Topic: Yabancı Dil Öğrenmek (Read 226 times)

Belki etrafınızdan bunu çok duymuşsunuzdur ama ben yine de söyleyeyim. Öncelikle İngilizce'de kelime dağarcığı en önemli şeylerden birisidir. Bunu en iyi şekilde geliştirmenin yollarından birisi de kitap okumak. E-kitap da olur artık günümüzde onlar daha popüler. Gitgide daha ileri seviye İngilizce'ye sahip kitap okudukça ciddi gelişme kaydedilebilir.

Onun dışında telaffuzlara ve diyaloglara kulak aşinalığını artırmak için yabancı dizi izlemeyi tavsiye ederim. İlk başta Türkçe altyazı ile başlanabilir ama ilk fırsatta İngilizce altyazılı bir şekilde izlemeye alışmaya başlamanın çok faydası olur.

Tabi bu anlattıklarımın dışında en etkili yöntem yurtdışında bir süre yaşamak ama işte onun için imkanların sağlam olması lazım. 

bu haber cexap fondaşı gazeteler tarafından basına servis edilmişti. koskoca bakan o günlerde bu tezvirata cevap vermek zorunda kalmıştı. bizim ülkemizde bilim, taş oymaktan başka bir mahareti olmayan malum bir kitle için islam düşmanlığı yapmak anlamına geliyor maalesef...

yaşım genç olsaydı çince için çabalardım. çin'in bir kuşak bir yol projesi dünyanın 2/3'ünden fazlasına ulaşacak. ingilizce yine hakim dil olacaktır (belki de olmayacaktır, bu algının değişmesi birkaç yüzyıla bakar) ama çince bilmek daha fazla avantaj sağlayabilir...

Kesinlikle doğru tespit, zaten akademik ortak dil olarak uzun zamandır İngilizce kullanılıyor, Rus, Japon kökenli ve ABD'li bilim insanları örneğin bazı projelerde beraber çalışıyorlar ve İngilizce paydaşında buluşuyorlar, İngilizce de gerçekten yabana atılmayacak derece zengin bir dil, hem Latince, hem Almanca hem Romans dillerinden beslenen çok sayıda kelimeye sahip ve bu ona müthiş bir esneklik veriyor...

Buna rağmen tamamen başka bir kültürde bir icat yapıldığı zaman tabii mucidin tercih ettiği isimle literatüre geçiyor, hatta bazen Türkiye'de bulunan bir endemik tür veya astronomik keşif yapıldığı zaman Türkçe isimler de kullanılıyor, ama sayıca bunlar oldukça az günümüz Türkiyesi'nde...

Bütün bilimsel keşifleri İngilizlerin yaptığına mı inanıyorsunuz? Dünyanın geri kalanına saygısızlık yaptığınızın farkında mısınız?

İngiliz sömürgeciliğinin en büyük mirası dil olmuştur. İnsanlar sorgulamadan onu bilimin dili zanneder. Oktay Sinanoğlu'nun çok güzel yayınları var bu konu hakkında. Batı sömürgesinin birkaç yüzyıldır üzerinde en çok emek verdiği konulardan biri dil ve kimlik perspektifi üzerinden yeni bir cephe açmaktır. Oktay Sinanoğlu'nu izlemeden önce de bu konu hakkında aklımda soru işaretleri vardı ama onu izledikten sonra bazı düşüncelerim daha güçlü bir zemin kazandı.

Dil öğrenmek bilişsel yetenekleri geliştirmenin en iyi yollarından biri. Genç biriyseniz ve sorumluluklarınız yoksa turistik bölgelerde çalışarak pratik yapabilirsiniz. Fakat hafızanızı diri tutmazsanız bugün öğrendiklerinizi birkaç yıl sonra bile unutabilirsiniz. Dil aynı zamanda biraz nankördür.

Nasıl yok hocam Papaz eriğini İslamiyete kavuşturma projesi vardı ya Tabi şakası bir yana bu tarz ilk olabilecek çalışmalar olmuyor değil oluyor ancak medya değeri pek olmuyor çünkü bunları anlayacak adamlar zaten bu çalışmanın direk içerisinde oluyor ve biz bundan proje yurtdışından fonlandığında ya da oralardan destek ve alkışlama olduğunda görüyoruz.

Üniversitelerimizdeki durum resmen fotokopi makinesi durumu. Birşey doğruysa faydalıysa herkes onu öğrenmeli ve bilmeli. Üstüne birşey koymaya gerek yok çünkü doğru bilgi hali hazırda elde. Edison(ki sevmem ibineyi ) ampul için 10.000 deneyi ülkemizde yapmaya çalışsaydı sürekli gaz lambası gözüne sokulup vazgeçirilirdi.

Bilimin dili olarak ingilizceyi öne çıkarmaya çalışmıyorlar. Adamlar sürekli bilimsel keşiflerde bulunup bunu da kendi dillerinde yayınlıyorlar. Bizim bir sürü üniversitemiz ve koltuklarını işgal eden bir çok profesörümüz var. Bunların yazdıkları kitaplara ve makalelere atıfta bulunmamak için kendini parçalayan bir yabancı güruhmu var. Yok. Öyleyse bizim üniversitelerimizin üretme yetenegi yok. Adamlar torbadan çıkan isimler gibi atamalara ve ünvanlar ile günlerini gün ediyorlar. Yıllar içinde bir üniversiteden dünyada ilk olacak bir keşif çıkmamıştır. Bilen var ise yazson. Ben bilmiyorum duymadım medyada görmedim okumadım.

Eğer üniversiteler üretebilse bu üretilen değerleri biz kendi dilimiz ile yazaıp kayda alabilsek bakın o zaman hangi dil anlatım yönünden daha zengin ve dünya için ortak dil sınıfına geliyor.

Yabancı dil öğrenmek bilişsel yetenekleri geliştiren aktivitelerden biridir. Bir yabancı dil öğrenmeye başladığınız zaman dikkatinizin arttığını ve hafızanızın daha güçlü olduğunu hissedersiniz. Kreatif düşünme beceriniz artar. Beyninizi dinç tutmak için bir egzersiz gibi kullanabilirsiniz dil öğrenmeyi.

İngilizce öğrenmek günümüzde internet üzerinden bilgiye erişmeyi kolaylaştırıyor. Bu açıdan önemli bir şey. Fakat ben İngilizcenin başka bir boyut ve başka bir misyon kazanmasına karşıyım. Dünya dili gibi lanse edilmesine karşıyım. Türkçenin içinde İngilizce kelimeler konuşulmasına karşıyım. Türkçemiz gibi matematiksel kurallara sahip diller ile yeni terimler türetebilirsiniz. Fakat bilimin diliymiş gibi lanse edilen İngilizce ile bunu yapamazsınız. Dilin kendi tarihi bile 300 veya 500 yıldan daha eskiye gitmiyor.

https://twitter.com/historyinmemes/status/1722043111080169473?t=h4QkKd3k17_-WOsL8UhLRg&s=19
 

Daha da iyisini forumda paylaştık hocam hemde çok ama çok daha az masraflı olacak şekilde  ESC Projesi / Avrupa Birliği Tabi bu programlarda 30 yaşın altında olmanız gerekiyor ama 30 yaş üstündeyseniz de bu projelerde aktif yönetici rolleriyle de katılım sağlanabiliyor. Ama bahsettiğiniz gibi en iyi dil öğrenme yöntemi direk o dile maruz kalmaktır. Direk maruz kalınmadan da bir yerlere gelinebiliyor ama seviye atlamak için gidip görüp deneyimlemek lazım.

Dil kursları yerine imkan varsa vizesiz ülkelere gidip dil öğrenmeye çalışmak çok daha yararlı olur. Dil kurslarına gidip türkçe konuşmak pek sağlıklı olmayabilir.

Bu arada https://dvprogram.state.gov/ link üzerinden Green Card'a başvurup dil öğrenimi için bi katalizör yaratabilirsiniz.

Başlıkta çoğu kişi fikir vermiş ancak bazı görüşleri tekrarlarsam belki sizin de aklınıza daha çok yatar.Ana dili İngilizce olan insanlarla aynı ortamda bulunmak gerçekten kısa zamanda çok büyük yol kat etmenizi sağlıyor.Ben sadece yazları İngiltere'de dil okulunda geçiren kişileri 3-4 ay sonra tekrar gördüğümde seviye olarak adeta uçmuş oluyorlar sanırım bunda en önemli sebep beynin o dili konuşmak zorunda kaldığına ikna olması ve artık bir kaçış yolunuzun olmaması.Udemy'de de faydalı kurslar var grammer konusunda kendinizi kesinlikle geliştirebileceğiniz kursları indirim zamanında çok uygun fiyatlara elde etmeniz mümkün.

Sanırım çok ufuk açıcı veya muhteşem yeni bir fikir olarak gelmeyecek insanlara ama tavsiyem ingilizce (veya öğrenmek istediğiniz dilde) bir dizi/film izlemeleri. Çok küçük yaştan beri ingilizce eğitimi alıyorum, hatta bunu direkt Türkçemin berbatlığından anlayabilirsiniz doğru düzgün daha kendi dilimin eğitimini bana vermeden direkt başka dil çok önemli hezeyanına giren okullardan birinde okudum, bu yüzdendir zaten öss/yds sınavlarında 30 Türkçe sorusunda 9 yanlış, 100 ingilizce sorusunda 8 yanlış yapmıştım. Elbette eğitim çok önemli, okumak, araştırmak, bunlar zaten yapmanız gereken şeyler, bende elbette okulda çok şey öğrendim, fakat okulda benimle beraber öğrenen arkadaşlarımdan farklı olarak sürekli bir şeyler izledim, o zamanlar cnbc-e çok meşhurdu ve sürekli orada dizi izlerdim, sonra tabii zaman değişti ilk bi torrentler başladı sonra artık netflix'inden tut bin tane farklı platformu var. Alt yazılı başlanabilir, fakat bi yerden sonra hedef alt yazıyı kaldırıp direkt izleyebilmek olmalı, eğer bu seviyeye gelir ve rahat anlayacak kıvamda olursanız o zaman artık zaten rahat rahat yurtdışında sorun yaşamadan takılabiliyor oluyorsunuz, çok nadiren ne dediği anlaşılmayan tipler çıkıyor karşınıza ama onları zaten kırk yıl uğraşsanız anlayamazsınız adamın ne dediğini yanında ki ingiliz bile anlamıyor olabiliyor

@meser# YDS puanın için tebrik ederim. Çok iyi bir puan Türkiye için.

Kelime sorunu çözüldükten sonra geriye kalan problemler çok rahat aşılıyor. Kelimeleri biliyorsanız cümlenin anlamını da biliyorsunuz ve biraz da konuşma pratiği edinirseniz bir bakmışsınız cümleler kendiliğinden dökülüyor. Kelime öğrenme bir zamandan sonra alışkanlık haline gelip iyice yerleştiğinde unutmayı da önlemiş oluyorsunuz.

Birçok yöntem var ve birini belirleyip azimle gidildiğinde dil problemi aşılmış oluyor. Bu yolda çalışanlara başarılar diliyorum.

Ben ingilizceyi de öğrendiğim başka bir dili de şu şekilde ilerlettim. Önce A2 gibi bir seviyeye kadar normal ders kurs vs öğreniyorsunuz. Sonra çok basit okumalar yapmaya başlıyorsunuz, örneğin Penguin Readers kitapları gibi. 3. dil için de baya çocuk kitaplarından başlamıştım resimli mesimli. Sonra çok sevdiğiniz bir kitabı o dilde okuyorsunuz. Başta neredeyse hiçbir şeyi tam anlamıyorsunuz ama konuyu ve kitabı bildiğiniz için beyin onu çözüyor. Örneğin ben Harry Potter okudum. Türkçesini zaten biliyordum, ingilizcesinde gerçekten kitabın yarısına gelmeden okuyabilecek seviyeye geliyorsunuz. Hala gramer eksiği olsa bildiğiniz dilin seviyesi çok yükseliyor. Bunun sonra başka insanlar tarafından da kullanılan bir yöntem olduğunu öğrendim. Hani 7 dil biliyor falan denen kişiler tarafından uygulanıyormuş. Öğrenmek istediğim bir dil daha var. Şimdi onda da bunu uygulayacağım. Harry Potter ve Lotr okumayı planlıyorum 2 yıl içinde.

Yabancı dil öğrenmenin bizdeki kurallarla olmadığını yıllar içinde öğrendik. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimlerinin toplamında birer shaksper üretemedik. Hatta adını bile söyleyemeyecek şekilde ezberci bir sistem içinde bir dil öğretmemek için gereken her şey yapılarak eğitimler tamamlandı. Sonuç konuşamayan ama söyleneni anlayan ( hadi canım ) bir sürü kişi ortaya çıktı. Eğer bu öğretim sonucunda konuşup anlaşan varsa helal olsun. Kelime dağarcığını genişletmeye çalışsın o zaman. Dar bir alanda kendini kandırmasın.

Bir yabancı dil öğrenmek için en temel gereksinim kelime bilgisi bana göre ve o dilde en çok kullanılan 500-1000 kelimeyi öğrenerek o dilin konuşulduğu ülkede rahatlıkla yaşamınızı idame ettirebilirsiniz. Zaten kelime bildikten sonra tarzanca konuşsanız bile o dile maruz kaldığınızda ister istemez doğru kelime kalıplarını absorbe ediyorsunuz. Sonrasında farkına varmadan o dilde kendinizi geliştirmiş oluyorsunuz. Örneğin şu linkte İngilizce'de en çok kullanılan 3000 kelime var bunları kelime kelime kesip bir poşete atarak çektiğinizin türkçesini tahmin etmeye çalışın 1-2 ay sonra bu kelimelerin hepsini öğrenmiş olur ve çok iyi bir konuma gelebilirsiniz ingilizce için.

Peki aksanı nasıl halledeceğiz derseniz de onunda en güzel yolu aktif dinlemedir. Açın youtube'dan altyazılı bir şarkı ya da video karşınızdakinin dediği şeklinde tekrar edin.

Ama şunu da belirtmekte fayda var yabancı dili kullanacağınız alan akademik bir mecra ya da önemli bir pozisyon ise kesinlikle kaliteli bir kurstan eğitim alınmalı. Bu daha hızlı ve güzel sonuç verecektir ancak parası da o ölçüde ağır olacaktır. Ama gündelik hayat gibi noktalarda ihtiyacınız var ise kendi başınıza da öğrenebilirsiniz. Doğru düzgün bir yabancı dil eğitimi almadan ve hazırlanmadan YDS'den 70 almış birisiyim.

benden size tavsiye, şayet yurtdışına gitme şansınız yoksa, konuşma olayı için biraz para harcamanız. italki gibi sitelerden saat bazlı ücret ödeyerek yabancı dil ile konuşma şansınız var. dikkat etmeniz gereken konu konuşma yaptığınız kişinin ana dilinin o dil olması gerek. bir de gerçek öğretmen gibi bir şey olmasına dikkat edin. yoksa afganistanlı hacı emmi ile kendinizi konuşurken bulabilirsiniz.

Her gün düzenli olarak ingilizceye yoğunlaşırsanız, pratik yaparsanız, belli bir zamandan sonra temel seviyede oturmuş bir İngilizceniz olur istediğiniz gibi kendinizi ifade edersiniz. En çok kullanılan kelimeleri çalışmaya başlayabilirsiniz şimdilik en basitinden daha sonrasında yurt dışında kurs, yada yurt dışı gezisi vs oldukça iyi bir seviyeye gelmiş olursunuz.

Düzenli olarak film, dizi izleyin izlerken anlamadığınız yerlerde durdurup o cümleyi tekrarlarsanız daha akılda kalıcı oluyor. Günlük çalışmalar yaparak kendinizi İngiliz diline mahruz bırakın sonrada zamana bırakın.

Benim çevremde ingilizceyi öğrenmeye çalışanların asıl amacı YDS, Yökdil gibi sınavları geçmek olduğu için hep sınava yönelik bir hazırlanmaları mevcut. Eğer sizin isteğiniz bu şekildeyse sağlam kurslar var çevremden sordurabilirim. Eğer amacınız ingilizceyi iyi konuşmak ise bence en önemli şey o ortama girmek. İngilizce konuşulan bir ortam sizi istediğiniz seviyeye getirebilir.

Herkes aynı şartlarda ingilizceye çalışamıyor. Söylediğim ortama giremiyor. Bunlara alternatif olarak youtube üzerinden öğrenenler de var. Birçok iyi kanal var. Biraz öğrenme isteğine bağlı bu işler. Sonuçta her seçenekten de öğrenenler var.

1) Yurt dışında yaşamak, bu okul / dil kursu için de olabilir, herhangi bir iş yapsanız da olabilir

2) Anadili İngilizce olan insanlarla sürekli aynı ortamda bulunmak, bu da en iyi 1'i yaparsanız veya çoğunlukla yabancıların olduğu bir okul / işe girerseniz olur.

Bunlar dışında İngilizce'yi anadil seviyesinde öğrenmek mümkün ama çok zor olur, çünkü her şeyden önce kelime sayısı olarak modern Türkçe İngilizce'nin baya gerisinde kalıyor, 200-300 kelimeyle hayatı geçiren insanlar tanıyorum, kelime zenginliği olmadan çok daha yüksek sayıda sözcüğe sahip bir dili bütün kendine has "düzensizlikleriyle" kavramak çok zorlaşıyor, ünlü edebi eserleri, filmleri, oyunları vb eserleri orjinal dilinden çalışmak buna yardımcı olur ama dediğim gibi 1 ve 2 bunun en organik doğal yoludur.

Hedefiniz uluslararası bir iş ve / veya üst düzey yabancı dilse, ne yapıp edip yurt dışına çıkmaya bakın (çıkmasanız bile, yurt dışına her an çıkacakmış fikriyle hazırlanmak güçlü bir motivasyon ve odaklanma sağlayacaktır).