Veganlık Türkiyenin gerçeği olma yolunda. Ne yazık et hastası ben ucuz ete ulaşamıyorum. Dünyada et tüketiminde son sıralara oynuyoruz artık , Ülkemiz dünyada et tüketiminde 120 sırada.
Sıralamayı karma yaptım. Bir çok ülkeyi sıralamaya eklemedim. Tam sıralamaya göre Türkiye 120.sırada.
Senelik tüketimde ülke sıralamaları;
Lüksemburg: 117 kg
ABD: 120 kg
Avusturulya : 109 Kg
Yunanistan: 74.8 kilo
Romanya: 62.7 kilo
Çin: 54.1 kilo
Ermenistan: 37 kilo
İran: 33.3 kilo
Namibya: 32.5 kilo
Myanmar: 29.8 kilo
Libya: 28.5 kilo
Nikaragua: 26 kilo
120. Sıra: Türkiye: 26 Kg
Birçok arkadaş konuyla ilgili yorum yapmış. Hepsine yanıt veremeyeceğimden ve konuyu sen açtığından dolayı sana yanıt vereyim istedim
Bu işin ustalarından aldığım bilgiler ve kendi araştırmalarımla elde ettiğim verileri aktarmak istiyorum. Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Fiyatlar düşmez. Türkiye’de et fiyatlarının pahalı olmasının bazı nedenleri var ve hepsi en az bir diğeri kadar önemli.
1. Türkiye’de büyük ve küçükbaş hayvan sayısı net olarak bilinmiyor. Hem kayıtsız çok fazla hayvan var, hem de küpe sayısı kadar fiili hayvan yok. Bazı arkadaşların da dediği gibi bahçenizde baktığınız hayvanı gidip kayıt ettirmezseniz veya kurbanda sattığınız hayvanların küpelerini gidip tarım müdürlüklerine iletmezseniz işler karışır. Ölçmediğinizi kontrol edemezsiniz. Elinizde ne olduğunu bilmezseniz doğru çözüm bulamazsınız.
2. Yıllık et tüketimi miktarlarında diğer ülkelerin bizim üzerimizde olmasının bir sebebi de onlarda domuz etinin de tüketiliyor olmasıdır. Türkiye’de az miktardadır.
3. Türkiye’de maalesef yem bitkisi (arpa, mısır vb.) yetiştirilmiyor. Bunlar yetişmeyince kaba yem kullanımı azalıyor, hazır yem tüketimi başlıyor.
4. Türkiye yağış alan bir ülke değil. Zaten verimsiz olan meralar yağış da almadığından otlar yeterli büyüklüğe gelemiyor. Aslında ülkemiz büyükbaş hayvancılığa müsait de değildir, küçükbaş için ise uygundur. İnek meraya çıkıyor ama meradan cımbızla tane tane ot toplamak zorunda kalıyor. Bu defa ne hazır yem almak gerekiyor. Hazır yem ile hayvan bakmak taşıma su ile değirmen döndürmektir. Avrupa’da hazır yem kullanımını nadiren görürsünüz, adamlarda her merada diz boyunca ot var.
5. Et ve süt fiyatlarındaki dengesizlik de fiyatların dengesiz olmasına yol açıyor. Süt fiyatları düşük olduğu için para kazanamadığını düşünen çiftçi gidip hayvanını kestiriyor. Bu defa Et fazlalığı ancak süt azlığı meydana geliyor. Veya bir spekülasyon çıkıyor hayvan fiyatları düşecek diye. Elinde malı olan acele acele gidip kestirmeye başlıyor. Bu kestirilen hayvanlar arasında damızlık olup ilerde yavru verecek olanlar da var. Veya başka bir spekülasyon çıkıyor fiyatlar artacak diye. Bu defa da adam hayvanı kestirmiyor.
6. Herkesin dediği gibi, Avrupa’daki maliyetler ile ülkemizdeki maliyetler arasında uçurum var. Burada traktör almaya kalksanız dünya vergi ödüyorsunuz. Hadi aldınız, dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyorsunuz.
7. Ülkemizde devletin hayvancılığa destekleri var ancak bunlar da altyapısı sistemsiz ve ihtiyaç sahibi kişiye ulaşmayacak şekilde veriliyor. Örnek verecek olursak çiftçi ahır yapma desteğini alıp ahır yapıyor ancak içinde hayvan yok. Gidin bakın bu şekilde yapılmış onlarca ahır var ve içi boş. Desteklerin ve kanunların büyük kısmından zenginler faydalanıyor. Yurtdışından hayvan ithalatı serbest ama belli bir sayı üstünde hayvan getirmen gerek. Her çiftçi getirebilir mi peki? Şimdi 300 koyun desteği vereceğiz deniyor ve karşılığında tarlanı ipotek edeceğiz deniyor. Adamın tarlası olsa şehre göçer miydi? Veya bir adamla karısı köye dönse ve sen ona 300 koyun versen iki kişi üstesinden gelebilir mi? 150 baş ve üzeri olduğunda konu profesyonel bir işletmeye geçer. Dışardan adam tutman gerekir, aksi takdirde yetişemezsin.
İlgini çeken bir konu olduğundan uzun tuttum, kusura bakma