Pages:
Author

Topic: Ya kurgulanmış bir MATRIX'Te yaşıyorsak ? - page 2. (Read 1444 times)

hero member
Activity: 644
Merit: 504
Daha ilk cümleden okuyucuyu kaybediyorsun dostum.
"Türümüzün mükemmel bir matematik ile yaratıldığına inancım tam"

Türümüz mükemmel yaratılmış değil, milyonlarca bozukluk, milyarlarca saçmalık mevcut insanlıkta.

Aslında orada kast etmek istediğim türümüzü yaratanın mükemmel bir deha olmasıydı. Beynimizin işleyişinden fizik kurallarına kadar her yer de matematik var. Kanser oluyoruz diye yaratılışımızdaki dehayı küçümseyemeyiz. Nasıl ki tüm bilgisayar sistemi kodlar ve matematik ile çalışıyor ise bende evrenin matematiğin üzerine yaratıcı tarafından mükemmel bir şekilde kodlandığını düşünüyorum. Bu şekilde yaratılanlardan biri de biziz. Yazının devamı gelecektir. Eleştiriniz için teşekkürler.
hero member
Activity: 661
Merit: 509
Daha ilk cümleden okuyucuyu kaybediyorsun dostum.
"Türümüzün mükemmel bir matematik ile yaratıldığına inancım tam"

Türümüz mükemmel yaratılmış değil, milyonlarca bozukluk, milyarlarca saçmalık mevcut insanlıkta.
hero member
Activity: 644
Merit: 504
                                                            MATRIX'İN GERÇEKLİĞE DOĞRU MU ?  
    Türümüzün mükemmel bir matematik ile yaratıldığına inancım tam. Özenerek kurgulanmış ve yaratılmış bir evrende yaşıyoruz. İdealist felsefeye göre zihnimizden ayrı bir dünya aslında yok. İnsan düşüncesinden ayrı bir gerçeklik düşünülemez. Bu ne demek olduğunu hep beraber inceleyelim ; İnsanın gördüğü tattığı dokunduğu her şey aslında olan şeyler değil. Olan şeyleri oluşturan bizim düşüncelerimiz ve beyin yapımız. Renk körlerini düşünün bizim kırmızı gördüğünüzü onlar yeşil görür veya rüyaları, rüyanızda yere düşerseniz acıyı hissedersiniz. Gerçekte hiç yaşanmamış bir şeyin acısını hissetmeniz beyninizin size oyunudur.
    İnsan zekası muhteşem bir biçimde yaratılmıştır o konuda hepimiz hemfikiriz. Ancak bir kilit nokta var insan beyni bilgiyi doğrudan almak yerine yorumlayarak gerekli kanallara iletir. Sizin kolunuza bir iğne battığında beyne giden sinyaller kapasite ve işlem gücünün hızı ile saniseler içinde yorumlanarak sizin ağzınızda ''ah'' kelimesi çıkartabilir. Peki beyni uyuşturduğumuz da ve akan sinyallerin gerekli noktalara iletilmesini engellediğimizde neden acıyı hissetmeyiz? Sebebi basit beynin enjekte edilen uyuştucularla işlemesi farklılaştırılabilir veya bölgeden gelen sinyallerin uyuşturularak kesilmesi ile beyin o bölge ile direkt temas kuramaz acı hissedilmez. Bir nevi kör nokta oluşturulabilir. Sanal gerçeklik gözlüğü kullanan çocukları düşünün, aslında her şeyin kurgu olduğunu bildiği halde yere düşüyorlar dengelerini kaybediyorlar. Beyinleri onları kandırıyor. Bunları anlatarak nereye geliyoruz? İnsanlık 2.0 ve Homo Deus gibi kitaplar yayılırken yapay zeka kavramı da alfabemizde sıkça yer tutmaya başladı. Dijital dünya artık biz insanoğluna ne kadar aciz olduğumuzu bir kez daha hatırlattı.

      20.yy başlarıda insan dünyada egemenliğini ilan etmiş ve en yüce olduğunu iddaa etmişti. Bu iddaa muhteşem bir yağmayı beraberinde getirdi. Sanayi devrimi ile cesurlaşan ve arsızlaşan insanoğlunun 100 yılda doğaya verdiği zarar 10.000 yılda verilen zarardan daha fazladır. Egoistleşen ve arsızlaşan bir türün hayatın merkezine oturması sonucunda ateizm komunizm furyası da daha fazla gelişme imkanı bulmuştur. Günümüzde ise durum tam tersine dönüyor. Dijitalleşen dünya yapay zeka kavramları ve sanal gerçekliğin artması binlerce sene önce ortaya atılan ve The Matrix filminin çekilmesine ön ayak olan İdealist Felsefe kavramını yeniden kitaplarımızından günlük konuşmalarımıza taşımak üzere. İdealizim bilindiği üzere ateizim'in beslendiği realizim ve maddeciliğin tam karşı noktasında. Tüm gerçekliğin aslında zihinsel düşüncelerden oluşturduğunu, yaşantının birer kopya olabileceği üzerinde duran idealizm şimdilerde Matrıx felsefesi ile zirve noktaya taşınmak üzere...


Yazan: hhk1045

Devamı Gelecek

Pages:
Jump to: