Topic: 80'ler 90'lar... (Read 349 times)

aynen kontra pedal yani...el frenine hiç ısınamadım, manuel-otomatik araba gibi...

Hocam kontradan kastınız kontra pedal olan bisiklet mi? Hani giderken pedali arkaya basinca fren olan bisiklet türü mü yoksa o adla bir marka mi vardı?
Benim bisiklet büyük bisikletlerden idi markası da eastman idi. Kardeş olunca arkada oturağı da olmasi lazımdı.

80 lere dair pek hatırladığım bir şey yok ama konuyu okuyunca çok duygulandım . Biz çocukluk yaşamışız dedim be. Şimdiki çocuklar çok şanssız. Bilgisayar tablet PlayStation gibi etkenlerle sanal bir alemde yaşıyorlar...

 Nerede o bakkalda satılan kağıt uçaklı tadelle, nerede o leblebi tozu , nerede o tasolar, hani şu pokemon tasolarından değil kalın olan üzerinde looney tunes karakterlerinden olan . Nerede gazoz kapağı oynayan gençlik , misket oynayan tayfa, nerede o sporcu kağıtları ile birbirini üten tayfa . Asıl çocuk bizlermişiz.

 Ben biraz daha şanslıydım Çünkü emmiler alamanyadaydı bana pileysiteyşın göndermişlerdi tabi hatırlarsınız karbon CD ler vardı . Hatta bilenler bilir Worms diye bir oyun vardı . Onun CD si kırılmıştı ama makine yine okuyordu . Hatta CD takası vardı CD cilerde karbon CD götürüp 3 tane CD almıştım vay enayı demiştim halbuki enayi olan bizmişiz ufacık çizikte CD çöpe atıyorduk. Karbon CD’ler dünya pahasıydı  arkadaşlar bizde toplanır Fransa 98 oynardık. Tabi o zaman futbol oyunlarının en kalitelisi oydu . Taki fifa 2000 çıkana kadar .

 Erik ağaçları , yeni dünya ağaçları , incir ağaçları sömürülürdü resmen . Ağaca çıkmayan oradan düşmeyen bir çocuk ben çocukluk yaşadım demesin . Önlükler de hakeza giyerdik maviş maviş giderdik okula hatta sınıflararası turnuvada bir kalecilik yapmıştı kardeşiniz okulun dilindeydim kısa bir süre ünlülük keyfi de yaşamıştım hani   

 En sevmediğim şey taşınmaydı. Tam adapte oluyordum arkadaşlara pat başka mahalle . Ama oraya da hemen alışıyorduk çocukluk işte .

 Velhasıl iyiydi 80 ler, 90 lar ...

Yil 1994 civarlari atari salonunda snow bross adli oyun ile tanistim arada hala oynarim. Birde kaptan magra adami vardi gidip ankarada disket ile satin alirdik nereden nerelere.

Yukarıdaki mesajımda yazmayı unutmuşum. BMX ve Bianchi marka bisikletler acayip havalıydı. Benim hiç Bianchim olmadı ama BMX bisikletimi uzun yıllar kullanmıştım.
Atari salonlarında da en favori oyunum 80 sonlarında uçak oyunu (adını hatırlayamadım), 90'larda da Street Fighter'dı. Şimdi düşünüyorum da gerçekten serseri yatağı yerlermiş benim gittiklerim.
Wolwoo'nun yukarıda fotoğrafını eklediği Sony video da bende halen duruyor. VHS formatını hiç kullanmamıştım. Beta kaset kiralardım.

Letoon cok havali idi  atari nedir oek bilmezdim babam haftada bir kere gitmemiz için izin verdi bende bağımlılık oldu sonrasında.

:)) çivili futbol da oynadık hocam, https://play.google.com/store/apps/details?id=com.SimgeSimulation.Woodball&hl=tr nostaljinin kendisi android markete kadar devamlılığını sağlamış.

cine 5 için de, çarli'nin kafa üstü dikilip tek gözünü kapattığı güzel bir yöntem vardı ama videosunu bulamadım. :))


atari salonlarında Super Sidekicks 3: The Next Glory diye bir futbol oyunu vardı, okuldan kaçtığımda tek jetonla çok uzun süreler vakit geçirebiliyordum, hem ekonomik oluyordu hem de zevk alıyordum. istisnasız olarak futbol oyunlarının çoğunda gereksiz bir master derecesi elde etmişimdir, r.carlos'u forvete çeken kardeşlerime en derin saygı ve selamlarımı iletiyorum :))

@Hovarda 5 kuruş vardı, o çivili tahtaya en uygun, hafif, gümüş rengi, sanki bunun için üretilmiş 

Arkadaşlar bmx de Pinokyo da kontra değildi, özellikle Pinokyo çok tipsiz bi bisiklet 
BMX ise dönemin kralıydı BMW'den farkı yoktu, benim kontra bisiklet alman üretimi, tipi bmx'e benzer, 20 yıl sonra bile sapa sağlam halde olan bir bisikletti. Çok yolsuz kaldığımda kiralar, o yaşta para kazanırdım

@jopen, pinokyo mu ne vardı hatırlar mısın? ikiye katlanan kontra mıydı yoksa pinokyo muydu?

@gumusi, hocam baban güzel demiş de her geçen senede şartlar daha da ağırlaştı. memur maaşıyla 4 çocuk okutulurken şu an 1 memur maaşıyla memur kendisini yaşatamıyor.

90'lar benim gençlik yıllarım olduğu için mi bilmiyorum ama bence çok güzel yıllardı.

İnsanların globalleşmeye başladığı, teknolojinin yaygınlaştığı, insanların biraz da olsa birbirlerine yakın olduğu yıllardı.
Güzel filmlerin, dizilerin, müziklerin yapıldığı son yıllardı 90'lar. 80'li yıllar kadar ateşli geçmese bile normalleşmenin arttığı, insanların insan olmayı henüz bırakmadığı yıllarmış.
Herhalde 90'ların en eğlenceli ama aynı zamanda sıkıntılı olma sebebi kuşak çatışmasının çok diri olmasıdır. Özellikle 80 ve öncesinin yetiştirdiği o temkinli insan topluluğuyla, dünyayla bütünleşmeye başlayan gençlerin bir arada yaşamak için çabaladığı yıllar.

Spor için aklıma gelen efsanelerin yaşadığı yıllar... Michael Schumacher, Shaquille O'Neal, Kobe Bryant, Ronaldo, Zidane, Del Piero,... Saymakla bitmez sanırım.

ya başkanlar 80'lerin sonu 90'ların başında beyaz bir spor ayakkabı vardı. letoon diyeceğim ama sanırım bu türk markası. hepiniz sega, amiga cart curt yazmışsınız ama atari salonlarından bahseden yok. ulan ne pis yerlerdi oralar. annem "sigara mı içiyorsun lan?" sen diye sormuştu bana. hatta babam atari salonunun sahibini tehdit ettiği için beni içeri almıyordu. yıllar sonra fsb memurları da aynı hareketi yaptıklarında sebep belliymiş aslında
leş gibi sigara içilen mekanda saatlerce dikilirdik. bir de o yıllarda türkiye'de henüz buzdolabı yoktu ahah mağarada yaşıyorduk.

Aynen başkan bisan vardı. Hatta biz kendi aramizda bisana kac kisi binebilir diye takılırdık. 😀
Birde bmx vardı. Mobilet me binen yok galiba peugeot ve hydro51 mobilet vardi. Peugeot pek sürmedim ama mobiket vardi bizde. Hatta 3 kişi uaris bile yaptık.
@gospodin gelsin o da bizle yaş onda da dolu ani vardır

Bizim kaykaylar kamyonlardan çıkan bilyeler den olurdu. Tamamen orijinal el yapımı.

Biri fakirlik mi dedi öyle segalar ps1 ler filan bunlar mahallenin zengin cocuklarında olurdu:)



bu arada değinmeden edemeyeceğim. Aynı neslin en büyük hackerlik girişimi Cine 5'in şifresini kırmaya çalışmaktı. Ne genç beyinler hüsrana uğradı o yıllarda

walkman muhabbeti geçince dayanamadım :))

11-12 yaşlarında iken ilk walkman'imi bit pazarından, kasedini de pazarda silme yerlere dökülen korsan kasetçilerden almıştım. evde, walkman'i çalıştırmayı gücünün yetmeyeceğini kestiremediğim iki adet pil ile denemiştim. piller zayıf olduğu için kasedin bandı ağır döndü ve şarkı hafif slow motion efekti gibi ya da sanki bas/kalın ses tonuna sahip başka biri söylüyormuş gibi yavaş aktı.

walkman'i pazarda deneyerek ve çalıştığını görerek aldığım için, korsan kasetleri şarkıcıların seslerini taklit eden başka insanların doldurduğunu zannetmiştim. :)))

aynen hürriyet okuyana Temel Britanicca, sabah okuyana Meydan Larousse verdilerdi, zamanın google'ı akşam gastesi tv verdiydi galiba, türkiye gastesi araba (kia)

Durduramıyorum kendimi...

Gazete kuponlarından televizyon , ansiklopedi (Hala hepsi duruyor evde) , bardak, porselen tabak , hadi bunlar neyse de. Lan Taso verecek diye kupon biriktirdim. Bir zamanlar acayip bir sektör'dü kuponcular vardı bildiğin karaborsacı işte. Bir gazete de belki 10 tane kupon olurdu , bu adamlarda her türlü kupon vardı ama öyle fahiş fiyat yoktu gazete 10 liramı kupon 10 liraydı adamda haklıydı belki o gazeteden 10 kupon çıkacak ama 1 tane satacak en azından gazete parasını kurtaracaktı. Bir de sabahın ayazında gidersin sıra beklersin YAYSAT dı galiba ana bayi

maşallah
bi de direkten direğe vardı, neyse daha fazla spoiler vermeyelim, anonimlik neyim galmadı

He tamam hikayemin eksik parçalarını tamamlamış oluyorsun Eyvallah...

Bisiklet demişken benim hatırladığım Bisan vardı , Max dı galiba o vardı, Yok öyle aga benim çocukluğumda vitesli şeyler. İşçi babanın oğluyduk... Ama o İşçi baba iki oğlunu da okuttu...

Hatta bana dediği tek laf şuydu, Benim babam memurdu ve 4 çocuk okuttu büyüttü, Ben babamın bana verdiğinin daha fazlasını kendi çocuklarıma vermem lazım ki o zaman Baba olayım sende benim sana verdiklerimin 2 katını kendi evlatlarına ver demişti...

Yine Nerden nereye geldik

Ne dolmuşsun bee başlığı açmasak patlıycakmışsın
uzun eşşek, yağlı kayış, tornet (kaykay kimde var) amma bende süpper bi kontra bisiklet vardı