Yatırımlarınıza sahip çıkın. Para harcamamaya çalışın.
İhtiyaçlarınızı alın. Dolar 40-45 tl olursa bugün aldığınız şeyler çok iş görür
Topic: Paramızın Dramatik Durumu (Read 373 times)
Bu gün bir elektronik malzeme alacaktım fiyatını görünce vazgeçtim. En son sanırım 2018 yılında almıştım. Tanesi o zaman için 5 tl falan dı. O zaman için pahalı geliyordu ama olsun alında en az 2 tane alıyordum. Elimde kalmayan bu malzemeyi bu gün ihtiyaç oldu yeniden alayım dedim. Aynı satıcıdan sipariş verecektim fiyatını görünce almaktan şimdilik vazgeçtim.
Ürün fiyatı 5 tl den 345tl ye çıkmış. KArgo da 45tl yani 1 ürün 390tl. Vay anam vay. Batmışız biz.
Ürün fiyatı 5 tl den 345tl ye çıkmış. KArgo da 45tl yani 1 ürün 390tl. Vay anam vay. Batmışız biz.
500 tl bile yeterli bir para eğil bir pazar alışverişi bildiğimiz pazar hani ucuz gıda varya haftalık 200-400 arası harcanıyor nar'ın kg fiyatı 35 lir a olur mu kardeşim 200 tl'ye 1kg peynir alamıyorsun saçmalığa bak 500 tl zorunlu artık 1000 tl de 200 tl'nin belki yerini alabilir
1000 lira dediğimiz 35 dolar civarında bir para ediyor, devede kulak yani kalan para, o yüzden 1000 liralık banknotlar da çıkabilir, basit bir pazar alışverişi için en az 500 lira harcıyoruz zaten, ev biraz eksikse bu 750 lirayı bulabiliyor, aslında merkez bankası başkanı ve hazine bakanı karşı ama gerekli 500 ile 1000’lik banknotlar,
500 tl bile yeterli bir para eğil bir pazar alışverişi bildiğimiz pazar hani ucuz gıda varya haftalık 200-400 arası harcanıyor nar'ın kg fiyatı 35 lir a olur mu kardeşim 200 tl'ye 1kg peynir alamıyorsun saçmalığa bak 500 tl zorunlu artık 1000 tl de 200 tl'nin belki yerini alabilir
500 TL. lik banknotun şimdiye kadar çoktaaaaaan çıkmış olması gerekirken hala çıkmamış olmasının en baba nedeni, iktidarın kötü ekonomi yönetimini kabullenmesi anlamına gelecek olması ve bunu uygulamayla da tasdik etmesi bence. ortalama 4 kişilik bir ailenin standart bir haftalık gıda gideri bile nerelere gelmişken, ki alınacak çoğu ürünün ortalama ve altı kalitedekilerden seçileceği de gerçeği göz önünde bulundurulduğunda 500, 750 ve 1000 lik banknotların sadece basit giderler için bile ne kadar işe yarayacağı ortada.
500 tl bile yeterli bir para eğil bir pazar alışverişi bildiğimiz pazar hani ucuz gıda varya haftalık 200-400 arası harcanıyor nar'ın kg fiyatı 35 lir a olur mu kardeşim 200 tl'ye 1kg peynir alamıyorsun saçmalığa bak 500 tl zorunlu artık 1000 tl de 200 tl'nin belki yerini alabilir
500 liralık banknotların bence çoktan çıkmış olması gerekiyordu. Çünkü 200 liranın alım gücü artık çok düşük. Bırakın bir kilo eti bir kilo kıymaya bile artık yetmiyor. Örneğin 100 g kavanoz kahveler bile yavaş yavaş 200 lirayı geçmeye doğru gidiyor. En büyük banknotunuzun alım gücü bu kadar düşükken böyle bir hamle yapmalısınız diye düşünüyorum. Geçen her zamanda 500 liralık banknota ek olarak 1000 liralık banknota olan ihtiyaç bile artacak. Paramızın değeri öyle bir şekilde değer kaybediyor ki seçimden sonra dolar / tl kurunun geleceği seviyeyi şu an hayal edemiyorum.
Bu konuda size katılıyorum. Bir ara bu banknotların basılacağı söylentileri yayılmıştı ama daha sonra Merkez Bankası tarafından yalanlandı. Ben yine de arka planda böyle çalışmaların olduğuna inanıyorum. Çünkü kesinlikle böyle bir ihtiyaç mevcut yani bir noktadan sonra nakit para ile ödeme yaparken o kadar fazla banknot kullanmak zorunda kalacağız ki yanımızda tomarla para taşımamız gerekecek.
Kredi kartı vs. gibi seçenekler de var elbet ama bazen oluyor nakit ile ödeme durumunda da kalınabiliyor ya da insan öyle istiyor.
1 milyon tl her gün 1000 tl'den fazla değer kaybediyor şaka gibi ülke sözde dünyayı yönetiyorlar ne istedilerde vermediler ama bitti.
Yada söyle düşünelim 30.000 tl maaş alan bir memur maaş aldığı günden ay sonuna kadar 900 tl'si enflasyon kaybına uğruyor.
Yada söyle düşünelim 30.000 tl maaş alan bir memur maaş aldığı günden ay sonuna kadar 900 tl'si enflasyon kaybına uğruyor.
Evet, ne yazık ki günümüz koşullarındaki durum tam da bahsettiğin gibi. TL birikimi bulunan herkes her geçen gün birikimlerinin eridiğini izlerken maaşlı çalışanlar ise maalesef her geçen ay aslında daha az maaş alıyor. Hatta, duruma şu şekilde bir ekleme de yapmak istiyorum;
Maaşlı personeller ay sonuna kadar ortalama enflasyon oranı kadar para kaybediyor fakat birçok ürün ve hizmete enflasyon oranı üzerinde zam yapılması sebebi ile aslında enflasyon oranı kadar değil çok daha fazla para kaybetmiş oluyor. Yani, aylık enflasyon oranının %3 olduğu zaman eğer ki birçok ürün ve hizmete %6 oranında bir zam yapılıyor ise buradaki kayıp aslında %6 olarak değerlendirilebilir. Paramızın değer kaybettiği yetmezmiş gibi enflasyon oranı üzerinde yapılan zamlar da alım gücümüzü her geçen gün düşürmeye devam ediyor ve edecek.
Çalışan kesim için gelecek yıl zammı belirleme çalışmaları başladı. Masa başına oturmuş olan tokların açların halinden anlayarak onlara az verip idare etmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştıkları dönem geldi yine. Şükür etmeleri gerektiği de öğütlenecektir. Gelecek yıl mart ayına doğru ekonomideki baz etkisi ile enflasyondaki artış eğiliminin olacağını şimdiden söylüyorlar. Ama olsun yinede az zam ile daha rahat edeceklerini de telkin ediyorlar.
Son yıllarda hep aynı senaryoya maruz kalıp, hala mutlu son bekleyen sinema izleyicisi kitlesi var önümüzde. Lan kardeşim yok işte bu senaryo ile bu yönetmen ile bu set ekibi ile bu oyuncularla film mutlu sonla bitemiyor bir türlü nasıl anlamazsınız demekten yorulduk. ki yeri geldi Kemal Sunal' ın filmindeki sahtekar hoca gibi yağmurun yağmamasından da bizi sorumlu tuttular, içlerinde en az kabahatli bizken üstelik.
Maaşlara zam, piyasa bu zamlara daha büyük zam ile karşılık verecek, yine zincir marketler suçlanacak falan filan, neticede aynı kısır döngünün müridi olmaya devam edecek büyük çoğunluk bu ilkede.
@totti67 hocam film diyince yarının sınırında adlı film aklıma geldi. Hani esas oğlan ölüyor ve her gün yeniden başlıyor. Bizde esas oğlan uyuyup uyanıyor onun için gün yeniden başlıyor ama halk için gün hep devam ediyor. Keşke halkta bir sıfırlayabilse. Hep yöneten sıfırlıyor. Diğerleri azala azala devam. Acaip bir komedi yaşıyoruz. Artık kazıklı voyvodanın kazığa vurduğu zamanın Türklerinin yüzündeki acı sırıtmayı bizlerin yüzünde okumaya az kaldı.
Abi esas olanın kendisi olduğunu unutmuş bir halk için esas oğlan bence çok bile iyi davranıyor, geçmişte pek böyle dusunmuyordum ama artık kitleye karşı tavrim tamamen değişti. Benim haline üzüldüğüm insanlar benden daha gamsız daha rahat olunca, ulan biz kimin için dertleniyoruz diyerek vazgeçtim düşünmekten. Evet bir dönem insanlar bugünü kurtarmak için yaşadılar bu ülkede, epey zorluklar da çekildi 80 lerde 90 larda ama gelecek kaygısı hiç şimdiki düzeyde olmamıştı. Artık bugünü değil geleceğimizi kurtarmanın peşindeyiz, ki işimiz de çok çok zor bu şartlarda.
500 liralık banknotların bence çoktan çıkmış olması gerekiyordu. Çünkü 200 liranın alım gücü artık çok düşük. Bırakın bir kilo eti bir kilo kıymaya bile artık yetmiyor. Örneğin 100 g kavanoz kahveler bile yavaş yavaş 200 lirayı geçmeye doğru gidiyor. En büyük banknotunuzun alım gücü bu kadar düşükken böyle bir hamle yapmalısınız diye düşünüyorum. Geçen her zamanda 500 liralık banknota ek olarak 1000 liralık banknota olan ihtiyaç bile artacak. Paramızın değeri öyle bir şekilde değer kaybediyor ki seçimden sonra dolar / tl kurunun geleceği seviyeyi şu an hayal edemiyorum.
Çalışan kesim için gelecek yıl zammı belirleme çalışmaları başladı. Masa başına oturmuş olan tokların açların halinden anlayarak onlara az verip idare etmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştıkları dönem geldi yine. Şükür etmeleri gerektiği de öğütlenecektir. Gelecek yıl mart ayına doğru ekonomideki baz etkisi ile enflasyondaki artış eğiliminin olacağını şimdiden söylüyorlar. Ama olsun yinede az zam ile daha rahat edeceklerini de telkin ediyorlar.
Son yıllarda hep aynı senaryoya maruz kalıp, hala mutlu son bekleyen sinema izleyicisi kitlesi var önümüzde. Lan kardeşim yok işte bu senaryo ile bu yönetmen ile bu set ekibi ile bu oyuncularla film mutlu sonla bitemiyor bir türlü nasıl anlamazsınız demekten yorulduk. ki yeri geldi Kemal Sunal' ın filmindeki sahtekar hoca gibi yağmurun yağmamasından da bizi sorumlu tuttular, içlerinde en az kabahatli bizken üstelik.
Maaşlara zam, piyasa bu zamlara daha büyük zam ile karşılık verecek, yine zincir marketler suçlanacak falan filan, neticede aynı kısır döngünün müridi olmaya devam edecek büyük çoğunluk bu ilkede.
@totti67 hocam film diyince yarının sınırında adlı film aklıma geldi. Hani esas oğlan ölüyor ve her gün yeniden başlıyor. Bizde esas oğlan uyuyup uyanıyor onun için gün yeniden başlıyor ama halk için gün hep devam ediyor. Keşke halkta bir sıfırlayabilse. Hep yöneten sıfırlıyor. Diğerleri azala azala devam. Acaip bir komedi yaşıyoruz. Artık kazıklı voyvodanın kazığa vurduğu zamanın Türklerinin yüzündeki acı sırıtmayı bizlerin yüzünde okumaya az kaldı.
Çalışan kesim için gelecek yıl zammı belirleme çalışmaları başladı. Masa başına oturmuş olan tokların açların halinden anlayarak onlara az verip idare etmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştıkları dönem geldi yine. Şükür etmeleri gerektiği de öğütlenecektir. Gelecek yıl mart ayına doğru ekonomideki baz etkisi ile enflasyondaki artış eğiliminin olacağını şimdiden söylüyorlar. Ama olsun yinede az zam ile daha rahat edeceklerini de telkin ediyorlar.
Son yıllarda hep aynı senaryoya maruz kalıp, hala mutlu son bekleyen sinema izleyicisi kitlesi var önümüzde. Lan kardeşim yok işte bu senaryo ile bu yönetmen ile bu set ekibi ile bu oyuncularla film mutlu sonla bitemiyor bir türlü nasıl anlamazsınız demekten yorulduk. ki yeri geldi Kemal Sunal' ın filmindeki sahtekar hoca gibi yağmurun yağmamasından da bizi sorumlu tuttular, içlerinde en az kabahatli bizken üstelik.
Maaşlara zam, piyasa bu zamlara daha büyük zam ile karşılık verecek, yine zincir marketler suçlanacak falan filan, neticede aynı kısır döngünün müridi olmaya devam edecek büyük çoğunluk bu ilkede.
Çalışan kesim için gelecek yıl zammı belirleme çalışmaları başladı. Masa başına oturmuş olan tokların açların halinden anlayarak onlara az verip idare etmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştıkları dönem geldi yine. Şükür etmeleri gerektiği de öğütlenecektir. Gelecek yıl mart ayına doğru ekonomideki baz etkisi ile enflasyondaki artış eğiliminin olacağını şimdiden söylüyorlar. Ama olsun yinede az zam ile daha rahat edeceklerini de telkin ediyorlar.
1 milyon tl her gün 1000 tl'den fazla değer kaybediyor şaka gibi ülke sözde dünyayı yönetiyorlar ne istedilerde vermediler ama bitti.
Yada söyle düşünelim 30.000 tl maaş alan bir memur maaş aldığı günden ay sonuna kadar 900 tl'si enflasyon kaybına uğruyor.
Yada söyle düşünelim 30.000 tl maaş alan bir memur maaş aldığı günden ay sonuna kadar 900 tl'si enflasyon kaybına uğruyor.
Maalesef her geçen gün değer kaybeden para birimimizin her banknotu sürekli olarak bir hiç alabilme potansiyeline sahip olmuş durumda. Son iki buçuk yıllık süreç içerisinde yurtdışında işleme fırsatı elde etmiş birisi olarak geçtiğimiz günlerde 200 Euro bozdum ve tüm tutarın 200 TL’lik banknotlar ile ödenmiş olmasına rağmen cüzdanımın kapanmadığını gördüm. Tabii, son memleket ziyaretimin üzerine 9 aylık bir süreç geçmiş olmasına istinaden bu tutarın bana birkaç gün yetebileceğini düşündüm. Birkaç parça kıyafet, arkadaşlar ile kahve ve hasret kaldığım yemekler derken sadece üç gün içerisinde tüm paranın tükenmesi sonrasında maalesef paramızın ne kadar değersiz bir duruma getirildiğini görmek benim için oldukça üzücü oldu.
Evet, her ne kadar günümüz koşullarında daha az banknot taşımak ve bankaların yükünü hafifletmek adına 500 hatta gerekli olması durumunda 1.000 TL’lik banknotlar çıkması gerektiğini iddia ediyor olsak da maalesef problemi kökten çözebilmek adına sıkı bir ekonomik politika izlenmesi ve paramızın yeniden değerlenmesi gerekmektedir.
Evet, her ne kadar günümüz koşullarında daha az banknot taşımak ve bankaların yükünü hafifletmek adına 500 hatta gerekli olması durumunda 1.000 TL’lik banknotlar çıkması gerektiğini iddia ediyor olsak da maalesef problemi kökten çözebilmek adına sıkı bir ekonomik politika izlenmesi ve paramızın yeniden değerlenmesi gerekmektedir.
üzülürüm yine resmini görünce diye başlayan bir şarkı vardı. Hatırlıyor musunuz? Müthiş bir şarkıydı. Söyleyen Cem Özkan idi. Şimdi aklıma geldi. Çünkü, üzülürüm yine resmini görünce...
Evde epeydir birkaç demir 1 Euro ve bozuklukları var, ulan Almanya'da üç sene önce ne kadar geçerliyse değer anlamında, şimdi de hemen hemen aynı değerde adı üzerinde bozukluklar. Dönüp bize baktığımızda, 25 kuruş 10 kuruş 5 kuruş zaten neredeyse geberdi de, 50 kuruş ve hatta 1 liralarin bile selasi okunmak üzere. Parayı stabil tutabilmek için alım gücünü yani piyasadaki karşılığını stabil tutabilmek lazım gelir ancak uzun süredir bu konuda maalesef eksideyiz.
@totti67 hocam 1999 yılında Almanyaya gitmiştim. Daha euro bölgesi falan yok ortada halen mark geçerli. Tabi biraz kagıt birazda bozuk para aldım üstüme. Bir yerlere gidersek harcayalım diye. Gerçi sağ olsunlar bana bir şey harcatmadılar o paralar orada durduğum sürece benle gezdi. Bu gezme esnasında onların kuruşları ve üzerindeki tarihleri gördüm. Yok canım olmaz dedim ama gerçekmiş. 1947 yılında basıla bozuk paralar. Adamlar halen kullanıyorlardı. Ekonomiyi düzelttikten sonra önceki yediklerin haltlardan adamlar bir ders çıkartmışlar ve buna sadık kalmışlardı. Eger avrupa birliği olmasaydı halen o bozuk paralar bizi emekliye ayıran yokmu diye ortalıkda dolaşıyor olacaktı.
Hocam güçlü ekonomik altyapı ve birikimi olan ülkelerde geçerli sizin anlattıklarınız. Bizim bırakın 40 lari, 90 Lara ait tedavülde demir paramız yoktur, adamlar 1 Euro ile 5 sene önce de alacak birşeyler buluyordu şimdi de buluyor, biz 1 lira ile 5 sene önce alacak şeyler biliyorduk elbette ama şimdi sakız parası, dolmuş para üstü, ki adamlar bizden fazla olarak 2. Dünya savaşını da yaşadılar ona rağmen bu durumdalar.
Bu günleri hatırlayıp unutmayalım diye sağ olsun yöneticilerimiz hatıra paraları basıyorlar 5 tl gibi. Bu parayı alıp ilerde torunlarımıza dış güçler bakın bize neler yaptılar. Çok kötü günler geçirdik. Bu 5 tl yi bile bize bastırdılar diyeceğiz herhalde. Bu parayı alıp neden hatıra olarak saklayayım. Nasıl soyulup yoksullaştırıldığımı torunlarıma anlatmak için mi. Yoksa bu basiretsiz güruhu döne döne nasıl bu halkın seçtiğinimi. Belkide ikisinide anlatırım.
Evde epeydir birkaç demir 1 Euro ve bozuklukları var, ulan Almanya'da üç sene önce ne kadar geçerliyse değer anlamında, şimdi de hemen hemen aynı değerde adı üzerinde bozukluklar. Dönüp bize baktığımızda, 25 kuruş 10 kuruş 5 kuruş zaten neredeyse geberdi de, 50 kuruş ve hatta 1 liralarin bile selasi okunmak üzere. Parayı stabil tutabilmek için alım gücünü yani piyasadaki karşılığını stabil tutabilmek lazım gelir ancak uzun süredir bu konuda maalesef eksideyiz.
@totti67 hocam 1999 yılında Almanyaya gitmiştim. Daha euro bölgesi falan yok ortada halen mark geçerli. Tabi biraz kagıt birazda bozuk para aldım üstüme. Bir yerlere gidersek harcayalım diye. Gerçi sağ olsunlar bana bir şey harcatmadılar o paralar orada durduğum sürece benle gezdi. Bu gezme esnasında onların kuruşları ve üzerindeki tarihleri gördüm. Yok canım olmaz dedim ama gerçekmiş. 1947 yılında basıla bozuk paralar. Adamlar halen kullanıyorlardı. Ekonomiyi düzelttikten sonra önceki yediklerin haltlardan adamlar bir ders çıkartmışlar ve buna sadık kalmışlardı. Eger avrupa birliği olmasaydı halen o bozuk paralar bizi emekliye ayıran yokmu diye ortalıkda dolaşıyor olacaktı.
Hocam güçlü ekonomik altyapı ve birikimi olan ülkelerde geçerli sizin anlattıklarınız. Bizim bırakın 40 lari, 90 Lara ait tedavülde demir paramız yoktur, adamlar 1 Euro ile 5 sene önce de alacak birşeyler buluyordu şimdi de buluyor, biz 1 lira ile 5 sene önce alacak şeyler biliyorduk elbette ama şimdi sakız parası, dolmuş para üstü, ki adamlar bizden fazla olarak 2. Dünya savaşını da yaşadılar ona rağmen bu durumdalar.
Evde epeydir birkaç demir 1 Euro ve bozuklukları var, ulan Almanya'da üç sene önce ne kadar geçerliyse değer anlamında, şimdi de hemen hemen aynı değerde adı üzerinde bozukluklar. Dönüp bize baktığımızda, 25 kuruş 10 kuruş 5 kuruş zaten neredeyse geberdi de, 50 kuruş ve hatta 1 liralarin bile selasi okunmak üzere. Parayı stabil tutabilmek için alım gücünü yani piyasadaki karşılığını stabil tutabilmek lazım gelir ancak uzun süredir bu konuda maalesef eksideyiz.
@totti67 hocam 1999 yılında Almanyaya gitmiştim. Daha euro bölgesi falan yok ortada halen mark geçerli. Tabi biraz kagıt birazda bozuk para aldım üstüme. Bir yerlere gidersek harcayalım diye. Gerçi sağ olsunlar bana bir şey harcatmadılar o paralar orada durduğum sürece benle gezdi. Bu gezme esnasında onların kuruşları ve üzerindeki tarihleri gördüm. Yok canım olmaz dedim ama gerçekmiş. 1947 yılında basıla bozuk paralar. Adamlar halen kullanıyorlardı. Ekonomiyi düzelttikten sonra önceki yediklerin haltlardan adamlar bir ders çıkartmışlar ve buna sadık kalmışlardı. Eger avrupa birliği olmasaydı halen o bozuk paralar bizi emekliye ayıran yokmu diye ortalıkda dolaşıyor olacaktı.
Evde epeydir birkaç demir 1 Euro ve bozuklukları var, ulan Almanya'da üç sene önce ne kadar geçerliyse değer anlamında, şimdi de hemen hemen aynı değerde adı üzerinde bozukluklar. Dönüp bize baktığımızda, 25 kuruş 10 kuruş 5 kuruş zaten neredeyse geberdi de, 50 kuruş ve hatta 1 liralarin bile selasi okunmak üzere. Parayı stabil tutabilmek için alım gücünü yani piyasadaki karşılığını stabil tutabilmek lazım gelir ancak uzun süredir bu konuda maalesef eksideyiz.
Özellikle marketlerde bozuk para sıkıntısı çekiliyor bunun asıl sebebi herkesin bildiği gibi bozuk paranın metalinin değerinden fazla oluşu aslında bu ekonominiz hakkında her şeyi açıklıyor. 2.5, 5, hatta 10 liralık bile bozukluk yapılabilir nedeni ise 3-4 sene öncesine göre her şeyin en az 10 kat artmış olması aslında basılacak 10 lira aslında 1 lira değerinde. Sırf ekonomi iyi algısına devam etmek için yeni banknot basılmadığını düşünüyorum.
Gerçekten madeni paraları eritiyorlar, önce sadece 25 kuruşla başladı, sonra baktılar ki 1 TL'deki nikel falan ayrıştırılınca o da karlı hale geliyor,
sonra sadece bakırla bile kara geçebildiklerini gördüler, aslında yasak ama biraz soruşturursanız "abi sen getir istediğin gibi eritiriz sorun değil" yanıtını alırsınız her sanayide...
Bozuk para olarak pek geçerliliği kalmayan bozuk para etiketler üstünde hale laf kalabalığı olarak yerini koruyor. Hani 9,95 gibi. İstesen 5 kueuş üstünü verecekler gibi. Veremiyorlar ama etiketledeki görsel yanılmaya yarıyorlar. Bir ara etiketledeki fiyat ile kg fiyatı arasındaki yanılgı gibi. Paket boyutu kilo ile aynı gibi duruyor ama aslında gramajından düşük direk daah ucuzmuş gibi o etiket tercih ediliyordu. Bunu bira ara biraz düzeltiler ama yine garip paketler fiyatlar. İyice bakınca görülüyor kilo fiyatı. Özellikle kahvaltı reyonuna bakınca peynir cinsinin ucuz yada pahalı oluşunu ayrıntıdan anlıyorsunuz.
Jump to: