Pages:
Author

Topic: İsyanım var ulan! Ama bir sor bakalım neden? - page 2. (Read 419 times)

legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
ana konu kyk borcu değil ama bir hatırlatma yapayım. geçtiğimiz yıllarda bu borcu ödemeyenlere devlet e-haciz işlemi başlatmıştı aklınızda olsun. sıradan bir vatandaşsanız devlet her türlü o parayı alır merak etmeyin.

bu ülkede gss diye bir saçmalık var. bu gss olayını kalkıp kimse savunmasın!!! ben bile bunu diyorsam gerisini artık siz düşünün. (beni tanıyanlar ne demek istediğimi anlar.)
legendary
Activity: 2324
Merit: 1176
Hocam geçmiş olsun yazınızı özellikle öğrenim kredisiyle girip ülke sorunlarına geçiş yapmanızı ve sonra tekrar öğrenim kredisine bağlamanızı keyifle ve üzülerek okudum öğrenciye şartsız şurtsuz burs verilmesi lazımken krediyi bizlere dayıyorlar ben de çektim zamanında ama imkan el verdi de direkt ödedim kurtuldum başa bela
hero member
Activity: 1484
Merit: 936
Baştan sona haklısınız ülke içine edildi ve bazıları hala daha çıkıp bunları savunabiliyor ortada yanlış giden bir şey varsa tamam kardeşim ben bunları savunuyordum ama bunları şunları yanlış yapıyorlar diyebilirsin iyisiyle körüsüyle hala destek verip savunmazsınız. Bana göre bu hükümetin yıllardır yaptığı tek iyi şey savunma sanayi konusunda üretimleridir ama kim olsa toplanan bunca vergilerler sıfırdan devlet kurardı be kardeşim bir devlet bu kadar soyulmaz yenmez.

En basitiyle 2013 de 1000 dolar maaş şimdi 500 dolar yani % 50 benden çalmışsın %50 fakirleştirmişsin ve hala daha çıkıp enflasyon şu diyebiliyorsun çok az 4 işlem yapmayı bilen biri bu hesabı yapabilir. Büyüyoruz diyorlar büyüyen tek şey borçlar.

Bir dönem bende duydum mesela Türkcellin 200-300 milyon borcu tek kalemde silindi bunun gibi bir sürü borç silindi kaç kişi biliyor çünkü söylenmedi. Fakire fukaraya kömür dağıtılıyor patates dağıtılıyor verilen kömürü ben biliyorum kömür sayılmaz kalorisi oldukça düşük sobaya atın yakabilirseniz 30 dk biraz ısı verir geçer olduğu gibi çöp çıkan dumanı görseniz çevre felaketi kışın o kömür yanan mahallede nefes bile alamazsınız. Şimdi aynı kömürleri geçen sene ve bu sene okullarada gönderdiler geçen sezon okullar çoğunluk kapalı olunca tüketemediler yanması zor atığı çok ve bacaları tıkıyor küllüm zarar yani devlet bu ürüne para verip vatandaşına okulana nasıl gönderir sen olsan evinde bunu kullanırmısın tabi onlar doğal gazlı evlerde saraylarda oturdukları için anlmazlar anlayamazlar. Gelelim patatese verilen ürün bir sene öncesinden kalmaydı sanırım hangi yandaşınsa dediler heralde biz bunu satamayız en iyisi yardım edin dağıtalım hem sizin işiniz görülsün dediler. Hem boyut olarak küçük hem çillenmişti yani bitmeye durmuş tarlaya dikseniz ürün verecek marketler bu tarz ürünleri çöpe atar. Onu bile köpeğe atar gibi dağıttılar millete burda paylaşan oldu gördük.

18 senede bunca varlıkla neler yapılmaz ki sıfırdan devlet kurulur ama görüyoruzki kurmayı bırakın önceden kurulmuş var edilmiş onlarca fabrika satıldı özelleştirildi milyarlarca işe yaramaz yatırım yapıldı. Geçenlerde bir yerde okumuştum gençlerden biri Tübitak’a başvuruyor çalışmasıyla ilgili beğenmiyor aynı projeyle Avrupadan ödül alıyor.

Ve çıkıp hala şöyle büyüdük şöyle geliştik diye televizyonlarda konuşuyorlarya sanırım aynı ülkede yaşamıyoruz yedikleriyle kendilerine yaptıkları ülkeden bahsediyorlar.

Elbet bir gün biri çıkıp bunlarında hesabını soracaktır gün gelir devran döner…

sr. member
Activity: 340
Merit: 278
Arkadaşlar, insafı olan herkes konuyu gayet iyi anlıyor. Ben bu parayı aldım mı, aldım... Borcum borç. Keşke herkes devlete borcunu ödese. Keşke herkes ödemesi gerektiği kadar ödese. Zurna burada zırt diyor. 100 bin lira borcu olan hiç ödemiyor ama bir lira borcu olan bin lira ödemeye zorlanıyor.

Gelir adaleti tablolarına bakınca hemen belli oluyor, Türkiye'de bir şeyler yanlış gidiyor. Düzeltiyorum, her şey yanlış gidiyor. Devlet parayı sınırsızca harcıyor. Herhangi bir iktisatçıya, onu geçtim, herhangi bir aile babasına sorsanız size söyler; bir evin gideri gelirinden çok ise ne olur? O ev batar. Türkiye yıllardır bu halde olduğu halde neden batmıyor?

Çünkü borç alıyor, borçla kapatamadığını para basarak karşılıyor. Borç da bizim ensemizde patlıyor, basılan para da suratımıza tokat olarak iniyor. Bu kadar basit şeyleri bazı insanlar çok zor anlıyorlar. Şatafatlı köprüler ve limanlar yaptık diye zengin olduk zannediyorlar. Köprüyü yaptın, üzerinden geçmek için BMW X5 de aldın ama gerisini hiç düşündün mü?

Bunlar varlık mı, yükümlülük mü? Şu basit sorunun ne anlama geldiğini bilmeyen herifler bizi yönetiyor. Harcadığımız her kuruş maalesef yükümlülük. Bir kuruş harcayınca 100 kuruş daha yükümlülük altına giriyoruz.

Bu kafayla nereye gidiyoruz? İflasa gidiyoruz. İFLASA.
legendary
Activity: 2814
Merit: 1576
Kelimesi kelimesine katılıyorum. O kadar güzel anlatmışsınız ki ülkeyi, ekonomiyi, krizi, kredileri...

Devletin bütün KYK borçlarını silmesi için ayıracağı bütçe "zengin"lerin vergi borcunun kaçta kaçı? Devlet borçları silsin demiyorum yanlış anlaşılmasın. Kredi olduğunu bilerek çektiğimiz bir parayı elbette hepimiz ödemek durumundayız. Ama ekonomiyi bu hale getirmişlerken, gençlerin yarısı iş bulamıyorken ve "gençler iş beğenmiyor" gibi aptalca bir söylem ortaya atıyorlarken kim nasıl ödesin bu borcu?

Bir de üstüne kat kat faizi koyuyorsan orada düşünmek gerekiyordur. Genç nesilin gelecek umudunu kaybetmesine sebep oldunuz. Bu yıkımdan nasıl geri dönülecek? Kölelik sistemi ile asgari ücrete haftada 50 saat kasiyer çalıştırıyorsunuz, bu insanlar sizden bunun hesabını sormayacak mı?

Bildiğim bir şey varsa o da borçları olabildiğince geç ödemek gerektiğidir. Faizler zaten yapılandırılıp siliniyor, ne kadar geç öderseniz aldığınız paradan o kadar kar etmiş oluyorsunuz bu düzende
hero member
Activity: 1092
Merit: 631
DGbet.fun - Crypto Sportsbook
Uzun ve bir o kadar dertli olan mesajınızı üzülerek, size hak vererek okudum. Hangimiz bu yollara girmedik ki? Konumuz öğrenim kredisi olacaksa, bu konuda mantıksızlıklarda yüzüyoruz. Halen gelişmiş ülkelerin 5-10 gömlek gerisinden hayatı takip ediyoruz.

Öğrenim kredisi adı altında bizlere verilen aslında okumanın zor olduğu gerçeğiyle beraber, okul bitince bu salak (!) işsiz olacak zaten ne kadar çok geçirirsem o kadar kârdır mantığıdır. Okulda okurken zaten o parayla geçinebilen varsa şapka çıkartırım önünde. Ailemizden yine destek aldık, ailesinden destek almayan kişiler okuluyla beraber çalışmak zorunda kaldı. Bunu arkadaşlarımızdan şahit olarak gördük.

Bize imzalatılan bu senetler, krediler aslında devletin kolay yoldan para kazanma yolu. Kendini garanti altına alıyor. Bize bu parayı parçalı veriyor ve sen o parayı zaten 4 yıla yayık bir vaziyette alırken harçlık gibi olan o para, 4 yılın sonunda koca bir yük olarak göğsümüze oturuyor.

Halbuki sosyal devlet bu demek mi ? Sosyal devlet anayasaya ilk kez 1961 yılında girmiş. 1960 darbesi sonrası yapılan bir anayasada devletin “Sosyal Devlet” olması gerektiği hukuk normlarının tepesinde yer almış. Ancak günümüzde bu yapılan zorbalık sosyal devlet tanımına uyuyor mu? Sosyal devlet bu mu ? İnsanların statüsünü yakın tutmayı amaçlamış bir sistemin varlığı anayasada yer alıyor ancak bu krediler insanların statülerini daha aşağı çekiyor. Benim de isyanım var. Nerede bu devletin sosyal imkanları?

Devletin asıl görevi kredi vermek değil, devletin asıl görevi üniversiteye giren öğrencilerin sayısını ayarlamak ve mezun olan önlisans yada lisans mezunu gençlerimize iş istihdamı sağlamaktır. Ama nerdeee ? Suriyeliler yetmedi, televizyonda tırlar dolusu Afganlar geliyor görüyoruz. Biz bu yönetim anlayışla daha çok geriye gideriz.

Ekonomik olarak doğru yöneltilmeyen bir ülkede, milyar liralık vergi borçlarının üstüne kalemle çizik atılırken, işsiz gencin kredisini 3 katına çıkaran anlayışı kınıyorum !
hero member
Activity: 1400
Merit: 536
Bir hikaye de benden
Bir koyde zalim, gaddar tiran bir feodal aga var imis, yillarca koylu bu agadan nefret etmisler, ancak ellerinden bir sey gelmemis.
En nihayetinde cesur koyluler bu aganin karsisina cikip demisler ki:
- Agam senin bu agaligin ne zaman bitecek ?
Aga koylulere demis ki:
- Sizin esekliginiz bittiginde benim de agaligim bitecek.
sr. member
Activity: 340
Merit: 278
Burada beni anlayan insanlar bulacağımı tahmin ediyordum. Öyle karanlık zamanlar yaşıyoruz ki... Bir hikaye ile elimden geldiğince kısaltarak izah etmeye çalışayım:

Çin'de bir yağmur başlamış. Bir damla içen deliriyormuş. Yağmur yıllar sürmüş, ülkenin çoğu delirmiş. Sonunda bari imparator kurtulsun diye onun için korunaklı bir yer hazırlamışlar. Yıllar sonra yağmur dinmiş ve imparator korunağından dışarı çıkmış ama maalesef koca ülkede ondan başka yağmur suyu içmeyen kimse kalmadağını görmüş.

İmparatoru "bu delidir" diye akıl hastanesine kapatmışlar.

-----------------------------------------------------------------

Ben bu konuda daha çok yazarım.

Hükümetin bizi nasıl soyduğunu yazarım.
Bu ülkeden kaçan ve kaçmak isteyen insanların dramını yazarım. Kaçan çok arkadaşım oldu, kahretsin, ne yazık ki iyi bir çözüm değil.
Neden iyi bir çözüm olmadığını yaşayan insanların ağzından yazarım.
Bunca insanın neden bunu çare olarak gördüğünü ve her şeye rağmen neden haklı olduklarını da yazarım.

Siz de yazın.

Ulan böyle düzen yerin dibine batsın.

Sen yazmazsan, ben yazmazmam, nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa?
hero member
Activity: 1400
Merit: 536
Sevgili romali, geceniz isik olsun mevzular ve dertler benzer ancak psikoloji derin, aslinda tam bu saatin konusu sabaha birakmak istemiyorum da yazabilir miyim bilmem.
Benim de ogrenim kredisi borcum bulunuyor, korkudan bakmiyorum bile ne kadar faiz binmis, kardesimin de bulunuyordu o odemeye karar verdi ve odedi.
Bu ogrenim kredisi sadece turkiye de degil tum dunyada ogrencilerin basina bela, 60 yasinda iskandinav bir dostumun da basina senelerce sorun olmus, 22 yasindaki amerikan ogrencinin basina da, guney korelinin basina da, bolgesel degil kuresel bir sorun, ben odemeye karar verdim, cunku nedenleri muhtelif.
Turkiyeyi ben de sabah kahvaltisinda ve aksam yemeginden sonra kurtariyorum, hatta tum orta asyayi da, kendimi ise bir kere bile kurtaramadim, teselli olacaksa problemlerinizi milyonlar paylasiyor, saglik olsun, gerisi hal olur.
Mustafa Kemal Ataturk benim isigimdir, size de isik olsun.
"Eger hala ve hala kurtarici bekliyorsaniz, ben size bir sey ogretememisim demektir"
legendary
Activity: 1372
Merit: 1000
Daha okumadan isyanında kendimi bulabileceğim bir post gördüm ve yapıştırdım meriti hocam. Okuyum efkarlanıyım editlicem yorumumu Cheesy

Cuvaralı Edit: Şu dayımızın sitemi şuanda bizleri anlatıyor: https://www.youtube.com/watch?v=XDZpbMIqnnE&ab_channel=buremba.

Son 20 senedir bu ülkede doğmak yaşamak gençliği tüketmek resmen cehennem fragman vol 1. Şuan bu ülkede duruyorsam sırf ailemin gönlü olsun diye hatta şuan okuduğum bölümü bile ailem istediği için okuyorum seneye bu vakitler ben kaçar. Neden kendimi gençliğimi ve geleceğimi burada heba edeyim? Neden birilerinin 7 ceddini zenginleştirmek için eşek yüküylen vergi bayılayım. Neden buraya 300-500 dolar bırakacak diye turistlerin yanında kurbanlık koyun gibi mıhlanıp aşılıyım yazan etiketle dolanayım. Neden abi neden kıtkanat geçinmeye zorlanayım. Neden abi cebimde bir telefon varsa hayatım güllük gülistanlık olsun be amınakoyim Grahambell görse be amına kırk kere koyduklarım ben telefonu konuşasınız diye bulduk ekonomik durumunuzu ölçmeniz için değil derdi. Bu ülkede olunacak iki şey var bir mülteci iki turist gerisi eziyet zulüm amk.
sr. member
Activity: 340
Merit: 278
Yoksa ben NŞA öyle çok isyankar bir adam değilimdir. İşimdeyim gücümdeyim, isyanla falan işim olmaz. Ama nah şurama kadar geldi be kardeşim. İsyan ediyorum ulan, isyanlardayım! Bu kahpe, bu alçakça düzene isyan ediyorum!

Nereden başlasam ki anlatmaya? Bir yerlerden başlayayım… Sedat Peker gibi saydıracağım, görün bakın lafa nereden başlayıp taa nerelere bağlayacağım. Zannım odur ki, sessiz milyonlara tercüman olacağım.

Lafa şuradan girelim: ben bir zamanlar nasıl becerdiysem becermişim, öğrenim kredisi almışım. Yanlışlık olmasın, resmi kayıtlara göre halen öğrenciyim. Henüz çok şükür bir gün dahi herhangi bir işte çalışmışlığım yok. Nasıl olduysa, devlet benden bu “borcu” geri istemiş, ödemediğim için üstüne faizi bindire bindire borcu üç katına çıkarmış. 7 bin lira borç olmuş 22 bin lira.

Yüce devletimiz sağ olsun, geçenlerde af çıkarmış; indirimler, taksitler, bir sürü şeyler teklif etmiş. Ulan sövmeye nereden başlayayım, bu işin bir zerresi doğru değil ki!

Bir kere (1), hiçbir geliri olmayan bir adamdan bu borcu neye dayanarak istiyorsunuz, insafsızlar? Ne biçim devlettir? Komşunun dükkanını soyup mu bu borcu ödeyeceğim? Hadi ben bir haltlar yiyorum, geçinip gidiyorum ama benim gibi milyonlarca insan var, bu insanlar nasıl bir takla atacaklar ki sana bu borcu ödeyecekler? Kaldı ki devletin gözünde ben işsiz geldim, işsiz gidiyorum; bana bunu yapan devlet kime ne yapmaz?

Bu insanlara yolunda giden bir ekonomi mi sundunuz, iş isteyene iş bulacak imkan mı yarattınız, ulan siz hükümet olarak ne bok yediniz ki şimdi bizden bu borcu geri istiyorsunuz? Hem de faiziyle! Siz her haltı mükemmel yaptınız da gerisi bize mi düştü? Ne güzel memleketmiş! Böyle düzen yerin dibine batsın ulan!

İkinci husus (2) şu ki, bu ülkede devlete borç ödeyen kerizdir. Bir keriz ben miyim borcumu ödeyeyim? Bütçe açığı almış başını gitmiş. Devletin temerrüde düştüğünü hiç duymadık; yani tercüme edecek olursak, devlet verdiği açık kadar para basıp işini yürütüyor. Olan cebinde TL taşıyan garibana oluyor.

