Biraz sıkışık ve dikine yapı sevmemizle alakalı olabileceğini düşünüyorum bu durumun, bi de bu dikine bina sevdasının biraz daha geç gelmesiyle alakalı olabilir. Şuan yeni yapılan, örneğin 2020 sonrası gibi tarihte olan binaların bu kadarda kötü yapıldığına inanmıyorum, ama 99 depremi öncesi herhangi bir bina herhangi bir depremde yıkılabilir gibi geliyor bana mesela. Aslında ülkece biraz daha geniş araziye açılmayı denesek, çok daha başarılı bir sistemimiz olacak, çok fazla sıkışık yapıya sahibiz. Maliyet açısından elbette mümkün değil ama coğrafi ve nüfus açısından bir örnek vermek gerekirse, bu gelen mültecileri vs saymazsak, dümdüz bütün ailelere 300 metre kare alan içerisinde 150 metre kare ev yapsak, max 2 katlı, ülke alanının çeyreği bile etmiyor, hatta daha bile küçük. Ben tabii ki bunu yapalım demiyorum, mümkün değil, ama bu kadarda sıkışmamız mantıklı değil. O kadar açılmamıza gerek yok, ama bu kadar sıkışmadan, kat sayısını limitleyerek, ülkede en dayanıklı en sağlam kaya tabanlı yere bile max 5 kat, vererek biraz yaysak daha başarılı olabilir. Bunun dışında elbette bina kontrollerinin sıkılaşmasıda çok önemli.
Geçenlerde twitterda görmüştüm, keşke kaydetseymişim. İş hayatının başında sayılabilecek bir inşaat mühendisi inşaatlardaki gerçek durumları anlatıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam bu kirişlerdeki inşaat demirlerinin miktarının ve kıvrılması mıdır nedir işçiliğinin bir standardı, yönetmeliği varmış ama ustalar bunu yapmıyormuş. 'Biz hep böyle yapıyoz, bir şey olmuyo' falan gibi bir şeyler diyorlardı. İnşaat mühendisi eleman da uyuyamıyorum yıkılacak yaptığımız binalar diyordu. Kontrole gelen devlet birimleri de bir şey yapmıyormuş. Benim de tek avuntum 99 depreminden sonra yapılan binaların denetime tabi olup sağlam olduğuydu ama öyle değil gibi duruyor. Koca ülke olarak bir bina yapmasını beceremiyoruz ve yüz binlerce kişi ölecek valla inanamıyorum.
Benzer bir şey ben de izlemiştim, orada da ustaların demirleri birbirine tutturmak için kullanılan bağ tellerini hem az, hem de yanlış bağladıkları, oysa inşaatın en önemli ve hayati derecede kritik uygulamalarından birisi olduğu belirtiliyordu. Sakatlık daha beton dökülmeden başlıyor yani.
Bu arada yeni binaların sağlam olduğunu falan düşünmeyin, evet bir takım yasal zorunluluklar getirildi ama 3 liraya da demir var, 5 liraya da, aynı şekilde 3 liraya da beton var, 5 liraya da. Ya da herif normal malzeme kullandı ama beton döküldükten sonra vibrasyon az uygulandı, ya da yeterince kürleme yapılmadı vb. Hepsi etkiliyor.
Bizim oturduğumuz beş katlı apartman 40 yıllık ama 6.6'lık depremden sıfır hasarla çıktı, oysa caddenin karşısında yeni yapılan binada boydan boya çatlak (sıva değil, beton çatlağı) var, depremde bir veya iki yıllıktı.
Doğru yapılan betonarme bir bina için yaklaşık 70 yıl ömür biçiliyor, ömür derken bu kadar süre sağlamlığını koruması bekleniyor ama Türkiye genelinde yeni binaların bu süreye ulaşmasını imkansız görüyorum.