Örnek olarak, sorgulayarak dinden çıkan arkadaşlar gerçekten dogmatik başka bir kalıba girmediğine emin mi? Öyle ya şu an, öncesinde çevresel bir algının ürününe inandıklarına eminler.
Descartes'in sistematik şüphe yaklaşımında "düşünüyorum, öyleyse varım" dediği gibi, tüm çevresel algılardan soyut ve kendi benliklerine emin olarak bu sonuca varabildiğine emin mi?
eğer doğru anlaysam,
Burda heralde kült olan Cogito ergo sum sözünü değil de, Descartes in bu sözü söylerken geçtiği süreçlerden ve kendini her şeyden yalınlayıp, sadece varoluşunun temeline inerken ki yönteminden bahsediyorsun.
Bu 3 kelimeye ergenken çok kafayı takmış bir insan olarak, nerde görsem illa çenem açılıyor
, ah anılar anılar
o kadar sağlam bir özet cümle ki beni çok tatmin ediyor. Zaten latincesi ile türkçesi arasında çok küçük anlam farklılığı var.
Hiç bir kelimeyi, cümleyi başka bir dile anlamıyla çeviremeyeğimiz için, yani bunun imkansız olmasından dolayı, bunu da çeviremiyoruz bu söz de birazcık boynu bükük kalıyor. Dillerde de bizim bilincimiz gibi, tarih boyunca o dili konuşan insanların ortak bilinci üzerinde bırakılan etkilerden oluşuyor. Yani tamemen insan gibi kendine özgü bir deneyim oluyor.
Hatta hiç bir cümleyi, bir başka insana anlamı dahilinde aktaramıyoruz aynı dil olsa bile. çünkü iki insanın genetiği ve yaşadıkları deneyimleri birbirinden farklı oluyor.
---- konudan konuya atlama içerir okumayın
-----
Rönesans fatih sultan mehmetin, homerosu kendisi okuyup özümseyebilmek için antik yunanca öğrenip okuması gibi, latince öğrenesi geliyor insanın. ama nerde iş güç okul, derken afedersiniz göt büyütüyoruz sandalye başında
ingilizceyi bile tarzanca gibi zor konuşuyoruz daha
Bu arada forumda fatih sultan mehmetin, rönesans da yaptıklarını yazsak, yani gerçekleri yazsak bir cimere yazsalar içeri atarlar vallahi
Bu eleman ilk önce rönesans tablosu vs siktir etmiş, demiş ben en iyisi floransadaki heykeller gibi kendi heykelimi yaptırayım da şanım yürüsün, hem millet bakar heykel sanatına içi açılır hem 1-2 sanatçı da ekmek yer.
O zaman ihale mihale işleri yok tabi ama bir çok yazışma görüşme vs yapılıyor konu hakkında, sorup soruşturuluyor kim yapar kim eder, kaça mal olur
. Fakat yüksek ihtimalle halk yapılan rönesans hareketin, rahat yetişsin, bunlar put yaptırdı vs. çok ileri gitmesin diye gidiyor kendi heykeli yerine kendi tablosunu yaptırıyor. ki o da %100 haram, ama tablo olunca cılız bir ses çıkıyor. onların da kellesi reisimize laf yok diye arada kaynıyor gidiyor neyse orasını karıştırmayalım.
Bu adam bir de öyle ilginç biri ki, osmanlıda normalde aylarca harekat planı yapılırken, bu adam orduyla yola çıktıktan sonra nereye sefere çıkıldığını orduya bildiren bir adam. düşünsenize o zamanın ABD ordusu gibi ordunuz var, komple yüzbinlerce kişi fethe gideceksiniz doğu mu batı mı haberiniz yok, nereye gidildiğinden hiç haberiniz yok yolda söylüyor paşam. Genelde yaptığı da en başta şaşırtmak için ters yöne gidip, karargah kurup orduyu toplayıp ters yöne gitmesi.
Bu adam yeni roma hayallerini yarıda bırakarak aramızdan ayrıldı. Bir gün orduya emir veriyor, atı alıyor, ordusuyla üsküdarı geçiyor. maltepe falan derken Bu viaportun oralardaki lunaparka doğru varıyorlar, starbucksın o tarafa, sonra oradanda aşağı sahile doğru orada bir çayır var. imara kapalı. cumhuriyetten sonra kemalistler millet unutsun diye imara kapadılar çayırı, sit alanı yaptılar, kolay kolay kaldırılmıyor. adını da hünkar çayırı yaptılar, padişahlarımız unutulsun diye. Neyse bu adam orada takdiri ilahi mi dir, venedik zehri mi dir nedir, çat hakkın rahmetine kavuşuyor.
Yabancı ve yerli bir çok tarihçiye göre, oradan gemilere binip, italyanın tam ucuna bir yıldırım harekatı düzenleyip, rönesans yaşanırken orada olmak istiyordu, rönesansı kaçırmamak istiyordu. Zaten ondan önce çıkartmalar yapılıp italyadan topraklar alınmıştı. peki neden bu derece riske giriyordu?
çünkü biz rönesansın insanoğlunu nasıl ilerlettiğini yüz yıllar sonra kavradık. Bana göre bu eleman öyle ileri görüşlü bir adamdı ki. Sadece 3-4 yıl düşünüp, değerlendirip, 500 sene sonrasını görebiliyordu. Çat diye kavradı olayı yani. kurduğu bilim, teknik, sanat ve hukuk yönünden en ileri medeniyeti olan yeni romanın, italyadaki rönesansı kaçırırsa ayakta kalmayacağını biliyordu. nitekim 300-400 yıl içerisinde yavaş yavaş çöktü.
Bu kardeşimizin bir de sarayın altına yaptırdığı, şarap odaları mahzenleri de var. bunu da israili protesto ederken kırıp yollara dökmek için yaptırdığı rivayet olunur.