Pages:
Author

Topic: Türkiye & Dünya Ekonomisine Bir Bakış/2017-2018 (Analiz) (Read 323 times)

jr. member
Activity: 322
Merit: 2
Çok detaylı ve doyurucu yazmışsınız teşekkürler öncelikle. Türkiye ile ilgili kısımda bizi en çok etkileyen şey fed veya diğer merkez bankalarının politikaları değil bu günlerin geleceğini bile bile o  para bolluğunda bir tane bile arge çalışması yapmamak katma değerli üretim tesisi üretmemek insanlarımızı kalifiye elemanlar haline getirmemek yol yapmak yemek içmek lükse gösterişe yönelmek oldu. Aklı başında bir ülke olsaydık şu an güney korenin hemen arkasındaki yerimize doğru ilerliyorduk.
jr. member
Activity: 546
Merit: 2
ekonomimiz ne yazık ki yeşil ışık falan veremiyor bu dönemlerde. artık seçim falan da kalmadığına göre politikaya yönelmek gerekiyor.
jr. member
Activity: 448
Merit: 2
akdenizde savaş tamtamları iyiden iyiye kendini hissettiriyor ve 2019 yılının sonunda küresel bir kriz beklentisi de mevcut.
birçok ülkenin ekonomisi alt üst olacak.
full member
Activity: 411
Merit: 134
Bence şuan ekonomimizle övünsek bile borcumuz ile de dizimi dövmek zorundayız, çünkü bu büyümeye eşdeğer oranda çılgın bir borç durumu söz konusu ve devletin bu denli borç içerisinde olması bundan sonraki büyümenin finans sıkıntısı sebebiyle gerilemesi ve işlerin tamamen sarpa sarması

Güzel söz. Dediğiniz gibi ceremesini biz çekeceğiz yine günün sonunda.
full member
Activity: 353
Merit: 100
Ekonomi ile ilgili verilerde olumsuzlama uzun süredir vardı ve piyasa verileri fiyatlandırdı. Rahip krize işin bahanesi dolar fiyatı olması gereken yere geldi. Gelişen ekonomiler zaman zaman ısınır ve düzeltme gelir.
newbie
Activity: 84
Merit: 0
türkiye ekonomisinin bu duruma geleceği 2008 yılından bu yana bilinen bir şeydi. kendi düşen ağlıyor şu an halk olarak.
jr. member
Activity: 420
Merit: 1
türk ekonomisi amerikan himayesinden çıkmaya çalıştığı için oluyor bu zamanlarda olanların her birisi.
newbie
Activity: 171
Merit: 0
hocam elinize sağlık faydalı bir paylaşım olmuş, bu tip teknik yeterlilik gerektiren, bilimsel yazıları seviyorum açıkçası oldukça iyi oluyorlar
KTM
jr. member
Activity: 158
Merit: 1
Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık ülkenin durumunu bilale anlatır gibi anlatmışsınız bu enfilasyon ve faizin ana sebebi asıl eğitim bu gidişle yeni nesiller daha kötü eğitim gördükleri için başa geldiklerinde daha kötü olucak kısacası şuan kötü günlerdeyiz yarın daha kötü günler gelicek...
copper member
Activity: 224
Merit: 1
16 yıldır büyük çoğunluğu inşaat sektörüyle büyüdük. doğrudur. ama Olaya bir de şu açıdan bakmanızda fayda var.:
Özal ilk seçildiği yıllarda enflasyonu yüksek tutarak enflasyon zengini firmalar ve insanlar oluşturmuştu. Sonra enflasyondan kazanılan bu paralar sanayiye doğru kaymış ve üretim gerçekleşmişti.
Tayyip Erdoğan ve hükümeti de bence inşaat sektörünü kasıtlı olarak geliştirdiler. Para kazanan firmalar ve kişiler oluştu. Örnek mi: yaşanılan bir olay: Adam kapıcı ve karısı temizlikçi. Aldıkları maaş asgari ücret. Sonra x ilinin varoşlarında otururdukları evin arsasına müteahhitin talip olmasıyla bir anda 300 bin/1 milyon liralık daire sahibi oldular. Burada müteahhitte arsa sahibide para kazandı. Bu örnekleri çoğaltabilirim. ( Fikirtepe. Samandra, Sultanbeyli, Beylikdüzü bölgelerinde oldukça fazla var bu örneklerden. vs).
Ayrıca inşaat sektöründen devlete çok ciddi vergi geldi. Tapu harcı, emlak vergisi, Kdv gelirleri, Kurumsal vergi vs.

Şimdi hükümetin yapması gereken şu: İnşaat sektöründen çok ciddi para kazanan firmaları veya sahışları tespit edip sanayide üretime teşvik etmek, gerekiyorsa perde arkasından zorla yaptırmak. Özelliklede cari açık verdiğimiz ürünleri ürettirmek. Cep telefonu, yazılım, otomobil, plastik ürünleri vs.

Başarılı olmuş bir örnek vererek bu yazdıklarımı sonlandırmak istiyorum: Hyundai firmasını nasıl başladığını nasıl büyüdüğünü incelemenizi tavsiye ederim. Kısaca söyleyecek olursam, firma, ilk işini inşaat sektöründen para kazanarak başlıyor ve büyüyor. sonra sanayide üretim yapmaya başlayarak bu günlere geliyor.


Bahsettiğiniz belli noktalara katılıyorum.

Belirttiğiniz üzere Hyundai firması inşaat sektöründen, Toyota ise tekstil sektöründen gelip dünya devi markalar oldular evet.Fakat bizdeki durum öyle değil maalesef.Bu adamlar bunu yaptıkların da zengin ettikleri insanlar kapıcı veya arsa sahibi x ağa,otopark mafyası z şahsı değildi.Kendi bünyesinde çalışan beyaz yakalılar sermayeder oldu ve bu kitle farklı/gelecek vaadeden inovatif alanlara yatırımların dışlanmadığı stabil bir ekonomi politikası yürütülen bir ortamda yine o yatırımları finansmanını bizzat sağlayarak öncül lokomotif sektörlerini bu günkü konumlarına getirdiler.Yani her şey tesadüfen olmadı.

Afaki örnek vermek gerekirse..Şimdi siz tutup 10 bin tl'yi bir arada görmemiş birine sizin de ifade ettiğiniz gibi bir anda 300.000 tl'lik bir ev veya kat karşılığı arsa bedeli 10 milyon tl verirseniz o adam o sermayeyle ülkenin selameti için, sizin Hyundai (veya Toyota) firmanızdaki adam gibi bilinçli yatırım yapamaz.Portföyü yönetmek her kişinin harcı değildir.Uzmanlık ister,zaman ister,bilgi ister...

Yukarıdaki yazımda da belirttiğim gibi.. Kıro/çomar/gerici/yobaz diye nitelendirip aşağılandığını ve hatta yer yer kandırılarak mağdur edildiğini düşünen bu insanlar, sizden daha zengin ve daha güzel yaşam koşullarına daha az emek ve vakit harcayarak sahip olabiliyorlar,oldular da.Kaldı ki 50~60 yıldan fazla militarist beyaz Türk oligarşisinin dışladığı, adam yerine koymadığı yine bu insanlar, bu gün elitizmin kalesi/sarayı olan yerde iktidar veya onun yalakası olarak mevki/makam/statü/arsa/arazi sahibi olup adeta liyakat sahibi, gerçekten mağdur olmuş insanlarla adeta taşşak geçiyor ve onların haklarını yiyorlar.

Bizdeki durum özetle budur.

Bu dediğiniz kesim sadece Beyaz Türk oligarşisinin dışladığı kesim değil. Her kesimden, her düşünceden insan var bunların içinde. Ki %100 nün doğru yatırım yapmasını bekleyemeyiz. %10 u doğru yatırım yapsa, üretse bu da yeter. Ben Hyundai örnek verdim siz Toyotayı da eklemişsiniz. Teşekkür ederim. Bu ikisi veya Ulusal Güney Kore markalarının, Güney Kore'de inşaat sektöründen para kazananlarının % kaçını oluşturuyor? Buna bakmak lazım.
Dediğim gibi Türkiye'de İnşaat sektöründen para kazananların %10 (ki kurumsal firma bazında düşünürsek; ekibi, yatırım ve finans yönetimi konusunda tecrübelidir) sanayi veya yazılım sekötrlerinde yatırım yapsa yeter..
full member
Activity: 411
Merit: 134
16 yıldır büyük çoğunluğu inşaat sektörüyle büyüdük. doğrudur. ama Olaya bir de şu açıdan bakmanızda fayda var.:
Özal ilk seçildiği yıllarda enflasyonu yüksek tutarak enflasyon zengini firmalar ve insanlar oluşturmuştu. Sonra enflasyondan kazanılan bu paralar sanayiye doğru kaymış ve üretim gerçekleşmişti.
Tayyip Erdoğan ve hükümeti de bence inşaat sektörünü kasıtlı olarak geliştirdiler. Para kazanan firmalar ve kişiler oluştu. Örnek mi: yaşanılan bir olay: Adam kapıcı ve karısı temizlikçi. Aldıkları maaş asgari ücret. Sonra x ilinin varoşlarında otururdukları evin arsasına müteahhitin talip olmasıyla bir anda 300 bin/1 milyon liralık daire sahibi oldular. Burada müteahhitte arsa sahibide para kazandı. Bu örnekleri çoğaltabilirim. ( Fikirtepe. Samandra, Sultanbeyli, Beylikdüzü bölgelerinde oldukça fazla var bu örneklerden. vs).
Ayrıca inşaat sektöründen devlete çok ciddi vergi geldi. Tapu harcı, emlak vergisi, Kdv gelirleri, Kurumsal vergi vs.

Şimdi hükümetin yapması gereken şu: İnşaat sektöründen çok ciddi para kazanan firmaları veya sahışları tespit edip sanayide üretime teşvik etmek, gerekiyorsa perde arkasından zorla yaptırmak. Özelliklede cari açık verdiğimiz ürünleri ürettirmek. Cep telefonu, yazılım, otomobil, plastik ürünleri vs.

Başarılı olmuş bir örnek vererek bu yazdıklarımı sonlandırmak istiyorum: Hyundai firmasını nasıl başladığını nasıl büyüdüğünü incelemenizi tavsiye ederim. Kısaca söyleyecek olursam, firma, ilk işini inşaat sektöründen para kazanarak başlıyor ve büyüyor. sonra sanayide üretim yapmaya başlayarak bu günlere geliyor.


Bahsettiğiniz belli noktalara katılıyorum.

Belirttiğiniz üzere Hyundai firması inşaat sektöründen, Toyota ise tekstil sektöründen gelip dünya devi markalar oldular evet.Fakat bizdeki durum öyle değil maalesef.Bu adamlar bunu yaptıkların da zengin ettikleri insanlar kapıcı veya arsa sahibi x ağa,otopark mafyası z şahsı değildi.Kendi bünyesinde çalışan beyaz yakalılar sermayeder oldu ve bu kitle farklı/gelecek vaadeden inovatif alanlara yatırımların dışlanmadığı stabil bir ekonomi politikası yürütülen bir ortamda yine o yatırımları finansmanını bizzat sağlayarak öncül lokomotif sektörlerini bu günkü konumlarına getirdiler.Yani her şey tesadüfen olmadı.

Afaki örnek vermek gerekirse..Şimdi siz tutup 10 bin tl'yi bir arada görmemiş birine sizin de ifade ettiğiniz gibi bir anda 300.000 tl'lik bir ev veya kat karşılığı arsa bedeli 10 milyon tl verirseniz o adam o sermayeyle ülkenin selameti için, sizin Hyundai (veya Toyota) firmanızdaki adam gibi bilinçli yatırım yapamaz.Portföyü yönetmek her kişinin harcı değildir.Uzmanlık ister,zaman ister,bilgi ister...

Yukarıdaki yazımda da belirttiğim gibi.. Kıro/çomar/gerici/yobaz diye nitelendirip aşağılandığını ve hatta yer yer kandırılarak mağdur edildiğini düşünen bu insanlar, sizden daha zengin ve daha güzel yaşam koşullarına daha az emek ve vakit harcayarak sahip olabiliyorlar,oldular da.Kaldı ki 50~60 yıldan fazla militarist beyaz Türk oligarşisinin dışladığı, adam yerine koymadığı yine bu insanlar, bu gün elitizmin kalesi/sarayı olan yerde iktidar veya onun yalakası olarak mevki/makam/statü/arsa/arazi sahibi olup adeta liyakat sahibi, gerçekten mağdur olmuş insanlarla adeta taşşak geçiyor ve onların haklarını yiyorlar.

Bizdeki durum özetle budur.
copper member
Activity: 224
Merit: 1
16 yıldır büyük çoğunluğu inşaat sektörüyle büyüdük. doğrudur. ama Olaya bir de şu açıdan bakmanızda fayda var.:
Özal ilk seçildiği yıllarda enflasyonu yüksek tutarak enflasyon zengini firmalar ve insanlar oluşturmuştu. Sonra enflasyondan kazanılan bu paralar sanayiye doğru kaymış ve üretim gerçekleşmişti.
Tayyip Erdoğan ve hükümeti de bence inşaat sektörünü kasıtlı olarak geliştirdiler. Para kazanan firmalar ve kişiler oluştu. Örnek mi: yaşanılan bir olay: Adam kapıcı ve karısı temizlikçi. Aldıkları maaş asgari ücret. Sonra x ilinin varoşlarında otururdukları evin arsasına müteahhitin talip olmasıyla bir anda 300 bin/1 milyon liralık daire sahibi oldular. Burada müteahhitte arsa sahibide para kazandı. Bu örnekleri çoğaltabilirim. ( Fikirtepe. Samandra, Sultanbeyli, Beylikdüzü bölgelerinde oldukça fazla var bu örneklerden. vs).
Ayrıca inşaat sektöründen devlete çok ciddi vergi geldi. Tapu harcı, emlak vergisi, Kdv gelirleri, Kurumsal vergi vs.

Şimdi hükümetin yapması gereken şu: İnşaat sektöründen çok ciddi para kazanan firmaları veya sahışları tespit edip sanayide üretime teşvik etmek, gerekiyorsa perde arkasından zorla yaptırmak. Özelliklede cari açık verdiğimiz ürünleri ürettirmek. Cep telefonu, yazılım, otomobil, plastik ürünleri vs.

Başarılı olmuş bir örnek vererek bu yazdıklarımı sonlandırmak istiyorum: Hyundai firmasını nasıl başladığını nasıl büyüdüğünü incelemenizi tavsiye ederim. Kısaca söyleyecek olursam, firma, ilk işini inşaat sektöründen para kazanarak başlıyor ve büyüyor. sonra sanayide üretim yapmaya başlayarak bu günlere geliyor.
full member
Activity: 353
Merit: 100
Türkiye dünya ekonomisine entegre olmamanın, eğitimde 101. sıraya gerilemenin ve her yerde ben den olan oldun denmesinin zararlarını bu hafta gördü. Liyakat olmadan yapılan atama ve yerleştirmenin sonucu hüsran.
full member
Activity: 411
Merit: 134
kim ne açıklama yaparsa yapsın kim ne düşünürse düşünsün ben ekonomik krizin başladığını ve bu sefer çok ağır sonuçlar doğuracağını düşünüyorum..

Öyle gözüküyor.Sonuçları önceki krizlere göre daha ağır olabileceği hususunda size katılıyorum.
newbie
Activity: 152
Merit: 0
kim ne açıklama yaparsa yapsın kim ne düşünürse düşünsün ben ekonomik krizin başladığını ve bu sefer çok ağır sonuçlar doğuracağını düşünüyorum..
newbie
Activity: 224
Merit: 0
ekonominin iyi olması için yapılabilecek en iyi şey eğitim sistemini çok iyi düzeye getirmektir.para getiren her şey akılla oluyor.
full member
Activity: 1302
Merit: 115
Pepemo.vip
İçinde bulunduğumuz gerçekten kolay açıklanacak bir durum değil. İnsanların alım gücünün ben kötü olduğunu düşünmüyorum, şu ekonomik düzende bu nasıl mümkün oluyor bilmiyorum  Undecided
newbie
Activity: 56
Merit: 0
Bence şuan ekonomimizle övünsek bile borcumuz ile de dizimi dövmek zorundayız, çünkü bu büyümeye eşdeğer oranda çılgın bir borç durumu söz konusu ve devletin bu denli borç içerisinde olması bundan sonraki büyümenin finans sıkıntısı sebebiyle gerilemesi ve işlerin tamamen sarpa sarması
full member
Activity: 392
Merit: 101
Bu saatten sonra ülkede ne düzen ne ekonomi kalır gibi geliyor geleceğe dönük hiç umudum yok, bunu sadece şu anki yönetime bağlı olarak söylemiyorum; ülkemiz ne yazık ki geçmişten ders çıkarmıyor ve aynı hataları tekrar ediyor.

Eskilerin bir sözü var "Damdan düşenin halini anlamak için damdan düşmeye gerek yok"diye ama biz tecrübeleri tekrar tecrübe ederek öğrenmeyi seviyoruz, ne diyelim ceremesini hep birlikte çekeceğiz.
newbie
Activity: 77
Merit: 0
Var gücüyle çalışan Türkiye ekonomisi şüphesiz dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri. Ama bu ne kadar sürer? Yada bu koşullarda büyümek mümkün olabilir mi ? Bunu bir ekonomist şöyle özetliyor. 35 yaşındaki bir insan ile 5 yaşındaki bir çocuğu 5 er yıl arayla toplamda 2 defa görsen hangisinde daha büyük değişiklikler olurdu. Tam olarak bu değil mi içinde bulunduğumuz durum ?
Pages:
Jump to: