Bahçeli için çok şey yazabilirim buradan ama özetlemek gerekirse düşündüğünüz gibi akp bastonu ya da koltuk sevdalısı değil. Kasedi mi çıkmış bir yanlış mı yapmış ki bırakıp gitsin. O adamın tek kusuru aşırı ciddiyeti ve piyasadaki kuklalar gibi ağzının laf yapamaması. Bahçelinin samimiyetini anlayabilmek için ciddi ciddi düşünmek lazım ama maalesef halkımız ona hiç bir zaman bu şansı vermedi ve vermeyecek de. Hatta iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan birisi nasıl bu ülkeyi yönetir gibi düşünceler olsa da, bu düşünceye sahip kişiler büyük yanlıştalar. Bu zamana kadar gördüğüm Türk siyasetçileri arasında en dürüst ve eşini dostunu zengin etmeyecek, hortumlamayacak, terör örgütüne taviz vermeyecek ve gerçekten gerekeni yapacak siyasetçi Bahçelidir. Oy kaybı ise yine rahmetli Aziz Nesinin tespitini ıspatlar niteliktedir nedenine gelirsek şöyle hafızamızı biraz yoklayalım..
AKP tek başına iktidar olamadığında, Erdoğan'ın talimatı ile tek başına iktidar olana kadar seçime gitme kararı alınmıştır.
Bunun farkına olan Bahçeli koalisyona sıcak bakmadığını çıkıp ekranlarda söylemiştir. (Fakat burada küçük bir hesap hatası yapmıştır.)
CHP ile koalisyon kuracağını (AKP'nin oy kaybını) düşünerek yaptığı bu açıklamadan sonra, ülkede terörün artması ile birlikte 3 şart koyarak koalisyona hazır olduğunu beyan etmiştir, bunun sebebi koltuk sevdası değil, ülke bekasıdır. Bu adımından sonra dönek, akp bastonu gibi yakıştırmalar yapılsa da bu yakıştırmalar düşüncesizce ve yanlıştır.
Bahçeli şartları neden koymuştur?
Bahçeli bundan uzun yıllar önce rahmetli Ecevit, Mesut Yılmaz ile koalisyon hükümeti kurmuş ama her kafadan ayrı ses çıkmasından ve fazla lafının geçmeyişinden ötürü pek de yararlı bir hükümet olamamıştır, bunları bilerek Erdoğan'ın kumandası altına girmemek için Cumhurbaşkanının sadece görevini yapmasını ve siyasete karışmamasını 1. şart olarak koşmuştur, kişisel görüşüm çok haklıdır. Olması gerekendir.
2. şart çözüm sürecinin bitmesidir ki zaten bitmiştir, bu çok detaylı ve akp nin en büyük yanlışlarından biridir, terör örgütüne bu süreç büyük bir güç vermiştir. Bahçeli zamanında bu safsatayı bitirin derken, "sen analar ağlasın mı istiyorsun, kandan besleniyorsun" diyenler, aslında akp nin ne tür bir hata yaptığını, pkk yığınak yaparken, polisi, askeri ardırdan baktırdığını ve en son şehirlere kadar indiğini sonradan anlamışlardır. Kısacası bu 2. şart da kabul edilebilirdir ve olması gerekendir.
3. şart da malum kişilerin yargılanmasıdır ki bunun hakkında sanırım yorum yapmama gerek yok, suçu olmayan yargılanmaktan korkmamalıdır.
Özetle bu şartları kabul etmeyen parti akp'dir ama her şeyi yanlış anlayan halkımız, yine Bahçeliyi, "Hayırcı" olarak değerlendirerek sandıkta cezalandırmıştır, halbuki asıl ve en ağır "Hayırcı" akp -> Erdoğan'dır.
Neden seçim hükümetinde olmadı diye soranlara ise cevabım, HDP'li vekiller bakan olmuş iken MHP'nin o koalisyonda bulunması düşünülemez.
Özet ile Erdoğan ülke için güzel şeyler yapmıştır, fakat çok fazla yolsuzluklar, çok fazla hatalar da yapılmıştır. Tek başına 15 yıldır iktidarda olmak çok büyük bir avantajdır, bu avantajı ise elbette kullanacak ona göre rahat hizmet veya rahat hortumlama yapabileceklerdir. Bahçeli'ye halk hiç bir zaman tek başına iktidar şansı vermemiştir, bundan sonra da vermeyecektir. Kısacası ne kadar saf ya da beceriksiz gibi görünse de, bu ülkenin (bence) en kıymetli ama kıymeti bilinemeden harcanan siyasetçisidir.
Yazdıklarınızda haklılık payınız var elbette. Lakin Bahçeli asla bir siyasetçi olamamıştır. Siyaset, basitçe, toplumu peşinden götürebilme sanatıdır. Bahçeli ise, ancak akademisyen ya da danışman olabilecek düzeyde bir vizyona sahiptir. Bence en büyük yanlış, Bahçeliden siyasi başarı bekleyerek, onu o koltukta tutmak olmuştur.