Pages:
Author

Topic: Kilo ve özellikle göbek sahibiyseniz (Read 595 times)

sr. member
Activity: 1022
Merit: 306
November 19, 2019, 03:06:47 AM
#31
bende herkes gibi birçok diyet denedim verdim sonra geri aldım falan.Hatta şekerim de var biraz.Çok zorlandım. yine böyle çok aldığım bir dönem intermediate fasting yani aralıklı oruç diyeti yaptım. Bu orucun mantığın da uyanduktan sonra ilk 4 saat daha iyisi 5 saat hiç bir şey yemiyorsunuz. Sadece çay su soda yada kahve içebilirisiniz. Tabi çay ve kahve şekersiz olacak. tabi bunlar isteğe bağlı. İçmek zorunda değilsiniz. ve sonra belirlediğiniz bi 8 saatlik bi yeme süreci oluşturuyorsunuz.Yani 16 saat aç 8 saat yeme süreciniz olmuş oluyor. İnanılmaz etkisini gördüm .İstediğim kilonun da altına düştüm. Bir ara durdu ama yürüş yaparak o süreci kırdım. Şekerim olmasına rağmen  Vucüdum da daha iyi.Şunu da belirtmeliyim. Bneim şekerim çok yüksek bi şeker değil. ilk başta yapıldığın  da zor gelebilir ama zamanla alışıyor. Şeker hastaları belki ilk etapta 13/14 saat yapabilir .Kesinlikle kendi yaptığım ve çok güzel sonuçlar aldığım bir diyettir tavsiye ederim.

Hocam bende şeker hastasıyım. Bana da diyetisyen önerilerde bulundu ilk zamanlarda uydum ve kilom 86 ya kadar indi. Şuan 94 kg civarıyım. Şeker ilaçlarını kullanmıyorum, bana hap verilmişti. Aktardan karışım almış eşim onu her sabah yoğurt ile karıştırıp yiyorum. Etkili şuan için.
Özellikle şeker hastaları kesinlikle kilo vermesi lazım. Belki genç yaşta hissedilmiyor ana yaş ilerledikçe arızalar çıkıyor maalesef.
sanırım 30 dan sonra çıkıyor bişiler. 30 dan sonra vucüt gerilemeye başlıyor sanki. Spor ve dengeli beslenme ile bu gerileme yavaşlatılabiliyor ama o da yapabilene. genellikle masa başı çalışan ve spor yapma imkanı olmayan biriyim. çıkabildiğim kadar yürüyüşe çıkıp internetten  akşam evde  yapılabilecek sporları yapıyorum. youtube da evde yürüyüş diye bi video var. baya etkili oluyor bence. linki aşağıya bırakıyorum. umarım biri ne de faydası olur.

https://www.youtube.com/watch?v=DfRSBksRA9I
legendary
Activity: 2128
Merit: 1657
November 10, 2019, 01:06:30 PM
#30
Önemli bilgiler ve bazı çok isabetli tavsiyeler içeren bir konu olmuş.
Türkiye'de "fitness" ve "wellness" gibi kavramlar daha yeni yeni anlaşılmaya başlıyor...

Örneğin vücut kitle endeksi gibi statik veriler son derece yetersizdir. 1.80 bir adam, eğer sportif ve kaslıysa 100kg bile olabilir, 1.90 civarı olimpik ağır sıklet güreşçiler 120-130kg'dir.
Kas oranı, musco-skeletal sistemlerin kuvveti gibi faktörler kilo açısından çok belirleyicidir.

Özellikle 30 yaşından sonra düzenli ve ağır düzeyde (high intensity) spor yapmak ömür boyu sağlıklı, güçlü ve mutlu olmanız için en önemli faktörlerden kabul edilir.

Vücut her zaman en ekonomik ve efektif konfigurasyona doğru evrilmeye çalışır, o yüzden bir yetişkin güç egzersizi yapmazsa ve fiziksel olarak aktif bir hayatı tercih etmez ise kas ve kemik olarak zayıflayacaktır...

Yani beslenmenin yanında, egzersiz ve dinlenme kısımlarının da çok ciddi incelenmesi gerektiğini düşünüyorum, bunu da ilerleyen mesajlarda merak edenler olursa ayrıntılı değerlendiririz...
legendary
Activity: 1554
Merit: 1334
November 10, 2019, 12:39:38 PM
#29
Sağlık köşesi konusunda şu mesajımdan itibaren karşılıklı konuşarak ben de bazı bilgiler vermiştim.

Açılın hacamat, intermittent fasting, omad, su orucu. Hepsini yapan geldi Cheesy

Geçen yıl kronik baş ağrılarımı geçireceğini düşündüğüm için (15 yıldır başım ağrır o derece) hacamat yaptırdım kafadan 3 seans. 1 yıldır rahattım. Ta ki son 2-3 haftaya kadar, sanırım yeniden yaptırmanın vakti geldi. Cidden çok faydasını gördüm. İşin ehli bilen birilerine yaptırmanız gerekiyor.


Son 3 aydır da önce IF yaptım aralıklı oruç. 24 saatin 4 saati yemek serbest kalanında yasak. Devamında Omad yani günde 1 öğün yemeye başladım. Sorun yaşamadım. Bu süreçte de 2 kere 7'şer gün su orucu yaptım. 1 hafta boyunca sadece su çay kahve soda içtim. "Aaaa açlıktan ölür insan" diyenlerin karşısında varım. Ölmedim, bayılmadım Cheesy Kaldı ki bu oruçta nobel alan otofaji süreci tavan yapıyor. Tamamen hücre yenilenmesi yaşıyorsunuz.
Youtuba'da ve başka ortamlarda bir sürü iyi kötü bilgi var, bir süre araştırıp öğrenmek gerek.

Tabi bunlar tamamen YTD Cheesy


Alıntıdan konudaki diğer mesajları da okursanız IF/OMAD/WF kombinasyonu yaptığımı görürsünüz.
IF: Intermittent fasting. Aralıklı oruç.
OMAD: One meal a day. Günde 1 öğün.
WF: Water fasting. Su orucu.
Bugün 7. gün su orucumu bitirdim. 3 aydır bunları yapıyorum. 3 ay öncesinde günlük 100 birim karbonhidrat besinlerinden yiyorsam şimdi 1 birim nerdeyse. Karbonhidrat ölümdür beyler! Ekmek, şeker, makarna, poaça vs. Resmen ölüm!
3 ayda 25 kg verdim. Hiç bir sağlık sıkıntım yoktu sırf kilolu olmaktan sıkıldığım için başladım. Şu an 115 kg'a düştüm. Evet 140'tan başlamıştım. Allahtan boy 187 de ordan kurtarıyorduk. Şimdi gören 90 ancak varsın diyor ama hedef 90  Smiley

IF ve OMAD artık benim için bir yaşam tarzı. Ömür boyu umarım yapabilirim. Bunu bir diyet olarak düşünmektense hayat tarzına çevirip işi kökten çözmek en iyisi.
legendary
Activity: 1820
Merit: 1123
November 10, 2019, 07:19:59 AM
#28
Bel çevresi erkeklerde 102 cm'yi, kadınlarda da 88 cm'yi geçtiğinde riskliymiş. Geçen gün bir haberde okumuştum. Doğruluğu ne kadardır bilemem. Kalp ve dolaşım sistemi bozuklukları hakkında bu sınırı koymuşlar. Sınırı geçenlerin diyet ve spora başlamaları gerekiyormuş. Türk toplumunun %80'ine falan denk geliyordur sanırım Cheesy En iyi spor bence yüzme. Elbette ki diyetle desteklendiğinde faydası var.
full member
Activity: 490
Merit: 104
★Bitvest.io★ Play Plinko or Invest!
November 10, 2019, 05:21:18 AM
#27
bende herkes gibi birçok diyet denedim verdim sonra geri aldım falan.Hatta şekerim de var biraz.Çok zorlandım. yine böyle çok aldığım bir dönem intermediate fasting yani aralıklı oruç diyeti yaptım. Bu orucun mantığın da uyanduktan sonra ilk 4 saat daha iyisi 5 saat hiç bir şey yemiyorsunuz. Sadece çay su soda yada kahve içebilirisiniz. Tabi çay ve kahve şekersiz olacak. tabi bunlar isteğe bağlı. İçmek zorunda değilsiniz. ve sonra belirlediğiniz bi 8 saatlik bi yeme süreci oluşturuyorsunuz.Yani 16 saat aç 8 saat yeme süreciniz olmuş oluyor. İnanılmaz etkisini gördüm .İstediğim kilonun da altına düştüm. Bir ara durdu ama yürüş yaparak o süreci kırdım. Şekerim olmasına rağmen  Vucüdum da daha iyi.Şunu da belirtmeliyim. Bneim şekerim çok yüksek bi şeker değil. ilk başta yapıldığın  da zor gelebilir ama zamanla alışıyor. Şeker hastaları belki ilk etapta 13/14 saat yapabilir .Kesinlikle kendi yaptığım ve çok güzel sonuçlar aldığım bir diyettir tavsiye ederim.

Hocam bende şeker hastasıyım. Bana da diyetisyen önerilerde bulundu ilk zamanlarda uydum ve kilom 86 ya kadar indi. Şuan 94 kg civarıyım. Şeker ilaçlarını kullanmıyorum, bana hap verilmişti. Aktardan karışım almış eşim onu her sabah yoğurt ile karıştırıp yiyorum. Etkili şuan için.
Özellikle şeker hastaları kesinlikle kilo vermesi lazım. Belki genç yaşta hissedilmiyor ana yaş ilerledikçe arızalar çıkıyor maalesef.
sr. member
Activity: 1022
Merit: 306
November 10, 2019, 01:28:25 AM
#26
bende herkes gibi birçok diyet denedim verdim sonra geri aldım falan.Hatta şekerim de var biraz.Çok zorlandım. yine böyle çok aldığım bir dönem intermediate fasting yani aralıklı oruç diyeti yaptım. Bu orucun mantığın da uyanduktan sonra ilk 4 saat daha iyisi 5 saat hiç bir şey yemiyorsunuz. Sadece çay su soda yada kahve içebilirisiniz. Tabi çay ve kahve şekersiz olacak. tabi bunlar isteğe bağlı. İçmek zorunda değilsiniz. ve sonra belirlediğiniz bi 8 saatlik bi yeme süreci oluşturuyorsunuz.Yani 16 saat aç 8 saat yeme süreciniz olmuş oluyor. İnanılmaz etkisini gördüm .İstediğim kilonun da altına düştüm. Bir ara durdu ama yürüş yaparak o süreci kırdım. Şekerim olmasına rağmen  Vucüdum da daha iyi.Şunu da belirtmeliyim. Bneim şekerim çok yüksek bi şeker değil. ilk başta yapıldığın  da zor gelebilir ama zamanla alışıyor. Şeker hastaları belki ilk etapta 13/14 saat yapabilir .Kesinlikle kendi yaptığım ve çok güzel sonuçlar aldığım bir diyettir tavsiye ederim.
legendary
Activity: 1218
Merit: 1291
November 09, 2019, 07:33:50 PM
#25
Yıllarca süren kilo alma verme tekrar alma ve tekrar verme ve yeniden alma sürecimi size anlatmam lazım.
Bu anlatacaklarımdan kendinize dersler çıkarabilirsiniz.

Ben çocukken de kilolu bir çocuktum.
Obez sınıfına terfi etmem lise ikinci sınıfı okuduğum kışta 90 kilodan 140 kiloya çıkmam ile oldu.
Artık o noktadan sonra kilo alma işi logaritmik olarak arttı ve 2005 yılının başında çeyrek ton (250 kilogram) seviyelerine ulaşmam ile zirve yaptı. Artık hayattan tamamen kopmuş idim.

Bir gün TV de izlediğim bir sağlık programında Prof. Dr. Ziya Mocan'a denk gelmem ile birlikte hayatım değişti.
Ocak 2005 de inanılmaz bir tedavi süreci başladı benim için, 1 yılın sonunda Şubat 2006 da 109 kiloya inmiş durumdaydım.
tedavi sürecimle ilgili olarak bir merakınız var ise http://www.obezite.gen.tr/muayeneler.html http://www.obezite.gen.tr/ilaclar.html adreslerinden detaylara ulaşabilirsiniz.
Hayatımın en zor ve aynı zamanda en motive yılı idi. o dönemdeki psikolojim ve motivasyonum da şu şekilde idi : http://www.obezite.gen.tr/yasamtarzi.html

2007 yılında 160 kilo iken evlendim. Yıllar içinde saldım da saldım. Yedim de yedim. 2012 yılı Eylül ayına geldiğimizde 200 kiloya ulaşmıştım.

Daha önce diyet, egzersiz, akupuntur, herbalife, gnc aklınıza gelen gelmeyen her şeyi denemiş sonra 2005 yılında medikal tedavi ile 109 a kadar inmiş ve yeniden 200 kiloya çıkmış olduğum için; sen iflah olmazsın, senin mideni bypass edelim hatta ince bağırsağın bir kısmını da bypass edelim anca böyle çözülür bu iş dediler. yapılan operasyon şudur : https://youtu.be/FLYHICUIYDE

Evet işe aradı. yiyemiyordum artık, yemem gereken hacimden 1 lokma fazlasını yediğimde kusuyor, kusamadığımda hastalanıyordum.
normal insanlar gibi (bokunu çıkartarak) yeme noktasına ulaşmam 2 yıl sürdü. Bu sürede 200 den 120 kilolara indim.
Göbeğim sarkmıştı iyice, motivasyonumu yükseltmek ve yeniden hortlayan iştahımı bak ne güzel göbekte gitti diyerek firenleyebilmek umuduyla
2014 yılı mayıs ayında birde göbek gerdirme amaliyatı oldum. Baya insana benzemiş, yeniden konfeksiyondan giyinmeye başlamıştım.

3 ay sonra işitme kaybı için gittiğim hastanede bir tür beyin kanaması teşhisi konuldu. 1 ay içinde boşandım. Bunun üzerine 1 yıl kadar sonra
babamı kaybettim. bunların hepsi üst üste gelince yemeğe vurdum tabi.

2018 yılı başında bu sefer bir başka cerraha başvurup benim mideyi bir daha daraltın veya revizyon yapın ben yiyorum yine dedim.
Yapılan inceleme sonunda midemi değil midemin devamındaki barsağımı büyütmüş olduğumu revisyon yapılabileceğini ancak yeme alışkanlığımı
düzeltmez isem durumun tekrarlayacağını anlatıp bir piskiyatr a yönlendirdiler.

Tüm bunları yaşarken ana sorunuma hiç çözüm aramamışım.
Bende yeme bozukluğu var. https://www.medicorium.com/binge-eating-tikinircasina-yeme-bozuklugu-tanisi-onlenmesi-tedavi-ipuclari/
Bu gün itibariyle 150 kiloyum. Yine kendimi tutmaya uğraşıyorum. Bu konuda çaba sarfettiğim pek söylenemez ama en azından
artık ne bok yemeye bu kadar yediğimi biliyorum.

Kilo vermek istiyorsanız;
1. Yeme alışkanlığınızı değiştirin.
2. Günlük almanız gereken kalori miktarını azaltın
Hepsi bu.

Bilmeniz gereken önemli bir bilgi Bazal metabolizma hızı : Kişinin bir günlük dinlenir vaziyette harcadığı enerji miktarıdır.
(Türkçesi : Bütün gün çalışmadan yattığınızda harcadığınız kalori miktarıdır.)
Kendi bazal metabolizma hızınızı hesaplayabilirsiniz. : http://www.obezite.gen.tr/hesapmakineleri.html

Kendi yapmaya çalıştığım ve işe yarayan hesap şöyle :
45 yaşında 150 kg erkek bir kişinin bazal metabolizma hızı : 2690 kcal / gün
Masa başında çalışan bir kişi olduğum için iş gününde de bundan daha fazla bir enerji sarfiyatım olmuyordur.

Takriben genel teammüler şu şekilde;
Günlük kalori ihtiyacınızdan 500 kalori daha az almak kişiye haftada yarım kilo verdiriyor.
Günlük kalori ihtiyacından 1000 kalori az almaksa, haftada 1 kilo verdiriyor.

son 1 yıldır, bir yandan yeme bozukluğu için piskiyatr a devam ederken. Bir yandan da bu kurallara uyarak / uymayarak 140 - 150 arasında salınıyorum.

Kendinizi kandırmayın.

Harika ve deneyim dolu bir hikaye, nasıl bir psikolojide olduğunu bilmediğim için yüksek kilolar hakkında yorum yapmayacağım ama boyum 1.80 olduğu için 81 kilo benim psikolojik sınırım. Herkes gibi yemek yemeyi ben de seviyorum, özellikle de sevdiğim bir yemekse. Yine de ufak taktiklerle kilo kontrolü yapmak mümkün. Herbal Life dediğiniz ürün hiçbir işe yaramıyor aslında tek taktiği size öğün olarak onu kullandırması kısacası kendisi dandik bir protein tozudur ve protein bakımından da asla yeterli değildir. Yani kilo verdirmesinin sebebi aslında içinde hiçbir şey olmayışı. Bunun yerine Weider kullanın, inan ben zevkine içiyorum tat öyle güzel. Bakın, yemek yemek güzeldir ben ne zaman kilo aldığımı hissetsem ete abanıyorum. Bu et tabiki de kırmızı et değil, tavuk eti. Tavuk göğsünü küp küp atın tencereye önce yuksek ateşte hafif muhurumsu beyazlasın, ardından ateşi kisin suyunu salsin o su bitene kadar buharda pişsin ardindan 1-2 yemek kaşiği yağ atıp hafif kızartın ardından önce kesilmiş biber ardından küp domates atın. Suyu cekene kadar devam. Sonra da yemeye çalışın bakalım 1 günde 600 gr tavuk yiyebiliyor musunuz? Grin mideniz ne kadar buyuk olursa olsun bu lezzetli yemekten alacağınız kalori en fazla 850-900 kalori.

Bir başka taktik Tefal On The Go. Bu Blender ama çok pratik yani klasik karı aleti değil. Bunla protein shake de yaparsın, smoothie de. Buna bebe ispanak dolduruyosun, salatalik atiyosun, limonu basıyosun, hafif maydanoz da güzel oluyor. Bildiğin çimen kokusu gibi, deniz kenari gibi, ne bilem yağmurlu hava kokusu tadı var. Buradan da vitamini, minerali 100 kalorinin altinda çekiyosun oldu mu sana 1000 kalori.

Tabi 1000 kalori diyet çok sağliksiz, 2500 kalori ihtiyacin varsa en az 2000 alicaksin. Kilo vermek için 300-500 kalori arası açik birakmak iyidir. Üstelik merak etme tika basa doymuş olmana ragmen yiyebileceğin 1000 kalorin daha var. Bununla da sağlikli yağ al ve protein ye. Low Carb diyeti testosteron arttirir, sağlikli yağlar da ayni sekilde ve daha fazla yağ yakarsin. Ustelik bol hormon salinimi sağlar.

Favori diyetim intermittent fasting’dir. Atalarimiz 6 öğün mü yiyiyordu? İneği boğazlıyor yiyebildiğimiz kadar yiyiyorduk, ötesi yok. Günlerce aç kaldiğimiz oluyordu, asla karbonhidrat tüketmiyorduk, bitkilerde karbonhidrat yoktur. Biyoloji dersinde de söylendiği gibi hücre yapısında en az karbonhidrat bulunur hatta neredeyse karb bulunmaz. Karb tarimdan sonra vucudumuza çokça giren birşeydir.

Dehşetül vahşet uyku için ZMA kullanıyorum, uzun süredir kullanmiyodum ama son 2 aydir tekrar başladim çünkü okulum var ve stres yönetiminde pek iyi olduğumu soyleyemem. Rüya görmeyen ben ZMA ile rüya görüyor, kral gibi uyuyorum ayrıca hormonlar da tavan Grin bu ZMA dediğim şey bildiğin Çinko, Magnezyum ve B6 vitamini. Çok kral uyuyosun, göz bandini da takiyosun karanlık ortam tam bir hormon bombası. Testo ve dopamin artıyor, kortizol düşüyor. Ciddi anlamda notlarima etkisi vardır, stresi yöneltmekte çok işime yaradı.

Ayrıca, gereksiz sanal cinsellik de hormon düzenini bozar. Atalarimizin vaktinde sanal ortam mi vardi? Bazi kişiler gereğinden fazla sanal uçkuruyla ilgileniyor. Bu tür olayların hormon dengesini uzun vadede bozduğu bilinir. Gerek yok bunlara. Gerçek sekste sıkıntı yok, atalarimiz da sıkça yapardı Grin ayrıca oyunları da kesin, dopamin reseptorlerinizin basit winler ile ödüllendirilmesine izin vermeyin.

Kısacası, atalarimiz gibi yaşayin.

Et yiyin, yağ yiyin.
Tarimdan önce hayatimizda karbonhidrat yoktu, azaltin.
Gece uyuyun, eskiden işik yoktu. Geç yatsaniz bile goz bandi takin.
Dopamin, ödül mekanizmasina bağlidir şu sanal cinsellik olaylarini birakin. Dopamin reseptorlerinizle oynamayin, testo dengenizi bozmayin.
Gunde 6 öğün falan yemeyin, ne öğünü? 19:5 saat yapilan intermittent fasting en iyisidir. Akşam 5-10 arasi yersin geri kalanda yememelisiniz.
Hormonlar çok önemlidir, ZMA’yi sadece 1 kere deneyin rüya ve derin uyku garantisi veriyorum. Derin uyku hormon demektir, hormon demek yaşam demektir.
Yeşil çay ödem atar ayrıca kilo vermekte faydası sandiğinizdsn daha yüksek.

Yani obeziteyi engellemenin yolu budur, bilseniz bile uygulamadiginizi dusunuyorum cunku dedigim gibi aslinda mide kucultmenize gerek yok. Asla günde 2 kilo tavuk, 10 kilo ispanak yiyemeyeceksiniz. Bazen çok yemek yemek istiyorum ama o 700 gr tavuk asla bitmiyor. Lor ise hiç bitmiyor, Loru yiyemiyorum diyosan onun için de az tereyagli ve domatesli lor tarifim var. On numara iskender tadı verir Grin yumurta pişirmek için sinbo’nun buharli pişiricisi var Flotty yumurtayi tavsiye ederim günde 3-6 ye sikjnti yok. Dedigim gibi istesen de o kalori asla dolmayacak, yeterki seçtiğin besinleri değiştir.

anlatirken aciktim abi Grin

şimdi olcakti 3 flotty yumurta, tavuk sote, şehriyeli pilav + bebe ispanak, limon, salatalik, maydanozlu smoothie Grin zevkine de 1 kalip sert peynir çekerdim.
legendary
Activity: 3248
Merit: 1531
November 09, 2019, 05:56:40 PM
#24
Yıllarca süren kilo alma verme tekrar alma ve tekrar verme ve yeniden alma sürecimi size anlatmam lazım.
Bu anlatacaklarımdan kendinize dersler çıkarabilirsiniz.

Ben çocukken de kilolu bir çocuktum.
Obez sınıfına terfi etmem lise ikinci sınıfı okuduğum kışta 90 kilodan 140 kiloya çıkmam ile oldu.
Artık o noktadan sonra kilo alma işi logaritmik olarak arttı ve 2005 yılının başında çeyrek ton (250 kilogram) seviyelerine ulaşmam ile zirve yaptı. Artık hayattan tamamen kopmuş idim.

Bir gün TV de izlediğim bir sağlık programında Prof. Dr. Ziya Mocan'a denk gelmem ile birlikte hayatım değişti.
Ocak 2005 de inanılmaz bir tedavi süreci başladı benim için, 1 yılın sonunda Şubat 2006 da 109 kiloya inmiş durumdaydım.
tedavi sürecimle ilgili olarak bir merakınız var ise http://www.obezite.gen.tr/muayeneler.html http://www.obezite.gen.tr/ilaclar.html adreslerinden detaylara ulaşabilirsiniz.
Hayatımın en zor ve aynı zamanda en motive yılı idi. o dönemdeki psikolojim ve motivasyonum da şu şekilde idi : http://www.obezite.gen.tr/yasamtarzi.html

2007 yılında 160 kilo iken evlendim. Yıllar içinde saldım da saldım. Yedim de yedim. 2012 yılı Eylül ayına geldiğimizde 200 kiloya ulaşmıştım.

Daha önce diyet, egzersiz, akupuntur, herbalife, gnc aklınıza gelen gelmeyen her şeyi denemiş sonra 2005 yılında medikal tedavi ile 109 a kadar inmiş ve yeniden 200 kiloya çıkmış olduğum için; sen iflah olmazsın, senin mideni bypass edelim hatta ince bağırsağın bir kısmını da bypass edelim anca böyle çözülür bu iş dediler. yapılan operasyon şudur : https://youtu.be/FLYHICUIYDE

Evet işe aradı. yiyemiyordum artık, yemem gereken hacimden 1 lokma fazlasını yediğimde kusuyor, kusamadığımda hastalanıyordum.
normal insanlar gibi (bokunu çıkartarak) yeme noktasına ulaşmam 2 yıl sürdü. Bu sürede 200 den 120 kilolara indim.
Göbeğim sarkmıştı iyice, motivasyonumu yükseltmek ve yeniden hortlayan iştahımı bak ne güzel göbekte gitti diyerek firenleyebilmek umuduyla
2014 yılı mayıs ayında birde göbek gerdirme amaliyatı oldum. Baya insana benzemiş, yeniden konfeksiyondan giyinmeye başlamıştım.

3 ay sonra işitme kaybı için gittiğim hastanede bir tür beyin kanaması teşhisi konuldu. 1 ay içinde boşandım. Bunun üzerine 1 yıl kadar sonra
babamı kaybettim. bunların hepsi üst üste gelince yemeğe vurdum tabi.

2018 yılı başında bu sefer bir başka cerraha başvurup benim mideyi bir daha daraltın veya revizyon yapın ben yiyorum yine dedim.
Yapılan inceleme sonunda midemi değil midemin devamındaki barsağımı büyütmüş olduğumu revisyon yapılabileceğini ancak yeme alışkanlığımı
düzeltmez isem durumun tekrarlayacağını anlatıp bir piskiyatr a yönlendirdiler.

Tüm bunları yaşarken ana sorunuma hiç çözüm aramamışım.
Bende yeme bozukluğu var. https://www.medicorium.com/binge-eating-tikinircasina-yeme-bozuklugu-tanisi-onlenmesi-tedavi-ipuclari/
Bu gün itibariyle 150 kiloyum. Yine kendimi tutmaya uğraşıyorum. Bu konuda çaba sarfettiğim pek söylenemez ama en azından
artık ne bok yemeye bu kadar yediğimi biliyorum.

Kilo vermek istiyorsanız;
1. Yeme alışkanlığınızı değiştirin.
2. Günlük almanız gereken kalori miktarını azaltın
Hepsi bu.

Bilmeniz gereken önemli bir bilgi Bazal metabolizma hızı : Kişinin bir günlük dinlenir vaziyette harcadığı enerji miktarıdır.
(Türkçesi : Bütün gün çalışmadan yattığınızda harcadığınız kalori miktarıdır.)
Kendi bazal metabolizma hızınızı hesaplayabilirsiniz. : http://www.obezite.gen.tr/hesapmakineleri.html

Kendi yapmaya çalıştığım ve işe yarayan hesap şöyle :
45 yaşında 150 kg erkek bir kişinin bazal metabolizma hızı : 2690 kcal / gün
Masa başında çalışan bir kişi olduğum için iş gününde de bundan daha fazla bir enerji sarfiyatım olmuyordur.

Takriben genel teammüler şu şekilde;
Günlük kalori ihtiyacınızdan 500 kalori daha az almak kişiye haftada yarım kilo verdiriyor.
Günlük kalori ihtiyacından 1000 kalori az almaksa, haftada 1 kilo verdiriyor.

son 1 yıldır, bir yandan yeme bozukluğu için piskiyatr a devam ederken. Bir yandan da bu kurallara uyarak / uymayarak 140 - 150 arasında salınıyorum.

Kendinizi kandırmayın.
sr. member
Activity: 798
Merit: 260
June 03, 2019, 04:13:53 AM
#23
otofaji ile ilgili bir video izlemiştim, AlyattesLydia hocama katılıyorum. yaşlandıkça kilo almak kolaylaşıyor, ben son 1-2 aydır ekmeği azalttım, et ağırlıklı protein ağırlıklı yemek yemek hızla kilo vermeye yarıyor ama toptan da kesmeyin yan etkileri olabilir. eskiden kilo alamıyorum diye üzülürdüm, artık fazlalıkları verme telaşı sardı. yüzme imkanı olan bir yerde yaşamak istiyorum çünkü seviyorum yüzmeyi, böyle sevilen bir spor ile birlikte biraz da yediğimize içtiğimize dikkat edersek kilolardan kurtuluruz.

Protein ağırlıklı beslenmenin sağlıklı biçimde kilo vermeye yardımcı olduğunu ben de okumuştum. Hatta bu şekilde bir arkadaşımın kilo verdiğine şahit oldum ancak göbek sadece biraz hafiflemişti yani tamamen yok olmuyor. Bunun dışında bir de kişinin kan grubuna göre bir diyet uygulamasının faydalı olacağından söz ediliyor ama etkisi nedir bilemiyorum. Göbek olayı gerçekten sıkıntı.

Bu kan grubu diyeti nedir acaba merak ettim aslında kafama göre yapmayıp bir diyetisyene mi gitsem diye düşünüyorum gerçi hareket ettiğimde rahat veriliyor ama yine de bi uğramam lazım hem kan grubu diyetini öğrenirim
hero member
Activity: 938
Merit: 501
June 02, 2019, 08:37:26 AM
#22
otofaji ile ilgili bir video izlemiştim, AlyattesLydia hocama katılıyorum. yaşlandıkça kilo almak kolaylaşıyor, ben son 1-2 aydır ekmeği azalttım, et ağırlıklı protein ağırlıklı yemek yemek hızla kilo vermeye yarıyor ama toptan da kesmeyin yan etkileri olabilir. eskiden kilo alamıyorum diye üzülürdüm, artık fazlalıkları verme telaşı sardı. yüzme imkanı olan bir yerde yaşamak istiyorum çünkü seviyorum yüzmeyi, böyle sevilen bir spor ile birlikte biraz da yediğimize içtiğimize dikkat edersek kilolardan kurtuluruz.

Protein ağırlıklı beslenmenin sağlıklı biçimde kilo vermeye yardımcı olduğunu ben de okumuştum. Hatta bu şekilde bir arkadaşımın kilo verdiğine şahit oldum ancak göbek sadece biraz hafiflemişti yani tamamen yok olmuyor. Bunun dışında bir de kişinin kan grubuna göre bir diyet uygulamasının faydalı olacağından söz ediliyor ama etkisi nedir bilemiyorum. Göbek olayı gerçekten sıkıntı.
full member
Activity: 127
Merit: 116
June 02, 2019, 06:31:17 AM
#21
Ben de son yıllarda  karbonhidratları azaltıp ,protein ve su tüketimini  arttırma yönünde beslenme alışkanlıklarını değiştirmiş biri olarak halen göbek yağlarından müzdarip bir insanın.
Bir denemediğim yöntem olarak bahsettiğiniz  öğün atlama prensibi kalmıştı.Denemeye değer görünüyor.
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
June 02, 2019, 02:38:30 AM
#20
ilk postuma edit yapacaktım ama maksat itlik olsun, bir de post kasmış olurum Grin

kendimden örnek verecek olursam:

ben yıllarca gerçek anlamda spor yapmış birisiyim. bunu spor salonunda yapılan antrenman olarak düşünmeyin. o bizim için sıradan antrenmanlardı ve hiçbir zaman sevmemişimdir.  Grin sürekli sakatlanmam, yaşımın ilerlemesi ve sigaraya başlamamdan sonra spor vs benim için tamamen can sıkıcı bir uğraş olmuştu. abur cubur hiç yememiş bir insan olarak o muhteşem lezzetlerle de tam bu dönemde tanıştım. düşünün 25 yaşına kadar hiç elma şekeri ya da pamuk şekeri yememiş bir insandım. (mesela 80 kuşağı mutlaka yemiştir.) 30 yaşımda hayatımda ilk defa pamuk şekeri yedim. not: bok gibi tadı var.

sonra gittim adam gibi spor salonuna yazılarak aldığım kiloların birçoğunu geri verdim. bu arada yeme alışkanlığımı da tamamen değiştirdim. evime koşu bandı alıp onda bayağı bir koştum. daha sonra yemek sektöründe çalışmaya başlayınca işler değişti. uzun mesailer sonucu gece 3'te yemek yediğim günler çoğunluktaydı. bir de üstüne güzel rus vodkalarını ekleyince ufak bir manda yavrusu oldum. nedir 1-2 ay biraz dikkat etmeyle yine fazlalıklarımdan kurtuluyordum ama artık yaş 40'a yaklaşınca işler zorlaştı. şimdi tamamen ofis içinde hareket etmeden mal gibi yaşıyorum. sabah 6'da evde kahvaltımı edip 10 gibi iş yerinde bir şeyler kemiriyorum. öğlen yemeğinden sonra saat 3-4 gibi yine abur cubur mesaisi başlıyor. akşam 6-7 gibi yemek ve saat 21 gibi de çay+püskevit keyfiyle günüm geçiyor. 6 ay önce aldığım gömlekler bana artık dar geliyor. bu pazartesinden sonra yine tüm düzenimi değiştireceğim. yıllardır bana söylenen "genetiğin iyi olduğu için vücudun hemen toparlıyor." geyiği bakalım bu sefer gerçek mi göreceğiz.

bunları yazmamın sebebi kilo alıp verme kişiden kişiye değişir. mutlaka doktora gidip değerlerinizi öğrenin. gerekiyorsa güzel bir diyetisyen ve sporla da bunu destekleyin. yaşı geçkin olanlar artık 20'li yaşlarda değiliz. o gençlik zamanında yaptığınız sporları bu yaşta yapmaya çalışmayın kalp krizinden gidersiniz aman:) ve son olarak da hacılar bir yerden sonra psikolojik destek de gerekiyor. biz niye öküz gibi besleniyoruz lan?!
Benden sana bir tavsiye, özelliklerine ne yazdıkları hiç önemli değil, ev tipi koşu bantları adamın dizini eline verir, ama bunu yıllar sonra farkedeceğin için ondan kaynaklandığını düşünmezsin bile, illa kullanılacaksa darbe emme özelliği çok çok iyi ayakkabılarla kullanılmalı, hala kullanıyorsan vazgeç.
Ev için en fonksiyonel ve sağlıklı spor cihazı nedir denilirse de, benim araştırmalarım şunu gösteriyor: Eliptik bisiklet..Hiçbir bölgeyi aşırı zorlamadan, tüm vücudu yoğun bir şekilde çalıştırıyor.
hocam darbe emmeli çılgın bir koşu bandı. ama zaten yukarıda dediğim gibi sürekli sakatlanan bir vücut yapım var. sebebi de kendimi fazla zorlamam. ilk olarak aklımda eliptik bisiklet almak vardı ama mal gibi dünyanın parasını verip koşu bandı almıştım. ev için en uygun olan bence de eliptik ya da kürek.

Quote
Aslında toparlarsak ana mantığımız aynı eski çağlarda yaşayan atalarımız gibi olmalı. Açsan açsındır, değilsen yemek yemene gerek yok. Zaman zaman fark etmişsinizdir, öğle yemeği vakti gelir ama karnınız o kadar tok olmasına rağmen yine de yediğiniz miktarı çok da değiştirmeden o öğünü alırsınız. Vücutta bunları mecburen depolamak zorunda kalır.

eski tıp alimlerinin yazdıklarına bakarsanız hepsinin günde 1 ya da 1,5 öğünü tavsiye ettiğini görürsünüz. bir ara denediğim için gerçekten bünyeyi rahatlattığını söyleyebilirim ama günümüz şartlarına uymuyor gibi sanki. büyük ihtimalle bizim 1 senede yaşadığımız olayları atalarımız ömrü boyunca yaşamıyordur. her şeyi çok hızlı tüketen garip bir nesil olduk.
legendary
Activity: 2128
Merit: 1148
June 01, 2019, 05:57:26 PM
#19
otofaji ile ilgili bir video izlemiştim, AlyattesLydia hocama katılıyorum. yaşlandıkça kilo almak kolaylaşıyor, ben son 1-2 aydır ekmeği azalttım, et ağırlıklı protein ağırlıklı yemek yemek hızla kilo vermeye yarıyor ama toptan da kesmeyin yan etkileri olabilir. eskiden kilo alamıyorum diye üzülürdüm, artık fazlalıkları verme telaşı sardı. yüzme imkanı olan bir yerde yaşamak istiyorum çünkü seviyorum yüzmeyi, böyle sevilen bir spor ile birlikte biraz da yediğimize içtiğimize dikkat edersek kilolardan kurtuluruz.
hero member
Activity: 1400
Merit: 569
June 01, 2019, 05:03:37 PM
#18
Güzel bir konu olmuş, şu sıralar benzer konular hakkında oldukça fazla araştırma yapıyorum.

Dış görünüş olarak pek kilolu gözüktüğüm söylenemez. (1.90 - 87 Kilo) Ancak boy sadece vucuttaki yağları gizlememe yardımcı olabiliyor. Yoksa tişörtü çıkarınca gerçekler maalesef çok iç açıcı değil.

Bu sıralar Water Fasting - Otofaji ve diğer yeme alışkanlıkları hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım. Okudukça aslında bazı şeylerin bize çok yanlış empoze edildiğini fark ettim. Örneğin kahvaltı ile başlayalım;

"Kahvaltı günün en önemli öğünüdür" bu lafı çok sık duyduk değil mi? Hatta hepimiz bunun bilimsel bir dayanağı olduğunu düşündük. Ancak bu cümle aslında Kellogg's tarafından daha fazla kahvaltılık gevrek satmak amacıyla oluşturulmuştur. Büyük bir pazarlama taktiği diyebiliriz. Burada altını çizmek istediğim husus burada yazdıklarım herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler için geçerlidir. Yoksa şeker hastaları gibi kişilerin düzenli olarak yemek yemesi gerekir.

https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2016/nov/28/breakfast-health-america-kellog-food-lifestyle

Kendimi bildim bileli de bu algıya ayak uydurup, "aç olmasam bile" kahvaltı yapmaya devam ettim. Oysa kahvaltı yapmasaydım, vücudum çok daha sağlıklı ve yağsız olabilirdi.

"Vücut, şekeri glikojen olarak vücutta saklar. Bu glikojenler ise 8 ila 12 saat içerisinde yakılır. Ancak sık yemek yiyenler vücuda devamlı olarak glikojen depolayacakları için glikojen rezervi hiç tükenmez ve vücut enerji için yağ yakmayı neredeyse unuturken sadece glikojen yakmaya çalışır. İşte aralıklı oruç, bunun önüne geçer ve vücudun, enerji için yağ yakmasını sağlar. Böylece kilo kaybı gerçekleşir ve istenen kiloya aralıklı oruçla ulaşılır."

https://yemek.com/intermittent-fasting-aralikli-oruc-nedir/

Akşam en geç 20:00'de yemek yeseniz, sabah kahvaltısını atlarsanız, öğle yemeğini de 13:00'da yediğinizi düşünürsek vücut tam 17 saat aç kalıyor. Hiç fena değil.

Buradaki tek fayda zayıflamak değildir. Hatta zayıflamak sadece bir yan etkidir. Asıl önemli olan bu durumun bizi kanserden korumasıdır.

“Otofaji – Hücre içi Geri Dönüşüm Sistemi” Nobel Konuşması olarak adlandırılan Otofaji konusundaki araştırmalarıyla 2016 Nobel tıp ödülü sahibi Yoshinori Ohsumi olmuştur. Eğer proteine ihtiyacınız varsa, vücudunuz yeni protein üretmek için parçalanmış aminoasidi geri kazanacaktır.

Elbette, vücudunuz gerekli olandan daha fazla protein barındırıyorsa, o zaman kesinlikle aşırı amino asit salgılar veya proteini enerjiye dönüştürür.  Çoğu kişi büyümenin her zaman iyi olduğunu düşünse de gerçek şu ki, yetişkinlerde büyüme neredeyse daima kötüdür. Kanser çok fazla büyüme demektir. Alzheimer hastalığı da beyinde çok fazla önemsiz protein birikimi (nörofibriler yumaksılar) ile ortaya çıkabilir. Kalp krizi ve felçlere ateromatöz plaklar neden olur. Bunlar, birçok şeyin aşırı birikimidir, fakat belirgin biçimde, düz kas hücreleri, bağ dokuları ve dejeneratif malzemelerdir. Düz kasın çok fazla büyümesi, kalp krizine neden olan ateroskleroza neden olabilir. Böbrekler ve yumurtalıklar gibi polikistik hastalıklar çok fazla büyüme demektir. Obezite çok fazla büyüme anlamına gelir.

Besin yoksunluğu, protein agregasyonu veya yayılma (protein yığınları) veya enfeksiyonlar dahil olmak üzere bazı hücresel stres türleri, bu sorunları engellemek ve hücrenin iyi çalışmasını sağlamak için otofajiyi aktifleştirecektir. Bu işlemin başlangıçta seçici olmadığı düşünülmüştü, ancak daha sonra hasarlı organelleri (alt hücresel bileşenler) ve istilacı patojenleri seçebildikleri görüldü. Süreç sadece memelilerde değil, aynı zamanda Dr. Ohsumi’nin çalışmalarının çoğunda otofaji ile ilgili genlerin (ATG) çözülmekte olduğu böcekler ve mayalarda da betimlendi. O, bu temizleme ve geri dönüşüm yolunun, tek hücreli organizmalardan insanlara kadar tüm dünyada korunmuş olduğunu doğruladı.

https://sencerbulut.com/fasting-ve-otofaji/

Aslında toparlarsak ana mantığımız aynı eski çağlarda yaşayan atalarımız gibi olmalı. Açsan açsındır, değilsen yemek yemene gerek yok. Zaman zaman fark etmişsinizdir, öğle yemeği vakti gelir ama karnınız o kadar tok olmasına rağmen yine de yediğiniz miktarı çok da değiştirmeden o öğünü alırsınız. Vücutta bunları mecburen depolamak zorunda kalır.

Kendi adıma bunları okuduktan sonra kahvaltı öğününü aradan çıkarmaya karar verdim. Bunu yaklaşık 10 gün boyunca gözlemleyeceğim eğer iş performansını çok olumsuz etkilemiyorsa, öğle yemeğinde ilk öğünü alacağım. Orada aldığım öğün sonrası eğer akşam çok fazla aç değilsem, sadece bir çorba ile günü sonlandırmayı düşünüyorum. Bu aslında olması gereken ama hepimizin günlük koşuşturma içerisinde çok da dikkat etmediğimiz bir sorundu. Ne olursa olsun, şartlanmış gibi öğünleri atlamadan yiyorduk.

Tavsiyem açsanız yemek yerken, karnınız aç değilse yemeyin, bu kadar basit.

Tekrar vurgulamak istiyorum, bu kararı almadan önce doktorunuza danışmakta fayda var. Beklenmeyen yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.


sr. member
Activity: 798
Merit: 260
June 01, 2019, 02:10:30 PM
#17
Bugün kendime bir gömlek ile bir pantolon alayım dedim. Malum deneme odasında görünce kendimi. Şu vücuda bak dedim. Kendimddn nefret ettim şekil yok biçimsiz.
Bobita hocam endokrin uzmanına gideceğim. Aslında doktor ve hastanelerden korkuyorum.
Teşekkürler tavsiye için.

Hocam gitmediğimiz için bu haldeyiz korkmayın gelin hastanelere gelmezseniz daha kötü durumlar çıkıyor bana hastam geliyor ağzı leş gibi korkuyorum diyo gelse 3 ayda bir kontrol ettirse ağzını bu halde olmazsın diyorum
member
Activity: 532
Merit: 22
June 01, 2019, 01:38:57 PM
#16
Bugün kendime bir gömlek ile bir pantolon alayım dedim. Malum deneme odasında görünce kendimi. Şu vücuda bak dedim. Kendimddn nefret ettim şekil yok biçimsiz.
Bobita hocam endokrin uzmanına gideceğim. Aslında doktor ve hastanelerden korkuyorum.
Teşekkürler tavsiye için.
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
June 01, 2019, 06:40:50 AM
#15
ilk postuma edit yapacaktım ama maksat itlik olsun, bir de post kasmış olurum Grin

kendimden örnek verecek olursam:

ben yıllarca gerçek anlamda spor yapmış birisiyim. bunu spor salonunda yapılan antrenman olarak düşünmeyin. o bizim için sıradan antrenmanlardı ve hiçbir zaman sevmemişimdir.  Grin sürekli sakatlanmam, yaşımın ilerlemesi ve sigaraya başlamamdan sonra spor vs benim için tamamen can sıkıcı bir uğraş olmuştu. abur cubur hiç yememiş bir insan olarak o muhteşem lezzetlerle de tam bu dönemde tanıştım. düşünün 25 yaşına kadar hiç elma şekeri ya da pamuk şekeri yememiş bir insandım. (mesela 80 kuşağı mutlaka yemiştir.) 30 yaşımda hayatımda ilk defa pamuk şekeri yedim. not: bok gibi tadı var.

sonra gittim adam gibi spor salonuna yazılarak aldığım kiloların birçoğunu geri verdim. bu arada yeme alışkanlığımı da tamamen değiştirdim. evime koşu bandı alıp onda bayağı bir koştum. daha sonra yemek sektöründe çalışmaya başlayınca işler değişti. uzun mesailer sonucu gece 3'te yemek yediğim günler çoğunluktaydı. bir de üstüne güzel rus vodkalarını ekleyince ufak bir manda yavrusu oldum. nedir 1-2 ay biraz dikkat etmeyle yine fazlalıklarımdan kurtuluyordum ama artık yaş 40'a yaklaşınca işler zorlaştı. şimdi tamamen ofis içinde hareket etmeden mal gibi yaşıyorum. sabah 6'da evde kahvaltımı edip 10 gibi iş yerinde bir şeyler kemiriyorum. öğlen yemeğinden sonra saat 3-4 gibi yine abur cubur mesaisi başlıyor. akşam 6-7 gibi yemek ve saat 21 gibi de çay+püskevit keyfiyle günüm geçiyor. 6 ay önce aldığım gömlekler bana artık dar geliyor. bu pazartesinden sonra yine tüm düzenimi değiştireceğim. yıllardır bana söylenen "genetiğin iyi olduğu için vücudun hemen toparlıyor." geyiği bakalım bu sefer gerçek mi göreceğiz.

bunları yazmamın sebebi kilo alıp verme kişiden kişiye değişir. mutlaka doktora gidip değerlerinizi öğrenin. gerekiyorsa güzel bir diyetisyen ve sporla da bunu destekleyin. yaşı geçkin olanlar artık 20'li yaşlarda değiliz. o gençlik zamanında yaptığınız sporları bu yaşta yapmaya çalışmayın kalp krizinden gidersiniz aman:) ve son olarak da hacılar bir yerden sonra psikolojik destek de gerekiyor. biz niye öküz gibi besleniyoruz lan?!
Benden sana bir tavsiye, özelliklerine ne yazdıkları hiç önemli değil, ev tipi koşu bantları adamın dizini eline verir, ama bunu yıllar sonra farkedeceğin için ondan kaynaklandığını düşünmezsin bile, illa kullanılacaksa darbe emme özelliği çok çok iyi ayakkabılarla kullanılmalı, hala kullanıyorsan vazgeç.
Ev için en fonksiyonel ve sağlıklı spor cihazı nedir denilirse de, benim araştırmalarım şunu gösteriyor: Eliptik bisiklet..Hiçbir bölgeyi aşırı zorlamadan, tüm vücudu yoğun bir şekilde çalıştırıyor.
legendary
Activity: 2408
Merit: 1478
alex
June 01, 2019, 06:35:37 AM
#14
ilk postuma edit yapacaktım ama maksat itlik olsun, bir de post kasmış olurum Grin

kendimden örnek verecek olursam:

ben yıllarca gerçek anlamda spor yapmış birisiyim. bunu spor salonunda yapılan antrenman olarak düşünmeyin. o bizim için sıradan antrenmanlardı ve hiçbir zaman sevmemişimdir.  Grin sürekli sakatlanmam, yaşımın ilerlemesi ve sigaraya başlamamdan sonra spor vs benim için tamamen can sıkıcı bir uğraş olmuştu. abur cubur hiç yememiş bir insan olarak o muhteşem lezzetlerle de tam bu dönemde tanıştım. düşünün 25 yaşına kadar hiç elma şekeri ya da pamuk şekeri yememiş bir insandım. (mesela 80 kuşağı mutlaka yemiştir.) 30 yaşımda hayatımda ilk defa pamuk şekeri yedim. not: bok gibi tadı var.

sonra gittim adam gibi spor salonuna yazılarak aldığım kiloların birçoğunu geri verdim. bu arada yeme alışkanlığımı da tamamen değiştirdim. evime koşu bandı alıp onda bayağı bir koştum. daha sonra yemek sektöründe çalışmaya başlayınca işler değişti. uzun mesailer sonucu gece 3'te yemek yediğim günler çoğunluktaydı. bir de üstüne güzel rus vodkalarını ekleyince ufak bir manda yavrusu oldum. nedir 1-2 ay biraz dikkat etmeyle yine fazlalıklarımdan kurtuluyordum ama artık yaş 40'a yaklaşınca işler zorlaştı. şimdi tamamen ofis içinde hareket etmeden mal gibi yaşıyorum. sabah 6'da evde kahvaltımı edip 10 gibi iş yerinde bir şeyler kemiriyorum. öğlen yemeğinden sonra saat 3-4 gibi yine abur cubur mesaisi başlıyor. akşam 6-7 gibi yemek ve saat 21 gibi de çay+püskevit keyfiyle günüm geçiyor. 6 ay önce aldığım gömlekler bana artık dar geliyor. bu pazartesinden sonra yine tüm düzenimi değiştireceğim. yıllardır bana söylenen "genetiğin iyi olduğu için vücudun hemen toparlıyor." geyiği bakalım bu sefer gerçek mi göreceğiz.

bunları yazmamın sebebi kilo alıp verme kişiden kişiye değişir. mutlaka doktora gidip değerlerinizi öğrenin. gerekiyorsa güzel bir diyetisyen ve sporla da bunu destekleyin. yaşı geçkin olanlar artık 20'li yaşlarda değiliz. o gençlik zamanında yaptığınız sporları bu yaşta yapmaya çalışmayın kalp krizinden gidersiniz aman:) ve son olarak da hacılar bir yerden sonra psikolojik destek de gerekiyor. biz niye öküz gibi besleniyoruz lan?!
legendary
Activity: 2646
Merit: 1333
June 01, 2019, 06:23:18 AM
#13
Yazının tamamını okudum. Özellikle insülin direnci kısmına bende katılıyorum. Ben şeker hastasıyım ve maalesef kilo veremiyorum. Şuan 98 kiloyum . Çözüm yok gittiği yere kadar yaşa zaten dünya öyle yaşanacak aman aman bir yer değil.
Hocam insülin direncini kırmayı başaranlar var, bu konuda yetkin endokrin uzmanları ve diyetisyenler de var, çok küçük bir yerde yaşamıyorsanız vazgeçmeyin, çözüm yok diye bir şey yok.


Yazıyı bende tam okumadım fakat bayramdan sonra bende diyete girecek biri olarak hedefim 10kilo vermek. Daha önce vermiştim bol bol yürüyüş , su , mekik , Yeşilçay bunlar olmazsa olmazlar. Tabi bide Boğaz'ı kesmek gerek Smiley
Yazıyı okumayıp yorum yapınca cevaben bir şey yazmaya gerek duymadım açıkçası.


Ben bu konuda ağzımı açmayayım ne kadar uğraşsamda o göbek çıkmıyor bi türlü 59kg Cheesy
Susar mısın lütfen...  Grin


Genetik çok etken sanırım bir de ilerleyen yaş ile beraber vücuttaki dengeler değişiyor normalde kilolu olmayanlar da çok kilo alabiliyor. Yapılabilecek en iyi şey hareketli olmak ve dengeli beslenmek.
Yapılan her yeni araştırma (hem de sadece şişmanlık değil, hemen her konuda) genetik faktörün sandığımız kadar manipüle edici olmadığını, bu konunun biraz abartıldığı gösteriyor. Yaşam tarzı, beslenme ve çevresel faktörlerin yanında genetik faktör gerçekten hafif kalıyor.
sr. member
Activity: 658
Merit: 255
June 01, 2019, 05:24:03 AM
#12
Genetik çok etken sanırım bir de ilerleyen yaş ile beraber vücuttaki dengeler değişiyor normalde kilolu olmayanlar da çok kilo alabiliyor. Yapılabilecek en iyi şey hareketli olmak ve dengeli beslenmek.
Pages:
Jump to: