hayır! bu ayet, yaşayabileceğim benzer durumlara karşı bana örnek temsil edebilir.
Peki hocam Kuranda peygambere ait özel ayetler neden var? Kutsal kitapta kişiye özel ayet olur mu? 28 Nisan 3205'te doğacak bir insan bu bilgiyi ne yapsın? Ya da şu an bu bilgiyi ben ne yapayım hocam?
aynı yerde açıklaması da var hocam
Hz. Peygamber’in hiç olmazsa aile hayatında rahat olabilmesi, birden fazla eşiyle yaşarken sıkıntıya düşmemesi için kendisine özgü olmak üzere bahşedilen ruhsatlar, kolaylıklar bu âyetten itibaren bazı açıklamalarla birlikte şöyle sıralanmıştır: Dörtten fazla olan eşlerle evlenmesinin helâl olması, isteyen kadınlarla mehirsiz evlenmesinin câiz olması, kadınlarının yanlarında kalma sürelerini eşit tutma (buna fıkıh kitaplarında, paylaştırma mânasında kasm denilmektedir) mecburiyetinin bulunmaması, bu âyetler geldiğinde evli bulunduğu kadınlardan başka kadınla evlenmesinin ve bunlardan birini boşayarak yerine bir başka kadını almasının câiz olmaması, vefat ettiğinde veya boşadığında eşleriyle başkalarının evlenmesinin câiz olmaması ve eşlerinin bundan sonra yabancılara karşı daima perde arkasında bulunmaları.
Birçok kadın, peygamber eşi olabilmek için mehirsiz olarak onunla evlenmek istemiştir (âyetin ifadesiyle kadınlar kendilerini ona bağışlamışlardır). Bu şartla evlenmesi âyete göre câiz olduğu halde kendisinin bu ruhsatı kullandığına dair örnek yoktur (Ebû Bekir İbnü’lArabî, III, 1559). Ayrıca kendisi, yirmi beş yaşında iken kırk yaşında dul bir hanımla evlenmiş, onunla yirmi beş yıl mutlu bir hayat yaşamış, çocuk sahibi olmuş, Hz. Hatice vefat edinceye kadar da başka bir hanımla evlenmemiştir. Şu halde daha sonra, on yıl gibi kısa bir zaman içinde birçok eşle evlenmesinin cinsel arzuyla izah edilemeyecek sebepleri ve hikmetleri olmalıdır. Fedakârlık eden bazı hanımların ödüllendirilmesi, evlilik yoluyla akrabalık (sıhriyet) bağı kurarak bazı fertleri ve grupları kazanmak, onlarla yakınlık ve dostluk oluşturmak ve bu suretle İslâm’a karşı olan cepheyi zayıflatmak, özel hayatı ve aile ilişkileri başta olmak üzere ümmetin bilmesini istediği hususların eksiksiz zaptedilip başkalarına anlatılmasını, bu amaçla toplumun peygamber hanımlarının bilgilerinden yararlanmalarını sağlamak bunlardan bazılarıdır. Hanımların da onunla evlenmek istemelerinde birinci saik, peygamber hanımı olarak yaşama ve ölme şerefine nâil olmaktır. Bu sebepledir ki, kendilerini, dünya nimetleri ile peygamberden birini seçmede serbest bıraktığında eşlerinin tamamı onu ve Allah rızâsını seçmişlerdir (Resûlullah’ın çok evliliğinin başlıca sebepleri konusunda daha fazla bilgi ve değerlendirme için bk. Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, II, 10-17).
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3583/50-ayet-tefsiriİslam silsile yoluyla bugünlere geldi, dolayısıyla geçmişteki olaylar geleceğe de etki eder. Bilmediğimiz pek çok husus da vardır muhakkak...Hatta mesela inanmamak için bu ayeti delil saymanız da bir başka mucize olabilir
Kur'an'da Bir Mucize ; Ebu Leheb'in Kafir Olarak Ölmesi
“Ebu Leheb’in elleri kurusun, kurudu da… Ne malı ne de kazandığı ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşe girecektir. Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir. Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.” (Tebbet 1-5)
Asıl adı Abdüluzza’dır. Kur’an ona “Alevli ateşin babası” manasında “Ebu Leheb” ismini takar.
Ebu Leheb’in karısı ise Ümmü Cemil’dir. Ümmü Cemil her gece pıtrakları, dikenleri ve dikenli ağaç dallarını toplayıp büyük demet yapar, boynuna bağlar, geceleyin ayağına batsın, yaralar açsın diye Peygamberimiz (s.a.v.)’in geçeceği yollara atar ve saçardı.
Bizler bu iki şahsın Müslümanlara yapmış oldukları eziyet ve zulümleri ilgili kitaplara havale ediyor ve sadece, bu surenin gaybdan vermiş olduğu haberi ve bu haberin doğru çıkmasını tahlil etmek istiyoruz.
Tebbet suresi, Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber vermektedir.
Ve haber verdiği gibi de çıkmıştır.
Bu, gaybdan haber vermektir. Gaybı ve geleceği bir beşerin kendi kendine bilmesi ve birilerinin akıbetinin ne olacağını bildirmesi mümkün değildir. Madem mümkün değildir, o halde diyebiliriz ki, gaybdan haber veren Kur’an Allah’ın kelamıdır ve O’nun sözüdür.
Şimdi bu delil üzerinde biraz daha derinlemesine tahlil yapalım:
Kur’an, Ebu Leheb ve eşinin kafir olarak öleceğini ve Cehenneme gideceğini bizlere haber veriyor. Kur’an’ın Allah’ın kitabı olduğunu kabul etmeyen ve bunu inkar eden kimse, şu sorularımıza nasıl cevap verebilir:
1- Ebu Leheb, Tebbet süresi indikten tam 7 yıl sonra ölmüştür. Yani Tebbet suresinin ayetleri, Ebu Leheb hasta yatağında ölümü beklerken gelmemiş, bilakis tam 7 yıl sonraki akıbetini bildirmiştir. Ebu Leheb’in küfür üzere öleceğini -Haşa, eğer bu kitap Allah’ın kitabı değilse bir beşer kendi başıyla nasıl bilmiştir?
2- İslam’ın başlangıcında İslam’ın birçok düşmanları vardı ki, zamanın geçmesiyle her biri teker teker İslam’a girmiş ve Peygamberimize biat etmiştir. Hatta bunların içinde Müslümanlarla savaşan Halid bin Velid, Ebu Süfyan, Amr İbn As gibi zatlar da vardır. Hatta bunların içinde Hz. Hamza’yı şehit eden Hz. Vahşi ve Hz. Hamza’nın kalbini söken Hz. Hind de bulunuyordu.
Bütün bu kişiler daha sonra tövbe etmişler ve “Sahabe” ve “Hazret” unvanına layık olmuşlardır. Bu kişiler gibi Ebu Leheb’in ve eşinin de tövbe etmesi mümkündü ve son derece de doğaldı. Ancak Kur’an’ın lisanıyla, onların tövbe etmeyeceği ve kafir olarak öleceği ilan edildi. Acaba Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın peygamberi ve Kur’an da Allah’ın kitabı değilse, Ebu Leheb’in ve eşinin kafir olarak öleceği nasıl bilindi?
3- Akıllı bir insan kendisini yalancı durumuna düşürecek konularda iddiada bulunmaz. Hele yalanını ortaya çıkaracak tarzda gayba ait hiçbir şey söylemez. Şimdi şunu bir düşünün: Kur’an, “Ebu Leheb ve eşi kafir olarak ölecek” diyor.
Eğer Ebu Leheb veya eşi: “Ben Müslüman oldum, tövbe ettim.” deseydi, Kur’an’ın mezkur haberi doğru çıkmamış olacaktı ki, bu da Kur’an’ın davasının iptali anlamına gelirdi. Hatta eğer Ebu Leheb veya karısı, yalandan da olsa, münafıklık yaparak “Biz Müslüman olduk” deselerdi, Kur’an’ın ve Peygamber Efendimizin doğruluğu birden yok olacaktı.
Öyle ya, Kur’an “kafir olarak ölecek” diyor, o kişi ise “ben Müslüman oldum” diyor. O zaman Kur’an’ın bu gaybi haberini ne ile izah edeceksiniz. İşte durum bu kadar ciddi iken, Kur’an Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber veriyor ve haber verdiği gibi tam 7 sene sonra Ebu Leheb küfür üzere ölüyor.
Eğer Kur’an Allah’ın kelamı olmayıp -haşa- bir beşerin düzmecesi olsaydı, hiç o beşer yalanını ortaya çıkaracak böyle bir iddiada bulunur muydu? Siz olsanız bulunur musunuz? Elbette hayır! O halde bu haberi ve bu haberin doğru çıkmasını, Kur’an’ın Allah’ın kelamı olmasından başka ne ile izah edebilirsiniz?
Evet, Kur’an “Kafir olarak ölecek” diyor ve 7 sene sonra kafir olarak ölüyor. Bütün düşmanlığına rağmen, ayet-i kerimeyi yalan çıkarmak için münafıklık yaparak “İman ettim” bile diyemiyor. İman kelimesini yalandan da olsa telaffuz edemiyor.
Bunu bilmek, ancak ve ancak zamandan münezzeh olup, bütün zaman ve mekanları aynı anda bilmek ile mümkündür ki, bu sıfat da Allah-u Teala’dan başkasında bulunmaz.
İşte, Kur’an’ın Ebu Leheb ve eşinin küfür üzere öleceğini haber vermesi ve tam haber verdiği gibi vukua gelmesini delil göstererek deriz ki, Kur’an, gaybları en iyi bilen Allah’ın kelamıdır ve O’nun sözüdür. Kur’an’ın gaybi haberleri bu hükümden başka hiçbir şeyle izah edilemez.
https://www.risaleajans.com/islam/kuranda-bir-mucize--ebu-lehebin-kafir-olarak-olmesi