1- İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.
2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?
3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?
4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?
Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.
Konuşmayı tartışmayı "İnançlı vs Ateist" gibi bir challenge durumuna sokmaz isek, bu konularda sohbet etmek aslında oldukça keyiflidir.
Harika bir üslup, işte budur! Aklı başında, mantıklı sorular bunlar, hem de dediğiniz gibi kırıp dökmeden sorulan sorular...Çok teşekkür ederim üstad
Kopya çekmeden kendi cevaplarımı vereyim:
1- İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.
İnançlı ya da inançsız herkes, diğerlerinin kendisi gibi düşünmesini ister aslında...Aklı olan herkes onaylanmak ister içten içe.. Ancak klasik tabirle "Dinde zorlama yoktur". Herkesin inançlı olmasını da beklemiyor kimse...Açık konuşmak gerekirse "bir kişinin iman etmesine vesile olmak" istenir belki..İnançlı olmak ile günahkar olmak arasında fark var, önce bunu bir belirtelim...Peygamberler dışında günahsız insan var mıdır bilemem, belki bebekler...İnançlı olmak, inançlı olanlar açısından bir ayrıcalık ve bunun herkes tarafından yaşanması istenir yani bir iyi niyetten söz edilebilir burada...
2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?
İnsan var olmadan önce de mahluklar (yaratılanlar) vardı, melekler-cinler...Haddi zatında Allah'ın bunların tesbihine ihtiyacı yoktur, bizim O'nu anmaya ihtiyacımız vardır.
3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?
Anadolu'da bir tabir vardır "Allah baba", Allah'ın rahmetinden ötürü de söylenir ama yanlış bir tabirdir. Allah bildiğimiz varlıklara benzemez, hiçbir şekilde tahayyül (hayal) de edilemez. Dolayısıyla O'nu kendi anlatımlarıyla tanıyabiliriz sadece, o da kapasitemiz kadar...İntihar, beşere (insana) has bir davranıştır belki bazı canlı türleri de buna benzer hareketler sergileyebilir, dolayısıyla bu tür bir davranıştan münezzehtir(uzaktır)
4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?
Allah vaad'inden dönmez, ne dediyse olacaktır. İnanış budur.
Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.
Din sanılanın aksine bir tabu değildir, kendi içerisinde cevapları barındırır. Sıkıntı şurada: bazıları kabul etmez-bazıları eder. Bazıları farklı anlayışlara yönelirken bazıları esasına bağlı kalır. O nedenle özellikle günümüzde çok farklı anlayışlar türediğinden insanların kafasında sorular olabiliyor. Geçenlerde bir anket gördüm: Müslümanım diyenler arasında meleklere inanmayan var
hadislere inanmayan-reddeden bir anlayış da var. Elbette herkes kendi inancını seçebilir, bana göre inanmamak da bir inançtır. Çünkü sürekli olarak "yoktur yoktur" demeyi gerektirir, bir çeşit tesbih gibi...
bunlar benim kişisel görüşlerim, daha fazlası için yukarıdaki linklerde aramalar yapılabilir
saygılar