Pages:
Author

Topic: İnanç ve varlık tartışması - page 4. (Read 903 times)

legendary
Activity: 2254
Merit: 1446
Cashback 15%
April 30, 2020, 07:18:48 AM
#17
Sakız çiğnemek orucu bozar mıSmiley)

Benim istediğim aslında ayrı bir başlık değil de direkt olarak forum içinde açılacak bir alt başlık şeklindeydi. O zaman ciddi bir soru sorayim:

- şimdi Müslüman olmayanlar cehenneme gidecek diyorlar. Peki adam dünyada insanlık/doğa için çok iyi şeyler yapıyor. Afrika'da su kuyuları açıyor ama herif müslüman değil. Hatta babası, dedesi hep papaz. Ne olacak bu adam cehenneme mi gidecek? Ben ise hirt gibi sağda solda takilacagim ama müslüman olduğum için cennete gideceğim bir sekilde. Doğru mu bu?

Not: hirt gibi değil de düzgün bir sekilde takilayim sağda solda.
legendary
Activity: 2506
Merit: 1287
★Bitvest.io★ Play Plinko or Invest!
April 30, 2020, 07:12:37 AM
#16
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.
Neden?
Uçsuz bucaksız, hayal bile edemeyeceğimiz büyüklükte bir evrenin yaratıcısında böyle bir ego mu var? Yaratısının sayılarla bile ifade edilemeyecek miniklikte bir parçasında yaşayan basit canlıları böyle bir sınava tabi tutmak tam olarak insandan beklenecek bir davranış değil mi?
Ve yine yazdıklarının devamı olarak (cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı) gerek olduğu düşüncesinin dayanağı nedir? Acaba toplulukları kontrol eder ve sömürürken (ve onlar yaşadıkları sürece durumun değişmeyeceğinin farkındayken) "burada böyle ama, diğer tarafta kral sensin" beklentisi yaratıp sorun çıkartmadan biat etmelerini sağlamak olabilir mi?
legendary
Activity: 2072
Merit: 1138
April 30, 2020, 07:10:00 AM
#15
Söyleyecek çok şey var, cevaplanamayacak çook sorum olur ama bu konuyu polemik meydanına çevirmek istemem, kaldı ki başlığın amacının da dışına çıkmış oluruz.
Ancak şunları merak ediyorum, biri aydınlatırlarsa sevinirim.
Canlıların biyolojik varlıkları var ve onun bir işleyişi var, aynı zamanda ruhsal/bilinçsel varlıkları var ve o da haliyle bir işleyişe sahip. Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?

wolwooya özel not: Bu postu açtığın konunun amacı dışında bulursan saygı duyarım, silebilirsin veya silemezsen bilgi verirsin ben silerim. Çünkü konudaki amacının inanç felsefelerini konuşmak mı, yoksa islami sorular/cevaplar mı olduğundan pek emin olamadım. B şıkkıysa postumu sileyim.

Hayatımız düşüncelerimizin eseridir. / Marcus Aurelius diyor bunu, insan self control bir canlı.. Yani seçim hakkı var. Biyolojik bir varlık olmanın dışında düşünebilme yeteneği olan, sevmek, nefret etmek, kızmak, affetmek ve isteklerde bulunmak gibi seçimleri yapabildiği gibi inanmak ya da inanmamak konusunda da bir seçenek sunulmuş.

İnsanların inanmadığı bir dönem neredeyse olmamış, ya güneşe tapmış ya ırmağa ya hayvana ateşe vs vs... Irk, dil fark etmez herkeste bir inanç gücü var. Bunu ister geliştirir, isterse söndürür. İnanmamaya şartlayarak da aslında bir inanış disiplini geliştirmiş olur.
Ayrıca malumunuz herkesin biyolojik durumu bir olmadığı gibi ruhsal metafizik durumu da bir olamaz.


full member
Activity: 518
Merit: 185
April 30, 2020, 07:02:22 AM
#14
Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?


