Pages:
Author

Topic: Zehirden yapılmış gıdalar ile kanserden ölmek istemiyorsan!! BENİ OKU !!!!HEMEN! - page 2. (Read 265 times)

member
Activity: 154
Merit: 16
bu programı kullanan var mı acaba faydası yada zararı varmıdır
full member
Activity: 672
Merit: 110
ülker antep fıstıklı kare çikolata paketınde zehır yok hayrett .guvenılır bı rprogramlı acaba ? bazılarından para alıpta bu yararlı bu zararlı dıyebılırler.burası turkıye cunku
sr. member
Activity: 532
Merit: 256
Güzel paylaşım. İnsanoğlunun tarih sahnesine bakarsak enteresan bir dönemden geçiyoruz. İnsan yediğinden içtiğinden şüphe eder hale geldi. bu yüzden hep dikkatli olmak zorunda.
member
Activity: 322
Merit: 15
Ot mu yicez boşverin bu işleri yiyin kavurmaları sucukları 50den sonra sağlıklı olsan ne olmasan ne.

zaten kavurması sucuğu değil konu, sağlığa zararlı kanser tehlikesi taşıyan gıdalar. ben sağlıksız olsam kendime de göz göre göre çocukların, kardeşlerimin sağlıksız olmasını istemem
jr. member
Activity: 154
Merit: 1
Ot mu yicez boşverin bu işleri yiyin kavurmaları sucukları 50den sonra sağlıklı olsan ne olmasan ne.
member
Activity: 63
Merit: 10
Mükemmel paylaşım olmuş  sağolasınız,  ne yiyin ne yedirin bunları özellikle çocuklarınızı ne yapın edin bu gıdalardan uzak tutun.
U20
full member
Activity: 546
Merit: 103
CAT.EX Exchange
Emeğinize sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş. İnsanların beslenme konusunda farkındalığın artması piyasayıda şekillendirecektir eminim. Bunun için gıda dedektifi adlı bir hesapta var; sosyal mecralardan takip etmenizi öneririm.
member
Activity: 490
Merit: 13
BIB Exchange
Bu E kodları uygulaması son zamanlarda epey revaçta. Geçenlerde haberlerde de görmüştüm, sağlıklı beslenme için bu kodlara dikkat edersek iyi olur
full member
Activity: 728
Merit: 151


bunların üzerine bir de diğer zehirli maddeler eklense çok daha güzel olurmuş.

onun için de başka bi program var https://play.google.com/store/apps/details?id=com.alfabcsoft.ekodlari    

konuya da ekledim
member
Activity: 308
Merit: 10
mükemmel bir programmış. evdeki gıdaları şuursuzca kontrol ettim.
eti popkek nbş, kanola, palm ve kanola yağı içerir. tamamen zehir.
coca cola. nbş içerir.
lipton soğuk çay nbş içermez.
bal küpü kesme şeker nbş içermez.
tukaş ketçap nbş içerir
teremyağ gurme kanola, palm, pamuk yağı içerir.

bunların üzerine bir de diğer zehirli maddeler eklense çok daha güzel olurmuş.
newbie
Activity: 28
Merit: 0
full member
Activity: 728
Merit: 151
Arkadaşlar selam,

2 program 1 kitap önereceğim.

biliyorsunuz 4.dünya ülkesi olduğumuz için GIDA firmaları her türlü üründe, nişasta bazlı şeker başta olmak üzere çeşitli zehirler serpiştiriyor. bizi kısa zamanda hasta edip ilaç firmalarının müşterileri haline getirmeye çalıştıklarını azcık kafası basan anladı...

yine biliyorsunuz ki bizdeki kapitalizmde, bizim gibi gelişmemiş ülkelerde sermayenin çıkarları her zaman insan sağlığından önce gelir ..halk sahipsizdir...maalesef kendi kendimize sahip çıkmak zorundayız

Bursa'nın en verimli tarım arazilerinin feda edilmesi ile kurulan amerikan cargill şirketinin bastırması sonucu ülkemizde şeker fabrikaları özelleştirme adı altında kapanacak...avrupa da yasak olan NBŞ (nişasta bazlı şeker) üretimi ülkemizde katlanarak artacak ve aklınıza gelen envai çeşit işlenmiş gıdanın içine girecek.(zaten var ama hem oranı hemde alanı artacak)

peki kendimizi nasıl koruyacağız ?

en basit ve kestirme yol maalesef ambalaja girmiş ürünlerin %95 'ini tüketmemek (ambalajlı olup zehir içermeyenlerde mevcut tabi ancak çok çok az haliyle) ....ancak bu sahip olduğunuz hayat şartlarından ötürü her zaman kolay olmuyor tabiki..

işte KLikTag adındaki bu programı telefonunuza kurduğunuzda, ürünün barkodunu okutarak veya veritabanında arama yaparak ilgili üründe zehir var mı yok mu öğrenmiş oluyorsunuz...

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.cmos.kliktag

şimdi size bi tane resim göstereceğim program a dair.



gördüğünüz gibi nestle nin birçok ürünü NBŞ yani nişasta bazlı şeker içermekte..Aynı şekilde ETİ ve ÜLKER ürünleri de NBŞ içeriyor.....bu NBŞ sizi obez yapar karaciğer ve pankreasınızı uzun vadede bozarak kanser ve siroz olmanıza neden olur...ikiside çok tehlikeli hastalıklardır..kısa zamanda sizi hayattan alır götürür...



mesela bu nestle nesfit denen zıkkımın içinde 5 ayrı şeker vardır ...evet yanlış okumadınız tam tamına 5 farklı türde şeker vardır...


kanser hastalağının son evresi özellikle felakettir arkadaşlar..son evrede tıp çaresiz kalıyor ve insanlar acılar içinde bağırarak ölmeyi bekliyor...Allah korusun...lütfen bu pislik mikrop ürünleri tüketmeyin.. tükettirmeyin !!!!!!
sevdiklerinizi ve çevrenizdeki çocukları uyarın...aklınıza gelebilecek bütün abur cubur ürünlerinde NBŞ var.

Bu da diğer zararlı E kodlarının ne anlamına geldiğini gösteren başka bi program
ismi: e kodları


https://play.google.com/store/apps/details?id=com.alfabcsoft.ekodlari

unutmayın bunların amacı öncelikle nbş kullanarak düşük maliyet yüksek kar oranı ile para kazanmaktır..devlet bunları denetlemediği için istedikleri gibi bizi zehirlemekte serbestler. diğer hedefleri de bizi dolaylı yoldan hasta yaparak ilaç firmalarının müşterileri haline gelmemizi sağlamaktır..bir taşla 2 kuş yani


HATIRLATMA İÇİN TEŞEKKÜRLER  @BOBITA  Smiley

Arkadaşlar bu konuyla ilgili moralinizi iyice bozup canınızı sıkmak istemem ama illa ben sinirlenmek istiyorum diyenler varsa Soner Yalçın'ın Saklı Seçilmişler kitabını mutlaka okusun, durum son derece vahim.



Quote
Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, yeni kitabı "Saklı Seçilmişler"de yavaş yavaş nasıl öldürüldüğümüzü ve bunu yapanları belgeleriyle anlatıyor.

Sözcü’den Nil Soysal’ın sorularını yanıtlayan Soner Yalçın, dün yayımlanan röportajın birinci bölümünde, “Türk tarımını bitirip insanlarımıza zehir yedirmeye başladılar. Bir ülke bile bile intihara sürükleniyor. Zehir tacirlerine fırsat veriliyor. Yoksullara soykırım yapılıyor” diyerek Türkiye’deki tabloyu özetlemişti.

Söyleşinin bugünkü bölümünde ise Yalçın, “AKP insanlara domuz yediriyor! Helal kesimden geçtik; domuzdan alınan kök hücreyle kırmızı et yapıyorlar artık. İthal karkas etler kanları akmış olduğu için hormon testine cevap vermiyor. Ne yediğimizi bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

İşte o söyleşi:
"Yıllardır Yamyam Tavuk Yiyoruz!" haberini hatırladınız mı? Geçen sene imza attığım bu haberi uzun süre takip etmiştim. Tavuk diye aslında civciv yediğimizi, bu hayvancıkların kendi artıklarıyla beslendiğini filan yazmıştım. Tüm ısrarlarıma rağmen konuyla ilgili ne Sağlık Bakanlığı'ndan, ne de Tarım Bakanlığı'ndan bir yetkiliye ulaşıp, görüş alamamıştım! Mesele şimdi anlaşıldı!

– Sağlığımızı yakından ilgilendiren konuları anlatırken birden karşımıza meselenin politik sebeplerini çıkarıyorsunuz. Özellikle de büyük şirketler tarafından fonlanan derneklerin-vakıfların yaptıklarına şaşırıp k
“Gıda teröristlerini” pazara sokan perde arkasındaki baronların amaçlarını yazıyorsanız bunun ideolojisini anlatmak zorundasınız. Şu tesadüf olabilir mi:

Buğdayın genetiğiyle kim oynadı: Rockefeller!
Mısırın genetiğiyle kim oynadı: Rockefeller!
Pirincin genetiğiyle kim oynadı: Rockefeller!
Tavuğun genetiğiyle kim oynadı: Rockefeller!
Liste uzun… GDO'nun öncüsü kim: Rockefeller!

Hepsini ayrıntılarıyla yazdım.

Rockefeller Vakfı'nın dünyanın dört yanında hangi iktidarla, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle neler yaptığını ortaya çıkardım. Rockefeler'ın destekçisi kim; yolundan giden kim; Bill Gates! Gıda/beslenme konusuna kimse böyle bakmamış ne yazık ki! Uluslararası 22 bilim insanı GDO'yu 2009 Şubat'ında protesto etti. “Siz Nazi doktorlarının yaptığı çalışmaları yaparak, II. Dünya Savaşı sonrası Nazileri yargılayan Nürnberg Mahkemesi kararlarını ihlal ediyorsunuz” dediler. Seslerini kim duydu? “Nazi laboratuvarları” hâlâ faaliyette! Sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan toplumsal akımın adı “öjeni” idi. Bu sosyal-darwinist akımın tarihini çalıştım. Gördüm ki, başı yine Rockefeller çekiyor! Yeni de değil. İlk kısırlaştırmaların Naziler döneminde Rockefeller desteğiyle yapılması tesadüf mü?

Bu “seçilim” sadece insana da yapılmıyor…
Anladım kitaptaki civcivlerden bahsediyorsunuz. Evet o da soykırım; böyle bir katliam olamaz. Bu sebeple, dünyada kayıt altına alınmış olan bin 273 tavuk ırkından bugüne çok azı kaldı. Rockefeller'in “tek tip tavuk” projesi kazandı. Onun pilicini-tavuğunu yiyoruz. Niye çok piliç tüketir olduk? 1990'da 2.87 kilo olan yıllık kişi başı tüketimimiz 2016'da 21.94 kiloya yükseldi.
İnsanlar ne yediklerini bilmiyor ama ne yapsın yoksullar ve başka ucuz ne yiyebilirler? Buna sadece Türkiye'de değil milyonlarca insanı mecbur ettiler.

SAĞLIĞIMIZ PERİŞAN
– Şaşkınlıkla aynı soruyu sormak istiyorum. İnsanı uçurumun kenarına sürükleyen bu sağlıksız gıdalar bizlere niye yediriliyor? Niye yasaklanmıyor? Devletimiz, hükümetimiz bizi niye korumuyor? Sahiden nerde bu devlet?
Adı konulmamış bir savaşın içindeyiz. Bu savaş zenginler ile yoksullar arasında. Kapitalizm her yönüyle insan vücudu için yararlı olmadı. Küresel şirketler insanların arzuları ve cehaletiyle beslendi. Yanıltıcı kampanyalar düzenleyerek beslenme alışkanlıklarıyla oynandı. İnsanlar medya aracılığıyla, film endüstrisiyle bilinçli olarak aptallaştırıldı. Ne yazık ki akademi dünyası buna alet edildi. Teknoloji insanoğlunun vücudunu yoldan çıkardı! İnsanoğlu sağlıklı olmak için evrilmedi; vücudunuzu ancak siz koruyabilirsiniz. İnsanoğlunun yakın akrabası neandertel, kültürel beslenme uyumu sağlayamadığı için yok oldu. Şimdi sıra homo sapiens'in yoksulları-ezilmişlerinde. Söyledim; dünyanın efendileri bunu sadece para için yapmıyorlar. Nüfusu kırmak istiyorlar. ANAP'tan AKP'ye siyasal iktidarların bu güç karşısında hiçbir şey yapamadıklarını tek tek yazdım. Bize tez zamanda halkını düşünen bir iktidar lazım. Halimiz, sağlığımız perişan.

LÖSEMİ RİSKİ YÜZDE 700…
– En sarsıcı bilgilerden biri de kırmızı etin başına gelenler…
AKP insanlara domuz yediriyor! Helal kesimden geçtik; domuzdan alınan kök hücreyle kırmızı et yapıyorlar artık. İthal karkas etler kanları akmış olduğu için hormon testine cevap vermiyor. Ne yediğimizi bilmiyoruz. Ete yapılan kimyasal işlemleri kaç kişi biliyor? Türkiye'de kullanım izni olmamasına rağmen “bradmix” adlı kimyevi maddenin etlerin hacmini yüzde 25-30 artırmak amacıyla kullanıldığını biliyor musunuz? Bu madde; kırmızı etlere kaybedilen su oranını yüzde 5-8 yeniden kazandırmak ve terbiye esnasında daha canlı, parlak ve aromalı bir görünüş sağlamak amacıyla şırıngayla enjekte ediliyor. Sadece bu değil… Fosfatlar, şekerler, asitlendiriciler, tuz (NaCl, KC1) neler var. Raf ömrünün uzaması yani renk değişimi olmaması için özellikle şarküteri gibi işlenmiş ete, (E250 koduyla) nitrat ve nitritin sodyum konuluyor. Mide kanserinin sebeplerinden biri budur. Bozulmayı önleyici sodyum sülfat (E221) pankreas kanserini yüzde 67, lösemi riskini yüzde 700 oranında artırıyor.


MEHMETÇİK'E GDO'LU PİRİNÇ YEDİRDİLER
– “Domuz Gribi” gibi “Deli Dana Hastalığı” ve “Kuş Gribi” meselesinin perde arkası da çok çarpıcı!
Sadece tek örnek vereyim: ABD Savunma Bakanı Donald Rums-feld, bir dönem küresel ilaç devi Gilead Sciences'in başkanlığını yaptı. Ortaktı. Kuş gribi sırasında bakanlığı, Pentagon'a ilaç şirketinden 1 milyar dolarlık “tamiflu” satın aldırdı! O yalan rüzgarında Türkiye de sadece aşı ithalatına 350 milyon dolar harcadı! Dünya ilaç devi Baxter kuş gribi virüsünü laboratuvarda üretip yanlışlıkla dünyaya yaymıştı! Yerseniz. Bill Gates aşılarına girelim mi?

“TRAKYA'YI KİM ZEHİRLEDİ?”
– Bill Gates pirincine de girelim, öğrensin insanlar…
Rockefeller da bu aşı meselesinin finansörlerindendir; dünyanın en zenginlerinden Warren E. Buffett gibi… Henüz Türkçe'ye çevrilmeyen gazeteci Daniel Taylor'ın kitabı var: “Dünyayı Aşılamak: Gates, Rockefeller Küresel Nüfusu Azaltma Peşinde” Keşke biri çevirse… Gelelim pirince… Bugün kişi başı ortalama 9.3 kilo pirinç tüketiyoruz; 1980 yılında ise sadece 3.2 kilo idi. Ki yediğimizin şimdilik yarısı ithal! Bak arkadaş! 2006 yılında Türkiye'nin bir kilo pirinç ithaline ihtiyacı yoktu. ABD dayattı. Erdoğan dönemin Tarım Bakanı Sami Güçlü'yü gönderdi. Mehdi Eker ithalat önündeki engelleri kaldırıverdi. Sadece pirinç mi? 2016 yılında kamu ve özel sektör deposunda tüketime hazır 498 bin 858 ton şeker varken, AKP sıfır gümrük vergisiyle şeker ithal etti.
Bunlar işin siyasi yönü. Bunları da yazdım. Meselenin sağlık yönünü de yazdım. “Glisemik indeks” kavramını kaç kişi duydu? Pirinç gibi “glisemik indeksi” yüksek ürünler, kan şekerini hızla yükseltip sonra hızla düşürür. Ardından gelsin kilolar, hastalıklar! En kutsalımız Mehmetçik'e bile GDO'lu pirinç yedirdiler. Bu insanlığın hem politik hem de insani olarak yıkımıdır. Meselenin hangi boyutunu araştırsanız şoke olursunuz: Türkiye toplam pirincin yüzde 55'ini, ayçiçeğinin yüzde 75'ini, buğdayın yüzde 10'unu yetiştiren Trakya'yı, bir uçtan diğer uca 280 km. kat eden Ergene Nehri'ni kimler zehirledi? Trakya'yı hangi yabancı tröstler ele geçiriyor, ne yetiştiriyorlar? ANAP ve AKP bu işin suç ortağı, biz ise daimi seyirci… Topraksu Genel Müdürlüğü'nü Özal'a, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nü Erdoğan'a kapattırdılar. Atatürk'ün kurdurduğu tüm tarım işletmelerini yok ettiler. Yani mesele sadece Atatürk Orman Çiftliği'ne yaptıkları saray ile sınırlı değil; çok vahimleri var.


‘SAKLI SEÇİLMİŞLER'DEN…
– Kimi… Yoğurdun kıvamını artırmak için kullanılan jelatinde DOMUZ derisi var.
– Kimi… Una ve hamura DOMUZ kılı saçından yapılan E920 konuluyor.
– Kimi… İthal hayvan yeminde DOMUZ kemiği – DOMUZ kanı var.
– Kimi… İthal salam ve sucuklardaki beyaz noktalar DOMUZ yağıdır.
– Kimi… Kek ve pastalarda ucuz olduğu için DOMUZ içyağı kullanılıyor.
– Kimi… Et suyu tabletler, hazır köfte harçları, hamburger, hazır çorbalar, kuruyemiş, sakız, cipsler, dondurmalar, renkli yoğurtlar, salata sosu, cips, çiğköfte ve benzeri birçok üründe bulunan “Çin tuzunda” DOMUZ var.
– Kimi… İthal donmuş yağlarda DOMUZ var.
– DOMUZun kök hücresinden laboratuvarda kırmızı et yapılıyor.

TARİHİNİ BİLMEYEN BİR NESİL İKTİDARDA
– İçim şişti!…
“Çin tuzu” adını duymuşsunuzdur. ABD dahil yaklaşık 50 ülkede kullanımı sınırlandırıldı. Türkiye'de ise kullanımı serbest! Ne söyleyeyim daha… “Annemin köftesi” gibi tanıtılan köftelerin tamamı soya katkılı. Şirin gözükmesi için de “mix kıyma”, “soya proteini” vs. gibi farklı isimleri koyuyorlar ambalaj üzerine! Ara da eti bulasın! Balığa ne yaptıklarını anlatayım mı? Kansere neden olduğu için 1976 yılında ABD'de yasaklanan “PCBs” adlı kimyasal madde bulunduran kültür balıklarına kimse ses çıkarmıyor. Kültür balıkçılığı 1980 yılında dünya balıkçılığının yüzde 9'unu kapsarken, bugün yüzde 50 sınırını aştı! Zehirleniyoruz. Aklıma geldi; Hijazi Ailesi'ni kim biliyor? Oysa bilmek şart! Kod adı “Pilot” olan AKP'li Bakan kim? Oysa bilmek şart! Kimyasal yoğurtlara kıvam artırması ve su tutması için jelatin ekleniyor. Jelatinin çoğunlukla domuz derisinden elde edildiğini kaç kişi biliyor. Hangi yiyeceklere domuz katkı maddesi konduğunu ayrıntılı yazdım, insanlarımız bilsin. Ki oy verdiği iktidarın ne olduğunu görsün. Gıda emniyeti yok ülkemizde maalesef…

– Bu kitap gösteriyor ki; Türkiye'nin tarımsal politikaları büyük Atatürk'ün yaptıklarına geri dönmelidir.
Atatürk'e hayranlığım her geçen gün okudukça, araştırdıkça daha da artıyor. Biz çocuklarımıza Atatürk'ü hiç anlatamamışız. Tarım dahil tüm toplumsal yaşamın geriliğini Atatürk'ün hangi fedakarlıklarla aşmaya çalıştığını öğretmemişiz. Yüzyıllardır karasabanla tarım yapan köylüye, (bütçesinde üç kuruş yokken, Osmanlı'nın borcunu ödemeye çalışırken) pulluk dağıtıyor. Mibzer vs. dağıtıyor. Köylüyü köleleştiren öşür vergisini kaldırdığı yetmedi; traktör, motorlu pulluk, biçer-döver, kamyon ve kamyonet sahiplerine tarımda harcadıkları akaryakıt için “mevadd-ı müşteile rüsumu tazminat” ile vergi iadesi kanunu çıkardı.Tarım kredi kooperatifleriyle köylüyü milletin efendisi yapmaya çalıştı. Ne yazık ki; kırsal kesimde küçük üreticilere büyük yarar sağlayan tarım satış kooperatifleri Özal'dan Erdoğan'a uzanan neoliberal politikalar sonucu tasfiye edildi. Çayı tanımazlarken Rize'yi çay üretiminin merkezi yapan Atatürk'ün heykelini kaldıran bir zihniyet var ülkemizde. Tarihini bilmeyen bir nesil iktidarda maalesef. Çayı koruyamayanlar Türkiye'de neden filtre kahvenin moda yapıldığını nasıl analiz edecekler. Umarım okur kitaptan öğrenirler!



(varsa bi teşekkürünüzü alırım)
Pages:
Jump to: