Pages:
Author

Topic: Deprem vs Deprem (Read 287 times)

legendary
Activity: 2100
Merit: 1452
January 14, 2024, 08:20:31 AM
#36
@bobita öyle şeyler deme aaaa ayıp ayıp.

Akp olmasaydi toprak mi kaybederdik adalar sahipsiz kalirmiydi elin rusuna hesap mı sorabilirdik hele anayasa ne güzel değil mi evlere şenlik.

Bilirsin ki en iyisini yaparsa Akp yapar.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
January 14, 2024, 04:32:05 AM
#35
Deprem konusu yurdumun acı gerçeği. Yapılan çıkartılan uygulandığı söylenen pek çok yönetmelik var. Sonuç deprem olunca rezidanslar dahil her şey yerle bir. Buda demek oluyor ki ne yapılırsa yapılsın devlet millet ve hırsız el ele halen. Acaip bir toplum olduk. Hırsızlığı yapan kim ise biz bunu destekler ve saklar duruma geldik. Deprem ise sadece soğası geregi her seferinde dersimizi veriyor biz yine akıllanmıyoruz.

Türkiye'nin problemi hiçbir zaman mevzuat olmadı zaten, bizde yasaların kendisinden kaynaklanan sıkıntı azdır, bu konuda kağıt üzerinde gayet iyi durumdayız. Ancak her üçüncü dünya ülkesi gibi bizdeki sorun da o yasaların uygulanmaması, güncellenen halini bile geçtim, binalar 1999 depreminden sonra çıkartılan ilk yönetmeliğe uygun olsa yeter, en ağır depremi bile en fazla 300-500 kayıpla atlatırız. Ama...amadan sonrasını yazmama gerek yok sanırım.
Şu anda çalıştığım sektörde 14 yıl oldu. Bu 14 yıl içinde nerdeyse kendi konumuzla ilgili olarak hazırlanmış olan bir kanun ve yönetmelik var bunları sürekli değiştiriyoruz. Neydi ne oldu. Ya arkadaş bunu hazırlar iken bir daha düşün bir daa düşün bir daha düşün sonra uygula ve bir kaç yıl kadar kullan sonra hatalarını masaya yatır ve bunları çöz. Bu gün bir sorun buldum üç ay sonrası için alel acele bunu düzeltip yeiliyorus yeni sorunlar çıkartıyor. Alsana deprem.

Hukukçu değilim ama sokaktaki vatandaş olarak benim bu konudaki görüşüm iktidarın hem kolaya kaçmak, hem de her şeyi işine geldiği gibi yapabilmek için "kanun" gerekliliğinin çevresinden dolaşıp yönetmelik ve khk ile işi çevirmesi. Bu kavramların kullanım şekli, şartları, teamüller belli iken ve kanuna göre geride durmaları gerekirken, şu anda kanundan güçlü durumdalar.
Geçmiştekiler de çok masum değil elbette ama özellikle bu iktidar Türkiye'nin tüm yaşamsal organlarına öncekilerden farklı olarak "bilerek ve isteyerek" zarar vermiştir.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
January 14, 2024, 04:18:52 AM
#34
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.

Yetkili mercilerdeki insanlar ısrarla imar affı değil, imar barışı yaptık savunmasında bulunuyorlar. Yahu bir yerde barış varsa, tarafların birbirini affettikleri noktalar mutlaka olmak zorunda, yani kelime oyunu ile kitleleri kendi yaptıklarının doğru ve temiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar, ve ne yazık ki bu noktada da kendilerine hak veren azımsanmayacak bir kitle hala mevcut ülkede. Ama bence daha da acı olan nokta, evine kaçak kat atan, çıkma yapan, altta dükkan kirası almak için kolon kesen insanların varlığında, bunca felakete rağmen hala dişe dokunur bir azalma olmaması. Sadece bu açıdan bile bakınca, bizim daha yaşayacağımız çooook felaket var demek zorundayız maalesef.

Barışı boşver sen resmen gözlerini yumdun o dönemde. Bir köyde adamlar prefabrik evi koyuyor tarlasına bak ben buraya ev yaptım ver imar affını barışını diyor 3-5 gün sonra başka bir köylüsü yav emmi oğlu senin şu evi benim tarlaya da kurup izin alalım deyip oraya götürttürüp kurdurtturuyor ve alıyor iznini. Bunu çokça yaptılar hele o dönemde buna benzer çakallıkları çokça yaptılar. Haa ne oldu devlete para girdi ve şimdi ise kıvırtıyorlar kelime cambazlığıyla.

Para konusundan bahseden olmaz hiçbir zaman. Vatandaşların sorunları giderildi. Sorunlar çözüldü. Şimdi sorunun baş aktörü istanbulun başına musallat olacak. Bakalım halk yapılan bu yalan salvolarına ne kadar prim verecek. Yapı konusunda gözler o kadar çok yumuldu ki. İstanbul konusunda burada her yeşil alana avm yaptırılmıştı şimdi bunların %10 dan fazlası bankalara geçmiş durumda iflas etmişler. Kısacası bu politikalar da iflas etmiştir. Gelecek günler daha fazla sorun taşıyacaktır. Allah istanbulu depremden korusun durum çok fazla karışık.
legendary
Activity: 1358
Merit: 1000
January 11, 2024, 05:27:36 AM
#33
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.

Yetkili mercilerdeki insanlar ısrarla imar affı değil, imar barışı yaptık savunmasında bulunuyorlar. Yahu bir yerde barış varsa, tarafların birbirini affettikleri noktalar mutlaka olmak zorunda, yani kelime oyunu ile kitleleri kendi yaptıklarının doğru ve temiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar, ve ne yazık ki bu noktada da kendilerine hak veren azımsanmayacak bir kitle hala mevcut ülkede. Ama bence daha da acı olan nokta, evine kaçak kat atan, çıkma yapan, altta dükkan kirası almak için kolon kesen insanların varlığında, bunca felakete rağmen hala dişe dokunur bir azalma olmaması. Sadece bu açıdan bile bakınca, bizim daha yaşayacağımız çooook felaket var demek zorundayız maalesef.

Barışı boşver sen resmen gözlerini yumdun o dönemde. Bir köyde adamlar prefabrik evi koyuyor tarlasına bak ben buraya ev yaptım ver imar affını barışını diyor 3-5 gün sonra başka bir köylüsü yav emmi oğlu senin şu evi benim tarlaya da kurup izin alalım deyip oraya götürttürüp kurdurtturuyor ve alıyor iznini. Bunu çokça yaptılar hele o dönemde buna benzer çakallıkları çokça yaptılar. Haa ne oldu devlete para girdi ve şimdi ise kıvırtıyorlar kelime cambazlığıyla.
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
January 10, 2024, 04:08:13 PM
#32
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.

Yetkili mercilerdeki insanlar ısrarla imar affı değil, imar barışı yaptık savunmasında bulunuyorlar. Yahu bir yerde barış varsa, tarafların birbirini affettikleri noktalar mutlaka olmak zorunda, yani kelime oyunu ile kitleleri kendi yaptıklarının doğru ve temiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar, ve ne yazık ki bu noktada da kendilerine hak veren azımsanmayacak bir kitle hala mevcut ülkede. Ama bence daha da acı olan nokta, evine kaçak kat atan, çıkma yapan, altta dükkan kirası almak için kolon kesen insanların varlığında, bunca felakete rağmen hala dişe dokunur bir azalma olmaması. Sadece bu açıdan bile bakınca, bizim daha yaşayacağımız çooook felaket var demek zorundayız maalesef.

İmar barışı ile imar affı arasındaki ince çizgi bizim bilmediğimiz fark neymişki. Sonuç olarak yıkılması gereken binalar para karşılığı artık gönül rahatlığı ile yıkılabilir ama siz istediğiniz gibi içine girip ölebilirsiniz demek değil miydi. Yoksa ben mi yanlış biliyorum. Eskiden gecekondu yapılırdı. Seçim yaklaşınca bunlar mantar gibi biterdi. Seçimin hatırına bunlara dokunan olmazdı. Sonra çarpık kentleşme dendi faln dendi filan dendi. Şimdi üstüne dikilen tüyün adını mı koyamıyorlar.
İsim değişti ama sonuç aynı, hala gecekondu gibi evlerde binlerce insan, milyonlarca insan yaşıyor ve bir çoğu bu yapılarda berbat durumda, her tarafı çarık çürük ve insanlar ilk büyük depremde bu ev denmeye bin şahit gerektiren evlerin altında kalacaklar ne yazık ki, keşke ev alırken veya kiralarken evin sağlamlık durumunu da gösterir şart koysalar da insanlar da ona göre alsa veya kiralasa,
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
January 10, 2024, 02:49:32 PM
#31
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.

Yetkili mercilerdeki insanlar ısrarla imar affı değil, imar barışı yaptık savunmasında bulunuyorlar. Yahu bir yerde barış varsa, tarafların birbirini affettikleri noktalar mutlaka olmak zorunda, yani kelime oyunu ile kitleleri kendi yaptıklarının doğru ve temiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar, ve ne yazık ki bu noktada da kendilerine hak veren azımsanmayacak bir kitle hala mevcut ülkede. Ama bence daha da acı olan nokta, evine kaçak kat atan, çıkma yapan, altta dükkan kirası almak için kolon kesen insanların varlığında, bunca felakete rağmen hala dişe dokunur bir azalma olmaması. Sadece bu açıdan bile bakınca, bizim daha yaşayacağımız çooook felaket var demek zorundayız maalesef.

İmar barışı ile imar affı arasındaki ince çizgi bizim bilmediğimiz fark neymişki. Sonuç olarak yıkılması gereken binalar para karşılığı artık gönül rahatlığı ile yıkılabilir ama siz istediğiniz gibi içine girip ölebilirsiniz demek değil miydi. Yoksa ben mi yanlış biliyorum. Eskiden gecekondu yapılırdı. Seçim yaklaşınca bunlar mantar gibi biterdi. Seçimin hatırına bunlara dokunan olmazdı. Sonra çarpık kentleşme dendi faln dendi filan dendi. Şimdi üstüne dikilen tüyün adını mı koyamıyorlar.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
January 10, 2024, 03:52:57 AM
#30
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.

Yetkili mercilerdeki insanlar ısrarla imar affı değil, imar barışı yaptık savunmasında bulunuyorlar. Yahu bir yerde barış varsa, tarafların birbirini affettikleri noktalar mutlaka olmak zorunda, yani kelime oyunu ile kitleleri kendi yaptıklarının doğru ve temiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar, ve ne yazık ki bu noktada da kendilerine hak veren azımsanmayacak bir kitle hala mevcut ülkede. Ama bence daha da acı olan nokta, evine kaçak kat atan, çıkma yapan, altta dükkan kirası almak için kolon kesen insanların varlığında, bunca felakete rağmen hala dişe dokunur bir azalma olmaması. Sadece bu açıdan bile bakınca, bizim daha yaşayacağımız çooook felaket var demek zorundayız maalesef.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
January 09, 2024, 12:10:13 PM
#29
Deprem konusu yurdumun acı gerçeği. Yapılan çıkartılan uygulandığı söylenen pek çok yönetmelik var. Sonuç deprem olunca rezidanslar dahil her şey yerle bir. Buda demek oluyor ki ne yapılırsa yapılsın devlet millet ve hırsız el ele halen. Acaip bir toplum olduk. Hırsızlığı yapan kim ise biz bunu destekler ve saklar duruma geldik. Deprem ise sadece soğası geregi her seferinde dersimizi veriyor biz yine akıllanmıyoruz.

Türkiye'nin problemi hiçbir zaman mevzuat olmadı zaten, bizde yasaların kendisinden kaynaklanan sıkıntı azdır, bu konuda kağıt üzerinde gayet iyi durumdayız. Ancak her üçüncü dünya ülkesi gibi bizdeki sorun da o yasaların uygulanmaması, güncellenen halini bile geçtim, binalar 1999 depreminden sonra çıkartılan ilk yönetmeliğe uygun olsa yeter, en ağır depremi bile en fazla 300-500 kayıpla atlatırız. Ama...amadan sonrasını yazmama gerek yok sanırım.
Şu anda çalıştığım sektörde 14 yıl oldu. Bu 14 yıl içinde nerdeyse kendi konumuzla ilgili olarak hazırlanmış olan bir kanun ve yönetmelik var bunları sürekli değiştiriyoruz. Neydi ne oldu. Ya arkadaş bunu hazırlar iken bir daha düşün bir daa düşün bir daha düşün sonra uygula ve bir kaç yıl kadar kullan sonra hatalarını masaya yatır ve bunları çöz. Bu gün bir sorun buldum üç ay sonrası için alel acele bunu düzeltip yeiliyorus yeni sorunlar çıkartıyor. Alsana deprem.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
January 08, 2024, 04:23:17 PM
#28
Deprem konusu yurdumun acı gerçeği. Yapılan çıkartılan uygulandığı söylenen pek çok yönetmelik var. Sonuç deprem olunca rezidanslar dahil her şey yerle bir. Buda demek oluyor ki ne yapılırsa yapılsın devlet millet ve hırsız el ele halen. Acaip bir toplum olduk. Hırsızlığı yapan kim ise biz bunu destekler ve saklar duruma geldik. Deprem ise sadece soğası geregi her seferinde dersimizi veriyor biz yine akıllanmıyoruz.

Türkiye'nin problemi hiçbir zaman mevzuat olmadı zaten, bizde yasaların kendisinden kaynaklanan sıkıntı azdır, bu konuda kağıt üzerinde gayet iyi durumdayız. Ancak her üçüncü dünya ülkesi gibi bizdeki sorun da o yasaların uygulanmaması, güncellenen halini bile geçtim, binalar 1999 depreminden sonra çıkartılan ilk yönetmeliğe uygun olsa yeter, en ağır depremi bile en fazla 300-500 kayıpla atlatırız. Ama...amadan sonrasını yazmama gerek yok sanırım.
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
January 08, 2024, 02:08:51 PM
#27
Deprem konusu yurdumun acı gerçeği. Yapılan çıkartılan uygulandığı söylenen pek çok yönetmelik var. Sonuç deprem olunca rezidanslar dahil her şey yerle bir. Buda demek oluyor ki ne yapılırsa yapılsın devlet millet ve hırsız el ele halen. Acaip bir toplum olduk. Hırsızlığı yapan kim ise biz bunu destekler ve saklar duruma geldik. Deprem ise sadece soğası geregi her seferinde dersimizi veriyor biz yine akıllanmıyoruz.
member
Activity: 75
Merit: 25
January 08, 2024, 01:57:23 PM
#26

Japonya deprem ülkesi diyoruz da, bizim daha fazla deprem görmüşlüğümüz var. Adamlar depreme kafa tutan binalar yapıyor ve korkmadan 40-50 katlık binalar yapıyor, bizim 2 katlı veya 1 katlı müstakil bina başımıza yıkılıyor. Deprem değil, müteahhit öldürür.
sr. member
Activity: 1358
Merit: 374
January 08, 2024, 01:49:31 PM
#25
Deprem yine ülkede gündem oldu ama alınan önlemlerle değil seçim malzemesi olarak bu sefer. Hatay depreminin ardından neredeyse bir sene geçti ama hala çadırda kalanlar var. Depremzedeler çoktan unutuldu. Şimdi akp yerel seçimler için İstanbul adayını açıklarken deprem önlemleri konusunda sınıfta kalmış birini aday gösterdi. Milletle baya alenen dalga geçiyorlar. Yıllardır deprem hakkında hiçbir şey yapmayan, aksine imar barışı gibi şeylerle haracını ödemek koşuluyla çürük yapılara onay veren zihniyet depremle mücadelede böyle bir ismi ortaya atıyor. Bunların yaptıkları yine nereden tutsan elde kalıyor. Olan depremi yaşayanlara oluyor.

Kimi aday gösterecekler ki, tüm adaylarda bir sıkıntı var mutlaka, bu süreçte kusursuz belediyecilik arıyorsak bu zor ama kusursuza en yakınını Eskişehir ve Ankara belediye başkanları yapıyordu, Mansur yavaş ülkeyi yönetecek kapasiteye sahipken Ankara ile sınırlı kaldı ona yanıyorum,

Deprem konusunda ise çok karanlık nokta var, keşke tv de programa çıksalar da açık açık sorulara cevap verselerdi,
legendary
Activity: 2548
Merit: 1519
January 08, 2024, 01:05:31 PM
#24
Deprem yine ülkede gündem oldu ama alınan önlemlerle değil seçim malzemesi olarak bu sefer. Hatay depreminin ardından neredeyse bir sene geçti ama hala çadırda kalanlar var. Depremzedeler çoktan unutuldu. Şimdi akp yerel seçimler için İstanbul adayını açıklarken deprem önlemleri konusunda sınıfta kalmış birini aday gösterdi. Milletle baya alenen dalga geçiyorlar. Yıllardır deprem hakkında hiçbir şey yapmayan, aksine imar barışı gibi şeylerle haracını ödemek koşuluyla çürük yapılara onay veren zihniyet depremle mücadelede böyle bir ismi ortaya atıyor. Bunların yaptıkları yine nereden tutsan elde kalıyor. Olan depremi yaşayanlara oluyor.
legendary
Activity: 1358
Merit: 1000
January 08, 2024, 07:31:27 AM
#23
Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir.

Şimdi imar affını da şuna benzetebiliriz insanlar aç gözlülüğüne yenildi ve dedi ki ne olacak ki bi kat daha çıksam. Devlette de dedi ki bu paralar elimizi rahatlatır. Ama Allah korusun ileride bir sorun olduğunda ise devlet hatasını kabul etmeyecek ki bunu geçen sene ki deprem sonrasında gördük ki tereyağı gibi üste çıkarlar. İnsanımız ise canı yanacak keşke yapmasaydım diyecek ama ne çare o para öyle tatlı geldi ki Allah bilir böyle bir sorunda o para yerine ne kaybedecek. Deli cesareti bile diyebilirsin hocam buna ama sonuçlarla yüzleşmeye geldiklerinde gerçekten de çok acı olacak onlara. O zaman anlayacaklar hatalarını.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 318
January 08, 2024, 07:18:13 AM
#22
Bu işlerde devletin sorumluluğu (yani bizde sorumsuzluğu) belli, olunca çaresine bakarız zihniyeti devlet politikası. Ama insanların da dangalaklığına, açgözlülüğüne akıl sır erdirmek mümkün değil.
Aşağıdaki resim neye ait biliyor musunuz? Sahiplerinin ağır hasarlı raporu verilmesine itiraz edip dava açarak hasarsız raporu almaya çalıştıkları bir binaya...
Gerçekten kolonları falan harçla sıvayıp, duvar örüp girsinler otursunlar ve bir sonrakinde "doğal seçilim" gereğini yapsın, diyecek başka lafım yok. !!!!



Edit: Hasarsızdan kastım tabii ki güçlendirilip kullanılabilir hasarda olduğunu beyan etmeleri, ifadem biraz zayıf olmuş.

Hocam bu örnek aslında insanımızın (daha da kötüsü bu acıyı birebir yaşamış bireylerden bahsediyorum) hayat vizyonunun ne seviyede olduğunu gösteriyor. İmar affı diye bir şey çıkmıştı birkaç sene evvel, hatta ilgili bakanlığın başında, şimdilerde ismi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için belirlenmiş bir isim vardı. Ne oldu o imar affıyla, dünya kadar depremde muhtemelen yıkılacak binaya izin çıktı. Olayın iki dramatik tarafı var, ilki devlet eliyle böyle bir riske nasıl girilir, ikincisi vatandaş kendi canını böyle umarsızca nasıl hiçe sayabilir. olayın ekonomik sosyolojik psikolojik bir sürü detayı vardır elbette ama, sonuçta ölen on binlerce insanı göz önünde bulundurunca, olay nerden baksan tutarsız, nerden baksan ahmakça...
hero member
Activity: 1204
Merit: 623
January 04, 2024, 11:12:33 AM
#21
Bizim yüzölçümü ve kent boyutlarında sadece bir istanbul sıkıntılı. ORası çok fazla dolduruldu tıkış tıkış oldu. Diğer iller daha sakin ve seyrek ev yapımına uygun durumda. Maksimum 2 katlı olacak müstakil evlere yönelinmeli. Ve bu evler prefabrik şekilde imal edilmeli. Sallansın devrilsin ama yıkılıp ezmesin. Bakın adamların evleri sallanıyor belki yıkılıyor ama can almıyor. Deprem de olanca şiddeti ile gelip geçiyor.
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
January 04, 2024, 11:03:24 AM
#20
japonya'daki depremden sonra naci görür "japonya'da 7 şiddetinde deprem oldu ama kimse ölmedi. depreme uygun şehirler istiyoruz." tarzında haklı bir açıklama yaptı. zaten adamın son dönemde kendisini parçalamasının sebebi de bu. ama buraya ne yazsak boşuna dostlar. ne yöneticiler ne de biz yaşayanlar bu işi fazla ciddiye alamıyoruz. en basitinden sıradan bir vatandaş için işin maliyet konusu gerçekten çok büyük. yönetici kesim desen zaten ne sen ne de ben onların umrundayız. sadece üzgünüm.
hero member
Activity: 1428
Merit: 931
January 04, 2024, 07:55:07 AM
#19
Pazartesi günü Japonya'da meydana gelen 7,6 büyüklüğünde deprem olmuştu bu gün itibari ile hayatını kaybedenlerin sayısı 78'e yükseldi evet yanlış duymadınız 78 kişi belki sonradan gelenlerle 100 kişi olur yada olmaz. Neymiş deprem ölüm kader değilmiş sen tedbirini alacaksın sonra kader diyeceksin. 6 şubat 2023 yılında yaşadığımız felakette hayatını kaybedenlerin sayısı kat ve kat fazlaydı tabi açıklanan rakamlardan daha fazla kaybımız olduğunu biliyorum.
copper member
Activity: 1470
Merit: 1096
January 04, 2024, 07:40:25 AM
#18
Ülke vs ülke diye de değiştirilebilir.Ülke var, depremin etkilerini bile temizleyemez, maalesef çok can kaybı yaşanacak kadar müteahhitleri ihmal ederler, ülke var Japonya gibi bu kadar büyük depreme bile çok iyi dayanır.Bunların artık ders olması gerekiyor bizim ve ülkemiz için.

Deprem konusunda Japon uzmanların söylediklerini yapmak gerekiyor aslında çünkü onlar deprem konusunda yıllardan beri çalışıyorlar.
legendary
Activity: 2632
Merit: 1333
January 03, 2024, 05:30:41 PM
#17
Biraz sıkışık ve dikine yapı sevmemizle alakalı olabileceğini düşünüyorum bu durumun, bi de bu dikine bina sevdasının biraz daha geç gelmesiyle alakalı olabilir. Şuan yeni yapılan, örneğin 2020 sonrası gibi tarihte olan binaların bu kadarda kötü yapıldığına inanmıyorum, ama 99 depremi öncesi herhangi bir bina herhangi bir depremde yıkılabilir gibi geliyor bana mesela. Aslında ülkece biraz daha geniş araziye açılmayı denesek, çok daha başarılı bir sistemimiz olacak, çok fazla sıkışık yapıya sahibiz. Maliyet açısından elbette mümkün değil ama coğrafi ve nüfus açısından bir örnek vermek gerekirse, bu gelen mültecileri vs saymazsak, dümdüz bütün ailelere 300 metre kare alan içerisinde 150 metre kare ev yapsak, max 2 katlı, ülke alanının çeyreği bile etmiyor, hatta daha bile küçük. Ben tabii ki bunu yapalım demiyorum, mümkün değil, ama bu kadarda sıkışmamız mantıklı değil. O kadar açılmamıza gerek yok, ama bu kadar sıkışmadan, kat sayısını limitleyerek, ülkede en dayanıklı en sağlam kaya tabanlı yere bile max 5 kat, vererek biraz yaysak daha başarılı olabilir. Bunun dışında elbette bina kontrollerinin sıkılaşmasıda çok önemli.
Geçenlerde twitterda görmüştüm, keşke kaydetseymişim. İş hayatının başında sayılabilecek bir inşaat mühendisi inşaatlardaki gerçek durumları anlatıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam bu kirişlerdeki inşaat demirlerinin miktarının ve kıvrılması mıdır nedir işçiliğinin bir standardı, yönetmeliği varmış ama ustalar bunu yapmıyormuş. 'Biz hep böyle yapıyoz, bir şey olmuyo' falan gibi bir şeyler diyorlardı. İnşaat mühendisi eleman da uyuyamıyorum yıkılacak yaptığımız binalar diyordu. Kontrole gelen devlet birimleri de bir şey yapmıyormuş. Benim de tek avuntum 99 depreminden sonra yapılan binaların denetime tabi olup sağlam olduğuydu ama öyle değil gibi duruyor. Koca ülke olarak bir bina yapmasını beceremiyoruz ve yüz binlerce kişi ölecek valla inanamıyorum.

Benzer bir şey ben de izlemiştim, orada da ustaların demirleri birbirine tutturmak için kullanılan bağ tellerini hem az, hem de yanlış bağladıkları, oysa inşaatın en önemli ve hayati derecede kritik uygulamalarından birisi olduğu belirtiliyordu. Sakatlık daha beton dökülmeden başlıyor yani.
Bu arada yeni binaların sağlam olduğunu falan düşünmeyin, evet bir takım yasal zorunluluklar getirildi ama 3 liraya da demir var, 5 liraya da, aynı şekilde 3 liraya da beton var, 5 liraya da. Ya da herif normal malzeme kullandı ama beton döküldükten sonra vibrasyon az uygulandı, ya da yeterince kürleme yapılmadı vb. Hepsi etkiliyor.
Bizim oturduğumuz beş katlı apartman 40 yıllık ama 6.6'lık depremden sıfır hasarla çıktı, oysa caddenin karşısında yeni yapılan binada boydan boya çatlak (sıva değil, beton çatlağı) var, depremde bir veya iki yıllıktı.
Doğru yapılan betonarme bir bina için yaklaşık 70 yıl ömür biçiliyor, ömür derken bu kadar süre sağlamlığını koruması bekleniyor ama Türkiye genelinde yeni binaların bu süreye ulaşmasını imkansız görüyorum.
Pages:
Jump to: