* Gelen sistem ile birlikte
rütbeler de meritlere bağlandı.
- * Merit asla rütbeye göre verilmez. Bir üye düşük rütbeli diye fazla, yüksek rütbeli diye az merit vermek haksızlık olur.
Bu kısım da tamamen felsefik bir tartışma konusu: nedensellik, determinizm, ahlak felsefesi "İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?", davranışlarımızdaki bilinçaltı refleksler gibi terimleri irdelemek gerekiyor.
"Merit rütbenin ön şartı ama rütbe için merit verilmez" derken bile "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" modunda bir paradoks yaşıyoruz. "ibadet ediyorum ama cennet için değil, walla billa" demek gibi bir durum ortaya çıkıyor.
"Neden?" sorusu
"Neden?" sorusu bilimsel düşünmenin gelişiminde etkili olmuş ve tarih boyunca ele alınışı değişimlere uğramıştır. Belirli gelişmelerin sonrasında ise neden sorusundan nedensellik kavramına geçildiği görülür. Özellikle Newton'un bulguladığı bilimsel gelişmeler ve doğabilimlerinin o dönemdeki ilerlemesi sonucunda nedensellik kavramının öne çıktığı söylenebilir.Nedensellik bir şeyin nedenini bilmek, ve bu da, bir şey meydana gelmişse ondan önce başka bir şey meydana gelmiştir düşüncesine sahip olmak anlamına geliyordu ve böylece, buradan da gelecegin kestirilebilir/bilinebilir bir şey olduğu fikrine varılıyordu. Eğer bir olayın geçmişteki nedeni biliniyorsa gelecekteki sonucu da bilinebilir olarak ele alınıyordu. Newton fiziğinde, belirli bir anda eğer bir sistemin durumu biliniyorsa gelecekteki durumunun da ne olacağı tespit edilebilir olarak alınır. Nedensellik bu anlamda bir neden-sonuç ilişkisi olarak anlaşılmaktadır. Werner Heisenberg ve benzer kuantum fizikcilerinin itirazı tam da bu noktaya ilişkindir; çünkü belirli durumlarda (atom altı dünyada) bir şeyin konumunu ve hızını aynı anda bilmenin olanaklı olmadığı, bunun çeşitli olasılıksal hesaplara bağlı olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Böylece nedensellik ilkesinden giderek belirsizlik, olasılıksallık, rastlantısallık gibi kavramlara yönelim sozkonusu olmuştur.
Determinizmin dalları
Determinizm kararların sebeplerinin incelenmesi için farklı dallara ayrılmıştır:
Mekanik determinizm: insanın kararları kendi dışındaki nedenlerin sonucudur.
Ekonomik determinizm: ekonomik etkenler insanın kararlarında belirleyicidir.
Toplumsal(Oto) determinizm: insanın iradesi yaşadığı toplum değişkenleri(eğitim, ekonomi, sağlık, mal varlığı) ile belirlenir.
Tarihsel determinizm: insanın kararlarının belirlenmesinde tarihi olaylar etkilidir.
Deneysel determinizm: deney ile elde edilen veriler tekrar bağımsız olarak sabit sonuçlara sahiptir. Pozitif bilimlerin açıklanmasında etkili olan determinizmdir. Bu anlayışa göre mucize gibi olaylar yoktur.
(bu kısma katılmıyorum, mucizelere inanırım) Bilimlerin kuralları sabittir ve bu da belirli durumları ortaya çıkarır
Kanıtlar
Psikolojik kanıt: İnsan karar verirken dış uyarıcıların etkisindedir. Duygular bilinçaltının yansımasıdır. Bu nedenle insan özgür hissetse bile özgür değildir.
Sosyolojik kanıt: İnsan toplum içindeki diğer bireylerin davranışlarından etkilenebilir ve etkilenen insan özgür değildir.
Ahlak kanıtı: İnsan ahlak kurallarının belirlediği sınırlar içinde hareket etmek zorunda olduğu için özgür değildir.
Hukuk kanıtı: Hukuk kuralları insanların eylemlerinde etkili olduğu için insan özgür değildir."
https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvTmVkZW5zZWxsaWshttps://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvRGV0ZXJtaW5pem0sonuç: "rütbe için merit şart" dersen sisteme müdahale etmiş olursun, meritin sayısını kısıtlarsan yine müdahale etmiş olursun, meriti ona buna veremezsin dersen yine yine yine again again againn...
Defalarca müdahale edilen bir sistemde, insanlardan mekanik kararlar alması beklenemez çünkü mekanik değiliz, hiçbirimiz tam özgür değiliz, ancak ufak tefek nüans farklılıklarımız mevcut o kadar...
"merit felsefesi" diye bir dal oluştu, hayırlı olsun