Topic: Hangi hükümet sizce daha hayırlı olur? (Read 14576 times)

Ve sonunda kura kura Seçim Hükümetini kurabildiler anca!
Başbakan: Ahmet Davutoğlu
Başbakan Yardımcısı: Tuğrul Türkeş
Başbakan Yardımcısı: Cevdet Yılmaz
Başbakan Yardımcısı: Yalçın Akdoğan
Başbakan Yardımcısı: Numan Kurtulmuş
Çevre ve Şehircilik Bakanı: İdris Güllüce
Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi
İçişleri Bakanı: Selami Altınok
Milli Savunma Bakanı: Vecdi Gönül
Maliye Bakanı: Mehmet Şimşek
Gençlik ve Spor Bakanı: Akif Cağatay Kılıç
Gümrük ve Ticaret Bakanı: Cenap Aşçı
Dışişleri Bakanı: Feridun Sinirlioğlu
AB Bakanı: Ali Haydar Konca
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Ahmet Erdem
Enerji Bakanı ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Ali Rıza Alaboyun
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Feridun Bilgin
Avrupa Birliği Bakanı: Ali Haydar Konca
Sağlık Bakanı: Mehmet Müezzinoğlu
Kalkınma Bakanı: Müslüm Doğan
Adalet Bakanı: Kenan İpek
Kültür ve Turizm Bakanı: Yalçın Topçu
Bilim ve Sanayi Bakanı: Fikri Işık
Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu
Kültür ve Turizm Bakanı: Yalçın Topçu
Milli Eğitim Bakanı: Nabi Avcı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Ayşen Gürcan
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Kudbettin Arzu

Hayırlara vesile olsun.

Benim aklım ermez, 1980 de 5 yaşındaydım. Ancak babama sordum oda şu şekilde açıklamıştı bana :
12 Eylül öncesinde uygulanan seçim sistemi  oldukça adil, partilerin aldıkları oya yakın oranda mecliste temsil edildikleri bir sistemdi.
Ama işte nerede çokluk orada bokluk mantığı ile yetişmiş bir millet olduğumuz için bu demokrasi bize 3-5 beden büyük geldi ve solcu-sağcı, alevi-sunni, Türk-Kürt  şeklinde gençlerimiz birbirini kırmaya başladı.
Öylesine boktan bir dönemdi ki aynı ana babanın bir oğlu sağcı diğeri solcu, anne babalar çaresiz. Çok kötüydü çok! Kurtarılmış mahalleler vardı sen hatırlamazsın.
12 Eylül öncesinde ülkenin adım adım iç savaş ortamına sürüklenmesinin ana sorumluları  kuşkusuz siyasiler,  Özellikle 79 ve 80 'in ilk 6 ayı ülke adı konulmamış bir iç savaş ortamına sürüklendi.
Askerler her kesimin azına sıçarak güven ortamını sağladı. Sonrasında işkence iddiaları, sorguda kaybolan insanlar, ilginç tutuklamalar vs ler oldu ama silahların susmuş olması bunları görmezden gelmemize yetti açıkcası.
sonra bir durdu, biraz sessizlik oldu ve devam etti : Görmezden gelmek demeyeyim de o dönemde hesabını soracak durumda değildik diyelim.
Akabinde çok partili bir meclisin bize kaos dan başka bir şey getirmediğini görmüş olan danışma meclisi 2 aşamalı bir baraj getirdi,  İllerin seçmen sayısının milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilen çevre barajı ve yüzde 10 ulusal baraj. Burdaki amaç meclise girecek parti sayısını kısıtlayarak halkın daha bilinçli oy kullanmasını sağlamaktı.

Benim bildiğim kadarıyla barajın çıkış hikayesi bu arkadaşlar.
Tarih öncesi ana yasa deyip kestirip atmadan önce hikayesini bilmek gerektiğine inanıyorum.

Ohoo, böyle çıkarımların sonu gelmez. O zaman ben de derim ki, AKP'nin önünün açılması 80 döneminden sonra önüne geçilemeyen yoğun din istismarı. Hatta daha geriye giderim, Şeyh Sait derim, Kubilay olayı derim. Ben bu kadar kolay olduğuna inanmıyorum hiçbir şeyin. Birçok faktör bir araya geliyor, harmanlanıyor ve sonuçlar ortaya çıkıyor.

AKP'nin 2002'de önünün açılması Genç Parti ve Cem Uzan ile değil tarih öncesi anayasa ve %10 barajıyla ilgilidir.

Biz değişik bir milletiz.
İhtiraslı bir zengin bebesine %7 oy verebilmiş bir milletiz.

Sordum insanlara zamanında:
-Abi neden oy vereceksin bu adama?
-Olm adam dünya devleri Motorolla ve Nokia ya madik attı. Bundan ala başbakan mı olur?
-İyide elin adamlarına bunu yapan bize ne yapar?
-Ya mhan alem adamsın, Bize daha ne yapılabilir ki? Biz ki Süleyman Demirel'i 7 kere başbakan yapmış bir ecdadın torunlarıyız... Adama baba demişiz baba! Baba kimdir, en kaba tabiriyle ananı...
-Haklısın kapatıyorum çenemi. ne yaparsan yap!

sonuç: Adam %7 oy aldı.
bu oyları da DYP ve MHP nin oylarını keserek aldı ve bu sayede MHP ve DYP barajın altına gitti. Durum AKP'ye yaradı.
%34 oy almasına rağmen 550 millet vekilli mecliste 363 millet vekili oldu.

Adalet ve Kalkınma Partisi 10.808.229 oy   %34,28
Cumhuriyet Halk Partisi 6.113.352 oy    %19,39
Doğru Yol Partisi 3.008.942 oy   %9,54
Milliyetçi Hareket Partisi    2.635.787   %8,36
Genç Parti 2.285.598 oy %7,25

AKP Hanedanı bir zengin bebesinin ihtirasları sayesinde kuruldu aslında.

Sn. Süleyman Demirel, bir gün Türk Milleti balık hafızalıdır dediğinde ortalık karışmış, herkes karşı çıkmış, 3 ya da 4 ay sonra bir basın toplantısında sormuş, “ne demiştim ben” diye…  Hatırlayan yok…!
“Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.”

Cumhurbaşkanı koalisyon kuramayan partileri bırakıp görevi LDP'ye verseydi şimdiye ülkedeki tüm sorunlar çözülmeye başlamıştı.

Besim Tibuk inanılmaz değişik bir adamdır. Tübitak'da bir toplantıda tanışmıştım.
Fırsatı olsa ülkede bir çok şeyi kökten değiştirebilirdi.
Siyasetin makarna, kömür ve çeyrek altın dağıtılarak yapıldığını bilmediği için bir şey yapamadı.
En sonunda siyaseti bırakıp şirketinin başına döndü.
Türkiye'nin Turizm ve mağazacılık konusunda en büyük grubu olan net holding in ortaklarındandır kendisi.
Milli Piyango ihalesini alaydı iyiydi ama o işde olmadı nedense...
 

Tartışmalara derin devlet falan girmiş

Neyse ben de görüşümü yazayım bari: "Tek başına LDP iktidarı" en hayırlısı olur...

Bu saydığın 3 kurum da "TAMAMEN FARKLI" kurumlar.
Türk ocakları: Aydın yetiştirir, Fikir Adamı yetiştirir. Siyasetle alakası olmaz. Kurucularını, üyelerini, tarihçesini iyi okuyun.
Ülkü ocakları: 70'ler, 80'lerde "ciddi anlamda" militan yetiştiren, o dönemler Türklük için (şu an %50 islam %50 Türklük) savaşan kişiler yetiştirmiştir. Şu anda vurucu timleri vs hepsi tasfiye edilmiştir. MHP'nin gençlik yapılanmasından başka bir şey değildir şu anda ülkü ocakları. (örnekleri zaten biliyorsunuz, Y. Ziya Arpacık, Mehmet Ali Ağca, Abdullah Çatlı vs vs)
Alperen ocakları: İslam adına cinayetlerle anılan Türklük'ü geri plana atmış bir oluşumdur.

6. filo Türkiye'ye geldiğinde solcular "go home yankee" diye bağırırken "bir kesim" bu filoya dönüp secde etmiştir. O kesim kimdir bi öğren ondan sonra anlarsın neden siyasal islamcı dediğimi.

Fazla cıvıtmışsınız, paçalarınızdan faşizm akıyor. Bir daha böyle gerzek çıkışlar yapmayın.

Not: anti özal

Abi herkes tamam da, Turgut Özal konusunda katılmıyorum. Gazeteciliğin ismi geçmişken Çetin Emeç'i de eklemek istiyorum ayrıca.

Turgut Özal ile ilgili olarak dediklerin doğru olmakla birlikte,  Bana göre Türkiye'ye artısı eksilerinden fazladır.
1983 den 1989 da Cumhur başkanı olana kadar Türkiye tarihindeki en büyük devinimi yaşayarak tam anlamıyla çağ atlamıştır.
Cumhurbaşkanı olduktan sonra cıvıtıp kürt kimliği tanınsın gibi gerzek çıkışlar yapmış sonunda da ölüp gitmiştir.


Bana göre özümüzdeki güç 3  ana dala ayrılmış durumda,
Türk Ocakları
Ülkü Ocakları
Alperen Ocakları

Özünde hepsi bir değil mi?

Muhsin Yazıcıoğlu'na Siyasal İslamcı demek bana göre doğru değil.
O koşullarda onun görevi Alperen Dalının başını tutmaktı görevi buydu. Bu Türk Ocakları da olabilirdi, Ülkü Ocakları da olabilirdi.

Peki bu gün bir bakın bakalım Alperen Ocakları ne durumda?
Büyük çoğunluğu AKP potasında eriyip gittiler ve AKP nin gücüne güç kattılar.

Beni üzen Devlet Bahçeli nin MHP'si bu dalların ağacı olmaktan çok uzaklaştı.

Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu: Ruhları şad olsun hemşehrilerimin.
Gaffar Okkan: Ruhu şad olsun.
Abdi İpekçi, Uğur Mumcu: Ruhları şad olsun.

M. Yazıcıoğlu: Siyasal İslamcıydı. MHP'nin başına "GEÇEMEZDİ". Akp'nin başına geçerdi de MHP'nin başına GEÇEMEZDİ.
T. Özal: Mezhepçi bir kürttü. (Ermeni işgali sırasında Azerbaycanlı KANDAŞlarımıza "biz sünniyiz, siz şii, gidin irandan yarım isteyin" demiş "mezhepçi"nin tekidir. Zerre sevmem. (Varisi Tayyip de farklı değil ya neyse).

Aslında hesaplar bu yönde değildi arkadaşlar.
Muhsin Yazıcıoğlu şaibeli bir şekilde bir helikopter kazasında hiç edilmeseydi şu anda MHP başında olacaktı ve ülkücü hareket bambaşka bir hale dönüşecekti.
Ama makus talihimiz dönmedi. Yoksa şimdi Devlet Bahçeli başkan olamazdı.
Bizde bu forumda böyle ne olacak bu ülkenin hali şeklinde klavye kesitmezdik.

Şüphelerle dolu bir helikopter kazasında hakkı rahmetine kavuşan  Yazıcıoğlu nun vasiyeti gereği Ankara'da Taceddin Dergahı bahçesine defnedildiğini kaçınız biliyor?
Peki, Yazıcıoğlu'nu İstiklal Marşı'nın yazıldığı o dergaha çeken neydi? Ölürken bile ülkücü harekete bir mesaj vermeye çalışmış rahmetli.

İşin özü şudur arkadaşlar,
Bu ülkede ne zaman biri çıkıp doğruları söylemeye başlasa ve halk bu doğruları dinlemeye ve kendine gelmek için titremeye başlasa bir görünmez el bu ülkeye ayar veriyor.

Muhsin Yazıcıoğlu - helikopter de hiç ettiler
Turgut Özal - zehirlediler
Adnan Kahveci - trafik kazası süsü verdiler
Vali Recep Yazıcıoğlu - trafik kazası süsü verdiler 2 gün bitkisel hayatta kaldıktan sonra öldü gitti süper valimiz.
Gaffar Okkan: Diyarbakır Emniyet Müdürü Okkan, 24 Ocak 2001'de Diyarbakır'da 5 polis memuruyla birlikte öldürüldü.
Abdi İpekçi: Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı İpekçi, 1 Şubat 1979'da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

mhp icinde sevdiğim bikaç adam vardı. birini ihraç ettiler. Sinan Bey mhp ye fazla geliyordu heralde.
Partinin mirascısı resmen başka partiye geçti. bizde bu mhp den oy alsında akp yi tek başına getirmesin diye medet umuyoruz. vallahi bu parti hdp nin gerisinde kalacak.

276'yı vermedikten sonra değişen hiçbir şey olmayacak. Yine dört partili, bir iki puan oynama dışında aşağı yukarı aynı oranlarda bitecek bir seçime gidiyoruz. Bana uzunun bu sefer 276'yı bulmak için farklı planları varmış gibi geliyor. Önümüzdeki günlerde göreceğiz.

 Mhp ye ciddi revizyon gerekiyor.Hem parti içi sıkıntı hem lider sıkıntısı hem danışman-siyasetçi sıkıntı mevcut.Siyasette herşeye hayır demek seçmene hayır demektir.Sadece kürt karşıtlığı ile oy toplanmaz.Bu dinozorlarla olacak iş değil.Mhp ye vizyon katacak yeni bir yönetim ve lider gelmesi lazım

Biraz öyle gibiler. 1944 Irkçılık Turancılık Davası'nda "Hüseyin Nihal Atsız", "Nejdet Sançar", (ismini sayamayacağım onlarca kişi) ve Alparslan Türkeş "onlarca yıl" hüküm giydi. Türkeş Bey 9 ay hapiste yatıp "pişmanım hatamı anladım" diyerek af dilenince hapisten çıktı. Dava arkadaşları ise boyun bükmedi...

Bunlar babadan oğula nesil herhalde
Hayırlı uğurlu olsun 9 haftalık bakanlığı.

"krdş Türkeş bu ne beklion"
Abisi akp vekiliydi, şimdi de kendisi akp bakanı oldu