Pages:
Author

Topic: Neden sadece başımız sıkıştığında birlik oluyoruz? - page 2. (Read 220 times)

sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
Asrın felaketinde 10. Günü geride bıraktık, bugün öğlen saatlerinde de yeni bir mucizeye tanıklık ettik, ama sanırım artık enkazda kalan canlarımız için ümit ne yazık ki çok çok azaldı, Allah milletimize kolaylık versin.

Asıl konu aslında başlıkta da olduğu gibi, ülkece kenetlenmemiz için illa bir felaket ile karşı karşıya kalmamızın gerektiği durumu. 10 günü aşkın süredir, dini dili ırkı mezhebi ne olursa olsun, öylesine büyük bir seferberlik ilan edildi ki, insanlar ellerinde avuclarinda ne varsa, hatta çocuklar binbir özenle biriktirdikleri paraların olduğu kumbarasina kadar yardımda bulundu, bulunmaya da devam ediyor, oradakiler aç diye evlerimizde yemek yiyemez olduk, üşüyor diye isinamaz, ağlıyor diye gulemez olduk, ki bunlar zaten ortalama ahlaki düzeydeki her bireyin yaşayacağı duygulardi. Dün gece birkaç yönü beni kişisel olarak rahatsız etse de tarihin belki de en büyük bağış kampanyalarından birine şahit olduk, ayrıca yurt dışından da inanılmaz yardımlar geldi, özellikle Merih Demiral dünyaca ünlü futbolcularin formalarini al satarak inanılmaz rakamlara ulaştı, bu ve bunun gibi binlerce örnek var. Ahbab ve babala da her ne kadar bazı kesimin anlamsızca tepkisini çekse de çok büyük hizmetler etti, etmeye de devam edecek.

Gerçi münferit örnekler de oldu, kira fiyatlarını ucuranlar, 4 kase çorbaya 500 lira hesap çıkaranlar, yagmacilar vs. Ama hepsi de yaptıklarının bedelini ödedi, ödemeye de devam edecek inşallah. Bu akşamki Trabzonspor Basel maçıni tüm takım taraftarları kendi formaları ile üstelik Trabzon da izleyebilecekler, hem de el ele kol kola. Bunun normal şartlarda olma ihtimali çok dusukken bu insanlar milli şuurla yanyana gelebiliyormus demek.

Hepsini alt alta üst üste yazıp değerlendirdiğimizde, ortaya enteresan bir durum çıkıyor. Normal şartlarda su birlikteligin binde biri ile bambaşka bir ülke olabilecekken, neden bunu basaramiyoruz? Acıya mi düşkünuz, dertten mi besleniyoruz, komşuluk gibi çok büyük ve önemli bir müessese kayboldu neredeyse, koca koca sitelerde insanlar karşı komşularını tanımıyor, ama en ufak bir felakette yüzlerce kilometre ötedekiler için çırpınıyor. Sonu olan omurlerimizde artık fanı kavgaları, kaygıları bir kenara bırakıp, adil olana, hakkımız olana razı gelip, kırmadan incitmeden yaşayıp gitme çabası sadece ihtiyacımız olan, gerisi zaten bu millette fazlasıyla yok mu sizce de?
Pages:
Jump to: