Pages:
Author

Topic: Yolsuzluk Algı Endeksi (Read 407 times)

hero member
Activity: 1204
Merit: 623
June 12, 2024, 02:31:19 PM
#39
Yolsuzluk başka birşey birilerine devlet olarak yarıcalık tanımak ve kazançlarına katmerli eklentiler yapmak başka. Bunu du durumu işçi ve memur emeklilerine bildirmek lzaım. Ayrıca çalışan asgari ücretli kesime ve devlette çalışan memur ve iş mevzuatına tabi personele anlatmak lazım. Gerçi şu anda kamuda söz sahibi olan sendikalar bu konuda tek aklı başında hareket sergilemediler. Zaten bu konuda iş yapabilecek olan sendika çalışanları şimdiye yeni, görevler ve mekiler verilerek pasifize etmişlerdir.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
June 11, 2024, 05:35:46 AM
#38
Tasarruf tedbiri bir kaç tane kurumun memuruna verdiği servisi kaldırarak değil ülkede ki yolsuzluğu bitirince yapılır. Örnek veriyorum servisleri kaldırdın yılda ne kadar kar edebilirsin ama yapılan yolsuzlukları engellersen çok daha fazla para tasarruf edersin tabi ki amacın tasarruf etmekse. Yine çeşitli yolsuzluklar ile devletin kurumlarına çöken çeşit çeşit tarikat ve cemaatleri engellersen de tasarruf edersin. Yolsuzluk ve torpil bu kadar yaygın iken ülke ekonomisinin iyiye gitme ihtimali yok.

Hocam servisi kaldıracaklar diyelim, dünya kadar insan var o sektörden ekmek yiyen, tasarruf edeyim de ülke ekonomisine fayda sağlayayım derken, başkalarının ekonomisini bozabilecek hamleler yaparsan bunun toplumdaki geri dönüşü sert olur. Artık insanlar birkaç seneye göre bir nebze olsa da aydınlandı, bu tasarruf olayında atılan taşın ürkütülecek kuşa değmeyeceğinin farkında olan kesim daha kalabalık, Sizin bahsettiğiniz alanlara girerler mi, yakın vadede hiç sanmam çünkü bence oralarda artık öyle kalıplaşmış yapılanmalar var ki, birinin kuyruğuna bassanız diğerinin gözü seyirir, hal böyle olunca faturanın hep vatandaşın önünde kalması normal.

Bu alınan tedbirler kapsamındaki servis araçlarının kaldırılma işi daha tam sonucunu göstermedi. Mevcut taşımacılık halen sürüyor. Sanırın 9dokuzuncu ay gibi servis anlaşmaları birer birer bitmeye başlar. İşte o zaman esas çıngar çıkacak. Boş çıkan pek çok servis iş bulamayacak. Buradan ekmek yiyen pek çok aile cezalandırılımış olacak. Memurlar buna ilk tepki olarak araçları ile işe gidip gelmeye başlayacaklar. Sonra bu onlara pahalı gelecek bu seferde toplu taşımaları kilitleyecekler. Bak o zaman milletten ne tür nameler çıkıyor.

Galiba bazı kurumlar servisleri iptal etmeye başlamış. O iptal olan servis ile ülkemizin ekonomisi şahlanacak ya. Tabi diğer taraftan birileri tomar ile götürüyor.  Gerçekten insanın aklı ile alay ediyorlar. Özellikle tüm servisler kaldırılınca iş saatlerinde toplu taşıma araçlarında dediğiniz gibi yoğunluk artacak. Ama şöyle bir durum var, servisi olan kurum sayısı çok az. Yani zaten çoğu devlet kurumu memuruna servis hizmeti sunmuyor. Tasarruf paketinde bir şeyler yazalım diye yazılmış bir madde.

Hocam az önce bir konu paylaştım, oradaki iddialar doğruysa zaten bizim hiç bir şey konuşmamıza hacet kalmamış demektir. Milyonluk hesap gelen yerlerden 0 lira vergi alırsanız, işi döner dolaşır servislere kadar indirmek zorunda kalırsınız. Çok kazanana az dokunup az kazanana sürekli vurmanın pek bir mantıklı açıklaması da yok, vicdani tarafı da. Bu arada servis sektörü sadece araç özelinde değil, parçacısı, tamircisi, lastikçisi vs ile kalabalık bir sektör, yani bir tarafını tuttuğunuzda diğer tarafları da duruyor doğal olarak.

https://bitcointalksearch.org/topic/m.64198242
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
June 10, 2024, 04:05:11 PM
#37
Tasarruf tedbiri bir kaç tane kurumun memuruna verdiği servisi kaldırarak değil ülkede ki yolsuzluğu bitirince yapılır. Örnek veriyorum servisleri kaldırdın yılda ne kadar kar edebilirsin ama yapılan yolsuzlukları engellersen çok daha fazla para tasarruf edersin tabi ki amacın tasarruf etmekse. Yine çeşitli yolsuzluklar ile devletin kurumlarına çöken çeşit çeşit tarikat ve cemaatleri engellersen de tasarruf edersin. Yolsuzluk ve torpil bu kadar yaygın iken ülke ekonomisinin iyiye gitme ihtimali yok.

Hocam servisi kaldıracaklar diyelim, dünya kadar insan var o sektörden ekmek yiyen, tasarruf edeyim de ülke ekonomisine fayda sağlayayım derken, başkalarının ekonomisini bozabilecek hamleler yaparsan bunun toplumdaki geri dönüşü sert olur. Artık insanlar birkaç seneye göre bir nebze olsa da aydınlandı, bu tasarruf olayında atılan taşın ürkütülecek kuşa değmeyeceğinin farkında olan kesim daha kalabalık, Sizin bahsettiğiniz alanlara girerler mi, yakın vadede hiç sanmam çünkü bence oralarda artık öyle kalıplaşmış yapılanmalar var ki, birinin kuyruğuna bassanız diğerinin gözü seyirir, hal böyle olunca faturanın hep vatandaşın önünde kalması normal.

Bu alınan tedbirler kapsamındaki servis araçlarının kaldırılma işi daha tam sonucunu göstermedi. Mevcut taşımacılık halen sürüyor. Sanırın 9dokuzuncu ay gibi servis anlaşmaları birer birer bitmeye başlar. İşte o zaman esas çıngar çıkacak. Boş çıkan pek çok servis iş bulamayacak. Buradan ekmek yiyen pek çok aile cezalandırılımış olacak. Memurlar buna ilk tepki olarak araçları ile işe gidip gelmeye başlayacaklar. Sonra bu onlara pahalı gelecek bu seferde toplu taşımaları kilitleyecekler. Bak o zaman milletten ne tür nameler çıkıyor.

Galiba bazı kurumlar servisleri iptal etmeye başlamış. O iptal olan servis ile ülkemizin ekonomisi şahlanacak ya. Tabi diğer taraftan birileri tomar ile götürüyor.  Gerçekten insanın aklı ile alay ediyorlar. Özellikle tüm servisler kaldırılınca iş saatlerinde toplu taşıma araçlarında dediğiniz gibi yoğunluk artacak. Ama şöyle bir durum var, servisi olan kurum sayısı çok az. Yani zaten çoğu devlet kurumu memuruna servis hizmeti sunmuyor. Tasarruf paketinde bir şeyler yazalım diye yazılmış bir madde.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
May 30, 2024, 01:25:04 PM
#36
Tasarruf tedbiri bir kaç tane kurumun memuruna verdiği servisi kaldırarak değil ülkede ki yolsuzluğu bitirince yapılır. Örnek veriyorum servisleri kaldırdın yılda ne kadar kar edebilirsin ama yapılan yolsuzlukları engellersen çok daha fazla para tasarruf edersin tabi ki amacın tasarruf etmekse. Yine çeşitli yolsuzluklar ile devletin kurumlarına çöken çeşit çeşit tarikat ve cemaatleri engellersen de tasarruf edersin. Yolsuzluk ve torpil bu kadar yaygın iken ülke ekonomisinin iyiye gitme ihtimali yok.

Hocam servisi kaldıracaklar diyelim, dünya kadar insan var o sektörden ekmek yiyen, tasarruf edeyim de ülke ekonomisine fayda sağlayayım derken, başkalarının ekonomisini bozabilecek hamleler yaparsan bunun toplumdaki geri dönüşü sert olur. Artık insanlar birkaç seneye göre bir nebze olsa da aydınlandı, bu tasarruf olayında atılan taşın ürkütülecek kuşa değmeyeceğinin farkında olan kesim daha kalabalık, Sizin bahsettiğiniz alanlara girerler mi, yakın vadede hiç sanmam çünkü bence oralarda artık öyle kalıplaşmış yapılanmalar var ki, birinin kuyruğuna bassanız diğerinin gözü seyirir, hal böyle olunca faturanın hep vatandaşın önünde kalması normal.

Bu alınan tedbirler kapsamındaki servis araçlarının kaldırılma işi daha tam sonucunu göstermedi. Mevcut taşımacılık halen sürüyor. Sanırın 9dokuzuncu ay gibi servis anlaşmaları birer birer bitmeye başlar. İşte o zaman esas çıngar çıkacak. Boş çıkan pek çok servis iş bulamayacak. Buradan ekmek yiyen pek çok aile cezalandırılımış olacak. Memurlar buna ilk tepki olarak araçları ile işe gidip gelmeye başlayacaklar. Sonra bu onlara pahalı gelecek bu seferde toplu taşımaları kilitleyecekler. Bak o zaman milletten ne tür nameler çıkıyor.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
May 30, 2024, 02:27:31 AM
#35
Tasarruf tedbiri bir kaç tane kurumun memuruna verdiği servisi kaldırarak değil ülkede ki yolsuzluğu bitirince yapılır. Örnek veriyorum servisleri kaldırdın yılda ne kadar kar edebilirsin ama yapılan yolsuzlukları engellersen çok daha fazla para tasarruf edersin tabi ki amacın tasarruf etmekse. Yine çeşitli yolsuzluklar ile devletin kurumlarına çöken çeşit çeşit tarikat ve cemaatleri engellersen de tasarruf edersin. Yolsuzluk ve torpil bu kadar yaygın iken ülke ekonomisinin iyiye gitme ihtimali yok.

Hocam servisi kaldıracaklar diyelim, dünya kadar insan var o sektörden ekmek yiyen, tasarruf edeyim de ülke ekonomisine fayda sağlayayım derken, başkalarının ekonomisini bozabilecek hamleler yaparsan bunun toplumdaki geri dönüşü sert olur. Artık insanlar birkaç seneye göre bir nebze olsa da aydınlandı, bu tasarruf olayında atılan taşın ürkütülecek kuşa değmeyeceğinin farkında olan kesim daha kalabalık, Sizin bahsettiğiniz alanlara girerler mi, yakın vadede hiç sanmam çünkü bence oralarda artık öyle kalıplaşmış yapılanmalar var ki, birinin kuyruğuna bassanız diğerinin gözü seyirir, hal böyle olunca faturanın hep vatandaşın önünde kalması normal.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
May 14, 2024, 08:04:50 AM
#34
Sadece bir konuda değil pek çok konuda gerçekten bir iyileşme yapılacak bir paket açıklanmış olsaydı gam yemezdim. Yine işçinin memurun kazanılmış haklarına göz dikiyorlar. Birde buna sokak lambasını lede çevirin diye komik bir şey daha eklemişler. Şimdi bu armatürlerin değişim işinide bir yandaşa verince bu tasarruf tadından yenmez. Boşa çıkan seervis araçları ile de bu ledler değişimi yapılsın bari.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
May 14, 2024, 04:21:30 AM
#33
Tasarruf tedbiri bir kaç tane kurumun memuruna verdiği servisi kaldırarak değil ülkede ki yolsuzluğu bitirince yapılır. Örnek veriyorum servisleri kaldırdın yılda ne kadar kar edebilirsin ama yapılan yolsuzlukları engellersen çok daha fazla para tasarruf edersin tabi ki amacın tasarruf etmekse. Yine çeşitli yolsuzluklar ile devletin kurumlarına çöken çeşit çeşit tarikat ve cemaatleri engellersen de tasarruf edersin. Yolsuzluk ve torpil bu kadar yaygın iken ülke ekonomisinin iyiye gitme ihtimali yok.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
April 22, 2024, 04:55:46 AM
#32
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
Hocam göreve liyakat ile gelip, bilgisi sayesinde koltuğun gereğini kurallar çerçevesinde yürüten ortalama ahlaki düzeydeki birine kimse dış geçiremez ama birilerinin torpili ile goreve gelenlerin ilk başta kendilerini göreve getirenlere hayır deme şansı olmadığından kokusmusluk başliyor işte. Bunu cogula vurunca da al sana bataklık.

Şu anda göreve gelen memur diyebileceğimiz herkes bir üstün değil en üstün olurunu alıyor. Adamların yaptıkları her konuşmada bu yüce milletin bir neferi olarak değil kendilerini atayan kişinin kulları olarak davranış sergiliyorlar. Bunların kötü bir şeyi üst makama iletebilecek bir cesareti olabilirmi. Olmaz. Bu bataklık nasıl kuruyacsa. Yaratanlar biliyor. Yarattıkları canavar kendilerini de ısırmaya başlayınca bu bataklık kurumaya başlayacak.
Avrupa bizi kıskanıyor diyenler, ki avrupada yaşayan gurbetçilerin bir kısmı da bu gruba dahil, buradaki saçma sapan birçok şeyi normalleştirirken, mesela almanyada aynı şeyleri yapmaktan amiyane tabirle it gibi korkuyorlar. trafikte bile görmeniz mümkün, orada hiç yapamayacakları hareketleri buraya gelince öküz gibi yapanlara denk gelmiştir çoğumuz.
Asıl sorun ise, muhafazakar kesimin herkesten daha çok dikkat etmesi gerekirken bu liyakat işine, artık en çok deformasyon buralarda yaşanıyor maalesef.
Eğer Almanyada yaşıyor ve oranın kuralına uyma konusunda sıkıntı çıkarıyorsan Alman makamları kibarca koy götüene yolla memleketine diye bizdeki veciz bir sözü şak diye uyguluyorlar. Yiyorsa yapsınlarda görsünler. Bizdeki ola salla başı al maaşı denen sistem olduğu için burada ne yapsan toplum kabul ediyor diye kimse sallamıyor. Baksanıza üç gün önce yurda gelenler bedava dükkan açıp vergisiz hayatın dibine vuruyorlar.

Devletin malı deniz, yemeyen keriz diye bir laf var hepimizin bildiği, Allah aşkına buna benzer bir lafı, hatta bunun binde birine denk gelecek ölçekte bir lafı avrupa ülkelerinde duyamazsınız. Bunun inançla dinle falan ilgisi yok, ahlaki olarak ne seviyedeyseniz ona göre yaşarsınız. Resmi kurallar dışında toplumlarda otokontrol mekanizması da hakim. Yani sokak ortasında aykırı birşey yaptığınızda hemen tepenize binerler. Kurallar toplumsal hayatın selameti için kesindir, cezaları da öyle, bizdeki gibi araya birilerini sokup da cezanızı sildiremezsiniz, yada  bir yere işe gireceksiniz, size kimse kartvizit vermez, daha doğrusu veremez, ne konuda ne kadar yetenekliyseniz ona göre değer görürsünüz, üç tane koyunu dağa götürse geri getiremeyecek adamların makam mevkilerde olması durumunu zor görürsünüz.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 22, 2024, 01:48:16 AM
#31
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
Hocam göreve liyakat ile gelip, bilgisi sayesinde koltuğun gereğini kurallar çerçevesinde yürüten ortalama ahlaki düzeydeki birine kimse dış geçiremez ama birilerinin torpili ile goreve gelenlerin ilk başta kendilerini göreve getirenlere hayır deme şansı olmadığından kokusmusluk başliyor işte. Bunu cogula vurunca da al sana bataklık.

Şu anda göreve gelen memur diyebileceğimiz herkes bir üstün değil en üstün olurunu alıyor. Adamların yaptıkları her konuşmada bu yüce milletin bir neferi olarak değil kendilerini atayan kişinin kulları olarak davranış sergiliyorlar. Bunların kötü bir şeyi üst makama iletebilecek bir cesareti olabilirmi. Olmaz. Bu bataklık nasıl kuruyacsa. Yaratanlar biliyor. Yarattıkları canavar kendilerini de ısırmaya başlayınca bu bataklık kurumaya başlayacak.
Avrupa bizi kıskanıyor diyenler, ki avrupada yaşayan gurbetçilerin bir kısmı da bu gruba dahil, buradaki saçma sapan birçok şeyi normalleştirirken, mesela almanyada aynı şeyleri yapmaktan amiyane tabirle it gibi korkuyorlar. trafikte bile görmeniz mümkün, orada hiç yapamayacakları hareketleri buraya gelince öküz gibi yapanlara denk gelmiştir çoğumuz.
Asıl sorun ise, muhafazakar kesimin herkesten daha çok dikkat etmesi gerekirken bu liyakat işine, artık en çok deformasyon buralarda yaşanıyor maalesef.
Eğer Almanyada yaşıyor ve oranın kuralına uyma konusunda sıkıntı çıkarıyorsan Alman makamları kibarca koy götüene yolla memleketine diye bizdeki veciz bir sözü şak diye uyguluyorlar. Yiyorsa yapsınlarda görsünler. Bizdeki ola salla başı al maaşı denen sistem olduğu için burada ne yapsan toplum kabul ediyor diye kimse sallamıyor. Baksanıza üç gün önce yurda gelenler bedava dükkan açıp vergisiz hayatın dibine vuruyorlar.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
April 16, 2024, 04:56:44 AM
#30
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
Hocam göreve liyakat ile gelip, bilgisi sayesinde koltuğun gereğini kurallar çerçevesinde yürüten ortalama ahlaki düzeydeki birine kimse dış geçiremez ama birilerinin torpili ile goreve gelenlerin ilk başta kendilerini göreve getirenlere hayır deme şansı olmadığından kokusmusluk başliyor işte. Bunu cogula vurunca da al sana bataklık.

Şu anda göreve gelen memur diyebileceğimiz herkes bir üstün değil en üstün olurunu alıyor. Adamların yaptıkları her konuşmada bu yüce milletin bir neferi olarak değil kendilerini atayan kişinin kulları olarak davranış sergiliyorlar. Bunların kötü bir şeyi üst makama iletebilecek bir cesareti olabilirmi. Olmaz. Bu bataklık nasıl kuruyacsa. Yaratanlar biliyor. Yarattıkları canavar kendilerini de ısırmaya başlayınca bu bataklık kurumaya başlayacak.
Avrupa bizi kıskanıyor diyenler, ki avrupada yaşayan gurbetçilerin bir kısmı da bu gruba dahil, buradaki saçma sapan birçok şeyi normalleştirirken, mesela almanyada aynı şeyleri yapmaktan amiyane tabirle it gibi korkuyorlar. trafikte bile görmeniz mümkün, orada hiç yapamayacakları hareketleri buraya gelince öküz gibi yapanlara denk gelmiştir çoğumuz.
Asıl sorun ise, muhafazakar kesimin herkesten daha çok dikkat etmesi gerekirken bu liyakat işine, artık en çok deformasyon buralarda yaşanıyor maalesef.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 11, 2024, 01:56:58 PM
#29
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
Hocam göreve liyakat ile gelip, bilgisi sayesinde koltuğun gereğini kurallar çerçevesinde yürüten ortalama ahlaki düzeydeki birine kimse dış geçiremez ama birilerinin torpili ile goreve gelenlerin ilk başta kendilerini göreve getirenlere hayır deme şansı olmadığından kokusmusluk başliyor işte. Bunu cogula vurunca da al sana bataklık.

Şu anda göreve gelen memur diyebileceğimiz herkes bir üstün değil en üstün olurunu alıyor. Adamların yaptıkları her konuşmada bu yüce milletin bir neferi olarak değil kendilerini atayan kişinin kulları olarak davranış sergiliyorlar. Bunların kötü bir şeyi üst makama iletebilecek bir cesareti olabilirmi. Olmaz. Bu bataklık nasıl kuruyacsa. Yaratanlar biliyor. Yarattıkları canavar kendilerini de ısırmaya başlayınca bu bataklık kurumaya başlayacak.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
April 11, 2024, 08:11:57 AM
#28
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
Hocam göreve liyakat ile gelip, bilgisi sayesinde koltuğun gereğini kurallar çerçevesinde yürüten ortalama ahlaki düzeydeki birine kimse dış geçiremez ama birilerinin torpili ile goreve gelenlerin ilk başta kendilerini göreve getirenlere hayır deme şansı olmadığından kokusmusluk başliyor işte. Bunu cogula vurunca da al sana bataklık.
sr. member
Activity: 2142
Merit: 424
April 11, 2024, 06:01:39 AM
#27
Liyakat, liyakat... Bunun olmadığı bir ülkede her zaman yolsuzluk ve benzeri olaylara maalesef mahkumsunuz. Ülkemizde de yolsuzluk derecesi o kadar yükseldi ki önü alınmaz hale geldi. Bu hem iktidar hem muhalefet kanadı için geçerli. İki tarafta da yolsuzluk örnekleri fazlasıyla var. Buna bir dur demenin yolu tabi ki var o da seçim. Garantisi olmasa da bu gibi durumlarda yeni bir yöneticiyi denemek her zaman daha mantıklı seçenektir.

Liyakata önem veren birini seçtiğin gün de zaten bu gibi problemler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Refah içindeki ülkelerdeki yolsuzluk yaşandığında bu olaya karışan yöneticiler direkt istifa ediyorlar. Aradaki fark işte.  Smiley
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
April 09, 2024, 12:01:18 PM
#26
Benim memurum işini bilir.
Gemizini yürüten kaptan.
Devlet malı deniz yemeyen keriz.
Ve bunlar gibi pek çok söz var kullandığımız. Yurdumda işini bilen yani şerefsizliği ön plana çıkartan pek çok memurumuz var allaha şükür ondan dolayı bu algı yukardadır. Adamların kriterleri belki bize uymuyor gibi olsada adamlar gerçekçi. Çalışma hayatının her alanında her mertebesinde yolsuzlukla karşılaşmak mümkün.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
April 09, 2024, 10:35:36 AM
#25
belarus listede bizden daha iyi durumda. belarus diyorum bakın dostlar sıçmaya giderken bile rüşvet vermek zorunda olduğunuz ülkeler bunlar. ukrayna bizden daha iyi bir seviyede:)) ermenistan'da hiç bulunmadım ama o ülkenin bizden daha iyi bir seviyede olması sizce gerçekçi mi? bunları yazarken bizim ülkemizde yolsuzluk yok demiyorum tam tersi rahatsız edici şekilde var ama bu görsele bakıp ancak gülerim.
lan moldova da bizim üstümüzde yer alıyor. herhalde rusya dışında diğer sovyet ülkelerinin hepsi bizden daha iyi bir durumda.

Hocam aslında çorba parası gibi bir kavram var bizde. Biz bizde olanı yıllarca yaşaya yaşaya aslında sindiriyoruz. Ayrıca yolsuzluğun içinde torpil gibi bir kavram var ki, en son bakan yardımcısının telefonunda gözükmüştü ve üstü örtüldü. Ayrıca biz de rüşvet belki sizin dediğiniz gibi alt kesimlerde çok olmuyor olabilir ama üst kesimlerde belediye ve kamu ihalelerinde nasıl döndüğü ortada.
Dün akşam haberlerde görmüştüm, bahsettiğiniz adam adalet bakan yardimcilarindan ve ekranında görünen isimler büyük ihtimalle göreve atanmislar. Yani mevzu ayan beyan ortaya çıksa da adamlar gözüne soka soka toplumun adam kayirmaya devam ediyorlar. Hak etmek ne demek unutmuşlar, dahası başkasının hakkına girmenin ne bu dünyadaki ne de öbür dünyadaki cezasına hiç takılmiyorlar.
legendary
Activity: 1050
Merit: 1158
April 09, 2024, 08:09:30 AM
#24
belarus listede bizden daha iyi durumda. belarus diyorum bakın dostlar sıçmaya giderken bile rüşvet vermek zorunda olduğunuz ülkeler bunlar. ukrayna bizden daha iyi bir seviyede:)) ermenistan'da hiç bulunmadım ama o ülkenin bizden daha iyi bir seviyede olması sizce gerçekçi mi? bunları yazarken bizim ülkemizde yolsuzluk yok demiyorum tam tersi rahatsız edici şekilde var ama bu görsele bakıp ancak gülerim.
lan moldova da bizim üstümüzde yer alıyor. herhalde rusya dışında diğer sovyet ülkelerinin hepsi bizden daha iyi bir durumda.

Hocam aslında çorba parası gibi bir kavram var bizde. Biz bizde olanı yıllarca yaşaya yaşaya aslında sindiriyoruz. Ayrıca yolsuzluğun içinde torpil gibi bir kavram var ki, en son bakan yardımcısının telefonunda gözükmüştü ve üstü örtüldü. Ayrıca biz de rüşvet belki sizin dediğiniz gibi alt kesimlerde çok olmuyor olabilir ama üst kesimlerde belediye ve kamu ihalelerinde nasıl döndüğü ortada.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
March 19, 2024, 12:41:36 PM
#23
Enflasyonla mücadele kapsamında ahlaki düzeyimizin bozulduğu falan yok, genel olarak zaten düzeyimiz bu maalesef. Yahu bir memleket düşünün ki normal şartlarda hakkına razı olan kesim anca yüzde 25 falandır bence. Sosyal yardımlaşma vakıflarına kömür için veya nakdi yardım için başvuranlara bakalım, içlerinde mutlaka durumu iyi olanlar vardır,  avantayı maalesef çok seven bir grup hep var yani memlekette, daha da kötüsü ise bu avantacılığa uzunca bir süre yanladıktan sonra insanlar artık bunu doğal hakmış gibi görmeye başlıyor. Hatta bir adım öteye geçip birbiri ile yarışan şerefsiz avantacılar bile var memlekette.

Geçmişte kömür yardımı yapılan bir merkeze gitmem gerekmişti. Kapıda bekleyenler vardı. İçerde bekleyenler vardı. Binaya girip çıkanlar vardı. Ben yanına gittiğim kişiyi beklerken biraz ortamı gözlemledim. Özel araba ile gelip işini görüp yardımını alıp giden pek çok kişi oldu. Dışarda bekleyenler içinde gerçekten iht,yacı olanlar kabak gibi belliydi. Ama adamların yardıma ulaşabilecekleri bir yakınları olmadığı için dertelerini anlatıp sorunlarını çözemiyorlardı. Halen aynı durum geçerli. Bir sorununuz olmasa da adamınız var ise size ne lazım. Lazım olmzasa da size ne lazım onu isteyin gelsin.

Adil olanı haksizlik olarak görüp, hakkı olmayanı almayı veya ihtiyacı olmayanı talep etmeyi kendisine hak gören insanlardan hep nefret etmişimdir hocam. Devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı nasıl insanları bu kadar esir alabilir anlayamıyorum bir türlü. Yahu bu ülke cennet bir ülke, herseyden herkese yetecek kadar olmalı normal şartlarda ama birileri sürekli başka birilerinin hakkına girdiği için aslında şu andaki sorunlar yaşanıyor bence.

Hani yeni netişen nesil eskiden öğretmenlerin eseri oluyordu ya. Şimdi yeni yetişen nesil ise kindar oluyor. Kini nereye kusacaklar. Aha bu şekilde bir sürü olaya imza atabilirsin. Düzeni kendi bildikleri gibi sağlamay yani hakları olmayanı lma konusunda özel bir düşünce yapısına sahipler. Acaip şeyler söyleyip insanı şaşırtabiliyorlar. Hani şöyle boş bir sayfa devlet malı günah iken. Bir kurumu yok etmek günah değil.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
March 19, 2024, 12:10:28 PM
#22
Enflasyonla mücadele kapsamında ahlaki düzeyimizin bozulduğu falan yok, genel olarak zaten düzeyimiz bu maalesef. Yahu bir memleket düşünün ki normal şartlarda hakkına razı olan kesim anca yüzde 25 falandır bence. Sosyal yardımlaşma vakıflarına kömür için veya nakdi yardım için başvuranlara bakalım, içlerinde mutlaka durumu iyi olanlar vardır,  avantayı maalesef çok seven bir grup hep var yani memlekette, daha da kötüsü ise bu avantacılığa uzunca bir süre yanladıktan sonra insanlar artık bunu doğal hakmış gibi görmeye başlıyor. Hatta bir adım öteye geçip birbiri ile yarışan şerefsiz avantacılar bile var memlekette.

Geçmişte kömür yardımı yapılan bir merkeze gitmem gerekmişti. Kapıda bekleyenler vardı. İçerde bekleyenler vardı. Binaya girip çıkanlar vardı. Ben yanına gittiğim kişiyi beklerken biraz ortamı gözlemledim. Özel araba ile gelip işini görüp yardımını alıp giden pek çok kişi oldu. Dışarda bekleyenler içinde gerçekten iht,yacı olanlar kabak gibi belliydi. Ama adamların yardıma ulaşabilecekleri bir yakınları olmadığı için dertelerini anlatıp sorunlarını çözemiyorlardı. Halen aynı durum geçerli. Bir sorununuz olmasa da adamınız var ise size ne lazım. Lazım olmzasa da size ne lazım onu isteyin gelsin.

Adil olanı haksizlik olarak görüp, hakkı olmayanı almayı veya ihtiyacı olmayanı talep etmeyi kendisine hak gören insanlardan hep nefret etmişimdir hocam. Devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı nasıl insanları bu kadar esir alabilir anlayamıyorum bir türlü. Yahu bu ülke cennet bir ülke, herseyden herkese yetecek kadar olmalı normal şartlarda ama birileri sürekli başka birilerinin hakkına girdiği için aslında şu andaki sorunlar yaşanıyor bence.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
March 19, 2024, 11:55:45 AM
#21
Enflasyonla mücadele kapsamında ahlaki düzeyimizin bozulduğu falan yok, genel olarak zaten düzeyimiz bu maalesef. Yahu bir memleket düşünün ki normal şartlarda hakkına razı olan kesim anca yüzde 25 falandır bence. Sosyal yardımlaşma vakıflarına kömür için veya nakdi yardım için başvuranlara bakalım, içlerinde mutlaka durumu iyi olanlar vardır,  avantayı maalesef çok seven bir grup hep var yani memlekette, daha da kötüsü ise bu avantacılığa uzunca bir süre yanladıktan sonra insanlar artık bunu doğal hakmış gibi görmeye başlıyor. Hatta bir adım öteye geçip birbiri ile yarışan şerefsiz avantacılar bile var memlekette.

Geçmişte kömür yardımı yapılan bir merkeze gitmem gerekmişti. Kapıda bekleyenler vardı. İçerde bekleyenler vardı. Binaya girip çıkanlar vardı. Ben yanına gittiğim kişiyi beklerken biraz ortamı gözlemledim. Özel araba ile gelip işini görüp yardımını alıp giden pek çok kişi oldu. Dışarda bekleyenler içinde gerçekten iht,yacı olanlar kabak gibi belliydi. Ama adamların yardıma ulaşabilecekleri bir yakınları olmadığı için dertelerini anlatıp sorunlarını çözemiyorlardı. Halen aynı durum geçerli. Bir sorununuz olmasa da adamınız var ise size ne lazım. Lazım olmzasa da size ne lazım onu isteyin gelsin.
sr. member
Activity: 994
Merit: 316
March 18, 2024, 01:37:16 AM
#20
Enflasyonla mücadele kapsamında ahlaki düzeyimizin bozulduğu falan yok, genel olarak zaten düzeyimiz bu maalesef. Yahu bir memleket düşünün ki normal şartlarda hakkına razı olan kesim anca yüzde 25 falandır bence. Sosyal yardımlaşma vakıflarına kömür için veya nakdi yardım için başvuranlara bakalım, içlerinde mutlaka durumu iyi olanlar vardır,  avantayı maalesef çok seven bir grup hep var yani memlekette, daha da kötüsü ise bu avantacılığa uzunca bir süre yanladıktan sonra insanlar artık bunu doğal hakmış gibi görmeye başlıyor. Hatta bir adım öteye geçip birbiri ile yarışan şerefsiz avantacılar bile var memlekette.
Pages:
Jump to: