Yazar: GazetaBitcoinAna Konu: 12 years later and people still don't know to use Bitcoin nor what it's good for
Bitcoinin piyasaya sürülmesinin üzerinden 12 yıl geçti; ancak halen çoğu insanın Bitcoin hakkında ne bilgisi var ne de neye faydası olduğunu bilmiyorlar. Çoğu kullanıcı, doğasına aykırı olduğu halde Bitcoini bankalar ve merkezi borsalar ile birlikte kullanırken; onun özgürlükçü ve kripto anarşik temellerinin farkında bile değil.
Bitcoinin onları devletlerin ve bankaların köleliğinden kurtardığını anlamadan, onlar köleleşmek için herşeyi yapıyorlar; bu da onları bin yıllardır baskılayan elit kesimin işini kolaylaştırıyor.
12 yıl önce Satoshi insanlığa çok değerli bir buluş sundu, bu buluş onları özgür bırakma gücüne sahipti. Satoshi kendi buluşu hakkında:
Tamamen kişiler arası olan elektronik nakit para; iki şahıs arasında, online olarak arada herhangi bir finansal kuruluş olmadan transfer edilebilecek.
Günümüzde internet üzerinden transferler tamamen üçüncü kuruluşların güvence olarak kabul edilmesi yoluyla yapılmaktadır. Bu sistem çoğu transfer için kullanışlı olsa da halen güvene dayalı olma modelinin verdiği güçsüzlükten nasibini almaktadır.
Finansal kurumların anlaşmazlıklara aracılık etmekten kaçınamaması nedeniyle tamamen geri alınamayan işlemler gerçekte mümkün değildir. Bu aracılık ücreti transfer ücretlerini arttırmakta; minimum kullanışlı transfer büyüklüğünü azaltmakta ve geri alınamayan hizmetler için geri alınamayan ödemeler yapma yeteneğinin kaybedilmesinin daha geniş bir maliyeti vardır. Geri alınma ihtimaliye birlikte, güven duyma gerekliliği artar.
[...]
Aslında gereken, güven yerine kriptografik kanıta (proof) dayanan, isteyen iki kişinin herhangi bir üçüncü şahısa gerek olmadan kendi aralarında para gönderebildiği elektronik ödeme sistemidir. Geriye döndürülmesi hesaplama açısından pratik olmayan işlemler, satıcıları dolandırıcılıktan koruyacaktır [...] O, insanların direk olarak,
kişiler-arası (peer-to-peer), herhangi bir üçüncü kişiye gerek kalmadan birbirlerine transfer yapabileceği bir metot sundu. Denklemden çıkarılan bu üçüncü kişi yeri gelince devlet, banka ve ya herhangi bir üçüncü şahıs olabilmekteydi.
Satoshi, bireylerin finansal özgürlüğe sahip olmalarına yardımcı olmak için Bitcoini icat etti ve onu ücretsiz olarak dağıttı; ancak bunun karşılığında insanlar, sefil köleler olarak kalmalarına "yardım eden" merkezi borsaları icat etti. Bu olay çoğu zaman bana insanlığa değeri dokunması için yapılan bilimsel buluşları ve çıktıktan hemen sonra bu buluşları insanlığa karşı silah haline getirenleri hatırlatıyor. Anlaşılan şu ki insanlar, kendilerine zarar vericek bir şahıs yoksa
kendi kendilerine zarar vermeyi seçiyorlar.
Bunları okuduktan sonra çoğunuz, "Merkezi borsaları kullanmakta sorun ne? Benim paramı tutuyorlar ve istediğim zaman kullanmama izin veriyorlar." diye sorabilirsiniz.
Son cümle çok büyük bir yalan ve bir
tezattır, yani zaten cümle kendi kendini yalanlamaktadır. "Sağlıklı olucak şekilde sigara içmekteyim." demek gibi bir şeydir.
İnsanların açgözlülüğü hiç bir zaman limit tanımadı. Bitcoin onları özgürleştirmek için ortaya çıkmasına rağmen onlar, onları zengin etmek için ortaya çıktı diye sanıyorlardı. Bu açgözlülük insanların merkezi borsalar kurmalarına sebep oldu. İnsanlar, geleneksel parayı ve hükümetleri alakasız hale getirecek olan kişiler arası (peer-to-peer) işlemlerde Bitcoin'i kullanmak yerine, merkezi olmayan bir şeyi merkezileştirmeyi amaçlayan bir iğrençlik yarattılar.
Bazıları diğerlerinden akıllıydı, ama hala açgözlülerdi; bu şekilde akıllarını ve insanların açgözlülüğü avantaj olarak kullanıp insanların koşa koşa paralarını yatırdıkları bu merkezi borsaları yarattılar; ki kullanıcılar farkında değillerdi ki o yatırdıkları
kendi paraları artık
borsanın parasıydı. Şahıslar zengin olma umuduyla her anlamda ve şekilde kaybettiklerinin farkında değillerdi. Dramatik olan ise; kaybettikleri sırf paraları, değil çok daha fazlası...
Paradan çok daha fazlası ne olabilir? Kişisel bilgilerini kaybediyorlar - doğdukları zamandan itibaren sadece sadece
kendilerine özel olan ve kişi aksini istemediği sürece özel olarak kalan bu özel hediyeyi kaybediyorlar. Bir şey kişisel olmaktan çıkarsa, kişisel olur mu? Kaç kişi kendine "
Bana özel/kişisel ne demek?" diye sordu? Açgözlülüğün yarattığı körlük ile, büyük karlar elde edip tek gecede zengin olma umuduyla; insanlar mutlulukla koşa koşa onlara umursamazca kucaklarını açan merkezi borsalara akın ettiler. Böylelikle bütün kişisel bilgilerini bu borsalara sunmuş oldular. Bazı borsalar kendilerinde hesap açan insanlara 5-10-20 dolar teklif etmeye bile başladılar. Hiç kendinize "Neden?" diye sordunuz mu? "
Beni müşteri olarak almaları onlar için güzel bir şey hatta gurur verici" diye düşündüğünüz oldu mu? Tamamen koca bir yalan. Bu cüzri miktarların borsalar için hiç bir niteliği ve ya önemi yok, zaten çok daha fazlasını müşterilerinden ve sizden kazanıyorlar. Derler ya bir şey bedavaysa,
ürün sizsinizdir diye. Facebook'ta da olduğu gibi. Bu borsalar da durum çok ama çok daha kötü: eğer müşteri olmanız için üzerine para da alıyorsanız, olacak şeyleri düşünebilirsiniz.
Olabilecek en kötü şey ne olabilir?
Birinci olarak, borsalar hiçbir zaman para kaybetmez. Kasa her zaman kazanır, oynayan da yani bu durumda kullanıcılar de daima kaybeder. Kullanıcılar BTC aya gidince kar elde edeceğim umuduyla mutlu olurlar. Aynı şekilde çakılırken de üzülürler çünkü para kaybediyorlardır. Çoğu zarar ettiklerini bildikleri halde daha çok kaybetmemek için BTClerini satarlar. Anlamadıkları şey şu ki BTClerini satmadıkları sürece bir şey kaybetmezler. Bu durumda borsalar ne yapar? Btc uçsa da çakılsa da komisyonlardan/feelerden para kazanmaya devam ederler. Network ücretlerinden bahsetmiyorum, borsa ücretlerinden bahsediyorum.
Başka bir deyişle demem gerekirse insanlar durmadan borsaların ceplerine para vermekle kalmıyor, kendilerini de fakirleştiriyorlar. Ayrıca, kaç taneniz Coinbase ve Binance gibi en büyük borsaların tam
BTCnin uçması ve ya çok ciddi çakılması anlarında "teknik sebeplerden dolayı" kapandığına şahit olmadınız ki? Bu kadarı da tesadüf olabilir mi sizce? Fiyatın ani düşüş ve ya yükselişinde borsanın kapanması ancak açıldığında tekrar dan aynı seviyelere gelmesi bir tesadüf olabilir mi? Borsaların yetkilileri tarafından verilen açıklamalar aşağılık ve rezillik. Yıllar içinde o kadar bariz bir şekilde görülüyor ki, bu yapılan pislik hareketler özellikle BTC uçarken insanlar kar edemesin diye zamanlanıyor ve ancak BTC düşünce alabilmelerine olanak sağlıyor. Yani bir nevi insanları kazanamasınlar diye limitliyorlar.
İkinci olarak, yukarda dediğim gibi insanlar bütün kişisel bilgilerini çalan KYC (Müşterini Tanı) denen aşamadan geçiyorlar. Borsalar ne müşterilerini ne de onların kişisel bilgilerini umursuyor. Onlar sadece para kazanmak istiyorlar. Ama onlar hackerlar tarafından hacklenerek finansal kayıplara uğramakla kalmıyor aynı zamanda kişisel bilgilerini de çaldırıyorlar. Bu kişisel bilgiler o kadar önemli ve değerli bir kaynak ki hackerlar bunları Dark Net'te satarak daha da çok para kazanıyorlar. Bir CNBC haberinde hackerların nasıl kişisel bilgilerinizi tanesi 1 dolara sattığını görmüştüm. (bunun içinde daha çoğu olmakla beraber; fiziksel adresleriniz, banka/kredi kart bilgileriniz, kimlik kopyalarınız bulunuyor):
Hackers are selling your data on the ‘dark web’... for only $1. Bu forumda çok ünlü olan
Roman bekli23 olayında da görmüştük ki; bu kullanıcı, eski BTC cüzdanlarını kırma konusunda yardım ediyor gibi gözükse de, aynı zamanda kullanıcılardan ellerinde kimlikleri ve faturaları olan fotoğraflar istiyordu. Çok kolay anlaşılıyor ki, cüzdan falan kırdığı yoktu, data topluyordu. Bu bilgileri büyük ihtimalle haberde de gördüğümüz gibi Dark Net'te saçma sapan bir şekilde tanesi 1 dolara satıyordu.
Bazı durumlarda insanların kişisel bilgilerinin direk borsalar tarafından satılıyor! Küçük, çapsız ve karanlık borsalardan bahsetmiyorum; büyük borsalardan bahsediyorum. Coinbase'in, en büyük merkezi borsalardan birisi olmasına rağmen kullanıcılarının datalarını ve bilgilerini sattığı ortaya çıkmıştı! 2019 yılında yazılmış bir makale olan
"Coinbase Admits Its Former Data Provider Sold Client Data" 'da şirketin en üst düzey sorumlularından biri olan Christine Sandler'ın şirketin nasıl kullanıcılarının bilgilerini sattığını kabul ettiği yazıyor. Bu örneği gördükten sonra, başka borsaların aynısını yaptığını düşünüyormusunuz? Sadece yakalanmamışlardır öyle değil mi?
Üçüncü olarak, bu borsalar kullanıcılarının kişisel bilgilerini zaten gönüllü olarak otoritelere sunuyorlar. Hükümetin sizi ve mali durumunuzu, en azından kripto işlemlerinizi (normal parayla yaptığınız tüm işlemleri bildiğini göz önünde bulundurursak) bilmemesini mi umuyordunuz? Merkezi borsaları kullanırken, devletin gözünün üzerinizde olmaması kaçınılmaz! Yine Coinbase'den gelen bir örnek bu sefer Forbes'da:
"Coinbase Notifies Customers That It Will Turn Over Court-Ordered Data" olarak geçiyor. Bu haberde, borsanın müşterilerin özel bilgilerini IRS (International Revenue Service, ABD'deki Milli Gelir İdaresi) 'e nasıl verdiğini anlatıyor.
Bunun tek seferlik ve ya bölgesel bir durum olduğunu düşünmeyin. Bu tür uygulamalar ülke fark etmeksizin tüm borsalarda yapılıyor.
Dördüncü olarak, merkezi borsalar kullanıcılarına cüzdanlarının anahtarlarını vermiyorlar yani kullanıcılar, kendi paralarına erişme ve kontrol etmelerini sağlayan tek yoldan mustaripler. Cüzdanların özel anahtarlarını borsalar ellerinde tutuyorlar, böylece kullanıcılar borsalara para yatırdıklarında
paraları üzerindeki mülkiyet haklarının sona erdiğini kabul etmiş oluyorlar. Bu durumla ilgili olarak Bitcoin Evangelisti Andreas Antonopulos, "
Sizin Anahtarlarınız Değil, Sizin Bitcoininiz Değil" ifadesini kullandı. İşleri daha da açıklığa kavuşturmak için, Coinbase'e karşı açılan bir davada (bu borsa en olumsuz örnek gibi görünüyor), suçlayıcı davayı kaybetti ve yargıç
"Sizin Anahtarlarınız Değil, Sizin Bitcoininiz Değil" kararına vardı.
Beşinci olarak, borsalar hackerlar tarafından hacklenebilirler (
ve paranızı kaybedersiniz).
Altıncı olarak, borsalar kötü niyetli bir şekilde hesaplarınızı dondurmaya karar verebilir (
ve paranızı kaybedersiniz).
Yedinci olarak, borsalar exit scam yaparak kaçabilirler (
ve paranızı kaybedersiniz).
Bu sebeplerden dolayı merkezi borsalardan uzak durmalısınız. Bu nedenle Bitcoin, müşterilerin zararına çalışan bu tür canavarlarla birlikte kullanılmamalıdır! Merkezi borsaların kullanıcıları hangi operasyonu yapmak isterlerse yapsınlar, bu şekilde paralarını kaybediyorlar. Ve bu şekilde sırf paralarını değil kötü şahıslar tarafından kullanılacak şekilde kişisel bilgilerini de çaldırıyor ve kaybediyorlar. Bu kötü aktörler tarafından çalınma riski, onları devasa risklere maruz bırakan bir gerçektir: suçlular birinin kişisel bilgilerini ele geçirdikten sonra, onu bir "ziyaret" edebilirler, onu soyabilir, evine girebilir, onun eşyalarını çalabilirler; mallarını, hatta hayatını tehdit edebilirler!
İnsanların açgözlülüğünün sınırı olmamakla beraber, aynı şekilde yukardaki örnekler bir insanın bu canavarlardan kaçmasına yeterli iken, bu sistem hala aynı şekilde devam etmekte ve insanlar onların peşinden koşmaktadır. İnsanlar yalnızca merkezi borsaları kullanmanın iğrençliğiyle sınırlı kalmadılar; saçmalığı
aya taşıdılar ve bankaları da finansal işlemlere dahil ederek Bitcoini daha da garip bir kombinasyonla karşı karşıya bıraktılar. Yani Satoshi'nin denklemden en çok çıkarmak istediği üçüncü partileri işin içine kattılar. Bitcoini borsalarla ve bankalarla kullanarak adamın uğruna en çok savaş verdiği değere hasar veriyorsunuz.
Yukarıdakine benzer bir şekilde bazı insanlar şunu sorabilir: "Bankaları kullanmakta ne sorun olabilir? Paramı tutuyorlar ve istediğim zaman istediğimi yapabiliyor ve istediğim gibi kullanabiliyorum!".
Tekrardan, bu son cümle koca bir yalan.
Birinci olarak, bankalar paranızı tutmak için değil onu kullanıp daha çok para kazanmak için varlar. Sadece bir kısmını rezervlerinde tutma zorunlulukları olsa da çoğu zaman o kadar kısmını bile tutmamaktadırlar. Bu detay
Satoshi'nin de ilgisini çekti ve bu belki de Bitcoini yaratması için önemli sebeplerden biri oldu.
Merkez bankasına para biriminin değerini düşürmemesi konusunda güvenilmeli diye düşünsek de fiat para birimlerinin tarihi bu güvenin ihlal edilmesiyle doludur. Bankalar paramızı tutmaları ve elektronik transferler yapmamız için var olsalar da; bunu daha çok para kazanmak için başkalarına yüklü, limitlerini aşan krediler vererek ve bu nedenle rezervlerinde 5 kuruş bırakmayacak şekilde kullanmaktadırlar. Onların güvenliğimizi sağlayacaklarına ve kimlik hırsızlarının hesaplarımızı boşaltmalarına izin vermeyeceklerine inanmalıyız.
İkinci olarak, bankalar müşterilerinin paralarını istedikleri gibi kullanmalarına izin vermezler. Çok büyük bir meblağ yatırırlarsa (önceki işlemlere göre), bankalar hesaplarını dondurarak paranın nerden geldiğini öğrenmek isteyebilir ve bunu öğenmek için de baskı uygulayabilirler. Aynı şey müşterinin hesabına çok büyük bir transfer gelirse de yaşanacaktır. Parasını istediği gibi kullanabileceklerini sananlar yanılıyorlar. Merkezi borsalarda da olan seneryo gibi; bir müşteri, parasını bankaya yatırdığı an itibarıyla bankanın o paranın bütün kontrolüne sahip olma hakkını ve özgürlüğünü bankaya vermiş oluyor.
Üçüncü olarak, bankalar müşterilerini otoriteye teslim etme hakkına sahiplerdir. Ve tekrardan söylemek gerekirse bir transfer bankanın gözüne eğer şüpheli olursa, ki genelde büyük bir işlem demektir bu; banka sırf parayı dondurmakla kalmayıp otoritelere haber de verebilir. Ve bu durumda, müşteri daha da kötü bir sonuçla karşılaşır; bu da parasının kaynağını otoritelere açıklama zorunda kalmak!
Ve tabii ki de, eğer kişi paranın kaynağını açıklayamazsa o para artık kaybolmuş demektir. Bankalar devletin uzun kolları olarak çalışır ve müşterilerini umursamazlar; sadece ama sadece devletle aralarını iyi tutarak aynı anda artan servetlerini önemserler.
Dördüncü olarak, bankalar müşteriler tarafından başlatılan işlemleri istedikleri gibi ve ya müşteri tarafından imzalanan bir belgedeki Şartlar ve Koşullara dayanarak reddedebilir, ancak genellikle hiç kimse bir banka hesabı açarken bu düzinelerce sayfayı okumayla uğraşmaz. Ve bankaların çoğu kriptoyla dost olmadığından dolayı kripto kullanıcılarının çoğu savunmasız durumda kalırlar.
Beşinci olarak, bazı şahıslar Revolut gibi finansal kurumların servislerini kullanarak kripto sahibi olduklarını sanmaktadırlar. Ama gerçekte ise 1 satoshiye bile sahip değillerdir! Bunun sebebi Revolut'un kripto sahibi olmaya izin vermemesi ve sahip olduklarınızın bir fark sözleşmesi olmasıdır (CFD). Size kripto sahibi olduğunuz illüzyonunu satarlar ama aslında hiçbir kriptoya sahip olmazsınız. Aynı durum eToro için de geçerlidir.
Altıncı olarak, merkezi borsalara benzer olarak, banka müşterileri fark etmeksizin bir çok şekilde para kaybeder: hesap açmak için, para yatırmak için, para çekmek için, para transferi için, hesap bakiyesi için, hesap yönetimi, kredi kartı veya banka kartı için ve daha bir çok şey için komisyon, harç, fark gibi şeyler öder.
Yedinci olarak, bankalar batabilir, kaçabilir (exit scam) ve aynı şekilde kullanıcılarının bilgilerini çaldırabilir veya sızdırabilir. Tabii ki de bu durumlar kripto borsaları kadar yaşanmasa da böyle durumlar geçmişte yaşandı ve gelecekte yaşanacak.
Ve halen yazdıklarım hakkında tereddütünüz var ise, aşağıda paylaştığım ekran görüntüsünde Romanya'nın en büyük bankasının müşterilerine nasıl davrandığını görebilirsiniz:
Photo source: Facebook
Türkçeye çevrilmiştir, demek istediği:
Bankanın müşterileriyle olan iş ilişkisinde, kara paranın aklanmasının, terörün finansmanının önlenmesi ve bunlarla mücadele edilmesi ve tüm müşteriler için Genel İş Koşullarına (GBC) uyulması amacıyla müşterilerini tanımaya ilişkin yasalara uymak zorundadır.
Genel İş Koşulları Kuralları (GBC) 'na göre, Romanya Ulusal Bankası'nın 2/2019 sayılı yönetmeliğine ve 129/2019 sayılı kanununa göre müşteri, Banka tarafından talep edilen, kaydedilen işlemlerin niteliği, amacın doğrulanması ve açıklığa kavuşturulması için gerekli olan tüm belgeleri bankaya sağlama sorumluluğuna sahiptir. Bu belgeler aracılığıyla, hesabınızdan gerçekleştirilen işlemleri analiz ettikten sonra bu işlemlerin tipolojisinin Genel İş Koşulları 23.1 kuralına aykırı olduğuna karar verdiğimizi bilmenizi isteriz. Bu kural der ki: "Eğer Banka, bankacılık işlemleriyle bağlantılı olarak finansal kurumlar tarafından zorlanan bazı talepler veya potansiyel riskler tespit ederse, kumar, pornografik hizmetlerin (video sohbet veya benzeri hizmetler dahil) edinimi, yasal şartlara uymadan silah/mühimmat edinimi ve kripto para işlemleri gibi hizmetlerle bağlantılı işlemler için transferleri onaylamama hakkını saklı tutar."
Aşağıda yukarıdaki bankanın bir müşterisinin reaksiyonun görebilirsiniz. Gülebilirsiniz ama bu durum ciddiye alınması gereken bir durum:
Photo source: Facebook
Türkçeye çevrilmiştir, demek istediği:
Konu: Kendi paramla ne yaptığımı açıklamak amacıyla [...] tarafından imzalanan gerekçe
Ben [...] bankanın bir müşterisi olarak, bankanın zoruyla imzaladığım bu belgeyi; benim aleyhime olmayan bazı iç düzenlemeleri öne sürerek, kendi paramla ne yaptığımı bankaya açıklamak için zorlandığım için imzalıyorum.
Şunu da söylemem gerekir ki şu anda yaz ve benim için tatil zamanı, ve aynı zamanda korona karantinası yeni bitmiş vaziyette, bu yüzden bolca eğlenmek istiyorum. Bunun için f*huşun yasal olduğu Hollanda'ya gidip bir kaç f*hişe becereceğim. Büyük ihtimalle yolum düşmüşken aynısını Avusturya ve Almanya'da da yapacağım.
Hollanda'ya geldiğimde ise biraz es*ar ve haş*ş içmeyi de düşünüyorum ama mantar da deneyebilirim.
Duydum ki Hollanda'da güzel es*arlı kekler varmış; bunu denemenizi önerebilirim, belki de uyanır ve insanlara kendinizi ferahlatıcak şekilde aptal prosedürler içeren ve insanların paralarına naptığına karışan aptal kağıtlar imzalatmazsınız.
Eğer tuvalet kağıdım yoksa, ve söylemeliyim ki çok param var, gider zenginler gibi g*tümü bir kaç yüz Euro ile silerim.
Geri kalan bütün para ise arkadaşlarıma borç olarak yada sonradan pişman gereksiz işlere harcanacak orası kesin.
Yukarıdaki bilgilerin hepinizi, Bitcoini merkeziyetçi borsalar ve bankalar ile birlikte kullanırken tekrar düşündürmesi gerekiyor. Dikkatli olun! Kendinize sadece zarar vermekle kalmayacak ve belki de geri dönüşü olmayan önyargıları tetikleyeceksiniz. Acaba
850.000 tane bitcoin 
kaybeden Mt. Gox borsasından bahsetmeli miyim, ha? Acaba düzinelerce (belki yüzlerce) hacklenen borsayı ve yüz binlerce parasını sonsuza kadar kaybeden müşteriden bahsetsem? Bankaların müşterilerinin hesaplarını dondurduğu binlerce olaydan bahsetsem? Size kaç kişinin kişisel bilgileri çalındıktan sonra ölüm tehdidi aldığını, kaç tanesinin kaçırıldığını, kaç kişinin hackerlar tarafından haraç vermeye zorlandığını söylesem?
Böyle bir şey yaşamak istiyor musunuz? Eğer istemiyorsanız, Bitcoini merkezi borsalar ve bankalar ile kullanmayın! Para çekip yatırırken anonimite sağlayan kripto atm makinaları kullanın. Müşterilerinin bir kuruş parasını tutmayan ve sadece müşterileri birleştirmeyi amaçlayan merkeziyetsiz borsaları kullanın. Kişiden kişiye transfer yapın (peer-to-peer). İçinde kurulu anonim borsalara bağlantısı olan kripto cüzdanları kullanın. Anonimitenizi ve finansal gizliliğinizi koruyacak her metodu kullanın. Bu sizin iyiliğiniz için.
Bu yazı, eğitim makalelerimin bir parçasıdır. Hepinizin aşağıdaki yazıları da okumanızı tavsiye ederim:
-
Bitcoin: The dream of Cypherpunks, libertarians and crypto-anarchists-
Governs are coming for traders!-
Cryptocurrency vs digital money issued by the state-
The Crypto Anarchist Manifesto - We all should read it-
Governs try to limit access of public to information and freedom since ages-
Phil Zimmermann's thoughts about PGP - We all should read them-
When the govern wants to hold your private keys-
The call for Julian Assange || The WikiLeaks Manifesto - We all should read it
