Topic: Doların 1 kuruş artması ve bunun bizim borcumuza yükü - page 3. (Read 466 times)

kardeşim 2023 hedeflerini nasıl unuttun sen. Şimdi Türkiye gerilmiş yay gibi sonra bir sıçrama yapacak bir anda dünyanın en büyük, en güçlü, en zengin devleti olacağız biz 

bak 2071 ile alakalı bir video var youtubede onu izlemelisin. bu kadar da karamsar olma 

çok ciddi miktarda etkiliyor o kuruşlar bizi. 2020 civarını görmeden iflasımızı açıklayacağız bence.

Sadece 1 kuruş falan da değil artık. her hafta 5er 10ar kuruş artıyor. bir de böyle hesaplamaya çalışın şimdi. Ülkenin ekonomisi eridikçe eriyor.

her ne kadar dolar artsa ne olur artmasa ne olur veya doların yükselişi tamamen köpük deseler de doların yükselişi bu devletin omuzlarına kaldıramayacağı bir yük bindiriyor.

Doların veya dövizin artması ülkemize getirdiği yük ,oldukça ağar fatura çıkarıyor bizlere .Dövii arttırmamak için faiz arttırımına giilmei bile çare olmadı doların artışına.

Biz hep 50 liralık benzin koyduruyoruz hep aracımıza dolar bize vurmuyor ki arkadaş. Dolarla işimiz yok bizim bizene artsın.

bu saatten sonra bende aynı düşünceye varıyorum artık. Bu ülkeden bir halt olacağı yok bari kendi kıçımızı kurtaralım da onlar ülkeyi yıkmaya devam etsin.

Basit olarak düşününce bu dediklerin sonuna kadar doğru. Zaten ülkeyi asıl zora sokan özel sektörün borçları.
Adamların kimi şirketleri yüzlerce ülkenin milli gelirinden çok ciro yaparken bizim bu durumda olmamız anormal değil.

bunu alıp kendisine akademisyen diyip de maaşımı türk lirasıyla alıyorum dolar beni etkilemez diyenin önüne atmalı.

Ekonomi sandığımızdan çok çok daha kötü ama halk bunu anlayamayacak kadar saf (cahil demiyorum bak dikkat edersen) Türkiye bir üretim değil tüketim ülkesi, yani teknoloji üretip satmıyoruz daha çok teknoloji alıyoruz bunun yanı sıra son 10 yılda sadece teknoloji değil tarım ve hayvancılık da bittiği için temel besinleri de yurt dışından alır olduk. Sokaktaki vatandaş için doların artması pek umursanmıyor çünkü zaten dolarım yok almayı da düşünmüyorum kafasında oysa aldığı her ürün için ödediği bedel dolarla doğrudan bağlantılı nedenini şöyle açıklayalım.

Evine aldığın peynirin üretiminde kullanılan süt hayvanlardan elde ediliyor bu sütü veren hayvanların samanı bugün yurt dışından ithal ediliyor, sen bu samanı türk lirası ile değil dolar ile alıyorsun doğal olarak her geçen gün 1 kg süt için katlanmak zorunda kaldığın bedel dolarla paralel olarak artıyor, halkın cebinden her 3 ayda bir bir önceki çeyrekten daha fazla para çıkıyor bunu fark etmesin diye devlet ek gelirlerle farkı kompanse etmeye çalışıyor ki halk ayaklanmasın, bunun en güzel örneği bayramlarda verilen 1000 TL ikramiye, bir nevi al şunu ve sus rüşveti. Ama kimse "ben neden senin bayramda verdiğin 1000 TL'ye muhtacım" sorusunu sormaya cesaret edemiyor.

Örnek olarak verdiğim süt en temel ihtiyaçlardan birisiydi yani ne kadar basit bir örnekle bunu anlatabileceğimizin bir kesitiydi, teknoloji ürünlerinde tablo çok daha korkunç, Günümüzde çevre baskısı insanları teknoloji kullanmaya zorluyor, örneğin elinde 2015 model bir cep telefonu ile insan içine çıkamıyorsun her yeni çıkan telefon modelini almaya güdümlüsün çevre baskısından dolayı 3 ay önce bir Iphone 8 Plus almak için harcadığın para dolar bazında aynıyken TL bazından %10 daha fazla ama toplum olarak bunu kabullenmiş durumdayız telefon fiyatlarını gördüğümüzde satıcı dolar arttı fiyatlar da arttı abi diyor biz de vay arkadaş diyerek elimizi cebimize atıp o bedeli istemeden de olsa ödüyoruz.

Gelelim yurt dışı borçlanmaya doların yükselmesinin etkisi, ülke olarak yurt dışı borçları kendi para birimimiz ile değil dolar ile ödüyoruz, örneğin dünyaya 450 milyar dolar borcumuz var ve bu borcu ödemek için devletin kasasında 450 milyar doların da fiziken olması gerekiyor, peki ülkeye dolar nasıl giriyor buna bakalım.

Öncelikle dolar ülkeye bir kaç yolla giriyor bunlar İhracat, Turizm, Finansal enstrümanlar ve Kredi, Kredi bu listede en son istediğimiz yollardan birisi tıpkı kredi kartı borcunu yine kredi kartından çektiği nakit avans ile ödeyen birey gibi devlet dış borcunu kapatmak için başka kaynaklardan döviz olarak borç alıyor ya da faizi karşılığında borç erteliyor.

İhracat ülkenin ürettiği ham madde ya da tüketici ürünlerini diğer dünya ülkelerine satması demek bu da bir döviz girdisi sağlıyor ancak yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı her geçen gün İhracat gücümüzü kaybediyoruz çünkü üretim maliyetinin yükselmesi (bkz: üretim için gerekli ham maddenin ithal edilmesi) o ihracat ürünü üreten diğer ülkelere karşı bizi avantajsız hale getiriyor, diyelim ki rusyaya limon satıyoruz, limonun üretiminde katlanılan maliyet arttığı için limonun daha ucuza üretildiği ülkelere karşı güçsüzleşiyoruz rusya da limonu bizden değil üretim maliyeti düşük diğer ülkelerden almayı tercih ediyor.

Bir diğer döviz girdisi Turizm ancak burada işler çok daha içler acısı, dolardaki artış turizm gelirlerinin döviz cinsinden düşmesine neden oluyor, bunu şöyle açıklayalım, geçen sene türkiye'ye tatile gelen bir turist istediği kalitede bir tatili yapmak için 1000 dolara ihtiyaç duyarken şimdi 900 dolara ihtiyaç duyuyor çünkü dolar geçen sürede %10 değer kazandı, bu da ülkeye giren döviz miktarını teknik olarak azaltıyor, yani senin paran değer kaybettikçe turizm gelirin bir o kadar azalıyor (Birisi çıkıp o zaman daha çok turist gelir daha cazip olur ülken diyebilir, burada ikinci bir sorun ortaya çıkıyor, turizmin cezbedici hale gelmesi ülkeye giren turist kalitesini de düşürüyor, pahalı ama daha kaliteli bir tatil yapmak isteyen cebi dolu turistler yerine çulsuz ve muhtemelen sorunlu turistler ülkene akın ediyor bkz: Akdeniz sahillerindeki son durum bu da cebi paralı turistin ilgisini olumsuz etkiliyor)

Finanslar enstrümanlarda ise durum daha da vahim, Türkiye ekonomisindeki deprerimi önceden sezmenin en iyi yolu dış yatırımcıların davranışını koklamak, son bir kaç ayda Türkiye'deki yatırımlara para akıtan büyük yabancı yatırımcılar zamanında ülkeye soktukları dolarları satarak aldıkları Tl'leri şimdi elden çıkarıp tekrar dolara çevirip çekiyor bu da doların fiyatını daha da yükseltiyor ki son zamanlarda şahit olduğumuz tablonun asıl nedeni de bu. Finansal araçlara yatırım durunca ülkenin döviz şah damarı tamamen kesilmiş oluyor.

Kıssadan hisse, Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi hızla uçuruma yuvarlanıyor, 3 yıl içerisine TL tahminen %40'a yakın değer kaybedeeck ancak devletin uyuşturucu niteliğindeki önlemleri ile halk uyutulmaya devam edecek, dış borçlar ödenemeyecek noktaya geldiğinde birisi çıkıp kral çıplak diyecek bir sabah kalktığımızda devalüasyon haberiyle güne başlayacağız ondan sonra Tl'den 6 sıfır mı atılır 7 sıfır mı atılır allah bilir.

dolar her 1 kuruş arttığında 1000 lira kazanıyorum, pekte sikimde olmayan durum.

almanya'da bok temizlemek, türkiye'de üç kuruşa çalışmaktan daha onurludur. okulum ing umarım kendimi gelistirip tez zamanda sukturup giderim. hayat bu aq delileriyle yaşamamak gerektiği kadar kısa. almancılar gibi yaz ayları gelip türkiye ne güzel ülke, deniz çokzel demeyi düşünüyorum.

Türkiye'nin şu anda özel sektör dahil borcu 450 milyar$ civarında. Ben mi hesaplarken hata yapıyorum yoksa bizim doların yükselişi sandığımızdan daha da mı büyük problem oluşturuyor acaba?

şimdi dolar 1 kuruş arttığı zaman bunun bize yüke doğrudan 4.5 milyar lira. Bu 4.5 milyar lira yani 900 milyon dolar ile ne yapılabilir?

1.2 milyar $'a mal olan avrasya tünelinin çoğunu tamamlayabiliriz.
şehir hastanelerinin ortalama maliyeti 1.2 milyar tl bu hastanelerden 3 tane yapabiliriz.
3. köprünün maliyeti 3 milyar$. köprünün yaklaşık 3'te birini tamamlayabiliyoruz.
yaklaşık 20 tane yüksek hızlı tren seti satın alabiliyoruz.
900 MW büyüklüğünde bir güneş enerji santrali kurabiliyoruz.
osman gazi köprüsünün maliyeti söylenen 1 milyar$ neredeyse 1 tane osman gazi köprüsü yapabiliyoruz.

şimdi de en önemlisi bu borcun 300 milyar doları bizim en büyük 500 şirketimize ait. bu 500 şirketin yıllık net karı 55 milyar Tl civarında (2017 verisi şimdi de 60 milyar TL ye çıkmış olsun)
https://www.haberturk.com/500-buyuk-dev-sirket-karini-yuzde-40-artirdi-yatirim-ise-yerinde-saydi-1992976-ekonomi

2017 yılının ağustos ayında dolar 3.4-3.5 seviyelerindeydi. 1 yıl içinde dolar 1.5 tl arttı. doların artmasıyla bu şirketlerin borcu 450 milyar lira arttı. Bu artış 7.5 yıllık net karlarına eşit. Tabi şirketlerde bunun farkında oldukları için her gün zam gelmesi gayet normal oluyor.

Sormak istediğim ben mi hesapta yanlışlık yapıyorum yoksa ekonomimizi kötü biliyorduk da sandığımızdan çok daha kötü durumda mıyız?