5 bin lira maaşı olan adam yine 5 bin lira alıyor ama 5 bin liranın alım gücü her geçen gün azalıyor. Devlet Türk lirası ile maaş alan herkesi kazıklıyor. Nasıl olsa onlar bir halttan anlamaz, devlet için alengirli alicengiz oyunları ile keriz garibanı soymak mübahtır. Oh be, ne güzel memleket ulan!

Devlet vatandaşı öyle bir kazıklıyor ki, gelip burada Türk lirasına güvenen insana keriz muamelesi yapıyorum. İtirazı olanları meydana alalım, yalnız tokat manyağı yaparım, demedi demeyin. Türk lirasını savunacak bir babayiğit arıyorum, sıkıyorsa karşıma çıksın.

Kahretsin, işte bu, bizi düşürdükleri hazin haldir.

Dolar ile ev kiralamak, bitcoin ile araba satmak da yasak. Oh be, ne güzel memleket. Hepiniz hükümetin lirasına güvenmek zorunda olan kerizlersiniz. Kusura bakmayın, sen ben, hepimiz öyle bir keriziz ki, sonumuz hayır olsun.

Enflasyon, neymiş efendim yüzde 3-5-10 imiş. Yersen. Yüce devlet, yaz kardeşim, borcuma enflasyonun 2 katı faiz yaz, yakın zamanda ödersem “keriz herif ödedi” dersiniz. 10 yıl daha beklersem iki paket sigara parasına borcumu kaparım.

Üçüncü olarak (3), kendi kodomanlarına hiç taksit falan yapmıyor, bir kalemde milyarlarca borcu vızzzt diye siliveriyorsun. Ulan şu ülkeden kredi almış bütün öğrencilerin borcunu üst üste dizsen, bir kalemde affettiğin bir vergi borcu etmiyor. Sizin vicdanınıza tüküreyim, ağzımı bozduracaksınız.

Biz keriz miyiz devlete borç ödeyelim? Hepiniz akıllısınız, bir keriz biz miyiz ulan? Sizden de hesap soran çıkar elbet. Fakir fukaranın suyunu sıkıp muhhahahaha diye tokuşturarak içiyorsunuz. Milletin …na pek güzel koyuyorsunuz. Sizin de bir tarafınıza koyan bir babayiğit çıkar elbet.

128 milyar nereye gitti? Ulan tabii ki kodomanlara gitti. Bankalar neden zarar yazıyor? Çünkü kodamanlar paraya takla attırmak için kredi çekti. 1 çektiler, 5 ettiler, 2 ödeyecekler. Belki onu bile ödemeyecekler. Hangi babayiğit hesap soracak ki?

Ulan insafsızlar, hepinizden öyle bir hesap sorarlar ki, yedi ceddiniz birden hazırolda beklersiniz. Hepiniz uyanıksınız da biz hep keriz miyiz? Oh be, ne güzel memleketmiş!
Serhat koş, neler olmuş meğer. Bunlar bizi geri zekalı zannetmişler.

Ne diyorduk? Hah, öğrenci kredisi… Ulan ben ne dediğimi biliyor muyum? Şimdi bunlar bana çok güzel şartlar sunmuşlar. Ödesem bir türlü, ödemesem öbür türlü…

Ben o vergi aflarını gördüğüm gün sittin sene ödemem diye yemin ettim. Prensip meselesi. Ben ikinci sınıf insan mıyım? Benim borcum neden affedilivermiyor? Üstelik milyar lira değil, 7 bin lira, çerez parası.

Bak şimdi bunu da anlamayan çıkar. Benim gibi 300 bin kişiyi değil, bir tane terbiyesizi affediverdiler. Sonra bir daha, sonra bir daha affettiler. Sonrasını ben de bilmiyorum, bunlar bildiklerim.

Oh be ne güzel memleketmiş lan. Sonra bir de “Allah kitap Muhammed din, hede hödö” dersin, herkes inanır. Valla müthiş, ama ben bunları yemem.

Yersem, ben ölünce mezar taşıma “pek keriz bir herifti” yazarsınız.

Alah kahretsin, birazcık sarhoşum, nereden başlayıp taaaaa nereye bağlayamadıysam kusuruma bakmayın ama anlayan anlamıştır. Sabah "ben bunu yazayım" diye aklıma düştüğünde ooooh, yalnız Türkiye değil, Avrupa'yı bile şıp diye kurtarmıştım ama klavyenin başına oturunca kafada uçuşup duran düşünceleri ifade etmek o kadar kolay olmuyor. İnsan iki satır yazacağım derken 3 sayfa geride kalıyor.

Hepinize iyi günler dilerim. Hakkımızda hayırlısı.




Pages:
Jump to: