Topic: Üç şirket kurtarıldı! Ağaoğlu, İntaş ve YDA’ya 1 milyar 670 milyon lira ödenecek (Read 264 times)

Artık büyük şehirlerde yapılan ihaleleri canlı yayınlayacak bir babayiğitte gelir mi be bu memleketin başına ya da biz o günleri görür müyüz? Siyasal islamcı görgüsüzlüğünden bu ülke bıktı artık yiye yiye bitiremediler memleketi ama az kaldı. Artık insanların evinden barkından bindiği arabadan bile anlıyorsunuz nasıl zengin olduğunu. Bu işleri artık normal görmeye başladık resmen

En kolay hırsızlığı taştan betondan yaparsınız, en basitinden bir örnek vereyim.
Bir yol köprü vs için ihale açılır, ihalede şartname şöyledir:

Bu iş maksimum 2 yılda bitecek.
Kuytu köşeler doldurulup eğim maksimum 3 metre ortalama olacak.
Şu şu koordinatlardan gidecek şu kadar alana şu yapılacak.

Dürüst firma hesap yapar;
Bu kadar yer doldurulması için şu kadar hafriyat gider,
Şu kadar kamyon, şu kadar işçi çalışması gerekir,
Bu mesafeye şu kadar malzeme gider,
Ona göre yapar hesabını masrafı 20 milyonsa 25-30 milyon teklif verir.

Bir bakmışsın ihaleye 20 milyon teklif veren de çıkar!
Dürüst inşaat firması der ki ulan bu işin masrafı bu kadar zaten amk.

Sonra siyaset devreye girer, koordinatların bir kısmı değişir,
Kuytu köşelerin doldurulmasının gerekli olduğu yerler azalır,
Mesafe kısalır,
Dolayısı ile malzeme, hafriyat, işçi sayısı da azalır,
20 milyonluk iş 10 milyona biter,
Bunun 6-7 milyonunu yandaş kazanır iken 3 milyonunu da düzeneği kuran kimse o(nlar) yer.
Bu usulsüzlükleri İstanbul havaalanında da, bir çok kamu binası yapımında da yapmışlardır.
İhale kanunun 186 defa değişmesinden, dönen üçkağıtları anlamak da pek zor olmamalıdır.
Devleti yönetenlerin derdi nasıl az masraf ile iş bitiririm değil, çaktırmadan nasıl en fazla yerim derdidir.


İzleyelim bakalım, canım sıkılıyordu zaten.
 

güzel film.

big shortu izleyin derim. hem konu ile alakalı. hem de kripto paralarda borsa- al-sat, lending, açığa satış vs yapıyorsanız çok seversiniz filmi daha önce izlemedim diye pişman olursunuz o kadar yani

Bu firmalar nasıl batma noktasına geliyor asıl onu irdelemek lazım.

Parayı teknoloji, eğitim, ar-ge ye yatırmak yerine taşa betona gömdüğümüz müddetçe burnumuz boktan çıkmayacak.
ülkemizde her nedense inşaat sektörünü ana ateşleyici sektör olarak sürekli harlıyorlar.
Amerika da yaşanan emlak balonu patlaması gibi bir şey yaşamamız lazım aklımızın başımıza gelmesi için.
ibretlik bir filmdir : http://www.beyazperde.com/filmler/film-227900/

Bunları kurtarıyorlar çünkü bu firmaların iş verdiği büssürü alt firma var. domino etkisi gösterir ise milyonlarca kişiyi etkileyebilcek bir domino taşı bu inşaat firmaları. Bu krediler bu firmaları kurtarmaz ama batışlarını öteler arada yaptıkları projelerden satarlarsada batış boyutları azalır. Yoksa hayrına bunlara kredi verdiklerini sanmıyorum.
en basitinden tanıdığım bir klima şirketi işini tamamladığı ancak parasını alamadığı bir iş yüzünden battı. Proje sahibi zaten battı. Şuan inşaat kaba inşaatı bitmiş halde duruyor. Aylardır çivi bile çakılmadı.

Diğer şirketleri bilmiyorum ama eğer ağaoğluna verilecek parada 1 kuruşum varsa helal etmiyorum. İngiliz bir kanalın kendisiyle yaptığı röportajda kadın çantalarını göstererek bunlar benim değil ama bunların sahipleri benim diyerek tamamen sıçıp batırmış bir adam. Herkes biliyor ne kadar görgüsüz olduğunu. Madem battı arabalarını satsın

Son 2 yılda neredeyse konut satışı kalmamış, ülkede güzel yerlerde satılan konutları ıraklılar , katarlılar toplamış. Çoğu insanın evine ipotek konmuş. Kimse konut alamaz halde ama yine de devlet daha çok konut yapılması için inşaat sektörünü kurtarıyor. Benim haramımdan alkolümden sigaramdan kestiğiniz vergiler size haram zıkkım olsun

İnşaat sektörü yüzünden ekonominin ağzına edildi hala gerizekalı gibi inşaatçıları kurtarmaya çalışıyorlar inanılır gibi değil. Zaten adama ataşehiri tamamen verdiniz bir de üstüne götünü mü kurtarıyorsunuz. Son zamanları olduğunu bildiği için artık ne vurursam kardır gözüyle bakıyor sanırım malum şahıs

Sözde devlette para yok, ekonomimiz bitik vaziyette. İnşaattan başka bir şey yapmayan, betondan başka bir şey göremeyen kişiler haline gelmişiz. Buraya aktarılacak milyarlar ile ne sanayi kuruluşları kalkındırılır, ne fabrikalar yapılır. Çağı yakalamamızı sağlayacak bilime, eğitime gelince bütçe yok. Ama televizyonlarda boy gösteren, milyonluk arabalarla hava atan insanların cebi dolmaya devam etsin diye milyarları gözümüzü kapamadan veriyoruz.

Şimdi bu adamı batirsalar ya da bu adam batsa bu kızlara kim bakacak. Kim bu kızların altına Ferrari araba çekecek?😀
Kim kendi reklamında oynayacak bu sıradan bu gereksiz fazla basit diyecek.

Hangi parayla kurtarılıyor bu şirketler ve kim karar veriyor hangi batan şirketlerin kurtarılacağına? Çok hassas konular bunlar. Sonuçta devlet adamlar kendi cebinden karşılamayacak, yine vatandaştan toplanan vergiler sonucu oluşan fonlardan karşılanacak. Yani dolaylı olarak biz kurtarmış oluyoruz bu kan emici alçakları.

50 bin liraya mal olmayacak bir evi 500 bine 1 milyona satmaya çalışan, yaptığı çürük depreme dayanıksız evleri kakalayan mütahitler batsa ne batmasa ne. Vatandaş açken böyle haberlere deli oluyorum.

Ben de şöyle iki üç fotoğraf koymadan edemedim, bir bakıyorsunuz adam milli ekonomiyi kurtarıyor. bir bakıyorsunuz genç kızları zor bir yaşamdan çekip kurtarıyor.  Her açıdan vatana millete faydalı yerli ve milli biri. hey yavrum hey. Paraları da zaten vakıf parasını dağıtır gibi dağıtıyorlar, nasıl olsa enayi paraları bunlar,  vergisini ödeyen ödüyor. elektrik, doğalgaz, benzin, motorin, araba altıyorsun %150 de üstüne ödüyorsun. nasıl olsa paralar geliyor saçın paraları ne güzel.

sürekli filmlerden örnek veriyorum ama bu konuda BİG SHORT filminin özellikle Son'unda verilen bilgilerle benzerlikler var.

Ben yönetici olsam yardıma-desteğe en 'alttan' başlarım. iktisat'ın tanımı: sınırsız ihtiyaç sınırlı imkanlar... Elinizde kısıtlı imkan var, birinin yiyecek ekmeği yok öteki yatlarda katlarda sefa sürüyor. Hangisine verirsiniz?
Herşeyden öte insanları desteğe muhtaç hale getirmemek, bunu sağlayacak politikalar geliştirmek lazım.
Neyse ki dünya imtihan dünyası, birgün son bulacak ve herkes her yaptığının hesabını son kırıntısına kadar verecek. Uyanık olmak, arkası sağlam olmak, kitabına uydurmak işe yaramayacak Kitab'a göre yargılanacağız.   https://www.youtube.com/watch?v=CZWHbfr9iBs&list=RDUEbSQiYFRBM&index=20

ya bakmayın bu şirketlerin battığına. bunları batıran da yine devlet.
yap işlet modeli ile devletten fahiş fiyatlara yıllarca ihale kapattılar. yemeye doymadılar. hazine kuruyunca bunların hakedişler de aksamaya başladı hemen patladılar.

Mesela hem ülkemizde hem de yurtdışında cok buyuk firmalar var. Finans kuruluşu ya da sanayi firmaları vs. Şimdi bazı zamanlarda bu adamlar öyle bir noktaya geliyor ki bildigin batiyorlar. Bu gibi durumlarda devlet bunların batmasina izin verirse ortaya çıkacak olan tablo felaket olabilir. Bir sürü issiz, ortada deli gibi dolaşan alacaklılar vs. Herkes kafayı yer. Devlet baba burada bir karar vermek zorunda ya yardım edecek, hem siyasi hem ekonomik krize sebep olsa da, ya da Kasımpaşa diyerek gotunu dönecek.

Yukarıdaki tablo gerçek ise boyle bir durum yok. Yani ne ülkenin en büyük holdingi ne de en büyük bankası. İnşaatçı lan inşaatçı.

inşaat şirketlerini kurtarmak vatandaşı batırmak olur. zaten inşaat yüzünden bu haldeyiz. artık teknolojik gelişmelere önem vermemiz gerekiyorken yapılan şeylere bakın.

Amaç belli zümreleri zengin etmek olduğu için halkın yararına bir iş yapılmasını beklememek lazım. O parayla neler yapılır diye düşünmenin pek bir anlamı yok. Bu zenginlerin vergi borcu silinir, şirketleri kurtarılır, bir de bunu ballandırarak anlatırlar. Kamu bu kadar büyük olduğu sürece krizlerle boğuşuruz. Dışarıda bu kadar düşmanımız varken içeride bunlar yapılıyor ve ses çıkarılmıyorsa biz bitmişiz demektir.

Yazık gerçekten yazık. Yine bunun bedelini biz vatandaş ödeyeceğiz. Zaten olan hep garibana oluyor. Küçük esnaf kan ağlıyor. Bir çeki veya seneti bankadan dönsün hemen hacizler şunlar bunlar. Gücü tabii ki de ona yetiyor. Adaletsiz bir vergi sistemimiz var.

Hiç unutmadım bu Ali Ağaoğlu, Abbas Güçlü'nün programına katıldı.  Şöyle bir cümle kurdu. Yanımda her kim olursa olsun ( yatan kişi) ben sabah 7 de her zaman kalkarım. Tabi burada disipilinden vs bahsediyor ama kart zamparaligina da vurgu yapıyor
Devlet hep böyle işte garibanı ezip zengini her zaman kolluyor. İşte bu yüzden bizden bir cacık olmaz. Bu devlet değil mi futbol takımlarının vergi borcunu sıfırlayan ya da yapılandırıp rahatlatan. Garibanın hesaplarına bloke koymayı iyi bilirler.