Topic: Akademisyenlerin açıklamaları ve ardından gelen göz altılar için yorumlarınız? (Read 2307 times)

Üniversitelerde her türlü fikir şiddet içermediği sürece paylaşılabilirdir. Başımızdakilerin maksadı bu özgürlük ortamını yok etmek.
Sadece kendilerinden hocalar ve kendilerinden öğrenciler olmasını istemek.
Ayrıca bir kimse devletin işlediği katliama kayıtsız kalmak zorunda da değildir.

Bu konudaki duruşumuz nettir. Düşüncesini ifade ettiği için hiç kimse cezalandırılmamalıdır.
Gazetecilerin işlerini yaptığı için hapsedildiği bir ülkede çok şey istiyoruz.

Sözde akademisyen müsveddelerinin bildirimlerinin tam metni

"Bu suça ortak olmayacağız! Em ê nebin hevparên vî sûcî!

Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız! Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte(hiçkimse açlığa ve susuzluğa mahkum edilmiyor. asker ve polis hatta bunların orada olan aileleri kendi yaptıkları yiyecekleri hergün dağıtıyor.), yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele(Kime nerede işkence yapılmış? Ellerinde photoshop suz bir kanıt var mı?) yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir(Tamamen yasal birşeydir. Daha çok yakın zaman önce IŞİD korkusu yüzünden avrupada birçok yerde sokağa çıkma yasakları ilan edilmiştir. Ama bunlar taraf olduğu için nerden tutturabiliriz diye saldırıyorlar).

Bu kasıtlı ve planlı kıyım(soykırım yapıyormuşuz bak baka bak. terörist öldürmek ne zamandır soykırım oldu bu ülkede?) Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir(Hiçbir kural ihlal edilmemektedir.Bu konuda polisis bilmem ama asker son derecede hassastır).

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal(ne kadar nefret ederseniz edin kimse benim devletime emir vermeye kalkışamaz) vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.(tek katıldığım paragraf bu.)

Devletin vatandaşlarına(terörist vatandaş değildir.) uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz."( PKK ya nefes aldırma çalışmalarımız durmaksızın devam edecek diyor.)

 PKK, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için askeri hedefleri, köy korucuları ve sivillere karşı stratejik ve sansasyonel eylem yapan yasadışı silahlı örgüt.

Bu bildirinin neresinden bakarsanız bakın taraflı olduğu apaçıktır. PKK 1983 yılından beri var. Bu süre içerisinde binlerce sivil asker çocuk bebek öldürdü. En çokta kendi kürt halkına zulmetti. Bu bildiriye ya da süslü kelimelere ya da selo'nun şirinliklerine aldananlar, RTE nefreti yüzünden bu akademisyenleri haklı göstermeye çalışanlar geçmişini unutmuşlardır.

Bu savaş süslü bildirilerle, şirinliklerle ya da hepsinin kökünü kazıyacağız yaftalarıyla bitmez. Bu savaş iki tarafta dürüst olmadıkça ya da bir taraf pes etmedikçe bitmez. Bu savaş PKK varken asla bitmez. Bunu bu bildiriyi yazanlar hepimizden daha iyi biliyorlar. Şu ana kadar 5000 den fazla terörist öldürüldü. Bu kadar büyük bir darbe vurulmuşken, PKK kaçacak delik ararken ve yine sivillere saldırmaya başlamışken sizce bu bildiri ne kadar masum?

o metne tesadüfen imza atmadım. sonradan da belli bazı sebeplerle imza atmak istemedim.
eminim oradaki her ismin metnin içerisinde itiraz ettikleri, günlük yaşamda pek de desteklemeyecekleri şeyler vardır zaten.
fakat mesele bu değil!
şiir okudum diye hapse düştüm diyerek mazlum edebiyatı yapılırken ifade özgürlüğünü kendinize araç edip "suç devlettedir" diyeni mahkum etmeye çalışmak en basit tabir ile ikiyüzlülüktür. bu insanların bir kısmı pkk için sempati besliyor olabilir mi? neden olmasın? ama çok büyük bir kısmı genel olarak şiddete karşı insanlar ve ölümlerin durmasını istiyorlar.
siz de diyorsunuz ki neden pkk adı geçmiyor neden onlara hitap etmiyor bu bildiri? be adam adı üstünde "yasadışı örgüt" dilekçe ile mi başvurulur böyle bir örgüte? tc vatandaşı olarak muhataplarına yöneltmişler eleştirilerini. bölge siyasetiyle ilgilenen akademisyenler emin olun ki çeşitli toplantı ve organizasyonlarda pkk eleştirisi yapıyorlar ama burada kendi vatandaşını koruyamayan bir devlet söz konusu, elbette devlete eleştiri gelecek.

trafik ışığı çalışmıyor ya da yanlış çalışıyor diye trafik kazası olsa ışıklara mı yoksa onu doğru düzgün çalıştıramayan devlete mi kızarsınız söyleyin lütfen.

baskı ve zulümle sindirilmeye çalışılıyor her muhalif ses. bu göz altılar da bu girdabın son halkası, şimdilik.
#57743845 15.01.2016 09:15 veciz sozler

bu gözaltılar rte nin kendi saflarında yer almayanlara verdiği bir ceza.
hatırlayın seçimlerden öncesine kadar akil insanlar diye bir topluluk kurup seçmece üyelerden oluşturduğu kişiler bangır bangır barış nidaları atıyorlardı.
şimdi ise çocuklar ölmesin diyene pkk sempatizanı bildiri yayınlayıp imza toplayanları gözaltına aldırıyor.
pkk temizlenmeli aksini savunan yoktur herhalde, ama bu rte ve avanesi ne zaman temizlenecek?

PKK Bir Terör Örgütüdür.
Bu Örgüte Destek Veren, Öven Her Kim Olursa Olsun, Mutlaka Cezalandırılmalıdır.

Herkesin bir doğrusu eğrisi var senin doğruların bana eğridir benim doğrularım sana . önemli olan benim hakkıma girmeden girilmesine vesile olmadan doğrunu savunmandır.

Pkk destekçisi bu akademisyenlerin devletten maaş almalarına katlanamıyorum. Bebek katili Pkk ya laf söyleyemeyenlerin bu çıkışları cezalandırılmalıdır.

Bak sen şu akademisyen müsveddelerine... 4. Maddede ne kadar yumoşlar. Neymiş o sözler? Özerklik olmasın? Yoksa yoksa tam bağımsızlık mı?

PKK ya özgürlük savaşçısı deniyor bu bildirimde. Yani artık kesin eminimki bunlar PKK nın sözcüsü. Bunlar IŞİD için de özgürlük savaşçısı diyorlar mi acaba? Ama yok IŞİD kürtlere saldırmıştı o yüzden terörist olmalı onlar için.

İkiyüzlü pislikler.

Akademisyenlerden 4 maddelik yeni bildiri
Sputnik'ten Yavuz Oğhan'ın haberine göre akademisyenlerin 4 maddelik yeni bildirisi şu şekilde:
1. Erdoğan rejimi bizzat yarattığı kargaşayı bahane ederek resmi ideoloji dışındaki farklı düşüncelerini ifade eden akademisyenler başta olmak üzere Türk halkına 12 Eylül'ü aratacak bir baskıyı asla uygulayamaz.
2. Hendekler ve barikatlar denilen olay bugünkü kargaşanın sebebi değildir. Kürtlere 1919'dan bu yana verilip tutulmayan sözlerin, son olarak da müzakere masasının devrilmesinin yarattığı hayal kırıklığının ve Kürtlere uygulanagelmiş boğucu baskının günümüzdeki koşulları sonucudur.
3. Erdoğan rejimi bunları bahane yaparak kendi Kürt vatandaşlarını öldüremez, zulmedemez, onurlarını ayaklar altına alamaz, cenazelerini zırhlı araçlar arkasında sürükleyemez, kentlerini harabeye çeviremez.
4. PKK ise Kürtlerin imha edilmesi politikası ile mücadele ederken kör teröre kayarak sivillere zarar veremez, kendi halkını çaresiz bırakamaz, iktidara daha büyük baskı uygulama fırsatı yaratamaz.

Bunların hepsi aydın görünen karanlık şahsiyeler. Bebek katillerini görmeyip suçu devlete atmak nasıl bir cahilliktir?  Ne demişler. profta olsan doçta olsan bir kere kafanın içi cahilse o alimliğin neye yarar.

İlk okulda bize özgürlüğün tanımını nasıl anlatmışlardı ; başkasının haklarının sınırına girilmeden istendiğini yapmaktır.İstediklerini yapabilirler ama bizim vergilerimizle karnını doyurup bizim milletimizin evlatlarına zarar veren terör örgütünün propagandasını yapıyorlarsa az bile gözaltı !

Sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman.
(Nazım Hikmet Ran)

bu şiir tam senlik

solcular bana düşman
faşistler bana düşman
paralelciler bana düşman
aleviler bana düşman
kürtler bana düşman
rte ve güruhu bana düşman
mit bana düşman
polis bana düşman
teröristler bana düşman
kaçakçılar bana düşman
ben kimim?
neden herkes bana düşman?
burası ne biçim bir yer oldu böyle?
geldiğim nokta bu,
lütfen biri bana kim olduğumu ve bu insanların bana neden düşman olduğunu söylesin?

Ben o metni doğru bulmuyorum; o kadar sivil, çoluk çocuk, sağlık görevlisi, devlet memurları, askerler ölürken sadece suçu devlete yükleyen bir anlayışı kabul edemem. Devlet sütten çıkmış ak kaşık mı? Tabi ki de HAYIR! Devleti bu duruma sokan Akp nin poltikasızlığıdır. Gerek iç politikada gerekse dış politikada tutarsız adımlar atmasının sonucudur. Umarım güzel ülkemiz birgün o şairimizin dediği "cennet vatanımız" portresine kavuşur. Ama bunun için ne yazık ki eğitim şart... Ve biz kötü eğitiliyoruz ve yönetiliyoruz.

''İsrail ajanı'' demesek artık? (!)
Malum İsrail ile ilişkilerimiz düzeldi, dost ülke olduk.

bu ülkede RTE gibi düşünmeyen herkes terörist, vatan haini, paralel , çapulcu , israil ajanı aklınıza ne gelirse o adamları içeri attılar terörist diye , konuşacak söz yok

İnsanları ocu bucu diye ayrıştırıp kutuplaştıran bu hükümete karşı birlik olmadığımız sürece çözülmeye devam ederiz. Artık kimse kimsenin umrunda değil. Haksızlığa kimse sesini çıkarmıyor. Sesini çıkarana terörist denen bir ülke haline geldik. İnsanlar fikirlerini söylemeye çekiniyor. Söyleyenlere neler olduğu da ortada.

Neden konuyu carpitiyorsunuz? Konumuz devlet terörü değil ki? Ben bu forumda hükümete en çok laf alanlardan biriyim. Çözüm sürecinin oy toplamaktan başka birşey olmadığınıda biliyorum. Burada konumuz daha dün içinde çocuklarında olduğu  6 sivili bombalayan PKK ya ya korkakliktan ya kuklalıktan dolayı laf söyleyemeyen sözde okumuş 1128 kişi. O bildirinin içinde PKK ya karşı bir gram laf olsaydı üstünde durmazdım bile. Kucağında arkadaşını şehit vermemiş birileri için buraya yazı yazmak çok kolay

iki yüzlülüğün daniskası, düne kadar o akademisyenlerin dediğinin kat kat fazlasını iktidar söylüyordu, analar ağlamasın diye seçim kampanyası yürütüyordu , apo ya metiyeler diziliyordu. o zaman terör propagandası olmadı da şimdi mi oldu.
habur da çadır mahkeme kurup eli kanlı teröristleri aklayanlar, o gün onlara alkış tutanlar bugün vatan millet sakarya edebiyatı yapıyorlar. tabi yersen.
açıklamayı eleştirebilirsiniz anlarım. evlerini basmak, içeri atmak, işlerinden atmak nedir ya