluyor. Bazen dünyanın en iyi oyuncusu, dünyanın en iyi takımında oynadığında başarılı olamayabiliyor. Bu durumlarda verilen ücret de boşa gidiyor, kulüp de zarar ediyor. Ama kapitalizm boş durmuyor. Kredi çekilerek, borçlar alınarak  hemen çok daha iyi bir oyuncu getiriliyor...

@dannybrown'un bahsettiği sanat eserlerinin fiyatları da hiç anlamadığım ve hep merak ettiğim konulardan. Eser sahibi ölmüşse fiyatı daha da artıyor. Sanatla uğraşanlar miraslarını gözden geçirmeli.

Bunun daha ileri versiyonu da "tarihi eserler". Bilmem kaç yüzyıl önce kullanılmış bir çorba kasesinin fiyatı milyon dolar edebiliyor. Hele bunlar bir de krallara, sultanlara veya padişahlara ait bir eşyaysa ve dönemin önemli bir olayı sırasında kullanılmışsa fiyatları daha da artıyor.

Rasyonel olarak düşününce çocuksu ve inanılmaz gibi geliyor ama ben kendim da şahit oldum birçok arkadaşımın hayalleri arasında "1 NBA finali izleyebilmek", "Şampiyonlar Ligi finali izleyebilmek", "Roland Garros finali izleyebilmek" vs...

Kendin orada oynasan golleri sıralasan, veya kulüp yönetiminde, teknik kadrosunda olsan anlarım, senin için önemi olan bir olay haline gelir o zaman, fakat izleyici olarak başkalarına milyonlar kazandıran ve artık çoğu zaman "ılık" hale gelmiş performanslara bakıp aşırı derece sevinip üzülmek biraz trajikomik bir durum bence de  ,

sen üzülsen de adam milyonları götürüyor, sevinsen de, profesyonel sportif faaliyetler artık çoğunlukla fiktif bir tiyatroya dönüşmüş durumda aslında  ... buna "living vicariously" deniyor, yani vekaleten yaşamak, birçok insan başkalarının başarılarını içselleştirerek kendi vasat hayatlarını bir an için unutmak, uyutulmak istiyor, halbuki tamamen anlamsız bir duygu yoğunluğu içine girdiğini farketse, zaten uyanıp kendi hayatını güzelleştirmeye, geliştirmeye başlayacak...

bence tamamen show bussines, orada oynayan futbolcuların da yeteneğine inanmıyorum. çünkü göklere çıkarıyorlar, onlar kadar yetenekli olacak milyonlarca insan var, fakat biraz şans ve biraz da o futbol camiasının siyasetten bile kirli pis ortamlarında yükselmeyle gerçekleşiyor bu tip başarılar. ben hiç takip etmiyorum.

Balon olduğunu avrupda görüyoruz zaten. Elin sıradan Sloven takın yenip geçiyor. İngiltere'nin düşmemeye oynatan takımı gelip basıp geçiyor. Belçika takımıni yenemiyorsun. Daha ne denir ki.

En çok bizde bu saydıklarınız oluyor sanırım ne zaman maç izlesem niye bu kadar kin duyuyoruz diye düşünüyorum (: diğer ülkelerde de hep hareketli olayların olduğu maçlar oluyor ama bizdekiler çok göze batıyor. marka değeri tabi var ama taraftarlar sayesinde var, hisse senetleri de öyle aslında kimsenin takmayacağı takımlar şirket bile diyemeyiz ama bakıyorsun insanlar ortak oluyor sırf o takımı tutuyor diye. Kulübünü desteklemek için parasını kaybediyor

Adam trilyonluk ve dünyanın bir numarası ama o kadar sempatik tavırları var ki hayran olmamak mümkün değil . Eskiden Sırp diye sevmezdim ( malum bu Bosna Sırp katliamları dan ötürü) bu çocuk bütün fikirlerimi değiştirdi benim.

Nereden gelirse gelsin futbol endüstrisinde dönen rakamlar çılgın atıyor.
Bugün futbol endüstrisinde 1 yılda dönen paralarla dünyada açlık çeken insanlar orta gelirli insan haline getirilebilir. Bu nedenle böyle bağış etkinlikleri, işte bilmem ne yararına dostluk maçları falan bana komik geliyor. İkinci liglerde bile milyon$'lık sözleşmeler yapılıyor artık. Ancak sahalara maçları izlemeye giden insanlar asgari ücretli.
Yılda maksimum 40-50 maç yapacak futbolcular 3-5 milyon $ alırken o maçı izleyen X kişisi sadece yılda 25 bin maaş getirisi alıyor. Ve o arkadaşlar lan sokarım böyle işe demiyorlar...

Dünyanın adalet düzeni bu.
Sadece futbol içinde değil. Tenis'de 2018'deydi sanırım Novak Djokovic sadece turnuva geliri olarak yaklaşık 100 milyon € kazanmış.
Bu çok normal gibi görülüp, insanlık yaparak bir top toplayıcıya şemsiye tutunca aa ne kadar centilmen deniliyor...
Elbette başarılıdır 1 numaralık kazanmıştır vs. Ama dünya üzerinde yapılan, yapılabilecek hiç bir iş 100 milyon € kazandırmamalı!


Bana yıllık 100 milyon verin ben her gün birilerine 1 saat şemsiye tutarım...

marka değeri önemli bir nokta hiç kuşkusuz. mesela manchester united son belki de beş senedir te bir başarısı yok ama dünyanın en değerli ikinci takımı.

Hele birde TV lerde cikipta marka değeri demeleri yok mu beni külliyen gıcık ediyor. Ulan saha da ne adalet var ne futbol var. Sürekli bağrış , cigris saldırı vs tam gaz. Hep kaybeden suçu boku başkasına atmakla meşgul.
Birde bu futbol takımlarının hisse senetleri var kim neye vire bu hisseleri alıyor aklım almış değil.

Her şeyin tüketime yönelik oluşu, tüm sektörleri ve elemanlarını bu yola itiyor aslında. Her şey ürün her şey reklam ve bu düzene kurulmuş kocaman bir sektör ve sektörler zinciri var. Futbol sektörü en çok kafa uyuşturan alan ve diğerleri tarafından kullanılmasını iyi biliyor.

Endüstri bunu gerektiriyor, tüketim dünyası içinde yaşıyoruz. O kadar büyük paralar dönen bir sektör ki oyuncunun değerinin yüzlerce milyon dolar olması artık garipsenmiyor. Menejerlik oyunu oynadığım dönemleri hatırlıyorum da 100 milyonun varsa dünyanın en iyi oyuncularından kadro kurabiliyordun, artık 1-2 oyuncu anca alıyorsun.
Maç biletleri kombine olarak alınınca hesaplı denecek bir boyuta ulaşabiliyor. İnsanların başka uğraşı ve hobisi olmadığı için stadyumların dolduğunu görüyoruz, işi gücü yok napsın

Dostum aynı düşüncede aynı mantalitedeyiz. Ancak insanların hepsi aynı değil 🤷‍♂️ Bu tür kapışma diyebileceğimiz bir nevi modern gladyatör dövüşleri dünyada çok popüler. Mesela ben de boksu 🥊 severim ama izlemeyi yani 😉 özellikle 20. Yüzyıldan başlayıp gelen hastalıklardan biri de bu maalesef, kendisine faydası olmayan işlere sarmak😏 Boşuna oyuncu demiyorlar futbolcuya, stadlara bilmem ne arena ismi veriliyor, örümcek kameralar, jimmy jeabler, tiyatral unsurlar... Tam bir Show dünyası

Saçmalıktan başka birşey değil.Zaten biz konuşuyoruz diye bunların fiyatları ve balonları sönecek demiyoruz.Sadece koca bir saçmalık.Bir futbolcunun değeri 400 milyon dolar niye olur.ne yapıyorlar ne üretiyorlar ? kime ne faydaları var ? Neden bu kadar çok para kazanıyorlar.Neden taraftar dediğimiz tayfa bön bön çılgınca bu insanlara tapıyor.neden herkes o koca stadyumları dolduruyor.PES OYNAYIN daha iyi mk.gidip bi maça 200 lira vereceğinize

Ben çok fazla balon olduğunu düşünmüyorum. Her ürün kendi piyasasını yaratıyor ve futbol da çok çok fazla izleyicisi olan bir spor dalı. Reklam gelirleri haliyle çok yüksek oluyor, futbolcular da antrenörler de buna göre kazanıyor.

bu sektörlerde dönen paralar normal bir vatandaşın algı sınırlarının çok çok üstünde. bu bütçelerin büyük kısmını oluşturan kısım ise reklam. gerek klüplerin sponsorları, gerekse maç yayınlarındaki ekrana, stadyumlara yerleştirilen envai çeşit reklamlar bu sektörün dinamosu. gerek reklam veren açısından gerekse de yayıncılar açısından işin merkezinde reklam yayınları.
futbolculara gelirsek, bu rakamlar oyuncuların potansiyeli ile alakalı bir durum. bir oyuncu sezon geneli gol, asist, pas oranı vs. oyuna katkısı yüksekse ertesi yıl transfer sezonunda çok deli bonservis bedelleri konuşulmaya başlanıyor. klüplerin gelirleri yükseldikçe bu rakamlar da her yıl artıyor.

şimdi tekrar ekonomi yönüne dönersek, bu durumu anlayabilmek için önce mahalle bakkalı kafasından çıkmak lazım. sen kendi sınırlarını dar çizersen kazancın da gelirin de bu sınırlar çerçevesinde daralıyor. dijital ortamda tüm dünyaya hitap etmiş whatsapp uygulaması 20milyar dolara mı ne satılmıştı mesela. bu nasıl bir para arkadaş

Bütün bu yazdıklarınıza ek olarak iddaa, sport toto teşkilatının federasyon, ana lig ve amatör liglere kadar yaptığı katkılar var. mesela 2004-2018 yılı tablosu aşağıda gayet ilginç rakamlar.


Kaynak : https://t24.com.tr/yazarlar/tugrul-aksar/iddaanin-spora-katki-iddiasi,20959

Doğrudan veya dolaylı yoldan her insan futbola ve takımlara destek veriyor bir şekilde. hiç takım tutmayan insanın bile inanın cebinden para çıkıyor.

Yani Türkiye süper liginde bile yayın gelirleri de düşünülmeli. La liga, Bundesliga ve Premier lig gibi tüm dünya tarafından takip edilenlerde rakamlar daha etkileyici.

TSL'den geçen yıl küme düşen Akhisarspor 72 milyon TL yayın geliri alırken, şampiyon olan Galatasaray, 212 milyon TL yayın geliri almış. Bu sadece yayın geliri. Bu adamlar sponsorluklar, isim hakları gibi daha milyonlarca TL kazanabiliyorlar. Ama tabi ki olay işin ekonomisinde. Bunu sağlayanlarda taraftarlar. 3 İstanbul takımının Türkiye genelinde 50 milyondan fazla taraftarı vardır. Bunların yüzde 1'i orijinal ürün satın alsa bile devasa paralar tutacaktır.

Yani olay şuraya geliyor. Takımların tek harcamaları aslında futbolculara verilen bonservis ve maaşlar, personel giderleri ve menajerlik ücretleri. Yılda 600-700 milyon dolar kazanan takımlar da bunu harcarkeb bonkor olabiliyorlar. Mesela şöyle bir haber buldum;

https://www.cnnturk.com/spor/futbol/barcelona-1-milyar-dolarin-uzerinde-gelir-elde-eden-ilk-kulup-oldu

1 milyar $ gelir ne demek yahu