Topic: Yaşlanmaya başladığını hissettiğin o ilk an (Read 224 times)
Bu güm Qrdo satışından gelen tokenlerin borsaya gönderme işlemlerinde harcadığım saatlerde yaşlandığımı hissettim. Şerefsizler kurdukları cacık sistemle bir günümüzü çaldılar.
Ben de iş hayatına ilk başladığım zaman eğlenceli geliyordu. Öğrencilikten başka bir şey yapıyordum ilk defa tam zamanlı olarak. Ancak biraz zaman geçtikten sonra (yani yaklaşık bir yıl diyeyim bu süreye) artık yaşlandığımı hissetmeye başladım. İş hayatı yoğunluğu stresi çok yordu yıprattı az zaman geçmesine rağmen. O zamandan beri kendimi yaşlı hissediyorum artık 
Is hayatı neredeyse herkese aynı seylerı hıssetırıyor bı de monoton bı ıs hayatınız varsa mesela benım gıbı sureklı aynı deneylerı tekrar edıp ona gore sonucları rapor edıosanız farklı bı ısleyısınız yoksa daha cok yıprandıgınızı ve yaslandıgınızı hıssedıyosunuz hocam
Ben de iş hayatına ilk başladığım zaman eğlenceli geliyordu. Öğrencilikten başka bir şey yapıyordum ilk defa tam zamanlı olarak. Ancak biraz zaman geçtikten sonra (yani yaklaşık bir yıl diyeyim bu süreye) artık yaşlandığımı hissetmeye başladım. İş hayatı yoğunluğu stresi çok yordu yıprattı az zaman geçmesine rağmen. O zamandan beri kendimi yaşlı hissediyorum artık
Ben 20li yaşlardan itibaren yavaş yavaş zamanın ne kadar hızlı geçtiğinin farkına varmaya başladım. Küçükken koşup oynadığım, pek bir sorumluluğumun olmadığı ve canımın istediği saatlere kadar dışarda takıldığım günleri dün gibi hatırlıyorum. Küçükken hep 18 yaşına gelmek isterdim çünkü o yaştan sonra artık istediğim gibi yaşarım kimse karışamaz falan diye düşünüyordum. Tabi yetişkinlik dönemine girdikten sonra gerçekten de öyle olmaya başlıyor yavaş yavaş. Ancak insan ufak ufak çocukluğunu özlemeye başlıyor. Kendimize en çok vakit ayırabildiğimiz yıllar çocukluk yılları oluyor çünkü. Şimdi iştir odur budur koşuşturmacadan kalan zamanları değerlendirebiliyoruz işte.
Gençlik, insana verilen bir nimettir. çocukluk insanın temelini inşaa eden harçtır. orta yaşlar çocuklarınıza sahipseniz insanın en mutlu olduğu zamanlardır. yaşlanmaya başladıktan sonra artık onun da nimetlerinden faydalanırız. daha da yaşlanacağız, günün birinde öleceğiz. her yaş bir nimet, tıpkı yaşlılıkta da olduğu gibi. bu aşamaların her birinin kıymetini bilmeliyiz.
Sakallarda beyazlar çıkmaya başlayınca bende yaşlandığımı hissetmeye başladım. Saçların fazlasıyla dökülmesi de cabası. Sokaktan geçerken çocuklar topunu tutup durun çocuklar amca geçsin dediklerinde yaşlandığımı bir kere daha yüzümüze vurdu. Hey gidi günler ne çabuk geçiyorsunuz.
Beyazlar gercekten basa bela hocam tam kendını genc hıssettıgın bı anda aynaya bı bakıyorsun oradan sana yırtık dondan cıkar gıbı cıkıp gozunun ıcıne dusuyo sonra artık genc deılsın dıor bı de bır kac yıla goz altı torba torba olup kırısıklıklar baslayınca tam olacak
Sakallarda beyazlar çıkmaya başlayınca bende yaşlandığımı hissetmeye başladım. Saçların fazlasıyla dökülmesi de cabası. Sokaktan geçerken çocuklar topunu tutup durun çocuklar amca geçsin dediklerinde yaşlandığımı bir kere daha yüzümüze vurdu. Hey gidi günler ne çabuk geçiyorsunuz.
ben basketbol topunu elime almayı bıraktığım zaman yaşlandığımı anladım. artık eskisi gibi 12 saat basketbol oynamayı bırak sokakta tek pota bir maç bile yapacak halim kalmamıştı. dizler ayrı oynuyor, bir de her sakatlıktan sonra iyileşme süreci de artınca kendi kendime "jubile zamanım geliyor." dedim. bunu dediğim zaman 30 yaşında falandım. üstüne kilolar alınca da insan iyice kesiliyor. sanırım asıl olay salmakta. benim yaşlanma olayım tam olarak fiziksel kapasite ile alakalı. 1 sene ağır spor yapayım 18 yaşındaki bebeleri cebimden çıkarırım ama işte o 1 senelik sporu yapacak göt de yok artık. günde en az 6-7 saat uyumalıyım. yaşlı adamım lan ben üzmeyin beni!
Universitenin bitip sudan cikmis balik gibi ögrencilik hayatindan cikmiş insan cidden yaşlanmiş hissediyor dediginiz gibi ancak zaman gectikce bu duyguyu pekiştirecek birsuru olay yasiyorsunuz. En gercekci yasliligi hissettiren sey ise benim hayatimda ebeveyn olmak oldu. Harika bir duygu ama çok yipratiyor insan cöktügunu yaşlandigini hissetmeye başliyor.
Birde saçlardaki aklar konusu var ki sorma gitsin. Eskiden zevkten renkten renge gecirdigim saçlarimi şimdi beyazlari kapamak için boyatmaya başlamak zorlayici bir psikolojiye sokuyor insani.
Birde saçlardaki aklar konusu var ki sorma gitsin. Eskiden zevkten renkten renge gecirdigim saçlarimi şimdi beyazlari kapamak için boyatmaya başlamak zorlayici bir psikolojiye sokuyor insani.
Benim yaslanmaya basladigim ani anlamam kasiyer kizlarin "abi" diye seslenmeleriyle oldu, bir tuhaf oluyor insan resmen yamuluyorsunuz o ana kadar sizin yasinizdaki kizlarin size abi demesi kufur yeme tesiriyle bir oluyor, daha sonra aynadan bakilinca da hak veriliyor onlara tabi.
Yaslanmak boyle oldu ben de, sizde de olabilir.
Yaslanmak boyle oldu ben de, sizde de olabilir.
Alın bölgem açılmaya başladığı an hafiften lan yaşlanıyorsun meser demiştim bir tek o an hissettim onun dışında ben okuyom yaa gencim ben diyorum. Saçıma ilk ak düştüğünde ciddi ciddi hissederim herhalde yaşlandığımı.
Bknz:
https://www.diyanethaber.com.tr/diyanet-takvimi/olum-var-ya-omer-h13419.html
Bknz:
Quote
Hz. Ömer adaletle hükmetmek, haktan ayrılmamak ve ölümü hatırlamak için bir adam buldu ve ona dedi ki: Her sabah kapımı çalıp, “Ölüm var ey Ömer, ölüm var!” diyeceksin. Ben de sana ücret olarak bir altın ödeyeceğim.
Adam şaşkındı, ancak iyi bir iş bulmanın sevinciyle her sabah Halife Ömer’in kapısını çalıp, Ölüm var ey Ömer, ölüm var!” diyerek uyarısını yapmaya ve ardından parasını alıp gitmeye başladı.
O günden sonra her sabah bu sahne tekrarlanır ve görenlerin meraklı bakışları altında adamcağız hatırlatmasını yapardı.
Aradan aylar geçti, Hz. Ömer’e ölümü hatırlatmak üzere adam yine geldi. Hz. Ömer dışarı çıktı, ancak bu sefer adamı konuşturmadı: Al bu ücretini ve git, bundan sonra gelmene gerek yok, deyince adam sebebini merak edip sordu. Hz. Ömer, “Çünkü bu sabah aynada sakalımda ak bir tel gördüm. Ben her sabah çoğalan ak telleri gördükçe o sözü kendi kendime hatırlayacağım...” diye cevap verdi.
Adam şaşkındı, ancak iyi bir iş bulmanın sevinciyle her sabah Halife Ömer’in kapısını çalıp, Ölüm var ey Ömer, ölüm var!” diyerek uyarısını yapmaya ve ardından parasını alıp gitmeye başladı.
O günden sonra her sabah bu sahne tekrarlanır ve görenlerin meraklı bakışları altında adamcağız hatırlatmasını yapardı.
Aradan aylar geçti, Hz. Ömer’e ölümü hatırlatmak üzere adam yine geldi. Hz. Ömer dışarı çıktı, ancak bu sefer adamı konuşturmadı: Al bu ücretini ve git, bundan sonra gelmene gerek yok, deyince adam sebebini merak edip sordu. Hz. Ömer, “Çünkü bu sabah aynada sakalımda ak bir tel gördüm. Ben her sabah çoğalan ak telleri gördükçe o sözü kendi kendime hatırlayacağım...” diye cevap verdi.
https://www.diyanethaber.com.tr/diyanet-takvimi/olum-var-ya-omer-h13419.html
burun kıllarım haddinden fazla (daha doğrusu daha önceden hiç olmadığı gibi) uzamaya başladığında "yaşlanıyoruz mu loo" demiştim.
ne yapayım kardeşim, ilgi çekici olan karizmatik ve havalı bir olay ile durumu anlatmayı ben de çok isterdim ama bizim farkındalık maceramız tam olarak böyle oldu işte...
ne yapayım kardeşim, ilgi çekici olan karizmatik ve havalı bir olay ile durumu anlatmayı ben de çok isterdim ama bizim farkındalık maceramız tam olarak böyle oldu işte...
Hocam benzetme müthiş. Kırk yıl düşünsem yaşlanma sürecini böyle anlatamazdım. Bravo bravo 😁 Ha bu arada ben de sonradan fark ettim ki kulak kılları da yaşlanınca acaip uzuyor 😂
Hayat o kadar acımasız ki zamanın ne kadar çabuk geçtiğini inanın fark etmiyoruz, bir göz açıp kapayıncaya kadarken en güzel zamanlarımız gidiyor, giden günler tekrar geri gelmeyecek, carpe diem olarak anı yaşamamız lazım,
Yıllar içinde senin aradığın o 20 li yaşları bir türlü bulamadım. Ne yapmalı o zaman bir kaç yıla kalmaz 40 yılı dolduran çalışma hayatıma bir nokta koyup boş vakitlerimde o 20 li yaşları daha rahat ararım diyorum. Olur mu ki. Belki de olur.
burun kıllarım haddinden fazla (daha doğrusu daha önceden hiç olmadığı gibi) uzamaya başladığında "yaşlanıyoruz mu loo" demiştim.
ne yapayım kardeşim, ilgi çekici olan karizmatik ve havalı bir olay ile durumu anlatmayı ben de çok isterdim ama bizim farkındalık maceramız tam olarak böyle oldu işte... :)
ne yapayım kardeşim, ilgi çekici olan karizmatik ve havalı bir olay ile durumu anlatmayı ben de çok isterdim ama bizim farkındalık maceramız tam olarak böyle oldu işte... :)
Zaman en acımasız şeydir aslında hocam zaman durmadan gider 40 yaşına geldiğimizde de 30 lu yaşlarımızı özleyeceğiz her zaman geçtiğimiz yolları özleyeceğiz 20li yaşlarda da çocukluğumuzu özlüyorduk hatırlarsanız
Yaşlanmaya başladığımı hissettiğim ilk an, bunalımda olduğum ve sıkıntılar içerisinde olduğum günlerde aynaya baktığım an oldu. Kendimi o kadar yaşlı hissetmiştim ki o günden sonra uzunca nir müddet aynaya bakmadım. Çünkü baktığımda başımdan aşağı kaynar sular boşalmıştı. Uzun bir müddet sonra sıkıntılar ve dertler unutuldu ve birisi yaşımı öğrendiğinde bana yemin ettirmişti. İnanmamıştı. Adeta gençleşmiştim tekrar. Şu an aynaya baktığımda yine genç hissediyorum. Siz siz olun sıkıntılı zamanlarınızda aynaya bakmayın ya da kendinizi ihmal etmeyin.
Evet her yaşın ayrı güzelliği var ancak bu güzellik sadece ve sadece o yaşın gerekliliklerini yerine getirmiş olmaktan geçiyor. Siz 30 yaşındasınız ve hala bir iş bulamadıysanız mutsuz olursunuz. Onun için hayatta elinizi çabuk tutarak ilerleyin
Evet her yaşın ayrı güzelliği var ancak bu güzellik sadece ve sadece o yaşın gerekliliklerini yerine getirmiş olmaktan geçiyor. Siz 30 yaşındasınız ve hala bir iş bulamadıysanız mutsuz olursunuz. Onun için hayatta elinizi çabuk tutarak ilerleyin
Çocukken bir an önce büyümek isteriz hatta 18 olmayı dört gözle bekleriz ama 18 yaş ve sonrasında bakarızki büyümek iyi bir şey değilmiş bu seferde hep çocuk kalsaydık diye düşünürüz. Hep geçmişe gençliğe özlem vardır insan her sene yaşlanır ama tecrübe kazanır belki eski gücü dinçliği kalmaz ama hayattan bir şeylerde öğrenmiştir. Bence her yaşın kendine göre güzelliği vardır bu sebeple anı yaşamak lazım şu anın kıymetini bilmek ve ona göre yaşamak.
Bende de bu durum tam olarak var. 20li yaşların güzelliği bir başkaydı çünkü üniversite başlıyor ve mükemmel bir özgürlük var. İnsan liseden çıkınca o özgürlüğü hiç bırakmak istemiyor. Ama hayat böyle maalesef yaşamak için paraya ihtiyaç var ve işe giriyoruz çalışıyoruz. Yaşlandığımızı hissediyoruz ama zaten çalışırken de yaşlanıyoruz. Kaçılamayan bir durum.
Bahsettiğiniz o özgürlük konusu çok doğru. Özellikle iş, özgürlüğü çok kısıtlıyor. Bu durum bizleri hızlıca yaşlandırıyor. Ayrıca merit için teşekkür ederim. Ben part time olarak çalışsam da full time hiç calismamistim. 25.12.2017 tarihinde ilk kez memur olarak işe başladığım o gün yaşlandığımı hissettim. Artık öğrenci değildim, üniversiteliler ile takilamayacaktim. Artık muhabbetler vize, final olmayacaktı. Artık muhabbetler atılması gereken mailler, evlenen arkadaşlar veya çocuk sahibi olan çiftler. Yetmez gibi sokakta ki çocuklar artık amca diye seslenmeye başladı. İşe başladığımdan beri hızla yaşlandığımı hissediyorum. Ben tek derdimin vizeler filan olduğu, dersleri kırdığım, geceleri pub pub dolaştığım, hayvan gibi içtiğim (artık vücut iki kadehten sonra yamuluyor) o günleri çok özledim. 30 olmama sayılı çok az kalmışken benim aklım 20 yaşlarım da.
Hocam daha yolun başındasınız. Mesleke ilk atıldığımda ki kaygıları şu an sizde yaşıyorsunuz. Ama yaş ilerledikçe kaygılar değişiyor ve artıyor. ajanwalker hocamın da bahsettiği gibi 40ı geçince başka sorunlar ve kaygılar ortaya çıkıyor. Çocuklar büyüyor onların eğitim ve gelecek kaygısı, ekonomik zorluklar ve en önemlisi sağlık sorunları yavaş yavaş baş gösteriyor. Yaşınızın kıymetini bilin. Çünkü geri alınamayan tek şey zaman..
Jump to: