Topic: İnsan ilişkilerinde dikkat etmemiz gereken görgü kuralları (Read 256 times)

Bir insanla konusurken ona bakmaya özen gösteriyorum cünkü ben birisiyle konusurken sagla solla ilgilenirse beni dikkate almadigi dinlemedigi hissine kapiliyorum bu durum hosuma gitmiyor ayni hissiyati baskalarina yasatmak istemiyorum.

Birde aklima gelen cik eki var en nefret ettigim. Kimi insan ismin sonuna cik eki getirir ve bu iyi birseymis gibi kullanir bu olaydan nefret ediyorum asla adimin sonuna cik eki kullanilmasini istemem asagilandigimi hissettiriyor asla da kimseye kullanmam .

özeldeki samimiyeti genele yaymamak gerekiyor çünkü absürt durumlarla karşılaşmak mümkün olabiliyor. :) yakın ilişkilerin, sıkı dostlukların kaldırabileceği espriler toplum içinde bambaşka anlamlara dönüşebiliyor. bu yüzden nerede olduğumuz ve ne yaptığımız çok önemli; her zaman ortama uygun davranışlar sergilememiz gerekiyor.

Bu yazdığım iş disiplini ile ilgili aslında. Bunun da çözümünü buldum. Hemen her zaman herkesden daha sonra işyerinden çıkarım. Bu süre her zaman ise geç geldiğim süreden daha fazladır. İs ahlakı da insanı ilişkiler kadar önemli bir olgudur benim için. 

Aslında herkesın bı ınsan oldugunu unutmasak ve herkesın empatı duyguları gelısse ınanın bana asla bı sorun yasamayız herkes empatıden yoksun herkes bana dokunmayan yılan bın yasasın derse ınsanların anlayısı asla gelısemez

İnsan sosyal bir varlıktır, bu sosyallik sonucunda iyi yerlerde oluyoruz, kurduğumuz ilişkiler kimi zaman bizler için en büyük varlık oluyor, bazı işler vardır paranla yaptıramazsın ama çevren sayesinde hemen şıp diye halledersin, bu çevrenin oluşumunda en büyük etken olan insan ilişkilerine çok güzel örnekler verilen bir konu olmuş, ben genellikle sivri dilimi bir kenara bırakıyorum, çünkü biliyorum ki Türkiye’de kimse eleştirilmeye gelmiyor, insan ilişkilerinde tatlı dilli olmak her zaman kazandırır,

Hocam ben bunun insan ilişkileriyle bir bağını kuramadım 😂 sanki bu sizin kişisel meseleniz. 😂

Bu arasa mesaiye geç kalmak istemiyorsanız erken yatmalısınız. Sanırım siz grç yatıyorsunuz. Saat 23.00-24.00 arası yatakta olmalısınız. Erken yatarsanız istemeseniz de erken kalkarsınız.

Sanırım bunu bulunduğum topluma göre giyinirim maddesine istinaden yazdınız. Aslında bu abes bir durum değil. Tabiiki herkesin giyim kuşamına karışmak haddimize değil ve bunun için asla baskı kuramayız. Ancak şu durum var bir kişi köy yerinde altında şort üstü çıplak ve kıllı dolaşmamalı. Yani bulunduğu topluma ayak uydurmalı. Bu zor birşey değil. Ama abes karşılanmayacağın yerlerde istediğin gibi dolaşabilirsin.

Şöyle düşünüyorum. Bir toplumda giyinme kültürü vardır. Kimse bu kültürün bozulmasını, yozlaşmasını istemez

Güzel bir liste hazırlamışsınız. Bu listedeki maddelerin bir kısmına katılmayıp geri kalanına katıldığımı söyleyebilirim. Mesela en sevmediğim şeylerden birisi de insanların kendi zevklerine, inançlarına göre seni eleştirmeye çalışması. Biz aynı inançta değilsek senin ne haddine beni eleştirmek? Herkes herkesin inancına, düşüncesine, yaşam tarzına saygı duymak zorunda. Yoksa çarpık bir toplumdan öteye gidilemez.

Bende duvar saatini 5 dakika ileri alırım ki mesaiye geç kalmayayım. Sonuç mesaiye yine geç kalırım ama tek farkla. Eskiye göre 5 dakika daha erken geç kalıyorum 

benim saatim her zaman normal saate göre 8 dakika ileridedir. bu sayede bir yere gideceksem hiçbir şekilde geç kalmam. ülkemizde maalesef bu konuya dikkat edilmiyor. herifle bir yerde buluşacaksın "ya geç kaldım, çok bekledin mi?" la dübür erken çıkarsan geç kalmazsın ama sen elinde telefonla oyna!

3 numarada verdiğiniz örnek Türkiye'nin özeti aslında. 

Bizde en az orta yaşlı kesimden itibaren böyle bir güruh vardır. Yok işte sizin çocuk üniversiteyi kazandı mı, nereyi kazandı, işe girebildi mi, nerede çalışıyor, iyi kazanıyor mu, ne zaman evlenecek sizin çocuk gibi abidik gubidik sorular sorarlar. Ya kardeşim sanane bunlardan.    Sen kimsin, seni ne ilgilendirir? Neden bizim millette hep birileriyle kıyaslama çabası var anlamıyorum. Yemiyorlar, içmiyorlar bu gibi tipler böyle boş işlerle uğraşıyorlar.

Ne kadar düşünceli olduysam o kada hor görüldüm. Ne kadar dikkat ederseniz edin karşınızdaki insan mı önemli olan o.

Gerçekten olması gereken tüm maddeler yazılmış galiba. Düşünüyorum da aklıma ekstra farklı bir şey gelmedi. Zaten herkes bunları yapabilse dünyada kavgalar olmaz, sorunlar çıkmaz herkes mutlu mesut bir şekilde yaşar gider. Ama ne yazık ki herkeste aynı şekilde karakter yok ve herkes güzel ahlak sahibi değil. Bu durumun düzelmesi de imkansız ne yazık ki.

Bende size şöyle bir öneride bulunayım arkadaşlar. Bir kafeye veya restoranda gittiğiniz zaman komi, garson veya kafe görevlisine sizin hizmetçiniz gibi davranmayın. Bu insanlar ekmeğini taştan çıkaran, çoğu zaman iyi bölümler okuyup ailesine yük olmayan insanlar. Yanımızda bir arkadaşımız çalışıyordu, hukuk ikinci sınıf öğrencisiydi. Boş kalmak istememiş kafemizde emeğiyle çalışıyordu mesela. 20 liraya bir Nargile bir çay alıp 4 kişi dönünce kimse sizin hizmetçiniz sanmayın.

Bu kadar mükemmel insan varmıymış bunların hepsini birden yaptığınıza inanamıyorum etrafımızdaki insanlardan sıkça yapılan çok hatalar olduğu için bunları yapmayan neredeyse yoktur diye düşünüyorum ben sadece arama konusunda takıntılıyım 2-3 kere çalar telefon açmazsa kapatırım kendisinin aramasını beklerim aramazsa o arayana kadar bir daha zorunlu olmadıkça aramam

Hepsini uygulayan insan 10 numara insan olur ama mutlaka yanlış yaptığımız şeyler vardır.
Özellikle çocuk meselesi. Genelde evlenen kişilere çocuk kaç tane derler. Henüz yok deyince geç kalmayın vs diyen çok olur( karşı tarafın sağlık durumunun ne olduğunu bilmeden bu yorumlar yapılabiliyor.)

Bizim ülkemizde maalesef buluşmalarda ilk sorulan şey meslek, iş. Bana da baya saçma geliyor halbuki iş insanın belirleyici özelliği denemez. Çoğu insan bulabildiği işte çalışıyor meslek seçemiyor yani. Hobileri, ilgi alanları ya da becerilerinin sorulması daha doğru.

28. madde aynı zamanda bir güvenlik problemi de oluşturabilir. :) cebinden tomarla para çıkaran adam sadece biraz görgüsüz değil, aynı zamanda kendi güvenliğini de çok fazla düşünmeyen insandır. hırsızın hiç suçu yok mu? var tabii ki, asıl suçlu hırsızdır elbette; ama her zaman eşeği sağlam kazığa bağlamak gerekir. :)

En çok ilgimi çeken madde bu oldu açıkçası. Çünkü bunu çokça yaşadım. Ne işle uğraştığımdan konu açıldığında anlatıyordum fakat bazı insanlar daha da derinlere inip maaşı ne kadar olduğunu söylememi de istiyor. Bu insanlar benim annem babam bile olsa ben söylemek istemiyorum açıkçası. Çünkü sonuçta siz benim maaşımı tam olarak bilip napacaksınız ki? Ben iyi diyorsam iyidir kötü diyorsam kötü. Fazla detayına girmeye gerek yok bence. 

Bende de bazı takıntılar var bunlardan bende bahsedeyim.

1) Telefonlar birisini aramadan önce mesaj atarak müsait olup olmadığını ve konuşacağım konuyla ilgili kısa bilgi geçerim ki bu onun öncelikleri arasında yer almıyorsa müsait zamanında geri dönüş yapmasına vesile olur.

2) Toplu taşıma ve kalabalık ortamlarda yüksek sesle " Enişteee nittinnn dobloyu sattın mı?" gibi telefon görüşmeleri gerçekleştirmem ve gerçekleştirmem gerekiyorsa uygun bir ses tonunda konuşmamı gerçekleştiririm.

3) Bulunduğum ortamda sessiz sakin ve hatta göz ardı edilen bireyler olup olmadığına bakarım ve onlarla sohbet kurmaya çalışırım çünkü hayatımın bir bölümünde birçok ortamda o şekilde bulunduğumdan nasıl bir his olduğunu hala çok iyi hatırlarım.

4) Çevremdeki birisinin bir sorunla baş etmeye çalıştığını gördüğümde nazik bir dille yardımcı olabileceğim birşey olup olmadığının altını çizerek yardımcı olmaya gönüllü olduğumu belirtirim.

5) Madde 4 te yer alan durumlarda yardımım istendiyse gece gündüz farketmeksizin elimden geleni hiçbir karşılık beklemeden yaparım. Karşılık beklemeden yapmamanın en büyük faydası tökezlediğinizde çok az bir oranda dahi olsa bir kol koluma girmiştir.

6) Karşımdaki kişilere karşılık her daim gülen bir yüzüm vardır derler ya karşınızdaki kişinin nelerle boğuştuğunu bilemezsiniz ve bir hikaye vardır ya birisi bir intihar notu bırakır ve der ki bugün evden çıkıp şu köprüye kadar gideceğim oraya varana kadar bir kişi dahi yüzüme gülmezse intihar edeceğim. Ve intihar gerçekleşir.

7) Eğer bir temsilci veya bir görevli yoğunluk içerisinde sorunumu gidermeye çok çabaladıysa şöyle bir replikle veda ederim " Bu güzel günde sevdiklerinizle güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle" keza tam tersi durumda gerçekten kendimi tutamayabiliyorum en büyük görgüsüzlüğüm budur kabul ediyorum 

En önemlisi Mevlana'nın dediği gibi " Ya olduğun gibi görün; ya da göründüğün gibi ol" kendimi yanlış farklı şekillerde göstermemeye lanse etmemeye çok çaba sarfederim. Malum günümüzde iki yüzlü insanların çok olması sebebiyle insanlar arasında  ciddi güven sorunları yaşanıyor. Karşımızdaki kişiye gösterebileceğimiz en büyük görgü kurallarının top10'inde yer alır bana neysek o yuz davranışı.