Değinmek istediğim konuda tam olarak bu aslında.O anlatılan fraksiyonların aslında hiç yaşanmamış olma olasılığı çok büyük.Eğer bu sizi rahatsız etmiyorsa bilemem ama beni rahatsız ediyor.
Camilerde dolaşan peygamberin sakalı olduğu söylenip öptürülüp el üstünde tutulan şeyin aslında kimin kılı olduğu belli bile değil.Yani peygamber öldükten 25-30 sene sonra olan şu olaylara bakıp tahribatın ne kadar büyük olduğu anlaşılabilir.
Bedir savaşında bile Müslümanların sayısı 300-350 civarında, karşı tarafın sayısı ise 1000 kişi olarak biliniyor.
bildiğiz çete savaşı gibi birşey olmuş.Ama o kadar şeye tanık olup peygamberin öğütlerini dinledikten sonra onbinlerce MÜSLÜMAN birbirini kesebiliyor,hemde peygamberin en yakınlarının önderliğini ettiği bir savaşta.
Halifelerin öldürüldüğü,bazı grupların 4 halife döneminde çok güçlenip halifeleri bile tehdit ettiği mutlak kaosun hakim olduğu bir ortamda neyin ne olduğunu kavrayabilmek çok zor bir durum.
başka konu ve düşünceleri içinde barındıran bir olay...
1- öncelikle cemel vakasının yaşanmış olması dini ya da din inancını doğrudan etkilemez, dediğim gibi islam'da ruhani bir kutsallık konumu yok, ali ya da ömer birer kuldu ve hata yapmış olabilirler. ruhani bir pozisyon nedeniyle hata yapmamış olmamalarını beklemek, onlar ile beraber benim de ortak olduğum "sınav hayatı" iddiasını bile zedeler. kendi kafasının içinde bir takım kurgular oluşturan ve bunları dinde olgu olarak arayan insanların yaptığı hatalardan biri de budur. bu insanları her koşulda ruhani olarak ayrı kategorize etmek...
2- bunlar dinin birinci kaynağı değildir, tarihsel birer veridir. ne kadarının doğru ne kadarının yanlış olduğunu bilemediğimiz verilerdir. benim için olması ya da olmaması hiçbir anlam ifade etmiyor.
3- o saçma sapan kıl muhabbetlerinin hemen hemen hepsi tasavvuf yolu ile girmektedir, ben daha önceden de tasavvuf anlayışına negatif olduğumu söyledim. kadercilik de büyük oranda bu yolla girmiştir; ama bunlar da uzun konular detaylı okuma yapmanızı tavsiye ederim, beni de dinlemeyin.
4- dine en büyük zararı tasavvuf ve tarikatlerin verdiğini düşünüyor olsam da, bu forumun sahipleri tarafından sistematik ve bilgisizce gerçekleştirilen din saldırısının var olması gibi; bana göre ve toplumun hemen hemen her kesimine göre bilgisizce gerçekleştirilen din anlayışının da normal konuma geldiğini düşünüyorum. bir nevi çivi çivi hesabı, sonuçta ikisi de benden beri ve ikisi de benden uzak, ikisi de "özgür dünya anlayışım" içinde mevcut.