Burada öncelikle bir sınavın içerisinde olduğumuzdan bahsetmek gerekir. Çünkü eğer Allah hiç şüpheye mahal vermeyecek şekilde canlıları kendisine inanmaya veya dediğiniz gibi yapması gerekenleri harfiyen yapabilecek şekilde yaratmış olsaydı burada bahsedilen sınava ve beraberinde bu sınavın sonucu olan cennet cehennem gibi kavramlara da gerek kalmazdı.
legendary
Activity: 2506
Merit: 1287
★Bitvest.io★ Play Plinko or Invest!
April 30, 2020, 06:10:36 AM
#13
Söyleyecek çok şey var, cevaplanamayacak çook sorum olur ama bu konuyu polemik meydanına çevirmek istemem, kaldı ki başlığın amacının da dışına çıkmış oluruz.
Ancak şunları merak ediyorum, biri aydınlatırlarsa sevinirim.
Canlıların biyolojik varlıkları var ve onun bir işleyişi var, aynı zamanda ruhsal/bilinçsel varlıkları var ve o da haliyle bir işleyişe sahip. Sorum şu, biyolojik işleyiş genlerde mevcutken (hücreler nasıl bölünüp, nasıl organları oluşturacağını biliyorken, vücut nefes alması, kalbinin atması vb vb gerektiğini biliyor ve kendiliğinden yapabiliyorken), yani ister Allah deyin, ister doğa deyin, bir güç bunu sağlamışken, aynı güç insanların bilinç ve ruhlarının yapması gerekenleri neden mağarada söylenenleri aklında tutup kağıda geçirten birisine emanet ediyor?
Neden ruhani yaşamın olmazsa olmazları biyolojik düzen gibi içimize işli değil? Yapamamış mı, gücü mü yetmemiş?

wolwooya özel not: Bu postu açtığın konunun amacı dışında bulursan saygı duyarım, silebilirsin veya silemezsen bilgi verirsin ben silerim. Çünkü konudaki amacının inanç felsefelerini konuşmak mı, yoksa islami sorular/cevaplar mı olduğundan pek emin olamadım. B şıkkıysa postumu sileyim.
hero member
Activity: 1400
Merit: 536
April 30, 2020, 05:27:30 AM
#12
Dini konulari konusmak ve tartismak sakincali bu tur sohbetleri yaparken cok dikkatli olmaliyiz, unutmayalim ki karsi taraf bir seye ya da birseylere inaniyor.
Buradaki altin kelime - 'inanmak', bazi durumlarda bakiyorum ki gercektende karsi taraf inaniyor saf duygulariyla, o an diyorum ki "Granxis soylediklerine dikkat etmelisin, cunku inaniyor"
Kimsenin inancini zedelememeye caba gosteriniz, bilin ki belki de onun-onlarin sahip oldugu tek sey o inancidir.
legendary
Activity: 2072
Merit: 1138
April 29, 2020, 07:51:48 PM
#11
Bir soruda benden gelsin wolwoo hocam atışma gibi düşünmeyin ama lütfen.

Dinler bize iyi insan (iyilik yapma, zor durumdakini koruma v.b.) olmayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder.

Peki biz iyilik yaparken bunu iyi insan olduğumuz için mi yapmalıyız yoksa din emrettiği için mi ? Bir karşılığı olduğunu düşünerek iyilik yapmak bizi iyi insan yapar mı ? Ben size kötülük yapmıyorsam bunu dini inancımdan ötürü mü yapmamalıyım yoksa insanlığın yada kendime yakıştırdığım şeyin bir gereği olarak mı ?

Dinlerin bazı insanlar için bu noktada çok faydalı olduğu tartışılmaz bence. Bir tane kötülüğü bile engelliyorsa yada bir iyiliği bile tetikliyorsa faydalıdır benim penceremde. Aynı zamanda dinlerin içsel olarak katkısının olduğu da söylenebilir. Ölümü kabullenebilme v.b. noktalarda ama yanlış yönlendirmiş durumlarda ölüme sebebiyet verebilmesi de mümkün. (Örn: suriye'de bir zamanlar var olan terörist grup)

"Aldanma insanların samimiyetine!
Menfaatleri gelir her şeyden önce.
Vaad etmeseydi Allah cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde.” (Mehmet Akif Ersoy) *  Wink

1- Her şeyi bilen her şeyi yaratan Arap tanrısı Allah neden 4 kitap göndermiş? İlk gönderdiğini koruyamamış mı?

2- İslam dinini neden 23 yılda indirmiş? Dünyayı 6 günde yaratan Arap tanrısı Allah niye 23 yılda kitap gönderiyor?

3- Arap tanrısı Allah neden kulunun nerede yaşadığından habersizdi? Amerika kıtası 15.yy, Avustrulya kıtası 16.yy'da keşfedilmeden önce oralarda yaşayan insanların semavi dinlerden haberi bile yoktu ama bugün İslam evrenseldir deniliyor peki burada yaşayıp ölmüş insanlar cennete mi gidecek yoksa cehennemi mi gidecek?

4- Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

5- Arap tanrısı Allah Türkçe bilmiyor mu? Türkçe ezan ve Kuran okunması ülkemizdeki müslüman kesim tarafından hoş karşılanmïyor. Biz sinemaya gittiğimizde Türkçe dublaj film izliyoruz ama dinin Türkçe okunması hoş karşılanmıyor o zaman halk dublaj ve altyazı olmadan yabancı film izlesin nasıl olur?

6- Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?

1- 4 kitaptan fazlası var. 124 bin peygamberden bahsediliyor, bunların bazıları resul-bazıları nebi (kitap verilen-verilmeyen) dönem dönem ahkam-şeriat da değişmiş ancak temel kurallar sabit kalmıştır diye biliyorum. son din: islam ve kıyamete kadar korunacağının garantisi verilmiştir. insanlar bir imtihanda olduklarından kendi elleriyle tahrif etmişler hatta Hz Musa Tur dağına gidip gelene kadar buzağıya tapmaya başlamışlar. İnsan-şeytan düellosu kıyamete kadar sürecek...

2-Bu soruların her biri ayrı bir başlık konusu olacak kadar geniş ancak en kısa yoluyla açıklamak gerekirse insan bir anda değişmez. yüzyıllardır putlara tapan bir kavme en başından başlanarak bir değişim sağlanmıştır ve özümsenmiştir.

3-Allah her kavme bir uyarıcı gönderdiğini söylemiştir ancak 2. maddede söylendiği gibi tahrif edilmiştir. Ulu Manitu vs kavramlar zaten bir inanışın göstergesi, insanlar her zaman tapacak birşey bulmuştur. Yüzyıllar boyu uyarıcı gelmemiş kavimlerin durumu net değil ancak bir çeşit karanlık dönemde kalanlara Allah'ın rahmet edeceği söylenir. bu konuda daha fazla tafsilat için kaynaklara bakabilirsiniz.

4- Tanrı özelde Allah'ın ibadete ihtiyacı yoktur. Namaz-oruç-zekat-hac gibi ibadetler insanlar içindir. bunları yaparken niyet de önemlidir.

5- Her mesajın aslı özeldir. Mesela bir Padişah ferman gönderse bir elçiyle, o mesajın tercümesini öğrenmek isteriz ama aslına ve elçiye ayrı bi hürmet gösteririz. Bu arada ben dublaj izlemem Cheesy

6-Cihat iki türlü
1-Savaş
2-Kendi benliğimizle
Bu devirde aslolan kendimizle ve dürtülerimizle olan savaş...

Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;


Mehmet Akif Ersoy**

*-** https://www.antoloji.com/
sr. member
Activity: 308
Merit: 251
April 29, 2020, 07:30:25 PM
#10
1- Her şeyi bilen her şeyi yaratan Arap tanrısı Allah neden 4 kitap göndermiş? İlk gönderdiğini koruyamamış mı?

2- İslam dinini neden 23 yılda indirmiş? Dünyayı 6 günde yaratan Arap tanrısı Allah niye 23 yılda kitap gönderiyor?

3- Arap tanrısı Allah neden kulunun nerede yaşadığından habersizdi? Amerika kıtası 15.yy, Avustrulya kıtası 16.yy'da keşfedilmeden önce oralarda yaşayan insanların semavi dinlerden haberi bile yoktu ama bugün İslam evrenseldir deniliyor peki burada yaşayıp ölmüş insanlar cennete mi gidecek yoksa cehennemi mi gidecek?

4- Tanrı her şeyi yaratmış her şeyi biliyor ve gücü var insanın kendisine ibadet etmesine ne ihtiyacı olabilir? İnsanın Tanrıya ihtiyacı varmıdır? Varsa günlük hayatta Tanrı ne işe yarıyor sabah kalkıp bizim yerimize işe mi gidiyor akşam markete gidip yiyecek mi getiriyor ay sonu kirayı mı ödüyor?

5- Arap tanrısı Allah Türkçe bilmiyor mu? Türkçe ezan ve Kuran okunması ülkemizdeki müslüman kesim tarafından hoş karşılanmïyor. Biz sinemaya gittiğimizde Türkçe dublaj film izliyoruz ama dinin Türkçe okunması hoş karşılanmıyor o zaman halk dublaj ve altyazı olmadan yabancı film izlesin nasıl olur?

6- Türkiye'de Türk tipi Müslümanlık var mesela cuma namazı, zekat, kurban, 30 gün oruç ile ülkenin çoğunlugu ben Müslümanım diye geçiniyor. Nerede kaldı dinin emrettiği cihat?
legendary
Activity: 2240
Merit: 2584
Chancellor on Brink of Second Bailout for Banks
April 29, 2020, 07:29:32 PM
#9
Bir soruda benden gelsin wolwoo hocam atışma gibi düşünmeyin ama lütfen.

Dinler bize iyi insan (iyilik yapma, zor durumdakini koruma v.b.) olmayı, kötülüklerden uzak durmayı emreder.

Peki biz iyilik yaparken bunu iyi insan olduğumuz için mi yapmalıyız yoksa din emrettiği için mi ? Bir karşılığı olduğunu düşünerek iyilik yapmak bizi iyi insan yapar mı ? Ben size kötülük yapmıyorsam bunu dini inancımdan ötürü mü yapmamalıyım yoksa insanlığın yada kendime yakıştırdığım şeyin bir gereği olarak mı ?

Dinlerin bazı insanlar için bu noktada çok faydalı olduğu tartışılmaz bence. Bir tane kötülüğü bile engelliyorsa yada bir iyiliği bile tetikliyorsa faydalıdır benim penceremde. Aynı zamanda dinlerin içsel olarak katkısının olduğu da söylenebilir. Ölümü kabullenebilme v.b. noktalarda ama yanlış yönlendirmiş durumlarda ölüme sebebiyet verebilmesi de mümkün. (Örn: suriye'de bir zamanlar var olan terörist grup)
legendary
Activity: 2072
Merit: 1138
April 29, 2020, 06:58:13 PM
#8
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?

3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?

4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?

Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.

Konuşmayı tartışmayı  "İnançlı vs Ateist"  gibi bir challenge durumuna sokmaz isek, bu konularda sohbet etmek aslında oldukça keyiflidir.

Harika bir üslup, işte budur! Aklı başında, mantıklı sorular bunlar, hem de dediğiniz gibi kırıp dökmeden sorulan sorular...Çok teşekkür ederim üstad Smiley
Kopya çekmeden kendi cevaplarımı vereyim:

Quote
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.
İnançlı ya da inançsız herkes, diğerlerinin kendisi gibi düşünmesini ister aslında...Aklı olan herkes onaylanmak ister içten içe.. Ancak klasik tabirle "Dinde zorlama yoktur". Herkesin inançlı olmasını da beklemiyor kimse...Açık konuşmak gerekirse "bir kişinin iman etmesine vesile olmak" istenir belki..İnançlı olmak ile günahkar olmak arasında fark var, önce bunu bir belirtelim...Peygamberler dışında günahsız insan var mıdır bilemem, belki bebekler...İnançlı olmak, inançlı olanlar açısından bir ayrıcalık ve bunun herkes tarafından yaşanması istenir yani bir iyi niyetten söz edilebilir burada...
 
Quote
2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?
İnsan var olmadan önce de mahluklar (yaratılanlar) vardı, melekler-cinler...Haddi zatında Allah'ın bunların tesbihine ihtiyacı yoktur, bizim O'nu anmaya ihtiyacımız vardır.

Quote
3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?
Anadolu'da bir tabir vardır "Allah baba", Allah'ın rahmetinden ötürü de söylenir ama yanlış bir tabirdir. Allah bildiğimiz varlıklara benzemez, hiçbir şekilde tahayyül (hayal) de edilemez. Dolayısıyla O'nu kendi anlatımlarıyla tanıyabiliriz sadece, o da kapasitemiz kadar...İntihar, beşere (insana) has bir davranıştır belki bazı canlı türleri de buna benzer hareketler sergileyebilir, dolayısıyla bu tür bir davranıştan münezzehtir(uzaktır)

Quote
4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?
Allah vaad'inden dönmez, ne dediyse olacaktır. İnanış budur.

Quote
Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.
Din sanılanın aksine bir tabu değildir, kendi içerisinde cevapları barındırır. Sıkıntı şurada: bazıları kabul etmez-bazıları eder. Bazıları farklı anlayışlara yönelirken bazıları esasına bağlı kalır. O nedenle özellikle günümüzde çok farklı anlayışlar türediğinden insanların kafasında sorular olabiliyor. Geçenlerde bir anket gördüm: Müslümanım diyenler arasında meleklere inanmayan var Smiley hadislere inanmayan-reddeden bir anlayış da var. Elbette herkes kendi inancını seçebilir, bana göre inanmamak da bir inançtır. Çünkü sürekli olarak "yoktur yoktur" demeyi gerektirir, bir çeşit tesbih gibi...

bunlar benim kişisel görüşlerim, daha fazlası için yukarıdaki linklerde aramalar yapılabilir
saygılar
legendary
Activity: 2240
Merit: 2584
Chancellor on Brink of Second Bailout for Banks
April 29, 2020, 06:43:53 PM
#7
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

Kendimi %100 tanımlamam mümkün değil inanç konusunda, ki hala kafamda oldukça fazla soru işareti var. İnanmak yönünde de inanmamak yönünde de (dinler açısından). Bu kadar şeyin (evren, canlı, atomun zibilyon kademe altından zibilyon kademe üstüne kadar) bilinçsiz, kendiliğinden yada rastgelelikle, en küçük olan olasılığında aslında bir olasılık olmasıyla açıklanamayacağını düşünmekle beraber, zıt kutupta betimlenen, yaratıcıdan geldiği iddia edilen bazı bilgilerdeki enteresanlıklar beni kararsız bırakıyor. Hele ki din adına yapılan sapkınlıklar, örneğin bazıları tarafından dinin düşünmeye engelmiş gibi gösterilmesi (dinleri sömürenler tarafından bizde hacı hoca onlarda papaz v.b.), inançlı birisinin dini yada yaratıcıyı düşünerek değil de dogmatik olarak ezbere güvenerek inanması gerekmesi durumları gibi.

Adı üzerinde "inanç" siz kafanızda yarattığınız bir şeye dahi inanabilirsiniz. Örneğin biz bir canlının içerisindeki onun hücreye benzer tanımladığı yapılar içerisindeki küçük virüsler dahi olabiliriz. Bizim için yaratıcı o canlı olabilir. Yada çokça verilen örnekteki gibi yaratıldığımızın farkında bile olmayabilir yaratıcı.

Maddeye gelince bu aslında bizim yapımızın bir gereği ben inananlar kadar inanmayanlarda da benzer eğilim görüyorum. X bilim adamı da inançsızmış bak gördün mü, bilim adamlarının yüzde bilmem kaçı da inançsız v.b. cümleleri kendisini ateist olarak tanımlayan çeşitli arkadaşlardan pek çok kez duydum. Sanırım yapımız gereği kendimizi kalabalıklar içerisinde daha güvende hissediyoruz.

Kendini inançlı yada inançsız olarak tanımlamakta çok nesnel kavramlar olmadığı için kime inançlı, kime inançsız denilebilir konusunda da tereddütlerim var. Kendimi tanımlama kısmına dönersek tek diyebileceğim sadece üstünde sıklıkla düşündüğüm bir konu olarak adlandırabilirim. Yaratıcının varlığına inanan ama din kavramına inanmayan biri olarak tanımlamak daha uygun olacak sanki.

Not kısmınızın altına imzamı atarım. İnanç konusunda neye inanırsak inanalım yada inanırlarsa inansınlar değiştirmeye uğraşmadan, yargılamadan sadece saygı çerçevesinde karşılamak gerektiğini düşünüyorum.
full member
Activity: 266
Merit: 106
April 29, 2020, 06:37:18 PM
#6
Önceki başlıklarda yazdığım gibi Sonsuz bir varlığı sonlu bir akılla anlamaya çalışmak kibirden öte bir şey değildir anlamsızdır.
Örnek verecek olursak daha önce hiç görmediğiniz bir renk yaratmaya çalışsanız diğer renklerden esinlenmeden yapabilir misiniz?
Bu yüzden iki taraf da kendince mantıklı argümanlar sunabilir burda aslolan mesele inanç devreye giriyor. Kimse inanmak zorunda değil ve kimse de inananlara laf söyleme hakkına sahip değil her koyun kendi bacağında
legendary
Activity: 2212
Merit: 1112
LLP Programming & Electronics
April 29, 2020, 06:18:44 PM
#5
1-  İnançlı olan insanlar çoğunlukla kendileri gibi herkesinde inançlı olmasını bekler ve doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Peki herkes inançlı olsaydı o zaman inançlı olmanın (inançsızlar olmadığı için) ne gibi bir değeri ve ayrıcalığı kalırdı? Ve bu konuda tartışılacak ne kalırdı geriye.

2- İnsan olmasaydı tanrının adını kim anacaktı?

3- Tanrı var ise, isterse kendini yok edebilir mi? Yani her şeye gücü yetebilen varlığın gücü, kendine yeter mi ? intihar edebilir mi? Etmek istese bunu nasıl yapabilir?

4- Tanrı insanoğluna vadettiklerinden (örn: cennet ve sonsuz yaşam) bir anda vaz geçebilir mi? Eğer vaz geçebilir ise ve geçerse inançlı insanların tanrıya bakış açısı bu durumdan nasıl etkilenir?

Yukarıda iki sevdiğim arkadaşımız bu konunun açılmasına hassas yaklaşmış. Bende onların bu fikrine saygı duyarım.
Fakat unutulmaması gereken bir konuda insanın bugün ki konumuna sorgulayarak, sorarak, tartışarak geldiğidir. Saygı sevgi çerçevesinde bence her konu tartışılabilir. Kırmadan dökmeden.
 İnsanı insan yapan unsurlardan biri de budur. Bunu yapmayı kolayca becerebilen toplumlar zaten çağ atlar, kafalarında level atlar.

Konuşmayı tartışmayı  "İnançlı vs Ateist"  gibi bir challenge durumuna sokmaz isek, bu konularda sohbet etmek aslında oldukça keyiflidir.

 Not: Eğer merak ediyorsanız yada bilmiyorsanız söyleyeyim. Ben inançsızım. Kendimi Ateist yada Agnostik gibi bir kategoriye sokmak istemiyorum. Çünkü bu konuda bir tarafta yer almak ve savunuculuğunu yapmak gibi bir düşücem yok. Sadece inançsızım. 
Fanitikçe Ateist olanlara karşı olduğum gibi, fanatikçe inançlı olanlara da karşı birisiyim.
legendary
Activity: 2072
Merit: 1138
April 29, 2020, 04:17:53 PM
#4
Burada iki ayrım var arkadaşlar

1-İnançlı ya da inançsız olup kafasında soruları olanlar (bizim konudaki muhattabımız bunlar)
2-İnançsız olup saldıranlar

-------------------------------------
Mesela bugün açılan bir başlık: cemel vakası! sanki bugün 15:10 sularında olmuş bir olay gibi başlık açılmış Cheesy

https://islamansiklopedisi.org.tr/cemel-vakasi
https://sorularlaislamiyet.com/search/google/cemel%20vakas%C4%B1
http://www.dinimizislam.com/search_google_cse.asp?q=cemel+vakas%C4%B1&x=0&y=0

Buradan 1000 tane soru-cevap bulunabilir istenirse, ha hala tatmin olunmuyorsa yapacak bişi yok!

---------------------
ha bu arada "sakız orucu bozar mı" diyecek ilk kişiye cevabım: Cheesy

sr. member
Activity: 1470
Merit: 449
April 29, 2020, 04:08:21 PM
#3
Yani bu öyle bir ince çizgi ki. Burada birisi bir soru sorduğunda ona cevap veren sırf kötü düşünmeden iyilik ile cevap verebilir ama bunun vebali zor olur diye düşünüyorum. İyi niyetini anlıyorum @wolwoo ama benim fikrime göre böyle bir konunun olmaması lazım diye düşünüyorum burada.

hero member
Activity: 1582
Merit: 670
April 29, 2020, 04:07:23 PM
#2
Aman wolwoo hocam naptın. Din zaten başlı başına karışık ve çözülmesi zor bir konu. Ayrıca bazı arkadaşlarımızın (toplumumuzun büyük bir kısmı) bu konuda çok hassas ve aşırı görüşleri var. Bir de böyle ucu açık bir nokta.
Burada sadece şunu söylemeyi gerekli görüyorum.

Din aynı yada farklı olsun fark etmeksizin insanları ayrıştıracak, bölecek, fikir ayrılığı oluşturacak bir şey değildir. Dinler katı kurallarla ve net şekillerde oluşmuş. Dogma denir ya hani. Yoruma kapalıdır. Yani şöyle ki müslümanlıkta domuz eti haramdır. Bunun nedeni, niçini yok. Dogmadır o ve ya kabul edersin ya da bile bile karşı gelirsin. Izgarada pişerse domuz eti yenir diye bir yoruma giremezsin maalesef.

Ayrıca bir de din kişiseldir. Benim müslüman olmam ve hangi koşullarda nasıl bu dini icra edeceğim kimseyi ilgilendirmez. Aynı zamanda herhangi birininde ne biçimde dine bağlı kalacağı beni ilgilendirmez. Ama bunu bir türlü bizim insanımıza anlatamıyoruz. Dine davet sünnettir buna eyvallah. Ama adamı müslüman olsun diye baskılamak, hakaret etmek ve müslüman olmayanı hor görmekte haddimiz değil. Dedim ya din ayrıştırıcı olamaz.

Mevlana'nın dediği gibi; gel kim olursan ol gel...
legendary
Activity: 2072
Merit: 1138
April 29, 2020, 03:45:33 PM
#1
Üstad @gospodin'in aşağıdaki yorumunu görünce böyle bir başlık açmanın elzem olduğunu hissettim. (hissi kablel vuku da diyebiliriz Cheesy )

o dönemlerde benim atalarım taşa toprağa taptığı için ben çok fazla yorum yapmak istemiyorum:) benim anlamadığım nokta ise son dönemde konu dışı bölümünde dini içerikle ilgili paylaşımların artmış olması. artık coronadan mı yoksa ramazan ayından mı bilmiyorum ama bana biraz garip geliyor. neden garip geliyor derseniz cevap bile vermem. efs'ye söyleyelim bence dini/siyasi köşe olarak buraya iki ayrı alt başlık daha açsın.

not: bu gibi yorumların olduğu başlıklarda sıkıntı yok ama bunu gören yan hesaplı troller bokunu çıkarır. bu yüzden ramazan ayındayken bu trolleri ciddiye alıp kendinizi de yormayın.

İmdi:
Dini konularda sorularınız varsa sorabilir, altına da isteyen cevabını verebilir

Aslında sorul(acak)an soruların cevaplarını dileyen netten rahatlıkla bulabilir ama yine de samimi olarak (hakaret amacı taşımayan) kafa karıştırıcı düşünceler olabilir. Bu konuda yararlanabileceğiniz, geniş arşive sahip bazı siteler:
- https://islamansiklopedisi.org.tr/
- https://sorularlaislamiyet.com/
- http://www.dinimizislam.com/
Pages:
Jump to: