Hükümet bu konuda adımlar attı ,bir takım düzenlemlere getirmeye çalışıyor ,fakat ne hikmetse bir türlü dövizin yükselişini durdurmaya yetmiyor ,ülke ekonomimiz ciddi derecede açıklar ile dolu.
Sistem baştan aşağıya bozuk. Üniversitede bir arkadaşımızın anlattığı döngüyü anlatayım.
Türkiyede şu an faizler %18-19 seviyelerinde. Dolarda bugün kuruyla yaklaşık 6.4TL.
Dışarıdan sisteme 1000$ ile giren bir arkadaş düşünelim. Elindeki bu doların kuru kendisini tatmin edene kadar dolarda faiz alacak o da az değil. Ama asıl sorun kur yeterli seviyeye çıktığında başlayacak. Biz örneğimizde 1000$'ı getiren kişinin 6.5TL ile elindeki 1000$'ı TL'ye çevirdiğini düşünelim. 6500TL sini yıllık %20 faizden faize yatırıyor. (Stopaj konusunu ince hesaba girmemek için devre dışına çıkaralım) 6500 TL 1 yıl sonunda 7800, ikinci yıl 9360, üçüncü yıl 11232TL ye gelecek. 3.5 yıl gibi bir sürede parasını iki katından fazlaya çıkarmış olacak. Biz faiz sürecinden parası TL olarak 2 ye katlandığından tekrar dolara dönmeyi düşüneceğini varsayalım.
TL olarak 3.5 yılda 1'e 2 veren bir piyasa var. Böyle bir piyasaya sizce dolar ve yabancı yatırım miktarı artmaz mı? Zaten faiz arttırım amacı bu değilmidir. Yatırımı ülkeye çekmek. bu şekilde 1000, 1000 değil milyonlarca dolar piyasaya girer, doviz 2006-2007 yıllarında olduğu gibi bir düşüş trendine girer. Ütopik yaklaşmayalım bu faiz getirisinin sonucu da olsa doların 4TL seviyelerine geri geldiğini ve bizim yukarıdaki yatırımcının 4TL kurundan dolara döndüğünü düşünelim. Bu yıl 1000$ ile parasını Türkiye'ye sokan kişi, 3.5 yıl sonunda 3000$ ile geri gidebilecek. Üstelik bu 3.5 yıl boyunca Türk vatandaşları ABD mallarını kullanmaya devam ettiği sürece bir de bu yıl olduğu gibi milyarlarca dolar cari açık verecek. İşte bu döngü ile her açıdan kıskaca giriyoruz. Faiz arttırımı bizi bugün kurtarır ancak benzer ve bir kademe daha kötü senaryoyu bize döngünün bir sonraki ayağında gösterir. Üretime dönüşmeyen her yatırım getirdiğinden daha fazlasını alarak çıkar gider biz de arkasından bakarız.
Günümüz ekonomik modelleri artık bir dönem karmaşık görülen Keynes teorileriyle bile açıklanamamakta. Çünkü globalleşme işleri değiştiriyor. Tüketici tercihleri globalleşiyor. Bu ortamda bizim yıllardır yanlış yaptığımız şey ÜRETMEMEK! Normalde ürettiğimizi de üretemiyoruz. Kabul edelim Türk toplumu olarak tembelleşiyoruz. Mantıklı ve doğru adımlar atmalı, çok çalışmalı ve daha da önemlisi mutlaka üretim yapmalıyız. Yaratıcı beyinleri, el emeğini, teknolojiyi hepsini üretmeliyiz. İş yaratmalı para kazanmalı ve onu tekrar yatırıma dönüştürmeliyiz. Yukarıdaki döngüyü kırmamızın tek yolu bu. 3 tüketiyorsak, 5 üretmeli 2 yi de diğer ülkelere satmalıyız.
Fındık, Bor gibi dünya da kaynağı kıst olan ve üretiminin büyük kısmı bizim tarafımızdan yapılan ürünleri değerlendirmeliyiz. Bugün Brezilya maliyetler arttı diye çikolataya zam yapıyor, o çikolata fındık olmadan olmaz kardeşim deyip fındığı pazarlamalıyız. Bor madeni değerlendirecek fikirler bulup pazarlamalıyız. Whatsapp'a rakip uygulama bulmaya çalışmayıp, az işle çok para kazandıracak fikirler bulmalıyız. Yaratıcılığı ve eğitimi desteklemeliyiz ki geleceğimiz güzel olsun. Ekonomisi iyi olmayanın geleceği iyi olamaz!