Gerçek Hikaye...
Kazım Koyuncu'yu daha önceden hiç tanımıyordum şahsen.
Biraz uzun yazacaklarım ama koskoca bir mazi geçmiş diyeceğim
Aslında uzun zamandır aklımda yoktu konuyu görünce yazmak geldi içimden.
Sene 2002...
Bizim evde oturduk sabah 5 falandı birer duble rakı koyduk bir arkadaşım ile oturduk içiyoruz. Sonra canımız sıkıldı o zamanlar tabi tuşlu telefonlar falan var rehberi karıştırıyorum bir kaç sene öncesinden de ICQ'dan tanıştığım bir kız vardı dur şuna bir mesaj atıyım dedim. Çat karşılık verdi oda uyumamış oturuyor. Bende aldım elime sabit telefonu (kontur bitmesin ağa) aradım bunu. Daha önce kızın Ankara'da dikmen tarafında oturduğunu biliyorum ama hiç görüşmemiştik hem sanal ortam ve telefon üzerinden konuşuyorduk. Ne yapıyorsun falan dedim bu saatte. Üniversiteden kızlar ile oturduk biraz içtik biraz hüzünlendik şimdi de kahve içiyoruz dedi. Bende hala devam dedim.
Nerdesin diye sordum kendisine Yenimahalle'deyim dedi, yok ya bir dakika falan dedim bende Yenimahalle'deyim neresindesin diye sordum işte Öğretmen Kubilay'ın oradayım dedi şaka yapma sabah 5'te falan dedim yok dedi bende oradayım şu an. Kız meğer üniversiteden arkadaşına gelmiş dedim 5 dk ya oradayım balkona çıkın dedim , kızlar tamam dediler.
Benim arkadaş ile bastık gittik 5 dk ya evlerinin önündeydik zaten. Sonra kızları gördük eve döndük öğlen park'da buluşalım diye sözleştik. İşte geldiler tanıştık falan baya güzel muhabbetler dönmeye başladı. Üniversiteden arkadaşı zaten beni hemen tanıdı yaaa dünya ne kadar küçük falan muhabbeti döndü.
Bizim evin altına 2 kız arkadaşımız gelecek burada yaşıyacaklar. Bak dedi birisi var tam ikiniz kafa dengisiniz o iş olur falan dedi. İyi falan dedik tabii bu arada benim arkadaş hemen oradan beni tanıyan kızla çıkmaya başladılar sevgili oldular. O olunca da memleketten gelecek kız ile tanışmamız kesin oldu.
Kız Rize/ Çamlıhemşinli neyse geldi tanıştık uzun süre takıldık falan sonunda sevgili olmaya karar verdik. İşte bu kız bana tanıştırdı Kazım Koyuncu'yu. O zamanlar üniversite de okuyorsun ve öyle babalarımız pek zengin falan değiller. Çok iyi hatırlıyorum Efe Rakı yeni çıkmıştı piyasaya ve 20'lik rakı Bebe rakısı diye geçerdi. Ondan alırdık ve oturup içerdik , içerken de Kazım Koyuncu'nun kasetini koyup dinlerdik.
Sonra hastalığı nüksetti tabi Kazım Koyuncu'nun. Rahmetli olduğu günden bir hafta sonrası da Kızılay'da Karanfil sokaktan metroya binmek için yürüyorduk Dost kitapevinin önünde baya kalabalık bir grup oturmuşlar şarkıları ile ona son yolculuğunu yapıyorlardı belki de.
2006 yılında Rize'li kızdan ayrıldık. O hayatına başka bir yerde devam etti bende başka bir yerde. Umarım mutludur şimdi.
Kazım Koyuncu'yu bana tanıştıran kadına teşekkürler...
Şair Ceketli Çocuk ışıklar içinde uyu...