Topic: Malthus ve Inferno - Küresel elitler ne istiyor? (Read 120 times)

-Dünya nüfusu artıyor evet ama artarken yaşlanıyor* yani artmasının önemli bir nedeni de yaşam süresinin uzaması
-Doğurganlık azalıyor**

Her yüzyılda felaketler (savaş-salgın-deprem vs) yaşıyor insanlık, önemli olan nerede durduğumuz!

***

****

bu vatandaşa kalsaydı teoriden bu yana geçen 2 asırda insanlık yok olmuştu ama öyle olmadı. 8x artan nüfusun yanında modern tarım ve gelişen ekonomi ile insanlık ayakta kalmayı başardı. Suudilerin vurduğu Yemen ve Kuzey Kore dışında son yıllarda -80lere göre- küresel açlık haberleri giderek azalıyor yani istenirse Dünyada 0 açlık pekala mümkün
*****

* https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dunya-yaslaniyor-yuzde-19-ile-yasli-nufus-orani-en-yuksek-kita-avrupa/2542113#:~:text=BM'ye%20g%C3%B6re%2C%201950%2D,65%20ya%C5%9F%20ve%20%C3%BCzerindekiler%20olu%C5%9Fturuyor.
** https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46148247#:~:text=Toplam%20do%C4%9Furganl%C4%B1k%20h%C4%B1z%C4%B1n%C4%B1n%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BC%C5%9F%20nedeni,e%C4%9Fitim%20ve%20i%C5%9F%20ya%C5%9Fam%C4%B1na%20kat%C4%B1l%C4%B1m%C4%B1.
*** https://tr.wikipedia.org/wiki/Thomas_Robert_Malthus
**** https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_n%C3%BCfusu#:~:text=D%C3%BCnya%20n%C3%BCfusu%20ya%20da%20d%C3%BCnya,d%C3%BCnya%20n%C3%BCfusu%208%20milyar%C4%B1%20a%C5%9Fm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.
***** https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCresel_A%C3%A7l%C4%B1k_Endeksi

Oxfam'ın Forbes ve Credit Suisse'in verilerini kullanarak hazırladığı raporda dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğiyle ilgili çarpıcı sonuçlar yer alıyor. Rapora göre en zengin 26 kişinin serveti dünya üzerindeki 3.8 milyar insanın servetine denk düşüyor.
https://tr.euronews.com/2019/01/21/en-zengin-26-kisi-dunya-nufusunun-yarisi-kadar-servete-sahip

Yoksulluk ve açlığın nüfus artışıyla ilgisi bana sağlıklı bi ilişki gibi gelmiyor. Çünkü kapitalist ekonomi bütün zenginliğin dünya nüfusunun az bi kesiminde birikmesine göre planlanmıştır. Zenginlik adil bi şekilde paylaşılırsa kaynaklar daha bi yeterli olur. Hem nüfus artışının iyi yanları da var. Nüfus arttığında üretim kapasitesi artar. Malthus buna hiç değinmiyor. Adil bi paylaşımın getireceği mutluluktan da hiç söz etmiyor. Bunun yerine tarımsal alanların kapasitesi ile insan nüfusunu kıyaslıyor. Malthus’un nüfus teorisi insancıl bakımdan çok bi iyi teori diiil bana göre. Zenginliğin biraz adil paylaşılması bile sekiz milyar insanın yüzünü güldürür. 26 kişinin serveti 3,8 milyar insan ile eş düşmesin. 1 milyar insan ile eş düşsün o da yeter.

Komplo teorilerini severim, güzel paylaşım olmuş elinize emeğinize sağlık hocam. Küresel elitlerin dünyayı yönlendirme çabalarını yıllardır okurum. Komplo teorileri de benim hobilerimden birisidir. Sadece ihtimaller üzerinden konuşulmasına rağmen yüzlerce farklı akıldan çıkmış, yüzlerce farklı teori var. Küresel elitler ise bu yöntemi daha çok kullanılabilir ve müdahale edilebilir buluyor. Koronavirüs’ün nüfus popülasyonunu ayarlayan bir doğal seleksiyon biçimi olduğuna dair komplo teorileri de var. Büyük bir kesimin kabul ettiği laboratuvar ortamında üretilmiş bir virüsün toplu olarak bu görevi üstlenmesinden bahsediyorlardı. Herkese vurulan aşıların ise komplikasyonları bile bilinmediği halde insanlara zorunlu tutuldu. Bir çoğumuz bunun etkilerini belki önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

Açıkcası şuanda bile böyle bir durumla yüzyüze olduğumuzu düşünüyorum ancak tam olarak aynısı olmasa da besinsel üretime önem verilmeyip tüketim ürünlerinin tüketilmesine yönelinmesinden kaynaklı olarak.



Dünya nüfusunun artışı su götürmez ancak besinsel üretimin aritmetik bir biçimde arttığını düşünmüyorum. Bunda besinsel tüketim maddelerinin üretim sahalarının gerek küresel ısınma faktörüyle gerekse de insani tahribat nedeniyle azalmakta bu da mahsülün hem kalitesinin düşmesine hemde miktarının azalmasına öncülük ettiğini düşünüyorum.


Kısaca talepkar kişi sayısı artıyor ve talebe karşılık arz olmuyor bunun sonucunda ise gündelik tüketim maddelerine ulaşamayan kişilerin gerek direk (Bu besinlere direk erişemeyenler) olarak gerekse de dolaylı yoldan ( gdo'lu mahsüller, insani tahribatlar sonucu zararlı materyaller barındırmasıyla vs vs)  ölümüne sürüklenmekte olduğunu kabul edebilirim.


Akılcı yöntemler yerine menfaati sonuçlara yönelecek yönetimler olduğu süresince azalması kaçınılmaz bir durum.


Topyekün dünyaya olan alışkanlıklarımızı keskin bir şekilde değiştirmezsek altıncı da olur yedinci de sekizincide...



Evet insanoğlunun içindeki aç gözlülük olduğu sürece bir taraf rahatça yaşayacaktır diğer taraftaki ise en olmadık ızdırapları tadacaktır. Kimi için bu dünya cennet olurken kimisi içinde cehennem olacaktır ve ölümü kurtuluş olarak görecektir.

BONUS:

Daha önce de forumda konuştuğumuz konular vardı. Bunlardan bir tanesi Susuz Tarım - Amerika'dan köyüne dönüp tarım yapan akademisyen . Birçok akılcı ve yenilikçi tarımsal üretim yöntemi mevcut. Gelenekselci yöntemlere bağlı kalan çiftçilere gerekli eğitim verilerek besinsel üretimin daha verimli bir şekilde arttırılması söz konusu olacaktır.


Bir diğeri Doğa'nın İnsanlığı Silkelemesi . Bu da gösteriyor ki doğa ana birden fazla kere kendini yenileme yoluna gitmiş ve bunu yaparkende üzerindeki canlılarıda tahtalı köye göndermiş.

Ulan bi benle dünyayı kurtaramayız diğer ibnelerde bi bok yapmıyor bende yapmayayım düşünceleriniz var ise de her koyun kendi bacağından asılır diyerek Duvarda Sebze Yetiştirme şöyle bir yöntemde izleyebilirsiniz.

Aklıma birşeyler geldikçe karalar eklerim.

Dünya nüfusunun belirli bir grup tarafından azaltılması fikri bana insancıl gelmiyor. Nüfus kontrolünü doğum kontrolü ile sağlama fikri ise bence kabul edilebilir bir durum. Çünkü dünya kaynaklarının sınırlı olduğunu biliyoruz. Kontrolsüz artan nüfus dünya kaynaklarının paylaşımı konusunda problemler yaratır. Bu problemleri aşmanın en kolay yolu doğum kontrolü ile nüfus kontrolünü sağlamaktır. Çin bir dönem tek çocuk politikası uygulamıştı ve bazı sorunları aşmayı başarmıştı. Ayrıca dünya üzerindeki gelişmiş ülkelere ve geri kalmış ülkelere bakarsanız nüfus artış hızları arasında ciddi oranda fark olduğunu görürsünüz.

Gıdanın ve metanın ülkeler arasında dolaşımının kolaylaşmasıyla kendine yetecek kadarının fazlasını isteyen insanoğlu bunu lehine kullanmak yerine aleyhine kullanmayı tercih etti ve toplumların yıkımı başladı bana göre. 1950’de 2.5 milyar civarı olan Dünya aradan geçen 70 senede 8 milyara dayanmış durumda. Artan nüfusla kaynakların her sene daha fazla sömürülmesi apaçık ortada. Malthus’un teorisi kimilerine göre acımasız gelebilir ancak insanoğlu düşünmeden hareket ettiği vakit bu tarz teorilerin hayata geçmesi daha hızlı olacaktır.

Bu teoriyi lisans dönemimde anlatmıştım yıllar geçmiş üstünden. Teorinin bir kötü yanı da göz göre göre gerçekleşiyor olması. Dağılımın eşit yapılması, israfın önüne geçilip kaynakların dağıtılması gibi düşünceler gerçekleşebilse keşke ama pek mümkün değil. Nüfusun kontrol altında tutulması demek hali hazırdaki artışın durdurulmasıyla gerçekleşebilirdi normal şartlarda. Bu da pek uygulanmıyor dünyada.

Bu konu komplo teorisi içerir.

Malthus’un Nüfus Teorisi:



Malthus’un Nüfus Teorisi, nüfus artışı ile besin maddelerinin üretimi arasındaki dengeyi tartışarak, dünyada er ya da geç bir açlık sorunun ortaya çıkacağını öne sürer.

Malthus’a göre dünya nüfusu yirmi beş yılda bir iki katına çıkarken yani geometrik bir şekilde(2,4,8,16…) artarken; besin maddelerinin üretimi ancak aritmetik bir biçimde (2,3,4,…) artmaktadır. İşte bu artışlar arasındaki fark nedeniyle yüzyıl sonunda besin maddeleri üretimi beş kat artarken, dünya nüfusu tam 16 kat artacaktır.

Arada oluşacak olan bu fark, bazı bireylerin ölümüne neden olacaktır.
https://tarihibilgi.org/kisaca-malthusun-nufus-teorisi/


Dünya Nüfusunun Azalması mı Gerekiyor? 

Cehennem Inferno
Dünya tarihinde beş büyük nüfus imhasından sonra altıncıyı biz mi yaşayacağız?
https://youtu.be/rX7kpZKxlFo

Dünyada herkese yetecek kadar gıda ve yaşamsal faaliyetlerimizi kaliteli bir şekilde sürdürebilmemizi sağlayabilecek kadar çeşitli materyaller var ama dünya zenginliğinin tamamına sahip olan küresel elitler gözlerini sahip olduğumuz birkaç parça küçük mutluluğa dikmiş gibi davranıyor. Son zamanlarda gördüğüm en kötü teorilerden biri dünya nüfusunun azaltılması yönündeki söylemler oldu. Eminim ki Amerika'daki bir günlük israf Afrika kıtasını birkaç hafta besleyebilir ama zenginliğin tamamına sahip olmak isteyen küresel sözde yardım kuruluşları paylaşmaktan bahsetmek yerine başka hayatların yaşam hakkı üzerine konuşmayı tercih ediyorlar. Sizce dünya nüfusunun azaltılması gerçekten bir çözüm olabilir mi?