Topic: Toplum ahlakını hiçe sayan tv programları - page 2. (Read 333 times)

Toplum ahlakı algısına ben katılmıyorum. Yani isteyen istediğini yayınlayabilir. Çocuklar izleyemez ibaresi koyarsınız biter gider. Türk toplumundaki bozukluklar varsa halının altına süpürünce kaybolmuyor. Ayrıca  bir kişinin kusuru tüm toplumu da yansıtmaz.

Kısmen dedikleri çok doğru hocam.
Daha sabah iş arkadaşımla yolda karşılaşınca konuştuğumuz konuydu bu. Her toplum hakettiği şekilde yaşar. Bizim çıkış noktamız çevrenin çöp içinde olmasıydı tabi ama bu da aslında aynı noktaya bağlanır. Toplum olarak kendimize neyi layık görüyorsak (ortalama) bunu yaşıyoruz. Dolayısıyla TV de dediğin gibi bize göre pozisyonda.

toplumun ahlakını tv yayınları bozuyorsa o toplum zaten bozuktur.

Namus kelimeleri zaten bu ülkede yıllardır boştu bakmayın namnus namus dendiğine teknoloji geliştiği için bir çok pisliği tv de duyar olduk yoksa eskidende bu ülke böyleydi

müge anlı gibi. karakterlere  değer verenleride anlamıyorum polisin yaptığı görevi üstlenip istediğine bağırıp çağıran birisi polisinde görevi programı izleyip sorun çözmek zaten değilmi.

Tv bu ülkede ekonomik gündemiş değiştirebilmekten başka bir işe yaramıyor.
Daha dün bakliyat ihtalatında verginini kaldırılmasını bir gurur gibi gösteriyorlardı ne olduğunu anlamayan beyinsiz kitlesi alkış tutuyor.

Ben TV'cilik ve medya anlayışının ne durumda olduğunu 2-3 yıl önce kendimce idrak ettiğim için, o günden beri klasik TV izleme alışkanlığımı sona erdirdim. Hani ayaklarını uzatıp tv karşısında kanal kanal gezme işini bıraktım.

Bunun yerine kaliteli programları araştırıp Youtube veya farklı platformlar üzerinden "kaliteli" ve daha seviyeli içerikleri izlemeyi tercih ediyorum. Bir şekilde ülkenin her yerinde görülen bozulma TV'de de var ve bu üzücü.

Demek ki bu ahlaksızlığın da alıcısı var ki bu programlar en gözle görülür kanallarda en uygun saatlerde yayınlanıyor. Bu ülkede hükümete yakın bir kanal var, kanalda iki program var, ikisinde de kadınla erkeği tvye çıkarıp çocukları kimden diye canlı yayında DNA testi açıkladılar. Ahlak kaygısı olan hükümet önce kendi kanalına bir çekidüzen verir. Ahlaksızlıktan para kazanıyor ve ahlaksızlık maalesef satıyor. RTÜK'e istediğin kadar şikayet et kimse altın yumurtlayan tavuğunu kesmez. Kim bilir o sektörde de ne mafyalar vardır, reklam pastasında kimler ne komisyonlar alıyordur? Elhasıl menfaatler varsa ortada, ahlak sukut eder. RTÜK başkanı dediğin adam kaç şirketten maaş alıyor? Kaç şirketin yönetim kurulunda. Ne bağlantılar vardır? Çıkarlar çatışabilir bu programlara dokunulursa.

ben hiç kızmıyorum.ülkede namus diye bısey kalmamış mk

Programların kriterleri belli. Demekki verilen cezalar çerez parası geliyor. Sağlam bir şekilde RTÜK kuralları belirleyip basacaksın cezayı o zaman daha belini doğrultamayacaklar. Demekki çözüm böyle olacak. Yoksa bir şey yapmamak da doğru değil. Sonuçta bizim çolumuz çocuğumuz izliyor bu programları. Diyeceksiniz ki izletmeyin. İzletmesek de evde olmayınca açıp izliyor. Televizyonu kırıp atıp kökten mi çözüm bulalım. Bu sefer de internet diyeceksiniz ama internetin sonuçta kontrolü var

Bu tarz televizyon şovları yıllardır şekil değiştirerek gündüz kuşağında yer alıyor ve sıfıra yakın denetim var. Toplumun düşük zeka seviyesindeki kesimine bilinçli olarak empoze ediliyor ve bu şekilde profesyonelce toplum dizaynı yapılıyor. Yasaklamak çözüm olmaz çünkü geçmişte yasaklanan programlar format değiştirerek devam etti. Gündüz kuşağına böyle saçma sapan programlar koymak zorundalar beyinleri uyuşturmak için, bunlar sistemin devamını sağlıyor.

Bu programların arada sosyal medyada videoları düşüyordu ve bazen gereksiz bir merakla neymiş diye bakıyordum. O kadar mide bulandırıcı şeyler de izledim ki böyle şeylerin nasıl hala yayınlanabildiğine hayret ettim. Bu programlar kim bilir ne kadar fazla zamandır yayındalar. Hadi diyelim program reytingi yüksek olduğu için kanal bu programı bitirmek istemiyor. Peki RTÜK neden hala resmi bir kararla kapatma gerçekleştirmiyor? Bunu yapmaya onların yetkisi olmasa kimin olacak sonuçta. Karşılıklı bir anlaşma var belli ki ve sadece para cezalarıyla göz boyayarak devam ediyorlar hayatlarına.

Çarpık aile ilişkilerinin fütursuzca reyting uğruna sergilendiği bu programlara maalesef özellikle kadınlar çok rağbet ediyor. Bu nedenle hangi kanalı açsan bu tarz programlar var. Seyreden insanın psikolojisi allak bullak eden programların bir an önce sonlandırılması elzem. Bir döneme  damgasını vuran evlendirme programları da Rtük  tarafından yasaklanmıştı. Darısı bunların da başına..

Televizyonda gerçekten hala bu programlar devam ediyor mu yahu? Ben uzun bir zamandır televizyon izlemeyip sadece internetten takip ettiğim için bir bilgim yok. Böyle akrabalar arasında falan geçen iğrenç hikayelerin gözler önüne serilmesi ve RTÜK'ün bu konuda para cezasından öteye gidememesi gerçekten çok yazık. Böyle yayınların hepsinin televizyondan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Hayır bi de çok uzun süre önce de böyle abuk sabuk programlar vardı. Nasıl oluyor da hala reyting uğruna TV'de barındırılabiliyor, hayret ediyorum.

Tv programlarının, filmlerin, dizilerin ve sosyal medyanın evet toplum ahlakı üzerinde ciddi bir etkisi söz konusu. Ancak bunlardan çok önceden bozulmalar başlamıştı ve bu durumu ciddi anlamda hızlandıran bir etken oldu bu programlar ve türevleri. Lisede bir yazar gelmişti konuşma yapmaya ve şöyle demişti biz evimizden tv'yi çıkartalı çok oldu. Akşamları hep beraber ailecek kitap okuyoruz ve sohbet ederken birbirimize anlatıyoruz. O kadar çok hoşuma gitmişti ki anlattıkları o adamın o zamandan sonra evimdeki tv'nin yüzüne önemli maçlar dışında bakmaz olmuştum.

Tabi bu özenti furyasının ilk başlangıcı ben pikaçhu'yum diyerek camdan atlayan bir çocukla olmuştu. Akabinde hint dizilerinin furyası başlamıştı bir tane büyüğümüz bu dizilerden bir tanesinin başrol oyuncularının fotoğrafını bastırtıp çerçeveletmişti. Bknz: .
Source

Daha sonra genç kız kardeşlerimizde tüyü bitmemiş korelilerin aşkı baş göstermeye başladı K-pop vb gruplara aşık oldular aşk drama dizilerine abayı yaktılar ki Konya'da yer alan bir üniversitede yüksek lisans tezi konusu bile oldu "İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN GÜNEY KORE DİZİLERİ İZLEME DURUMLARI VE DİZİLERİN ETKİLERİ".

Gelelim son raddeye aile içi şiddetler, ensest ilişkiler, katliam haberleri vb kan donduran o kadar olay oluyor ki olmaz böyle şey diyorsun ama oluyor 3 gün 5 gün kınanıyor 10 gün sonra unutulup gidiyor. Hatta bir palu ailesi vardı hem ülkemizde hem de bu forumda muhabbeti de dönmüştü baya harbi ne oldu hatırlayan var mı? Sadece artık bu tarz olaylar bir kulağımızdan giriyor diğerinden çıkıyor.

Aklıma şöyle bir hikaye geldi arattım buldum:

https://www.facebook.com/SoranAdamm/photos/bir-afrika-kabilesinde-birisi-yanl%C4%B1%C5%9F-bir-%C5%9Fey-yapt%C4%B1%C4%9F%C4%B1-zaman-kabile-%C3%BCyeleri-bir-%C3%A7e/456821927815678/

Bir hata yapıldığında üstüne kapatma yoluna gidiliyor ebeveynler tarafından gençtir hata yapar, şeytana uymuş bir kere, elalem ne der gibi düşüncelerle hata yapanı yaptığıyla yanına bırakılıyor Oysaki hatayı yapanın cezasını çekmesi lazım ama işte olmuyor böyle! Hatta yakın zamanda birisi çocuklarının babasının kendi babası olduğunu öğreniyor ve hikayenin içerisinde adamın annesi falan konuyu kapattırmak için neler söylüyor.

Benim asıl merak ettiğim o insanlar o programa nasıl çıkıyor.
Birisi telefon ile bağlanıp stüdyo da olanı rezil ediyor. Adam ya da kadın yerin dibine giriyor.
Para alsalar bile yapılmaz. O program yerine eğitici program olsa ne kadar güzel olur  ama çok zor.

Maalesef durum içler acısı bu tarz rezillikler bu şekilde gündeme gelmemeli. Bu tarz programlar maalesef vatandaş tarafından izleniyor reyting aldığı içinde kanallar bu tarz yapımları arttırıyor. Sözde evlilik programı rezilliğini kaldırlar ama aynı sunucular bu sefer ayrılanlar dost hayatı yaşayanların hayatlarını tüm rezilliği ile ekranlara çıkarıyorlar. Sonuçta bu kanalları çocuklar ve gençler izliyor ister istemez olumsuz etkiliyor yaşanan bu rezillikler normal gibi algılanıyor ve aile yapılarının bozulmasına sebep oluyor. Rtük’ün bu tarz program ve rezilliklere kesinlikle müdehale etmesi gerekir diye düşünüyorum.

Televizyondaki pek çok yapım boşa zaman harcamadan ziyade toplumda ahlak erezyonuna sebep oluyor. Yemekteyiz türü programlarda toplumun bilgi görgü ve empati durumunun ne kadara ayaklara düştüğü görülüyor. Kendine değer vermeyenlerin karşısındaki kişileri ne kadar beter değerlendirdiğini görüyoruz. Kısaca rezillik.

Sizce toplumda ev hanımlarının yüzde kaçı bu programları izlemiyordur. Bence izlemeyen sayısı çok az. Şahsen ben evde olduğum sürece kapatıyorum bu programlar denk gelirse ancak bunun cahillikle alakası yok. Bilinçle alakası var. Yani cahilliğin tersi de bilinçli olmak değil. Bu nedenle kapatılmalı. Bence bu, evlilik programından daha tehlikeli

Sadece programlar değil dizilerde var bu işlerin içinde, hep standart konular zaten o onun yengesine dikiyor o da onun karısına, evli adam karısını aldatıyor yada tam tersi bu tarz şeylerin hepsinin yasaklanması lazım.
Ama işin ucunda para olduğundan dolayı çokta takan yok ahlakmış kimin umrunda.

Evet yasaklamak bı miktar çözüm olabilir ama asıl sorun eğitimsiz ve cahil bırakılan insanların bu tarz programları seyrederek bu tarz program ve türlerinin çoğalmasına sebep olması.

Bilindiği üzere tv'lerde toplum ahlakını hiçe sayan ve insanların yaşadığı rezillikleri gözler önüne seren tv programları, reyting amacıyla toplumsal değerleri ayaklar altına alıyor. Masum bir görüntü seren ve insanların çaresizliklerine çare bulduklarını öne süren programlar aslında çare bulmaktan çok insanların psikolojik çöküntü yaşamasına sebep oluyor. Annesi damadıyla, Babası geliniyle, 21 yaşındaki genç kız 60 yaşındaki adamla birliktelik yaşıyor ve bu rezillikler ince ayrıntısına kadar insanların huzuruna seriliyor. Soruyorum size: "insanlara bok göstermenin insanlığa ne faydası var" Demem o ki o programı izleyen bir çocuk hangi psikoloji içine girer. O programı izleyen kadın bundan nasıl bir ders çıkarır.

Bu programlar kesinlikle ve kesinlikle yaşanan pislikleri normalleştirme adımıdır. "Demek ki hayatta bunlar da olabiliyormuş" adımıdır. Yaşanan o pislikleri gözler önüne sermenin o programa reytingden başka hiçbir katkısı yok ve insanlığa hiç bir faydası yok. Hatta öyle programlar oluyor ki kadının başkasından 3 çocuğu olduğu DNA testi ile ortaya çıkıyor, kadın göbek atıyor, "Ohh iyi ki çocuğum kocamdan değil sevgilimden" diyor ve belli zaman sonra kocası kadını ikna edip tekrar birlikte oluyorlar. Bu rezilliği izleyen bir aile dil ile: "Ahlaksız kadın" dese de aslında beyin olarak: "hayatta bunlar da olabilirmiş" diyor. Kimse bana bunun aksini iddia etmesin. İddia edenlere şunu söylerim: "Balı bilmeyen en güzel tatlı şerbet" sanar. Yani  olayları bilmemek her zaman daha iyidir. Çünkü o bal zehirli bir bal

Bu programların en büyük zararı çocuklara... Çocuklar büyüdüğünde bir kavga esnasında diğer kişi demez mi "Senin anan da o.puydu zaten" diye. Siz bütün rezilliği tüm Türkiye'ye gösterip çocukların çıkış kapısını kapatıyorsunuz. Olan masum çocuklara, masum ailelere oluyor. Belki de o aile başka bir şehre taşınıp yeni bir hayat kuracak ve siz bunun önüne geçiyorsunuz.

Peki bu toplumsal ahlaksızlığın çözümü sadece bu programlarda mı. Bence ülkemizin en büyük sorunu bu. Ülkemizde acilen bu tür olayların çözümünde kullanılacak bir emniyet birimi oluşturulmalı. Gerektiği yerde bilgi toplayabilmeli ve kişilerin çevresiyle iletişime geçilebilmeli.

Müge Anlı'nın programlarına karşı değilim. Yanlış hatırlamıyorsam çözülmemiş cinayetleri ve kayıp kişileri buluyor. Herhangi bir ahlaksızlığı gözler önüne serdi mi bilmiyorum ama ben onun programlarını biraz daha yapıcı buluyorum. Tabiiki cinayetlerin, hele hele kadın cinayetlerinin çözümünde televizyonlar önemli çünkü izleyen kişi tanık olduğu olayla bağ kurabiliyor. Ancak yine söylüyorum her ahlaksızlığı izlemek zorunda değiliz.

Rtük ceza yağdırdı.

Bu tür programları yapan belli kanal ve programlara para cezası verildi ama bence yetersiz.Fox'ta Fulya Öztürk ve KanalD de Ece Üner'in programları ceza aldı ama yetersiz. Bence yayından tamamen alınmalı.

Yine diyorum, kimseye lağım çukuru göstermeye hakkınız yok!