mahfi eğilmez hocam çok basit özetlemiş aslında size yazısından bir bölüm aldım daha detay isterseniz siteden ulaşabilirsiniz.
ekonomiye güven daha da azalıyor
Türklerin Türkiye Ekonomisine Güveni Azalıyor
Bir ülkenin ekonomik durumuna duyulan güveni ölçmenin çeşitli yolları vardır. Mesela kurlar bu güvenin bir göstergesidir. Bununla birlikte kurlarda güven dışı etkiler de söz konusu olabilir. O nedenle güveni ölçebilmek için çeşitli kurumlar anketler düzenler ve bu anketlerdeki gelişmelere göre ekonomiye duyulan güvenin artış yönünde mi azalış yönünde mi olduğu izlenir.
TÜİK’in sektörel güven endeksleri adıyla düzenlediği anketlerin sonuçları bu bağlamda önemli bir gösterge oluşturuyor. Sektörel Güven Endeksleri 0-200 aralığında değer alıyor, endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösteriyor.
Risk artışı güven azalmasının, risk düşüşü ise güven artışının yansımasıdır. Bu durumda Türk varlıklarına yatırım için risklerin derecesini gösteren CDS primindeki gelişme bize yabancıların Türkiye’ye duydukları güveni gösterecek demektir. Yani bu tablo ve grafikte diğerlerinden farklı olarak artışlar güven azalışını veriyor.
Burada da yılbaşından itibaren başlayan bir güven kaybı söz konusu olmakla birlikte Temmuz ayından sonra güven kaybındaki hızlanma görülebiliyor.
Temmuz Ayından Sonra Hızlanan Güven Kaybının Altında Ne yatıyor?
Merkez Bankası faiz artırımları konusunda çok sorulan bir soru vardır: Merkez Bankası faizi artırdı da ne oldu? Bizde genellikle Merkez Bankası faiz artırımlarına eşlik eden bir takım risk artırıcı açıklamalar ve olaylar söz konusu olduğu için bu sorunun yanıtını doğru biçimde vermek pek de mümkün olmaz. Buna karşılık Merkez Bankası faiz artırmazsa ne olur sorusunun yanıtı yukarıdaki tablo ve grafiklerden çok net bir biçimde görülebiliyor. Hatırlanacağı üzere Merkez Bankası 24 Temmuz 2018 günkü Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerin artırılmaması kararını almıştı. İşte o karar sonrasında ekonomide güven kaybı en üst noktalara ulaşmış görünüyor.
Bir ekonominin doğru ekonomi politikası uygulamaması başka bir şeydir doğru politika uygulamayacağı mesajı vermesi başka bir şeydir. İlki bir hatayı gösterir, hata düzeltilebilir. O nedenle sonuçları sıkıntı yaratsa da hata düzelince tamir edilebilir. İkincisi çok daha sıkıntılı bir durumu gösterir, çünkü orada hatada ısrar var demektir. Türkiye, bir süredir ikinci durumda bulunuyor.
kaynak(
http://www.mahfiegilmez.com/)alıntı yapılmıştır