Yoksa ben NŞA öyle çok isyankar bir adam değilimdir. İşimdeyim gücümdeyim, isyanla falan işim olmaz. Ama nah şurama kadar geldi be kardeşim. İsyan ediyorum ulan, isyanlardayım! Bu kahpe, bu alçakça düzene isyan ediyorum!
Nereden başlasam ki anlatmaya? Bir yerlerden başlayayım… Sedat Peker gibi saydıracağım, görün bakın lafa nereden başlayıp taa nerelere bağlayacağım. Zannım odur ki, sessiz milyonlara tercüman olacağım.
Lafa şuradan girelim: ben bir zamanlar nasıl becerdiysem becermişim, öğrenim kredisi almışım. Yanlışlık olmasın, resmi kayıtlara göre halen öğrenciyim. Henüz çok şükür bir gün dahi herhangi bir işte çalışmışlığım yok. Nasıl olduysa, devlet benden bu “borcu” geri istemiş, ödemediğim için üstüne faizi bindire bindire borcu üç katına çıkarmış. 7 bin lira borç olmuş 22 bin lira.
Yüce devletimiz sağ olsun, geçenlerde af çıkarmış; indirimler, taksitler, bir sürü şeyler teklif etmiş. Ulan sövmeye nereden başlayayım, bu işin bir zerresi doğru değil ki!
Bir kere (1), hiçbir geliri olmayan bir adamdan bu borcu neye dayanarak istiyorsunuz, insafsızlar? Ne biçim devlettir? Komşunun dükkanını soyup mu bu borcu ödeyeceğim? Hadi ben bir haltlar yiyorum, geçinip gidiyorum ama benim gibi milyonlarca insan var, bu insanlar nasıl bir takla atacaklar ki sana bu borcu ödeyecekler? Kaldı ki devletin gözünde ben işsiz geldim, işsiz gidiyorum; bana bunu yapan devlet kime ne yapmaz?
Bu insanlara yolunda giden bir ekonomi mi sundunuz, iş isteyene iş bulacak imkan mı yarattınız, ulan siz hükümet olarak ne bok yediniz ki şimdi bizden bu borcu geri istiyorsunuz? Hem de faiziyle! Siz her haltı mükemmel yaptınız da gerisi bize mi düştü? Ne güzel memleketmiş! Böyle düzen yerin dibine batsın ulan!
İkinci husus (2) şu ki, bu ülkede devlete borç ödeyen kerizdir. Bir keriz ben miyim borcumu ödeyeyim? Bütçe açığı almış başını gitmiş. Devletin temerrüde düştüğünü hiç duymadık; yani tercüme edecek olursak, devlet verdiği açık kadar para basıp işini yürütüyor. Olan cebinde TL taşıyan garibana oluyor.
5 bin lira maaşı olan adam yine 5 bin lira alıyor ama 5 bin liranın alım gücü her geçen gün azalıyor. Devlet Türk lirası ile maaş alan herkesi kazıklıyor. Nasıl olsa onlar bir halttan anlamaz, devlet için alengirli alicengiz oyunları ile keriz garibanı soymak mübahtır. Oh be, ne güzel memleket ulan!
Devlet vatandaşı öyle bir kazıklıyor ki, gelip burada Türk lirasına güvenen insana keriz muamelesi yapıyorum. İtirazı olanları meydana alalım, yalnız tokat manyağı yaparım, demedi demeyin. Türk lirasını savunacak bir babayiğit arıyorum, sıkıyorsa karşıma çıksın.
Kahretsin, işte bu, bizi düşürdükleri hazin haldir.
Dolar ile ev kiralamak, bitcoin ile araba satmak da yasak. Oh be, ne güzel memleket. Hepiniz hükümetin lirasına güvenmek zorunda olan kerizlersiniz. Kusura bakmayın, sen ben, hepimiz öyle bir keriziz ki, sonumuz hayır olsun.
Enflasyon, neymiş efendim yüzde 3-5-10 imiş. Yersen. Yüce devlet, yaz kardeşim, borcuma enflasyonun 2 katı faiz yaz, yakın zamanda ödersem “keriz herif ödedi” dersiniz. 10 yıl daha beklersem iki paket sigara parasına borcumu kaparım.
Üçüncü olarak (3), kendi kodomanlarına hiç taksit falan yapmıyor, bir kalemde milyarlarca borcu vızzzt diye siliveriyorsun. Ulan şu ülkeden kredi almış bütün öğrencilerin borcunu üst üste dizsen, bir kalemde affettiğin bir vergi borcu etmiyor. Sizin vicdanınıza tüküreyim, ağzımı bozduracaksınız.
Biz keriz miyiz devlete borç ödeyelim? Hepiniz akıllısınız, bir keriz biz miyiz ulan? Sizden de hesap soran çıkar elbet. Fakir fukaranın suyunu sıkıp muhhahahaha diye tokuşturarak içiyorsunuz. Milletin …na pek güzel koyuyorsunuz. Sizin de bir tarafınıza koyan bir babayiğit çıkar elbet.
128 milyar nereye gitti? Ulan tabii ki kodomanlara gitti. Bankalar neden zarar yazıyor? Çünkü kodamanlar paraya takla attırmak için kredi çekti. 1 çektiler, 5 ettiler, 2 ödeyecekler. Belki onu bile ödemeyecekler. Hangi babayiğit hesap soracak ki?
Ulan insafsızlar, hepinizden öyle bir hesap sorarlar ki, yedi ceddiniz birden hazırolda beklersiniz. Hepiniz uyanıksınız da biz hep keriz miyiz? Oh be, ne güzel memleketmiş!
Serhat koş, neler olmuş meğer. Bunlar bizi geri zekalı zannetmişler.
Ne diyorduk? Hah, öğrenci kredisi… Ulan ben ne dediğimi biliyor muyum? Şimdi bunlar bana çok güzel şartlar sunmuşlar. Ödesem bir türlü, ödemesem öbür türlü…
Ben o vergi aflarını gördüğüm gün sittin sene ödemem diye yemin ettim. Prensip meselesi. Ben ikinci sınıf insan mıyım? Benim borcum neden affedilivermiyor? Üstelik milyar lira değil, 7 bin lira, çerez parası.
Bak şimdi bunu da anlamayan çıkar. Benim gibi 300 bin kişiyi değil, bir tane terbiyesizi affediverdiler. Sonra bir daha, sonra bir daha affettiler. Sonrasını ben de bilmiyorum, bunlar bildiklerim.
Oh be ne güzel memleketmiş lan. Sonra bir de “Allah kitap Muhammed din, hede hödö” dersin, herkes inanır. Valla müthiş, ama ben bunları yemem.
Yersem, ben ölünce mezar taşıma “pek keriz bir herifti” yazarsınız.
Alah kahretsin, birazcık sarhoşum, nereden başlayıp taaaaa nereye bağlayamadıysam kusuruma bakmayın ama anlayan anlamıştır. Sabah "ben bunu yazayım" diye aklıma düştüğünde ooooh, yalnız Türkiye değil, Avrupa'yı bile şıp diye kurtarmıştım ama klavyenin başına oturunca kafada uçuşup duran düşünceleri ifade etmek o kadar kolay olmuyor. İnsan iki satır yazacağım derken 3 sayfa geride kalıyor.
Hepinize iyi günler dilerim. Hakkımızda hayırlısı.